Gönderen Konu: Cenk Hikayeleri..  (Okunma sayısı 2469 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı aylin

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 1133
  • Rep Puanı: +50/-0
  • İnsan alışkanlıklarının çocuğudur.
Cenk Hikayeleri..
« : Mayıs 21, 2008, 08:32:36 ÖS »


"Eskiden, çok eskiden, uzun kış gecelerinde, kısık lambaların puslu camlarda titrek ışıltılarla kıpraştığı köy kahvelerine gece masalcıları, dengbejler, âşıklar gelirlermiş... Dışarıda dondurucu bir fırtına ortalığı kasıp kavurur, şiddetli bir tipi dünyanın bütün kış kahvelerini tehdit ederken, onlar, üzerlerindeki karları silkeleyip, kalın abalarını ocağın kenarında kurutup, kendilerine sunulan kahveden ve tütünden kısmetlerini alıp; eskilerden kalmış, geçmiş zamanların güzelleştirdiği masalların yırtık, sökük yerlerini onararak; belleklerine gömülmüş imgeleri bulup çıkararak, üzerlerindeki çöl tozunu silkeleyip, parlatıp, canlı kılarak yeniden anlatırlarmış. Zamanın küllerinin savurduğu insanları, öyküleri, destanları, masalları, kahramanları, sevdaları camları puslu kış kahvelerinde, ölü mangal ateşinin ışıyan gözlerine baka baka yeniden anlatmak, yeniden dinletmek kolay değildir. Hiçbir yeniden kolay değildir."

İçindekiler
Şahmeran'ın Bacakları
Ökkeş ile Cengâver
Kasım ile Nâsır
Binali ile Temir
Ensar ile Civan
Yılan ile Geyiğe Dair

Parça
"Binali ile Temir", s. 215-217


Gözlerinin önünde o şahinin kanatları dönüp duruyor. Dönüp duruyor dünya. Ağaç olmak, kuş olmak, toprak olmak, yok olmak istiyor Temir.
Rüzgâra tutulmuş bir ağaç gibi sevinçten sarsılıyor, durduğu yerde titriyor. Kendi sevinci korkutuyor onu; sevincinin kendini aştığını duyuyor. Yüreğinin çarpıntılarına yetişemiyor. Temir'in yüzüyse bir avuç kül… Sanki bir dağ rüzgârı yüzündeki her şeyi silmiş. Bu kireç akı yüz Binali'nin sevincini çoğaltıyor, tuzağına düşmüş avından aldığı keyfi çoğaltıyor. Elindeki silahı ağır ağır doğrultup, Temir'in çevresine kurşun döşemeye başlıyor. Dört bir yanına kurşun yağıyor Temir'in. Ayaklarının dibinde kurşunlar dolaşıyor. Zıplayıp duruyor Temir. Sağından solundan kurşun sekiyor (Ölüm burnunun ucuna dek gelmiş) Dallardan, ağaçlardan, çevredeki küçük kayalardan parçalar koparıyor seken kurşunlar. Ağaçların, çiçeklerin, ıslak otların, kuru yaprakların kokusuna yoğun bir barut kokusu karışıyor.
Binali, cenginin görkemli başlangıcını yapmaktan çok memnun sırıtıyor, ıslak, yapışkan bir gülümseme gelip yerleşiyor ağzının kıyısına. Az sonra başlayacağı işkencenin şehvetine kapılmış, gözü hiçbir şey görmüyor. Bir uzun düşü gerçekleşmiş gibi. Daha şimdiden pençesinde kıvranan avı, gücünün sarhoşluğunu duyuruyor ona.
Temir'i usul usul öldürmek yaşamının tek anlamı şimdi. Hızla açılıp kapanıyor burun kanatları, soluğu yetmiyor yüreğinin koşuşturmalarına… Gövdesi seğirip duruyor…
"Haydi başlayalım Temir ağam," diyor. "Ta başından başlayalım. Bana ettiklerinin aynını edeceğim sana. Ödeşmeyi öğreneceksin. Nerden başlayalım istersin? Hangisinden? Önce yaralayıp, sonra mı ölümlerden kurtarayım seni? Yoksa şimdiden mi başlarsın yalvarmaya?"
Birkaç kurşun daha ayaklarının çok yakınından geçiyor, yeniden zıplıyor Temir.
"Nerenden yaralayayım seni? Yaran nerende olsun istersin? Ne de olsa sonradan usul usul sağaltacağız yaranı, sarıp sarmalayacağız. Nerene sıkayım kurşunu? Hadi sen seç yaranı, yara alacağın yeri sen seç. Bu kadar iyiliğimiz dokunsun sana. Ne de olsa o kadar hukukumuz var seninle."
Bir kurşun daha sıkıyor boşluğa.
"Asıl şimdi başlıyor benim cengim Temir. Gör bak adam yalvartmak nasıl olurmuş, öc nasıl alınırmış? Gör bak… Bana ettiklerinin bin katını yapacağım sana… Öyle tek kurşunla canını almak yok, köpekler gibi sürüne sürüne gebereceksin… Kıdım kıdım öldüreceğim seni… Hadi başla bakalım yalvarmaya, nasıl yalvarıyorsun…"
Başını dik tutup, ta gözlerinin içine baktı Binali'nin
"Bir can için yalvarmam ben, vur gitsin," dedi Temir.
Binali kalakaldı. Hiç beklemediği, hiç düşünmediği, akıl etmediği, hesaba katmadığı bir şeydi bu. Kendini öfkesinin şehvetine kaptırmış, her şeyin düşlediği gibi olacağını sanmıştı. Düşlerini bütün bir hayat sananlardandı Binali.
"Ne demek yalvarmam ulan! Yalvaracaksın! İtler gibi yalvaracaksın, hem de ne gibi yalvaracaksın!.."
"Yalvarmam," dedi Temir. "Hepsi hepsi bir can. Alır gidersin… O kadar."
Binali duralıyor.
İnsan üzerine ve de yiğitlik üzerine bütün düşündüklerini, bütün bildiklerini yeniden yokluyor.
Bir kurşun daha sıkıyor.
Bir insan her kim olursa olsun bir insan çaresiz bir duruma düştü mü yalvarır, yakarır, alçalır. İnsanoğlu böyledir. Böyle olması gerektir. Peki bu çocuk, bu el kadar çocuk niye dikleniyor böyle? niye direniyor? nesine güveniyor bu kadar?
Bunları düşünürken bir kurşun daha sıkıyor.
"Yalvar ulan! yakar! ağla! bir şeyler yap!"
Tam iki ayağının ortasından sekiyor kurşun, geriye zıplarken gerisin geri düşüyor, yere yıkılıyor. Tam doğrulurken yakınından bir kurşun daha sekiyor.
Peki ben niye yakardım? niye yalvardım o kadar? niye öldür de kurtulayım, demedim? diyemedim? Ben ki Binali'yken…
Benim Notum:Kitaptaki hikayeler sizleri başka dünyalara götürecek ve düşünme gücünüzü zorlayacak hikaye (Yılan ve Geyiğe Dair) de barındırıyor..
« Son Düzenleme: Mayıs 21, 2008, 08:36:58 ÖS Gönderen: aylin »

Çevrimdışı §iyahinci

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 20028
  • Rep Puanı: +434/-11
  • Denizin en nadide armağanı!..
Ynt: Cenk Hikayeleri..
« Yanıtla #1 : Haziran 04, 2008, 10:08:06 ÖS »
Emeğine sağlık bana biraz karışık geldi  :hımm:
Eskiden yeterdim kendime,
Artardım bile..
Şimdi ne yapsam nafile! ...
Ve
Kim demiş 'can eskimez' diye
Bu can tedirgin tende,
Can da eskimiş
Ben de..


Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Cenk Hikayeleri..
« Yanıtla #2 : Haziran 05, 2008, 09:51:22 ÖÖ »
teşekkürler Aylin...
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"