Gönderen Konu: AĞAÇ DİKMEK - GİRİŞİMCİLİK !!..  (Okunma sayısı 947 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
AĞAÇ DİKMEK - GİRİŞİMCİLİK !!..
« : Şubat 15, 2010, 10:02:37 ÖÖ »
               Arazi devletten, ağaç ekmesi girişimciden
 
               AĞAÇ  DİKMEK - GİRİŞİMCİLİK  !!.

Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen özel ağaçlandırma çalışmalarına verilen teşvikler, ilk meyvelerini vermeye başladı.

 Bozuk orman veya boş orman arazileri ile Hazineye bağlı uygun alanların gerçek veya tüzel kişilerce ağaçlandırılarak yeniden kazanılması ve ıslah edilmesi amacıyla başlatılan proje kapsamında bugüne kadar ağaçlandırılan alan 80.000 hektarı geçti.

 Bu alanların yaklaşık yarısı ise gelir getirici meyve ormanlarından oluşuyor. Arazinin devlet tarafından ücretsiz tahsis edildiği projede, fidanlar, arazi hazırlığı, dikim veya ekim bedeli ve 3 yıllık bakım giderleri için de düşük faizli olarak, 30 yıla varan sonradan ödemeli kredi imkanı sunuluyor. Üstelik ağaçlardan elde edilen ürünler orman sahibine kalıyor.
.
Böylece şirketler, neredeyse sıfır yatırım maliyeti ile farklı bir alanda ek gelir sağlayabiliyor.

Türkiye’nin mevcut yüzölçümünün yüzde 26’sı ormanlardan oluşuyor. Ormanların yüzde 99’9’u ise devlete ait. Bunun karşısında, dünya orman varlığının yüzde 24’ü özel ormanlardan oluşuyor.

 Bu oran AB ülkelerinde yüzde 61’i buluyor. Fransa’da ormanların yüzde 74’ü, Almanya’da yüzde 41’i İtalya’da yüzde 60’ı Portekiz’de yüzde 91’i İngiltere’de yüzde 60’ı Amerika’da ise yüzde 71 özel kişi ya da kurumlara ait…

Çevre ve Orman Bakanlığı, 1986 yılında çıkan yönetmelikle Türkiye’de gerçek veya tüzel kişilerin özel orman sahibi olmasının önünü açtı.

Teşviklerle desteklenen proje ile bugüne kadar 81.000 hektar alana özel ağaçlandırma yapıldı. 2008’de 9.256 hektarlık alanda ağaçlandırma yapılırken, 2009 sonunda 11.500 hektar alana ulaşılması hedefleniyor.

 Özel ağaçlandırma kapsamında, asli orman ağaçlarının yanı sıra bazı gelir getirici türlerin de dikimi de gerçekleştirildi. 2008 sonu itibari ile 77.610 hektar olan özel orman alanlarının 38 hektarına gelir getirici türler dikildi. Bu kapsamda yaklaşık 9,5 milyon meyve ağacının dikimi yapıldı. ( Kaynak  :  İnternetten  ALINTI . 15.02.2010 )

Boş  arazileri  değerlendirmek  çok  iyi  bir  şey.  Ülkemiz  ormanla  ve  faydalı  meyveli  ağaçlarla  kaplanmalıdır. Boş  ve  işsiz  olan  çalışabilir  kişilere  ne  güzel  iş  kaynağı.  Bu  şekilde  işsiz  kimse  kalmaz.  Üretim  yapılır.  Herkesin  bu  ülkede  bir  dikili  ağaçı  olur..

    Naklen  Yazan  :  Hacı  Ahmet  ÜSTÜNBAŞ   -   Sigarayla  Savaşanlar  Vakfı  Üyesi      -    KIRIKHAN - HATAY
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: AĞAÇ DİKMEK - GİRİŞİMCİLİK !!..
« Yanıtla #1 : Şubat 15, 2010, 02:55:48 ÖS »
DOĞA DOSTLARI » Atatürk ve Ağaç
 
Atatürk'ü Ağlatan Ağaç 

Eskiler, yaşlı ağaçları kesmek için ormanlara giderken baltanın ağzını bir kumaş parçasıyla sıkıca örtermiş. Bunu biliyor muydunuz?
Çünkü, ağaçların, bizim bilmediğimiz yaşama gücü, oduncunun elinde o kesici aleti görünce korkudan bir salgı yapar, bu salgı, genç fidanların öz suyunu zehire dönüştürürmüş.

Bir efsane bile olsa (ki bilim bugün bu efsanelerin de aslını meydana çıkarıyor) evet, bir efsane bile olsa...bu gelenek bir çok gerçeği gün ışığına çıkarıyor.
Siz Atatürk’ün ağaç sevgisi hakkında neler duydunuz, neler okudunuz bilmiyorum. Bir konu var ki okuma kitaplarının baş yazısı olarak neden onu seçmiyorlar, neden bütün çocuklarımıza anlatmıyorlar, ben bunun cevabını veremiyorum.

Ankara, Kurtuluş Savaşı’ mızın eşsiz önderine kollarını açtığı günlerde, Çankaya’dan şehre inen yol üzerinde tek bir iğde ağacı varmış; ağaç olarak. Mustafa Kemal, o ağacın önünden geçerken her sefer, yanındakilere gösterir o iğde ağacını, “Bak" dermiş, "Bu benim iğde ağacım”. Bu sevgiyi bilmeyenler, haberli olmayanlar, bir gün yolu genişletmek amacıyla iğde ağacını kesmişler.

Ve Mustafa Kemal onu selamlamak üzere başını çevirdiğinde ağacın yerini bomboş görmüş. Heyecanla “Ne oldu benim ağacıma” diye sormuş. Kesildiğini öğrendiği zaman da iki elini yüzüne kapayarak ağlamaya başlamış. Bugün koca bozkırın ortasında binlerce ağacın yeşerip göverdiği bir Ankara ve bir Gazi Orman Çiftliği varsa eğer, bunu Mustafa Kemal’ in o günkü göz yaşlarına borçluyuz. Bir iğde ağacı yerine bir orman, binlerce ağaç, binlerce sevgi.

2000 yılının çocukları, doğayı böylesine algılamayı öğrenmezse eğer, böylesine sevmezler ve saymazlarsa, yalnız topraklarımız değil, yüreklerimizde, boz bulanık bir sevgisizliğin içinde, bir bozkır yalnızlığını yaşamaktan öte hiçbir şey yapamayacaktır. Teknik ne kadar ilerlerse ilerlesin, güçlenirse güçlensin! Canlıya sevginin ve saygının her çağda, her zaman ve her mekânda bir başka anlamı ve bir başka değeri olacaktır. (Kaynak : İnternetten  ALINTI . 15.02.2010)

Naklen  Yazan  :  Hacı  Ahmet  ÜSTÜNBAŞ  Cemal  Gürsel  İ.Ö.O. Aile  Birlik  Es. Başkanı  KIRIKHAN - HATAY
 
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: AĞAÇ DİKMEK - GİRİŞİMCİLİK !!..
« Yanıtla #2 : Şubat 15, 2010, 03:10:54 ÖS »
                                                                       :bayrak:
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Ormanlar hakkında Şu sözleri söylüyor.
Atatürk, 1934 yılında Kızılcahamam'a uğramış, çok beğendiği Soğuksu mevkiinde Temmuz ayının bir tam gününü geçirerek dinlenmiş, halkı huzuruna davet ve kabul ederek onlarla uzun uzun sohbet etmiştir. Bu ziyaretin anısı, o yerdeki kitabede yazılıdır.
Bu gezide sahip olduğu küçük bir orman sahasını, 3116 Sayılı Kanun'un amir hükümlerini de nazara alarak Kızılcahamam Belediyesi'ne hediye etmiştir.

Atatürk'ün yeşil ve orman hakkındaki şu sözlerini de hatırlatalım:
"Ormansız bir yurt vatan değildir."
"Yeşil görmeyen gözler, renk zevkinden mahrumdur."
Orman Çiftliği'nin kuruluşu sırasında, şimdi Marmara Oteli'nin bulunduğu tepede, çevresindekilere şu emri veriyordu:
"Burasını, öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan ahi yeşillikler arasında olduğunu fark etsin."

Afet İnan, Hatıralar ve Belgeler adlı kitabında şunları da belirtiyor:
"Mustafa Kemal, bir sahil çocuğu olduğu için denizi çok severdi. Fakat son hastalık günlerinde hasret çektiği yer, bir çam ormanlığı olmuştur.
'Bana memleketimizin ormanlık güzel yerlerinden tanıdıklarını anlat... Arzum, yeşillik ve ağaçlık ve de yaz kış yeşil duran ağaçlar arasında olmaktır' diyen sesi hala kulaklarımda akisler yapıyor."
Atatürk, Orman Çiftliği'nin sadece tarlalarından istifade etmeyi hedef tutmamış aynı zamanda Ankara'yı ağaçlandırma işine buradan başlamıştır.
Kendi adını taşıyan Atatürk Bulvarı'na çam fidanları dikildiği vakit pek sevinmişti. "Bunlar tutarsa, Ankara'nın yaz kış yeşil duracak bir tabiat zenginliği olacak" demiş ve bu çamları Ankara'nın yeni devrinin bir sembolü gibi telakki etmişti.
 ( Kaynak : İnternetten  ALINTI . 15.02.2010 )  Naklen  Yazan  :  Hacı  Ahmet  ÜSTÜNBAŞ    -   KIRIKHAN  -  HATAY
« Son Düzenleme: Şubat 15, 2010, 03:12:51 ÖS Gönderen: A.ÜSTÜNBAŞ »
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .