Gönderen Konu: Osmanlı`da yaşanmış Hikaye  (Okunma sayısı 972 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı brun0*

  • *V*İ*P*
  • ******
  • İleti: 814
  • Rep Puanı: +14/-0
  • Altın-ı Şer İncisi Ker / CaN YüceL
Osmanlı`da yaşanmış Hikaye
« : Kasım 20, 2010, 06:52:16 ÖS »
İşte Osmanlı ...

19.yüzyılda Almanya nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında
Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.

Fransızlar, her sene nehrin Almanlar'daki kısmına geçip mahsulün tümünü
toplayıp götürüyorlardı.

O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses
çıkaramıyorlardı tabiî. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına
durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar.

Mektupta şöyle denmektedir:

"Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar.
Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in de
halifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi
bu sene olsun toplama imkanı sağlayın."

Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen
padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker
elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır.
Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp

mektubu okurlar:

"Fransızlar korkak ademlerdir.
Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur.
Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir."

Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin.
Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerınde dolaştırın. Karşıdan gören
Fransızlar için bu kâfidir."

Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar.
Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında
dolaşmaya başlarlar.

Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanlar'ın sevinç çığlıkları atmalarına
sebep olur:

"Osmanlılar'dan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini
de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar.
Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir."

Bu olay, Mülhaymli'lerin gönüllerin de taht kurmuştur.
Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar.

Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen
olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip ,
hadiseyi temsilen kutlarlar.

"Sormaz ki bilsin sorsa bilirdi, bilmez ki sorsun bilse sorardı."

Çevrimdışı @sen@

  • Moderator
  • *
  • İleti: 4979
  • Rep Puanı: +100/-0
Ynt: Osmanlı`da yaşanmış Hikaye
« Yanıtla #1 : Kasım 20, 2010, 08:10:29 ÖS »
Çok güzelmiş. Daha önce duymamıştım,. Çok sağol brun0*  :çiçk:
Zordur benimle yürümek. Bunu benimle yola çıkanlar bilir, hepsi yarı yolda gittiler. Suç kimde? Ben zoru seviyorum, onlar sevmiyor. Yapacak bi şey yok. Suçum var mı? Tabi ki var. 'Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam'.


Çevrimdışı verdena

  • Süper Moderatör
  • *
  • İleti: 4544
  • Rep Puanı: +70/-1
Ynt: Osmanlı`da yaşanmış Hikaye
« Yanıtla #2 : Kasım 20, 2010, 08:14:39 ÖS »
müthiş birşey, basit ama ince bir zekanın eseri ordusuna hükmüne güven var.. teşekkürler

Bugünlerde Hiç Çıkmıyorsun Aklımdan
Yüzümü Sarmış Pembe Bir Hüzün
Sanırsın Hep Sen Vardın Hayatımda...
                     

Çevrimdışı brun0*

  • *V*İ*P*
  • ******
  • İleti: 814
  • Rep Puanı: +14/-0
  • Altın-ı Şer İncisi Ker / CaN YüceL
Ynt: Osmanlı`da yaşanmış Hikaye
« Yanıtla #3 : Kasım 20, 2010, 08:38:26 ÖS »
rica ederim.

"Sormaz ki bilsin sorsa bilirdi, bilmez ki sorsun bilse sorardı."