...:::(¯`·.FORUM GENEL KONULAR.·´¯):::... > Sağlık Bölümümüz

Doğu Karadeniz Bölgesi' nde KANSER Gerçeği !!..

(1/2) > >>

A.ÜSTÜNBAŞ:

 
   :klp:  :klp: Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kanser gerçeği   :!:

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, Erkeklerde en fazla akciğer, kadınlarda meme kanseri görülüyor.

Karadeniz’deki kanser gerçeği  (16  aRALIK  2010)
Giresun’un Görele ilçesinde Opr. Dr. Ergun Özdemir Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Leyla Bostan, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde erkeklerde en fazla akciğer kanseri, kadınlarda ise meme kanserinin daha sık görüldüğünü söyledi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Dr. Leyla Bostan “Akciğer kanseri günümüzde en sık görülen kanser türüdür. Tüm dünyada kanser olgularının yüzde12.8′inden, kanser ölümlerinin ise yüzde17.8′den sorumludur. Sağlık bakanlığı verilerine göre Karadeniz Bölgesi’nde erkeklerde akciğer kanseri ilk sırayı alırken, bayanlarda meme kanseri daha sık görülmektedir. Sigara kullanımı yüzde 94 oranında akciğer kanseri gelişiminde rol oynarken, pasif içiciliğin etkisi de göz ardı edilmemelidir. Diğer etkenler arasında yaş, cinsiyet, meslek, hava kirliliği, radyasyon, genetik ve geçirilmiş akciğer hastalıkları yer almaktadır. Bu nedenlerden dolayıdır ki, sigara içmeyen kişilerde de daha az sıklıkta akciğer kanseri gelişebilmektedir. Etkenlere bakıldığında büyük oranda önlenebilir bir hastalıktır. Akciğer kanseri hastalarının büyük kısmı tanı anında yaygın hastalığa sahiptirler. Çoğunlukla herhangi bir belirti vermeden sağlık kontrolleri sırasında saptanırlar. En sık başvuru şikayetleri öksürük, kilo kaybı, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve kanlı balgam çıkarmadır. Eğer kendinizde bu bulguları saptıyorsanız size en yakın göğüs hastalıkları uzmanına mutlaka başvurun” dedi.

Günümüzde sağlık alanında teknolojinin de gelişmesi ile birlikte erken tanı ve tedavi olanağının arttığını kaydeden Bostan “Tüm kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanseri de sosyal yaşamı etkileyen, maddi ve manevi birçok kayıba sebep olan yıkıcı bir süreci başlatır. Sosyal destek tedavi başarısında çok önemlidir. Unutulmamalı ki erken tanı bu yıkıcı süreci tersine çevirebilir” diye konuştu.

Kaynak: (Haberturk.com) İnternetten  ALINTI. 20.01.2011  :klp:  :klp:  Naklen  Yazan  :  A. ÜSTÜNBAŞ  :klp:  :klp:

A.ÜSTÜNBAŞ:
Adı:KARADENİZDE KANSER GERÇEĞİ
Kategori:Kuruluşlar - Siyasi Kuruluşlar
Açıklama:'Bilim adamları halkı kandırıyor'

Çernobil'le ilgili kamuoyuna yapılan tutarsız açıklamalar nedeniyle halk, kanser vakalarının tek nedeninin çernobil olduğunu düşünüyor. Çernobil'in Karadeniz'deki Etkilerini Araştırma Komisyonu Başkanı Hüseyin Ayaz bilim adamlarının halkı kandırdığını iddia ediyor.

Tarih 26 Nisan 1986... Yer Ukrayna... Çernobil Nükleer Santrali'nde gece yarısı saat 01'i 23 dakika 58 saniye geçe ardı ardına iki büyük patlama meydana geldi ve dünya tarihinin en büyük facialarından biri yaşandı. Patlamaların ardından yüzlerce kişi hayatını kaybederken, radyasyon yüklü ölüm bulutları önce Avrupa'ya, daha sonra Trakya ve Karadeniz Bölgesi'ne yayıldı. Radyasyonun yüzde 40'lık bölümü Ukrayna, Sovyetler Birliği ülkeleri ve Batı Avrupa'yı etkisi altına aldı.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)'in yaptığı araştırmaya göre, facianın ilk etkileri 30 Nisan 1986 yılında, kuzey-batı Trakya ve Karadeniz kıyılarında çevresel doğal radyasyon düzeylerindeki yükselmelerle gözlendi. Bölgenin normal koşullarda 8-10 mikro röntgen/saat olan doğal radyasyon düzeyi 4-5 Mayıs günlerinde 30-50 mikro-röntgen/saat düzeyine ulaştı. En yüksek radyasyon düzeyi 150 mikro röntgen/saat olarak Batı Karadeniz kıyısındaki Karasu'da ölçüldü. TAEK tarafından bölgede yapılan aşartırmalarda et, süt ve mamülleri, sebze ve meyveler, baharatlar denetim altına alındı.

 :klp: Çernobil çayları gömüldü
O dönemde bölgede yapılan araştırmalar sonucunda uzmanlar ve bilimadamları yaptıkları açıklamalarda Doğu Karaeniz'de yetişen çay ve fındıkları laboratuar ortamında inceleyerek imha edilmesine karar verdi. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde üretilen fındıklar da Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Dünya Sağlık Teşkilatı sınırları civarında radyoaktivite tespit edildi. Çay ürünlerinde ise TAEK tarafından yapılan hesaplamalar ve AET kriterlerine göre, insan sağlığına zarar vermeyecek bir limit belirlenerek, çay paketleme fabrikalarında kurulan sistemlerinde aktivitelerine göre tasnif edildi. Buna göre, 12 bin 50 bg/kg'lık limiti aşan çaylar, Çay Kurumu'na ait depolarda TAEK'in gözetimi ve denetimi altına alındı. Bu miktarın 58 bin ton civarında olduğu, daha sonraki tarihte bu çayların çay fabrikalarının bahçelerinde toprağa gömüldüğü belirtildi. Uzmanlar, radyasyonlu çayları içen hamile bir kadının çocuğunun kansere yakalanma riski doğacağını ve halkın çayı demlemeden önce sıcak suyla yıkaması gerektiği uyarısında bulundu.

 :klp: Bakan: Biraz radyasyon iyidir
Bilim adamlarına göre, Türkiye'de 40-50 bin ton çay vardı. ODTÜ'nün yaptığı araştırma raporlarında çayda kilogram başına 10 bin ton bekörel oranında radyasyon tespit edildiği ve 'çayları imha edin' ibaresine yer verildi. Rapor, dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral başkanlığında kurulan Radyasyon Güvenliği Komitesi'ne sunuldu. Komitede yer alan Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Prof. Dr, Ahmet Yüksel Özemre'nin, "Ölçümler hatalıdır. Türkiye'deki çaylar temizdir" açıklaması üzerine, Aral canlı yayında radyasyonlu çayları içerek, "biraz radyasyon iyidir" şeklinde tepkisini gösterdi.

Ulusal ve uluslararası pek çok çevre projesini yürüten TAEK, çernobil sonrasında Doğu Karadeniz ve Trakya Bölgesi'ndeki toprakları deniz suyu ve sedimentlerinden bu yörelerde üretilen çeşitli maddeler üzerinde araştırma yaptı. TAEK raporlarına göre bugüne kadar yapılan ölçümlerde, en yüksek değerler 1986 yılında ortaya çıktı. TAEK, ölçüm değerlerinin 1987 yılından itibaren hızla düşerek doğal düzeylere indiğini ve araştırmaların hala devam ettiğini açıkladı.Bu bağlamda Sağlık Bakanlığı devreye girerek bölgedeki kanser vakalarını tespit etmek ve nedenlerini ortaya koymak için araştırmalar başlattı.

Çernobil'in Karadeniz'deki Etkilerini Araştırma Komitesi Başkanı ve Trabzon Dernekler Birliği Başkan Yardımcısı Hüseyin Ayaz, Karadeniz'de 1986 yılından bu yana sağlıklı bir araştırmanın yapılmadığını belirtiyor. Bilim adamlarına güvenmediklerini ifade eden Ayaz, TBMM'nin 1994 yılında yaptığı araştırma raporuna göre 1986 yılında Türkiye'de 52 milyon insanın bulunduğu, facianın Trakya ve Karadeniz'i etkilediği ve 10 milyon insanın risk altında olduğunu vurguluyor. Ayaz, aynı raporda radyoaktif ölçüm aletlerinin de bölgeye faciadan altı ay sonra gittiğini söylüyor.

 :klp: TAEK ezbere konuşuyor
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Okay Çakıroğlu'nun, "Çernobil kazası sonrası Türkiye'de kimsenin vücudunda radyoaktif kalıntıya ya da genetik bozulmaya rastlanmadı" şeklindeki sözlerini talihsiz bir açıklama olarak değerlendiren Ayaz, TAEK'in yaptığı açıklamaların ezbere yapıldığını vurguluyor. Ayaz, "20 Ocak 2000 tarihinde Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş yayınladığı genelgeyle, kişi, kurum ve kuruluşların haberdar oldukları kanser hastalarını il sağlık müdürlüklerine bildirmelerini, il sağlık müdürlüklerinin Sağlık Bakanlığı'na bilgi vermesi gerektiğini belirtiyor. Bölgede o tarihten itibaren hiçbir sağlık taraması yapılmıyor. Bu durumu nasıl izah edecekler?" diyor.

 :klp: Ellerinde araştırma raporu yok
TAEK ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)'nün elinde sağlıklı bilgiler olmadığını iddia eden Ayaz, yetkililerin halka zoraki açıklama yapma ihtiyacı duyduklarını söylüyor. Ayaz konu ile ilgili tespitlerini şu sözlerle sürdürüyor: "Elimdeki belgelere göre konuşuyorum ancak onlar gerçekleri gizleyerek halkı kandırıyor. Elimde hastanelerden alınan resmi hasta kayıtları var. Bu kayıtlara göre, 1990-2000 yılları arasında bölgede kanser vakalarında yüzde 50 artış yaşandı. 1990 yılında Trabzon'da 90 kanser hastası varken bu sayı 2000 yılında 720'ye çıktı. Ordu'da 1990 yılında 50 kanser hastasının sayısı 2000 yılında 2 bin 167'ye ulaştı. Giresun'da ise 2000 yılında 2 bin 168 kanser vakası tespit edildi. Ayrıca, son sekiz yılda erkeklerde akciğer kanseri, kadınlarda da meme kanserinde artış gözlendi. Bu artışların nedeni çernobil değilse, gerçek nedenlerini açıklasınlar. İddia ediyorum açıklayamazlar, çünkü ellerinde araştırma raporları yok. Türkiye'de konuyla ilgili belge varsa onlar da benim elimdedir."

 :klp: İnşallah ben yanılırım ama...
"Bilim adamları çernobil faciası sonrası yaptıkları açıklamalarda etkilerinin 10 yıl sonra ortaya çıkacağını belirtmişlerdi. Aradan 20 yıl geçti ve Karadeniz'de kanser vakaları özellikle genç nüfusta artış gösterdi" diyen Ayaz, Karadenizlilerin bölgede hane taraması yapılmasını istediklerini yineliyor ve ekliyor: "Son 20 yılda her hanede yaşayan kişi sayısı, ölen ve hasta olan insan sayısı tespit edilerek kanser taraması yapılabilir. Bilgilerin sonucunda gerçekler ortaya çıkar. Kanser vakalarının artışında çernobilin olduğunu iddia ediyoruz. Bu taramalar sonucunda inşallah biz yanılırız. O zaman çıkar bilim adamlarından özür dileriz."

 :klp: Karadeniz halkı bilime güvenmiyor
Trabzon Kanser Hastaları ve Yakınları Dayanışma Derneği Başkanı Av. Sibel Suiçmez Karadeniz halkının bilim adamlarına güveni kalmadığını söylüyor. Facianın yıllardır insanlardan gizlendiğini öne süren Suiçmez, Karadenizlilerin bu konularla yıpratıldığını belirtiyor. Bilim adamlarının Karadeniz insanını bilime inanmayan topluluk olarak tanıttığını savunan Suiçmez, "Biz cahil insanlar değiliz. Gerek yapılan tutarsız açıklamalar, gerekse ortaya sağlıklı belgelerin konulmaması halka ister istemez kanser vakalarının tek nedeninin çernobil olduğunu düşündürüyor. Bu hastalığın çernobil yüzünden meydana geldiğini iddia etmiyoruz, ancak bilim adamları da bize gerekli açıklamaları yapmıyor, hastalığın gerçek artış nedenlerini ortaya koyacak verileri sunmu-yorlar. Karadeniz'de her hanede bir yada daha fazla kanser hastası var. Biz bilime saygısız değiliz. Sadece bilimi yanlış kullanan ve yansıtanlara inancımızı kaybettik. Bölgenin acil kanser haritasının çıkarılmasını istiyoruz. Böylece kanser vakasındaki artış net bir şekilde ortaya çıkabilir" diye konuşuyor.

:klp: Genç nüfus kanserin elinde
Karadeniz'de kanser vakalarının genç nüfusu etkilediği yönündeki iddialar bölge insanının korkulu rüyası haline geldi. Hastalığın artmasıyla neredeyse her ailede 1 kanser vakası görülür oldu. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz sanatçı Kazım Koyuncu'nun ölümü ise bu konuda bardağı taşıran son damlaydı. Bilim adamlarının yaptığı açıklamaları yetersiz bulan bölge insanı, hastalığın yayılmasındaki tek sorumluyu çernobil olarak değerlendirdi. Son 5 yılda hastalığın yüzde 60 arttığı yönündeki söylemler de vatandaşları çileden çıkarttı. Uzmanlar ise bu düşüncenin ülkede çernobil gerçeğinin tam anlamıyla bilinmemesinden kaynaklandığını açıklıyor.

Çernobil'le ilgili kamuoyuna yapılan tutarsız açıklamalar nedeniyle halk, kanser vakalarının tek nedeninin çernobil olduğunu düşünüyor. Çernobil'in Karadeniz'deki Etkilerini Araştırma Komisyonu Başkanı Hüseyin Ayaz bilim adamlarının halkı kandırdığını iddia ediyor.

:klp: Tarih 26 Nisan 1986... Yer Ukrayna...
 Çernobil Nükleer Santrali'nde gece yarısı saat 01'i 23 dakika 58 saniye geçe ardı ardına iki büyük patlama meydana geldi ve dünya tarihinin en büyük....
İletişim Bilgileri :Istanbul, Turkey

nigner:
çok mükmmel haklı bir yazı...

buradaki yorumlara ve düşüncelere aynen katılıyorum... kımseyi kandıramazlar...durum ortada...

çıksın cesur yürekli BÜYÜK bilim adamlarımız aksini açık yüreklilikle ispat etsinler, açıklasınlar bakalım belgelerle...

ki kendım bizzat başta babacığım (akciğer kanseri) olmak üzere ailemde ve yakın çevremde çeşitli yaşlarda kaybettığım insanların ölüm nedenlerinin %90 ı kanser ve çeşitleridir...


konu için teşekkür ederım Allah cc razı olsun sevgili A.ÜSTÜNBAŞ...
+rep + konuyu sabitliyorum.  bilginize...

*Laz kızı*:
Bu kanser illeti yiyip bitirmedi bunca insanı
önceden yaşlılar ölürdü şimdi gençler ölüyor
neden .? sebebin çoğu durup dururken ölümler
Allah beterinden korusun diyelim..Ama bundanda beterimi var ki..
çok teşekkürler A.ÜSTÜNBAŞ..

A.ÜSTÜNBAŞ:
Radikal-çevrimiçi / Yaşam / KANSER neden artıyor? (1)
www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=2145854 Mar 2007 – Kanserin artış gösterdiği bazı bölgelerde neden tespit edilmiş ve bazı köyler taşınmıştır. Karadeniz'de ise böyle bir durum söz konusu olsaydı ...

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git