Aşkın semalarında,firari sevdaların ağıtlarında
Sevgilinin yokluğuna kıvranırken ruhum
Üzüntüyü
Sarıp sarmalayan bir yolcuyum...
Acılarımı harmanlayan şimal rüzgarları
Ne de çabuk sustu?
Hüzünlü yüreğimin üzerine
Hangi el mutluluğu inşa edecek?
Gülümsemenin adını bile unutmuşken
Umut tepelerinde bir dilenci olmuşken
Sus ne olur ... Teselli istemiyorum!
Beni bana bırak içimde kalmasın sözcükler, ve
Dinle;
Bu akşam düşte Şahmaran
Gece destansı aşklara vuruyor yüzünü
Hilal’ in yarı loş ışığıyla
Uykusuzluk; uzuyor, düşüyor,
Sağır, dilsiz ama hissedebilen mısralarıma...
Şahikalarda asılı kalan duygular
Ses veriyor düşüncelere;
Ve Suru üflemeye hazır İsrafil’ in
Sabrına aşina ya yürekler
Aynı nizamla...Sendeyim sevgili
Aşkım sensizliğe akan
Göz yaşlarımı kristalleştirerek
Bel kıs ‘a hazırlanan tahttan
Daha görkemli bir taht hazırladı
Sana gönlümde.
Zaman perdesini çektiğinde
Ben, sendeyim sevgili...
Ayrılığın katmer katmer beslediği
Sevdanın; dudaklarından bir kıvılcım
Düşerken Kays’ ın kalbine
O tek bir kıvılcımla, aşkına kül olan Kays’ ın
Gönül gözlerine tecelli eden
O nazlı yarin, Leyla nında
Yüreğinde çalkalanan hasret duası ile
Ben, sendeyim sevgili...
Melaikelerin şeffaf kanatlarında
Ölümsüz aşkların vaveylası, sonsuzlukta yankılanırken
Tuttuğum eller, sabrın huşulu raksıyla
Güvene hicret ettirdi ya
Ben, sendeyim sevgili...
Bir yedi veren çiçeğinin mevsimlerde bereketi
Bir de sevgilinin o emsalsiz hayali
Sır olup yerleşti ta içime..
Kimsesizliğe soyunmuş Alp lerin güzelliğine
Göz kırpan tan vakti,
Sahipsiz umutlarla kalbe doğarken
Erişilmez aşkların yıldızı Zühre’ nin
Derin iç çekişleriyle
Ben, sendeyim sevgili...
Seninleyim sevgili...
Ümitzeynep Kayabaş