Gönderen Konu: hayatın içinden bir anı ....  (Okunma sayısı 1115 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı berceste

  • Süper Üye
  • *****
  • İleti: 329
  • Rep Puanı: +6/-0
hayatın içinden bir anı ....
« : Kasım 28, 2010, 02:13:38 ÖS »
Bu akşam eve gelirken sokağımızda olağandan fazla gürültü olduğunu farkettim. Biraz kulak verince gürültünün hemen yakınımızdaki lise yurdundan geldiğini farkettim. evet. okullar açıldığı için onların gürültüsü 3 aylık tatilden sonra tekrar mahallede yankılanacaktı. dışardan bakanlar için hep aynı"yatılı çocuklar"dı. ama her biri bambaşka yerlerden, ailelerden gelmişlerdi. Her sene yaşanan sirkülasyon ancak içinde yaşayanların farkeceği, önemseyeceği, dahası hayatının merkezine alacağı bir hareketti. Yeni sene hep en yeniler gelir, ilk akşamlar ürkektirler. Her sene yurdun raconunu, ve ortamını kendilerine uydurma dönemini bir an önce atlatmak için herkesle bir anda dost-yaren havasına girmeye çalışmak gibi bir yanlışa da düşerler :)

 

 

 

Eski öğrenciler ise bütün bir sene boyunca beraber yaşadıkları, okula geldiklerinden itibaren ailelerinden daha çok vakit geçirdikleri arkadaşları ile tekrar buluşmanın hakikatli bir sevincini yaşarlar. Tüm tatil boyunca ne yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatırken bir yandan da zaten aşina olunan ve neyin ne kadar sığacağı çok iyi bilinen dolaplara bavuldakiler yerleştirilir. Yatak seçiminde ilk seneki "ne çıkarsa bahtıma" halinden sıyrılnmış. Yarenler seçilmiş, kime yakın, kimden uzak durulması bilinmiş olduğu için yeni gelenlerin pek farketmediği bir yerleşim olur bu seneki. Yeni gelenlere dayılanmak ise bu dönemdekilerin olmazsa olmazıdır. Bir sene evvelki ezikliklerini bertaraf etmek için ne gerekiyorsa yapar bu veletler.

 

 
 

Son sene ise biraz hüzünlüsünüzdür. E adı üstünde son sene.. okulun bitmesini istersiniz bir yandan. Ama ne hikmetse bunun tam aksi bir halde yurt hayatının ebediyen sürmesini istersiniz. İstersiniz ki yurttaki odanız, arkadaşlarınız, posterleriniz, yatağınızın yakınında sizin şekillendirdiğiniz ıvırınız zıvırınız olduğu gibi, sanki bir film sahnesi gibi siz nereye giderseniz gitsin. hiç peşinizi bırakmasınlar. Hem artık son sene olmanın şanı almış başını yürümüştür. Az biraz tur atarsınız yurt sathında. tur atarsınız ki, önünüze gelen çömezleri tesbit edip işmarlamalı, en büyük olmaklığınızı hatırlatmalı, sizin ardınızdan gelenlerin dayılanmalarını zapturapt altına almalısınız.

 

 

 

Kendi yurdumu hatırladım. 13 sene evvel, ürkek ama cengaverliğe toz kondurmayacak bir endam ile yurdun kapısından girişimi hatırlıyorum. bavulumda kullanılmış hiçbir şey yoktu. Her şey yepyeni idi. Yepyeni bir hayata adım atıyordum. delicesine korkuyordum. Kalabalık ailede yetişip kendi uzletini kendi üslubu ile yapılandıran bir kız çocuğu olarak, yeni, henüz tanımlamakta zorlandığı kalabalıktan deli gibi korkuyordum. Dahası bir sene evvelki okuluma devam etmemem kararlaştırılmıştı. O sene sanki okul değil de boyut yahut alem değiştirmiştim. Ba'sü ba'de'l-mevt sonrası şaşkınlığı da üzerimde taşıyınca daha bir tutuk hatta agresif olmuştum. Sanmıştım ki, yurtta beni alıp bir torna makinasına yatıracaklar, çıkıntı yerlerimi törpüleyecekler, dalsız budaksız bir kenara dayıcaklar. :) Komikmişim işte. Meğer bu zamanla olan bir şeymiş:)

 

 

İlk 2 hafta, istisnasız her gece ağladım gizli gizli. Klostrofim yoktu, ama bir yere tıkılmış olmanın verdiği sızı ve uzaylı gibi bambaşka dünyalardan gelmiş insanların bana yaşattığı basınc tarif edilemezdi. Zamanla bu hafifledi. En son sene ise okuldan resmen acı çekerek ayrıldım. En yakın arkadaşım o yurt köşesinden çıktı. Geçenlerde doğum yaptı. Ben doğum sancısı çektim resmen. Gene geçenlerde mezun olduktan seneler sonra görüşemeyip bir anda görüşme fırsatı bulduğumuz arkadaşlarla sanki 3 aylık yaz tatili yüzünden görüşmemiş gibiydik. Anlatacaklar birikmiş, birikmiş, birikmiş.. Masa başında geçirdiğimiz 2 saatte 10 seneyi patlattık, çatlattık. Ağzımızın suyu aktı, kahkahalarımız bardakları titretti. Çocuk gibi neşelendik. Bilmem yatılı olmasaydık bu kadar tavan yapar mıydı bu tavan. Yapsaydı da o samimiyet eşiğini yakalar mıydı..


(*_*)"Insanda yoksa edep,neylesin medrese mektep.Okusa,alim olsa,yine merkep,yine merkep!"

Çevrimdışı @sen@

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 4979
  • Rep Puanı: +100/-0
Ynt: hayatın içinden bir anı ....
« Yanıtla #1 : Kasım 28, 2010, 05:58:09 ÖS »
Tek çocuk olarak büyümenin getirdiği psiklojiyle üniversiteyi başka bir şehirde okuyup yurtta kalmayı çok istemiştim. Ancak babam kestirip attı: Burada bir okula gidebilirsin. Hala yurtta kalan arkadaşlarıma özenirim. Teşekkürler; güzelmiş.  :çiçk:
Zordur benimle yürümek. Bunu benimle yola çıkanlar bilir, hepsi yarı yolda gittiler. Suç kimde? Ben zoru seviyorum, onlar sevmiyor. Yapacak bi şey yok. Suçum var mı? Tabi ki var. 'Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam'.


Çevrimdışı berceste

  • Süper Üye
  • *****
  • İleti: 329
  • Rep Puanı: +6/-0
Ynt: hayatın içinden bir anı ....
« Yanıtla #2 : Aralık 07, 2010, 08:55:36 ÖS »
rica ederim :)
(*_*)"Insanda yoksa edep,neylesin medrese mektep.Okusa,alim olsa,yine merkep,yine merkep!"

Çevrimdışı brun0*

  • *V*İ*P*
  • ******
  • İleti: 814
  • Rep Puanı: +14/-0
  • Altın-ı Şer İncisi Ker / CaN YüceL
Ynt: hayatın içinden bir anı ....
« Yanıtla #3 : Aralık 09, 2010, 05:47:13 ÖS »
SaoL BerCesTe :)

"Sormaz ki bilsin sorsa bilirdi, bilmez ki sorsun bilse sorardı."