Gönderen Konu: TÜRKİYE ' DE 10 FAKİRDEN 9 ' UNDA CEP TELEFONU VAR !!..  (Okunma sayısı 742 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
TÜRKİYE ' DE 10 FAKİRDEN 9 ' UNDA CEP TELEFONU VAR !!..
« : Haziran 09, 2010, 01:05:30 ÖS »
Türkiye'de 10 fakirden 9'unda cep telefonu var

 Millward Brown tarafından Türk tüketiciler üzerinde gerçekleştirilen pazar araştırmasının sonucunda ilginç bir tablo ortaya çıktı. Ekonomik anlamda iki yakasını bir araya getiremeyen, ekmek almak için dahi zorlanan vatandaşların yüzde 91'inde cep telefonu bulunuyor. Bu hanelerde internet bağlantısının da yükseldiği belirtilirken, katılımcılar cep telefonunu standart ev eşyası olarak değerlendiriyor.

Şartlar ne olursa olsun Türk tüketicisi cep telefonundan vazgeçmiyor. Ekmek alacak parası bulunmayan fakirlerin dahi yüzde 91'inde cep telefonu bulunuyor. Uluslararası pazar araştırma şirketi Millward Brown tarafından gerçekleştirilen "Tüketim ve Satın Alma Eğilimleri Araştırması''na göre, Türkiye'de kadınların daha çok, ev ve kendi ihtiyaçları için satın aldıkları, erkeklerin ise yatırım ve teknoloji ürünlerinin alımında söz sahibi olduğu ortaya çıktı.

Finansal durumlarda çıkan tüm olumsuz tabloya rağmen katılımcıların ortak olarak birleştiği ve her ne şartta olursa olsun satın aldığı ürün ise cep telefonu oldu. Araştırma sonuçları, hanelerde internet bağlantısı ve cep telefonu sahipliğinin yükselmekte olduğunu, ayrıca internet bağlantısı ve cep telefonunun artık standart ev eşyası olarak görüldüğünü belirledi. Araştırma şirketi Millward Brown, Türk toplumunun tüketim ve satın alma eğilimleri ile ilgili olarak İstanbul, İzmir, Ankara, Samsun, Konya, Adana ve Gaziantep'te 500 kişi üzerinde bir anket çalışması yaptı. Araştırmada, hanede çeşitli ürün gruplarında satın alma kararlarının kimler tarafından verildiği, hangi kategorilerde kadınların satın alma kararının daha etkili olduğu ve erkeklerden farklılaştığı, ayrıca kadınların doğrudan etkileyemediği satın alma alanlarındaki engellerin neler olduğu belirlendi. Katılımcıların finansal durumlarının da sorgulandığı araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 25'i, ekonomik anlamda "iki yakasını bir araya zor getiriyor'' ve gıda ürünleri almak için bile zorlanıyor. Sadece yüzde 7'lik bir kesim lüks tüketim ürünlerini satın almakta sıkıntı yaşamıyor.

Hane halkının finansal durumu ile ilgili ortaya çıkan sonuçlara göre, katılımcıların yüzde 31'i dayanıklı tüketim ürünleri satın almaya maddi olarak güçleri yetmekle birlikte, pahalı olan şeyleri satın almanın hâlâ zor olduğunu belirtiyor. Yüzde 25 oranında katılımcı ise gıda ürünleri satın almak için bile yeterli maddi güce sahip olmadıklarını, yüzde 23'ü gerek gıda ürünleri, gerekse kıyafet alacak kadar maddi güçlerinin olduğunu, ancak dayanıklı tüketim ürünleri satın almanın sorun olduğunu dile getiriyor. Araştırma sonuçları, katılımcıların sadece yüzde 9'unun yazlık ev sahibi olduğunu, tatil hizmetleri (tur paketi, otel konaklama, yazlık kiralama vb.) alım oranlarının ise düşük olduğunu gösterdi. Bir diğer sonucuna göre erkekler, ev, plazma/LCD TV, otomobil, DVD/VCD oynatıcı, bulaşık makinesi, CD player/müzik seti, internet bağlantısı, ADSL, elektrikli süpürge, buzdolabı, masaüstü bilgisayar, mikrodalga fırın, cep telefonu, fotoğraf makinesi, video kamera, laptop gibi bütün ailenin ortak kullanabileceği dayanıklı ürünlerin alımında aile bireylerinin de fikirlerini alıyor. Bunun yanı sıra eğitim hizmetleri ile ilgili satın almalarda da tüm ailenin ortak kararının alınması ön plana çıkıyor.

Millward Brown Türkiye Genel Müdürü Betül Khan, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, pazarlamacıların sundukları ürün ya da hizmetlerinin hedef kitlesini önyargısız ölçüm yaparak daha iyi anlaması gerektiğini belirtti. Khan, "Karar vericiler zaman içinde değişim gösterebiliyor. Doğru ölçüm ve segmentasyon, pazarlama harcamalarının daha da odaklı olmasını sağlamaktadır.'' dedi.
 KAYNAK  :  ZAMAN  GAZETESİ  EKONOMİ SERVİSİ  09.06.2010,  :-* NAKLEN  YAZAN : A. ÜSTÜNBAŞ  :-*
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: TÜRKİYE ' DE 10 FAKİRDEN 9 ' UNDA CEP TELEFONU VAR !!..
« Yanıtla #1 : Haziran 09, 2010, 02:00:52 ÖS »
 
ÇOCUKLARA  CEP  TELEFONU  GEREKLİ  Mİ?

Cep telefonun bizim hayatımıza girdiği gibi çocukların hayatına girmiştir. Çocuklar da yetişkinler gibi telefon kullanımını fazla abarttıklarını görmekteyiz. Hatta biz yetişkinleri geçtiler de diyebiliriz.

Yetişkinler olarak bizler telefon kullanım konusunda çocuklarımıza olumsuz örnek teşkil etmenin yanında; çocukları telefon kullanım konusunda yönlendirmeler dahi yapabilmekteyiz.

İlköğretim 1.sınıfa giden öğrencinin elindeki telefonu gören öğretmen, nerden buldun çocuğum bu telefonu sorusuna çocuk; “annem beni aradığı zaman ulaşabilmesi için babam verdi” cevabı aslında her şeyi anlatmaktadır.

Bu olayda da olduğu gibi çocuğa telefonu verip vermeme konusu ayrı bir tartışma konusudur. Verirsin vermesin o ayrı bir meseledir. Özellikle bu yaşlardaki çocukların zihinsel, fiziksel gelişimlerinin yanında sorumluk bilincinin tam gelişmemiş bu çocukları olumsuz etkileyeceği bir gerçektir.

Bu çocukların telefonunu muhafaza etmesi ayrı bir dert iken, arkadaşlarına hava olsun diye çıkarması, çocuklar arasında konuşmaların telefon özellikleri olması, çocuğun derste zihnin ve gözünün telefonda olması, sosyoekonomik seviyeleri faklı olan çocukların içinde kullanması yine ayrı bir dert ve sıkıntıdır.

Çocuklarda cep telefonunu kullanmayı biz yetişkinlerden görerek taklit etmektedirler. Hatta çocukların telefonunu daha fazla abarttıklarını görmekteyiz. Dolmuş yâda otobüse biniyorsunuz, çocukların ellerinde birer telefon. Telefonla kimisi oyun oynamakta, kimisi, kimisi kulakçığı takmış müzik dinlemekte, kimisi oyun oynamakta, kimisi internete kimisi bilmem neyle uğraşmaktadır.

Çocukların sınıflardaki durumları da bunlardan farklı değil. Çoğu çocuk teneffüste dışarı çıkıp temiz hava ve arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine; sınıfta kalıp telefonla oynamayı yeğlemektedirler. Bu çocuklar iletişimi ve oyunu sosyal ortamlarda arkadaşlarıyla yapma yerine telefonla yapmaktadır. Bunun sonucunda da yalnızlaşan çocuklar ortaya çıkmakta ve mutluğu telefonlarda aramaktadırlar. Dahası telefon bağımlısı haline gelerek telefonsuzluk bunlar için “nomofobi” haline gelmektedir,

Yatarken telefonunu yastığının altına koyan bu çocuklar, sabah kalktıkları zamanda ilk bakacakları şey cep telefonları olacaktır. Cep telefonunu bu kadar kullanan ve telefon bağımlısı olan bu çocuklar zamanla okulların Rehberlik servisindeki Psikolojik Danışmanların kapısını çalmaktadırlar.

Bizler okular da çocuklarla; “tahtaya çıkmaktan, parmak kaldırmaktan, yalnız kalmaktan, iğne yaptırmaktan, kapalı alanlardan, karabasan görmekten, gece lavaboya gitmekten, zayıf not almaktan, sınavlarda heyecanlanmaktan …” gibi konularda görüşme yaparken yeni yeni “nomofobi”li çocuklar gelmeye başladı.

Rehberlik Servislerine gelen bu çocuklara: “Hocam okul idaresi neden okula cep telefonu getirmemize izin vermiyorlar ki. Ben telefonumdan ayrı kalamıyorum. Telefonsuz bir yere gidemiyorum. Ben yanımda telefon olmadığı zaman kendimi yalnız hissediyorum, kendimi her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum. Beni arayıp da bulamamalarından korkuyorum…” demektedirler

Sonuç olarak telefon çağımızın getirdiği bir yeniliktir. Bu yeniliği yerinde ve zamanında kullanıldığı zaman insanlığa faydalı bir hizmettir. Her şey de olduğu gibi telefon kullanımın fazlası da zararlıdır.
Onun için telefonlarımı yerinde ve zamanında kullanarak hem kendimizi hem de model olma açısından çocuklarımızı koruyalım.
Mehmet Emin Karabacak  : Psikolojik  Danışma  ve  Rehberlik  Uzmanı (m.emin.karabacak@hotmail.com.

  Kategori  :  Eğitim ; Yazan  :  Muammer  TUNAHAN  (www.muammertunahan.com)ALINTI. 09.06.2010
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .