Kalemi elime her alışımda içimde birşeyler kırıldı, bıraktım, yazamadım. Kırılan her parça saplanacak bir yer buluyor ve canımı çok acıtıyordu. Alışırım, zamanla acı vermez yokluğun bu kadar dedim, avuttum kendimi. Onca acı geçti üzerinden, hiçbiri yokluğun kadar yakmadı canımı. Oysa birgün yüreğimden taşınacağını bile bile girmiştim bu yola. Beraber yürürken bu kadar engelli, bu kadar karanlık, bu kadar soğuk olduğunu fark etmemiştim bu yolun. Sanki seninle yürürken bahardı, yazdı. Ne zamanki ayrıldı yollarımız, mevsimler değişti birdenbire. Başladı ayaz geceler; fırtınalı, kar-boran günler.
Yüreğim yorgun, yüreğim kırgın, yüreğim umutsuz. Adım attığım her yolun sonu uçurum. Bastığım her yer dikenlerle dolu. Baktığım bütün gözlerde yaşlar. Elimi uzattığım her şey kırık. Her nefes almaya çalıştıkça boğuluyorum. Çırpınıyorum kurtulmak için daha çok batıyorum farkında olmadan.
Gittiğin günden sonra uykuyu unuttu gözlerim. Her gece tavandaki hayalinle baş başa. Her gün dalıp gider uzaklara. Yokluğunun içinde alabora olmuşum meğer. Kırık dökük hayaller, umutsuz düşler, kanayan bir yara artık bu aşktan geriye kalan.
Giderken her şeyimi alıp götürdün benden. Umutlarımı, hayallerimi, geçmişimi, geleceğimi, mutluluğumu ve daha birçok şeyi. Bildiğim her şeyi unuttum senden sonra.
Birtek şey var unutamadığım, senden kalan.
DÜNYADA AŞK DENİLEN KELİME YALAN!..
12.05.07 CUMARTESİ
22:39