Yokluğunun Mevsimi
Yaz sıcakları ortalığı kavurmaya çoktan başladı.Her taraf,herkes cıvıl cıvıl. Ilık bir meltem okşuyorken bütün bedenleri benim yüreğimde fırtınalar kopmakta. Kışın en dondurucu soğuğunu yaşıyor kalbim. Sendeki boşvermişliği hissettiğim o andan beri yüreğim buz tuttu. Bütün duvarlarımı yıkan, bütün buzları eriten o sımsıcak gülüşünü kaybettiğim günden beri zemheriden başka mevsim yaşayamadı gönlüm.
Oysa her türlü sona alıştırmıştım kendimi, şimdi anlıyorum ki onca zaman kendimi kandırmışım meğer. Her an hayatımdan sıyrılıp gidebileceğin o kadar aşikardı ki... Ama ben farketmedim ne yazık ki, ya da farketmek istemedim bu uğurda herşeyi gözardı ettiğim gibi. Kimleri kırmıştım senin için, nelerden vazgeçmiştim. Şimdi sen yoksun ama senin için kırdığım o insanlar başucumda, senin yokluğunda ayakta durmama yardım ediyorlar haketmediğim halde.
Şimdi ne kadar pişmanım bir bilsen, yüreğimin bütün hücrelerini seninle doldurduğum için. Yerinden çıkarıp binlerce parçaya ayırdıktan sonra Karadenizin o hırçın dalgalarına bırakmak istedim kalbimi kaç defa. Çünkü her zerresi sendin onun. Öyle yaparsam kurtulacaktım senden. Olmadı,yapamadım... Kurtulduğumu sandığım anda farkettim ki ne kadar kaçarsam senden o kadar yaklaşıyormuşum meğer. Sadece yüreğim değil vücudumun bütün hücreleri senle doluymuş. Amansız bir hastalık gibi bütün vücudumu esir almışsın.
Ne kadar da apansız olmuştu gidişin, tıpkı hayatıma girdiğin gibi. Herşey nasıl da hızla gelişmişti. Yoksa herşeyi çok hızlı yaşadığımız için mi böyle çabuk bitmişti bu birliktelik. Ne olursa olsun sebebi, böyle bitmemeliydi. Ben bu ayrılığı haketmemiştim, senin böyle delice sevilmeyi haketmediğin gibi.
Kimse bilmese de boşluğa dalıp dalıp gitmelerimin sebebi sensin hala. Çaresizlikten paramparça olmuş yüreğimin tek sahibisin. Giderken ardına bakmasanda elveda dememiştin bana. Belki de dönebilme ihtimalini gözönünde bulundurarak bitişim olacak bu tek kelimeyi söylememiştin. Belki seninde yüreğin elvermemişti böyle bitirmeye.
Sensizliğin üzerinden kaç yaz mevsimi geçti. Güneş kaç defa doğdu yüreğimin üzerine. Ama erimedi bir türlü buzlar, erimeyecek... Senin o sımsıcak gülüşünü görmeden, birazda alaycı bakan gözlerinin enginlerinde kaybolmadan yüreğimde değişmeyecek mevsim...
yomralipacci
08 Haziran 2006 Perşembe
17:57