Ben seni güneşin sarılığı,
Yapraklara düştüğünde sevdim..
Gözlerinde,
Bu kadar yakamozu nerden bulmuştun
Dudakların, goncayı andırıyordu.
Tanrım! Kimdin sen?
Neden ilkbahar kokuyordun?
Ben seni bu küçük şehirde,
Bir sigara içimi bile kalmadığın,
Ayaküstü sohbetlerde sevdim.
Saçların rüzgârla sevişiyordu.
Ben seni, başka şehirlere uğurlarken
Dinlenme tesislerinde verilen
Yirmi dakikalık,
Otobüs molalarında sevdim.
Sabahın serinliği tenine düşmüştü,
Ürperiyordun.
Ben seni uzunca bir günü
Baş başa paylaştığımız saatlerde
Bir havuz başında, cips yerken sevdim.
Hatırlıyor musun?
O gün ilk defa siyah giyiyordun.
Ben seni, bir akşam üstü
Onurlu bir şekilde
Ardına bakmadan giderken sevdim.
Yoldan geçen yayalar
Sırf bayandı diye yol verdiğimi sanıp,
Bana kızıp darılmıştın.
Tanrım! Beni kıskanıyordun.
Ben seni, yüreğini avuçlarıma verip
Gözlerini kapattığında, sevdim.
Alnımda cehennem çizgileri çoğalırken
Sımsıcak varlığınla, bedenimi saran ateşe inat
Heyecandan titreyen yüreğinle
Sen ellerimde çiçek açıyordun
Cennet oluyordun.
Ben seni,
Mesai saatleri arasına sıkıştırılmış,
Hastane ziyaretlerinde sevdim.
Doktorların,
“Ölümcül olabilir” diye koydukları teşhise inat.
Sen bana can oluyor,
Yaşam oluyordun.
Ben seni,
Hasretinin beni yorduğu zamanlarda,
Her buluşmamızda,
Gözlerinle gözlerime yazdığın,
“Seni seviyorum” ve
“Seni çok özledim “cümleleriyle sevdim.
Yine son görüşmemizde
“Kendine iyi bak” derken!
İsyan edercesine veda saatlerine,
Köşeyi dönünceye kadar,
Geriye dönüp dönüp bakmalarında sevdim.
Sabahlarda sevdim seni,
Akşamlarda sevdim.
Uykularımı böldüğün gecelerde
İçtiğim sigaralarda sevdim.
Şiirlerde sevdim seni,
Türkülerde sevdim,şarkılarda sevdim.
Hepsi seni anlatıyor “Gidersen” diyordu
Ve sanki hepsini sen okuyordun.
Şimdi yine uzaktasın,
Zaten ben seni yokluğunla sevdim.
Hiç azalmadı bende sevgin,
Hala akşam güneşi kızıllığında,
Uykusuz bıraktığın gözlerim.
Biliyorum sende özledin,
Darılmaların, kızmaların
Kırılganlığın bu yüzden.
Ben seni aslında ilk defa
Eylül biterken sevdim..
Takvimler 27’yi gösteriyordu..
Kaleminin elbiseni maviye boyadığı o gün
Bütün yasaklara rağmen
Yüreğime damla damla yazılmıştın.
İsmini özgürce haykıramazdı dudaklarım.
İşte bu yüzden
mavi olmalıydı adın.
Ben seni, eğer bilseydim
Hiç olmayacağın yarınlarda da seveceğim.
Seni gördüğüm o an saatime bakar,
Yüreğime düşüşünü
Kendime milat yapardım..
Şimdi yüreğimi,sensizliğe alıştırıyorum,
Ama hasretin dayanılmaz acılarına,
Yenilirde karşılaşırsak bir gün.
Yokluğunla çaldığın gecelerimden
Bana uyku borcun var.
Uykusuzum.
“Dudaklarında uyut beni” (alındı)