Bir gece
Yağmurla ıslanan sokakların loşluğu vurmuş yüreğime.Dingin bir sessizlik var.
Derinlerimden gelen bir huzur.Anıların kokusu yüreğimi titretti bu gece.
Mum ışıgında titreyerek küçük penceremden denizin sesini dinlerken buldum
kendimi.Gözyaşlarım içime aktı bu kez.Neden bilmiyorum durgun yüreğim
bu aralar.Yoruldu belki de,bitkin düştü anılarla boğuşmaktan.Zamana yenik
düşeceğini biliyor artık.Başka hiçbirşey fayda vermez biliyor..
Beklemekten başka...
Bu geceler de olmasa yaşamak neye yarar.Yağmurun sesi olmasa,
sonrasında ki bu dinginlik olmasa,sokaktan gelen ayak sesleri olmasa,bu
türküler olmasa, neye yarar…Kalabalık sokaklar,sabah uyandıktan itibaren başlayan
koşuşturmaca eriyip bitiyor gecenin karanlığında.Kendi dünyamda,kendimle
başbaşa kalıyorum.Gözyaşlarım beni okyanuslara sürüklüyor.
Boğulmaya başlıyorum.Ama boğulmuyorum.Ölemiyorum ne kadar istesemde.
Hayallerim ve umutlarım beni karaya sürüklüyor.Onlar beni yaşama bağlamaya çalıştıkça
ben ısrar ediyorum tükenmeye…Ama olmuyor hiçbir şey benim irademle gerçekleşmiyor.
Ne yapabilirim?Umutlar bile içimi acıtırken nereye sığdırabilirim bu yüreği.
Bir yağmur damlası kadar masum olabilmeyi o kadar isterdim ki.Aynaya baktığımda
gülümseyebilmek isterdim gözlerime.Ama yapamıyorum.Derinliklerinde kayboluyorum
mavinin…
Sabretmek nereye kadar,gözyaşları nereye kadar?Umutlarım da tükenmek üzere.
Koyu bir yalnızlığın ortasındayım.
Bu gece!Evet bu gece gözlerimi kapamak istiyorum sonsuza dek!
Sensizliğe uyanan sabahlara gözlerimi açmak yerine....
~Alıntıdır~