Gönderen Konu: Mustafa Kurt - Züleyha güzellemesi  (Okunma sayısı 1213 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı verdena

  • Süper Moderatör
  • *
  • İleti: 4544
  • Rep Puanı: +70/-1
Mustafa Kurt - Züleyha güzellemesi
« : Şubat 10, 2012, 05:17:59 ÖS »
[youtube]45-9QSqz5sA[/youtube]

YUSUF’UN PEŞİNE düşmek için Züleyha olmak gerekir.

Züleyha aşk öykülerindeki tek mücadeleci kadın figürüdür.
Ne Leyla, ne Aslı, ne de Şirin aşık atabilir onunla.
Züleyha Mısır’ın nilüferi.
Nilüfer, kadınların asırlardır kapıştığı bir rayiha, nam-ı diğer Lotus çiçeği, Züleyha’nın kokusu. Bugün hala Kahire’nin göbeğinde duran lotus kulesiyle Yukarı Mısır’ın sembolü. Züleyha, Yusuf’un mana-i ismiyle de olsa değerini bilmiş ve uğruna makamını, şöhretini, itibarını, mal ve mülkünü, saltanat sahibi eşini, ve dahi ömrünü feda etmiş kadın. Yusuf için değmez mi?

Züleyhalar tüm varlıklarıyla savaşırlar. ‘Yusuf’suz dünya tar-ü mar olsun!’ anlayışını bir kadına yakıştıramayanlar, dağları delen Ferhat’a, çöllere düşen Mecnun’a destanlar yazanlar, dilerlerse Züleyha’yı yerden yere vursunlar. O bunlara bir omuz silkip geçer. Hakikatte o hepsinden daha kahramandır. Zira kadın olmanın zayıflığı içinde aşkı için dağları delmemiş, çölleri aşmamış ama göz göre göre kendini yakmıştır.

Ona insanlar arası söylence ve masalların değil, Kutsal Kitabın aşk kahramanı olmak lütfu bahş edilmiştir.

 Evet, insanların dilinde öykülerinde aşkın kahramanı hep erkekler olsa da, İlahi metinde bu böyle değildir. Kahramanlar da insandır, zaaflar taşırlar. Kanaatimce insani zaafların en anlaşılır olanları, aşıkların zaaflarıdır.

Züleyha’nın zaafı Yusuf’tur. İnsan bir yerde düşecekse, bir kuyuya yuvarlanacaksa Yusuf’tan âlâ düşecek yer mi bulunur? Yahut Yusuf kuyusuna bir düşen, bir daha ordan çıkmak ister mi? Bilinmez.

Züleyha öyle ele avuca gelmez, iyi mi kötü mü karar verilemez bir karakterdir ki, insan onun üstünü bir kalemde çizemez. Kalem onu çizemez zira ondan çıkan kara mürekkep de Züleyha’nın sevgilisidir. Mürekkep dahi Züleyha’nın Yusuf’a bakan gözlerine bir sürme olmak emelindedir. O ne Nuh’un karısı, Lut’un karısı gibi tenkide medardır, ne Meryem ve Âsiye gibi övgüye. O bu ikisinin arasında bir yerlerde bir iyiye bir kötüye salınır durur. Züleyha’yı bu kadar bizden yapan da kanımca budur.

Züleyha kelâmı dize getiren kadındır. Kelâm onun dilinde, aleyhine dönmüş kadınları da, makam sahibi eşini de teshir eden bir büyüdür.

Züleyha’nın bir sözü insanı hapseder, bir sözü insanı azad eder.

Kadınlar genellikle hükümlerinin geçmediği erkeklere aşık olurlar.

Onun en büyük günahı budur. O Yusuf’u zindana attırmıştır. Varlığına, ama onun olmayışına tahammül edememiştir. Züleyha’nın en büyük suçu, kendine değil Yusuf’a kıyışıdır.

Aşkın tehlikeli salınımları. Cazibe dafia, tutku nefret…

Yusuf zâhirde mahpus, bâtında hür. Züleyha zâhirde özgür, bâtında Yusuf’a müebbet mahkum. Yusuf Züleyha’yı “HAYIR!” demesiyle hapsetmiştir, Züleyha Yusuf’u “Götürün!” demesiyle.

Züleyha ahlakında da Âdem soyundandır. Âdem gibi günahkar, onun gibi tevbekar. Günah işleyip tevbe eden. Böylece uzaklaştığı rahmete geri dönen. Bir kez gözden uzak olsun diye hapsettirdiği adamı, temize çıkaran da o olmuştur. Sevdanın karası gibi günahın karasını da yüklenmiş, Yusuf’u aklamıştır Züleyha. “Yusuf yanlış yapmamıştır.O korunmuştur”

Yusuf temizdir, Züleyha suçlu.

Yusuf temize çıkmadan zindandan çıkmayacak kadar onurlu, bir suçluyu affedecek kadar merhametli.

Züleyha tüm toplumun huzurunda söylemiştir suçunu, tüm eşrafın nazarında yere çalmıştır şerefini. Yanlışını sonunda düzeltmiş, toplum önünde adına kara çalınsa da, aşkın önünde temize çıkmıştır. Bu yüzden gayrın nazarında hor ve zelil de olsa, aşıklar nazarında şerefli ve azizdir Züleyha. O çok çetin bir sınavdan, zorlu bir savaştan düşe kalka, yaralı ama muzaffer çıkmıştır.

Yusuf el- Vedud aynası, el- Vedud seven ve sevilen, bu yüzden Züleyha’nın muhabbeti ya Yusuf’tan ya Yusuf’un Sahibinden muhakkak karşılıklı.

Bilenler için tartışmaya hacet yoktur, hikayenin sonunda istiğfar olmasından daha mutlu bir son da olamaz . Zaten Allah’ın böyle bir tevbeye cevap vermemesi düşünülemez.

Allah Züleyha’yı affeder!

Buna apaçık delil şudur ki, Züleyha, sonu nasıl olursa olsun, Yusuf’la anılır olmuştur. Kıssaların en güzelinde insanların en güzeline adı bitişmiş, onunla beka bulmuştur. Ona bundan güzel ödül mü olur?

Öyle ya Yusuf’a fâni dünya dardır, ona ancak dâr-ı bekada kavuşulur.
« Son Düzenleme: Şubat 10, 2012, 05:23:38 ÖS Gönderen: verdena »

Bugünlerde Hiç Çıkmıyorsun Aklımdan
Yüzümü Sarmış Pembe Bir Hüzün
Sanırsın Hep Sen Vardın Hayatımda...