Gönderen Konu: KARADENİZ FOLKLORUNDA KUKU (GUGUK KUŞU) !!..  (Okunma sayısı 4410 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
KARADENİZ FOLKLORUNDA KUKU (GUGUK KUŞU) !!..
« : Ekim 16, 2010, 02:37:26 ÖS »
Karadeniz folklorunda kuku (guguk kuşu)
« : Mayıs 25, 2006, 01:02:55 ÖS » 

Yöreye Nisan Mayıs aylarında gelen ve yaz sıcaklarında ayrılan göçmen bir kuş; guguk kuşu: “Kuku ne bağırırsın/ Garşiya gayalara” BY 81, AKÇ 237, “ḳuḳḳu ne bağırırsın/ ḳarşiki taşanada/ Annen_mi vurdu seni/ Ağlarsın aşanada?” TG 27; “başında diğer kuşlara nazaran daha iri yapılı ve gri renkli Kukku, diğer adı ile guguk kuşu gelmektedir. Sabahtan başla-yarak ve özellikle kuşluk vaktine kadar hiç durmadan kukku-kukku diye öter dururlar, öğle sıcaklarının artması üzerine bu ötüşler seyrekleşir, hatta son bulurdu” OÜ 79 (Ar-danuç); kukudi (Rize), SK1 261; kuko “Ay vuranda vuranda/ Çık da otur kıranda/ Kız seni alacağum/ Kukolar bağuranda” G 120 (İkizdere); kukuma (Çayeli Raşot); gugu “guguk kuşu” TS 69 (Tonya), GN 49 (Gü-neysu)

     Lazca guguli (Arhavi), üuüu (Pazar) İA 183

     Adını kuku şeklinde çıkardığı sesten alan bu kuşun gelişi baharı, dolayısıyla çalışma zamanının geldiğini müjdelediğinden, kuk-kunun sesini duymadan uyanıp yemek yiyip tarlaya çalışmaya gitmek gerekir, kukku’ya aç yakalanılırsa tüm yılın kötü geçeceğine inanılır:

“Kukkuya yenilmemek için, herkes sabahla birlikte kalkar, ilk iş olarak ağzına bir lokma atar. Ondan sonra bir daha yatmadan işine gider. Kukkuya yenilmek hiç iyi karşılanmaz. O yıl işlerin aksi gideceğine herhangi bir uğursuzluk olacağına inanılır. Ama kukku bir kez yenildimi o yıl artık bütün işler yolunda gidecektir” AA 8256 (Akçaabat)

     Trabzon Rumcasında Don kuko enicesa “Kukoyu yendim”, O kuko eniceseme “Kukoya yenildim” (Dernepazarı Zenozana)


     Çayeli’nde “Kukudi seni yendi. O sene u-ğurlu, iyi sayılmaz; hastalık olur. Eğer kalk-tığın, bir şey yediğin, ağzına bir şey attığın  zaman kukudi sesini duyarsan kukudiyi yenersin; kukudiyi yendin demektir. O sene iyi geçer” SK1 261
 

     Yusufeli ilçesi, Demirkent köyünde de Trabzon ve Rize’de Dirvana (güvercin) ve kukku kuşuyla girişilen yenme/yenilme oyu-nunun benzer varyasyonları bulunmaktadır:

“Kuşlarca yengilenme, uğursuzluk sayılır. Değişik kuşların yenkme koşulları ve bun-dan kaçınma yolları şunlardır: Gürüt Kuşu [Sabah, gül koklamadan bu kuşun sesini duyan kişi yengilenmiş olur], Hopop Kuşu [Sabah, ağzını su ile çalkalamamış bir kişi hopap’un sesini duyarsa, yengilenmiş sayı-lır], Çoço’lu [Çoço’lunun sesini duymadan önce ağuz yemiş olmak gerekir. İki yavrulu bir düvenin ağuzunu yemek daha iyi sayılır], Kukku kuşu [Sabah evden aç çıkanlar, Kuk-ku’ya yenik düşerler. Ancak üzerinde altın ya da gümüş yüzük, kemer vb. Bulunan kişileri Kukku yengileyemez] YU 946

     Hemşin’de aynı gelenek sürmektedir “Kuku kuşu yazın habercisidir. Kukunun öte-ceği günlerde yaşlılar sabahleyin çok erken kalkıp kuku ötmeden az da olsa bir şeyler yerler. Aç karınla kukunun sesini duyarlarsa uğursuzluk getireceğine inanırlar: Kuku gelir de öter/ Mayısın onbeşinde/ Gelir de bela olur/ Tarlacının başına” GB 87

 “E kuku ne ötersun/ E dillerin kurusun/ Da-ha sabah olmamış/ Koyver yarum uyusun” GB 128 (Hemşin)

     İlginç olan Abhazya’da aynı inanışa rast-lanmasıdır:

“Bir Abhaz köylüsü ilkbaharda eğer daha kahvaltısını etmeden bütün kuşlardan önce bir guguk kuşunun öttüğünü duyarsa ürünü kötü olacak demekti. Henüz yemek yeme-mişse, kötü kaderi kovmak için kuşun öttü-ğü sürece büyük bir parça tuzu emmeliydi. Aynı şekilde yemek, yemeden önce bir sarı-asma (Bk. Kalopya) kuşunun öttüğünü du-yarsa o yıl içinde hastalanması olasılığı var demektir. Veya daha yine hazırlanmadan önce bir oğlağın melemesini işitirse, dikkat-siz, geveze ve boşboğaz olacak demekti” KAF 145

     Trabzon’da yılın iyi yada kötü geçe-ceğiyle ilgili inanışlar kukku ve dirvana ile sı-nırlı değildir.

Bk. Bedeliza, minoloya

     Çaykara’nın Şur köyünden derlenen bir masalda kuku kuşuna yakıştırılan doğaüstü güçler, eski Yunan destanlarını çağrıştır-maktadır:

“Batişahluği bana ver desen bile verurum. Uşak dedi altunki dünyanun batişahluğu sizun olsun beni dünyama gönderecemi-sinuz. Dediler buni yapsa yapsa “ku-ku” kuşi yapar. Kiz ile beraber kuşun olduği or-mana gitiler. Kuş dediki ne isteyinuz ben-den. Uşak dediki ben üstinki dünyaya çık-mak isteyirum. Başindan geçenleri anlati. Bunu üzerne kuş dedi ki bu iş çok zor ama bize bu kadar eyluler yaptukten sonra ben-da sana bu eyuliği yapacağum. Şimdi bana gt getur bi ibrik su ile bi batman et. Uşakta istedikleruni gitti geturdi. Kuş dedi ki ben hazirum siz da hazirisenuz hayden. Onlari ikisini kanatlarinin altina aldi. Suyi kiza etida uşağa verdiler. Kuş dedi ki kı-ku, ku-ku de-ye deye gittiler gittiler gittiler. Alti ay bir küz etiler. En soninda ustinki dünyaya çıka-caklari sirada et bitti. Uşakta baldirindan  bir parça kesti kuşa verdi. Kuş bu etun in-san eti olduğuni anladi. O eti yemedi. Us-tunki dünyaya çiktuklari zaman kuş onlara gidun bakalm nasil gideceksunuz. Uşak dedi ona evvela sen git. Kuş dedi yo evvela siz gidun. Bakayim sağluğunuz yerindemidur. Uşak giderken hangi balturindan et kesti ise o ayağı biraz topallayudi. Kuş oni çağirdi. Dedi ona eti sana veren biraz eksuk verdi herhalda benda senden en sonunda eti iste-duğum zaman senda baldurundan kestun verdun. Kuş dilinin altından kesilen parçayi aldi uşağun ayağuna yapişturdu. Uşağun a-yaği eskisinden sağlam oldi” ŞUR 32

     Sarı, Laz halk inancında kuku kuşunun kutsal sayıldığını berlitip, bu kuşu öldüren-lere iyi bakılmadığını belirttikten sonra aynı inancın Laz’larda da görüldüğünü anlatmak-tadır:

“K’uk’u baharın habercisidir. Onun sesi du-yulmadan toprağa tohum atılmaz. Lazlar sabahları “K’uk’u” dan önce kahvaltı yapıp tarlaya inmeye çalışırlar. Kim ki “Kuku nun sesini duyduğunda aç karnındaysa o gün tarlaya atacağı tohumun bereketinin olma-yacağına inanılır. Yaygın bir görüş olarak: Bu kuşun esas adının “Saliki” olduğu ve çok kavga ettikleri için yıllar önce ayrıldıkları “K’uk’u” adındaki kardeşini aradığı anlatıl-maktadır. Kukku’nun her öttüğü yerde yer-lere tükürerek, bir gün belki buralara yolu düşecek olan kardeşine mesaj bıraktığı dü-şünülmektedir. Kuku’nun sesini duyanların-da  yere tükürmeleri iyi saylmaktadır: Kuk’u sesini taklit edenlere çok kızar ve; “Kuku kuku diyenun kumulini (mezar) göre-yim, kanlu gömleklerini kazuklerde göreyim diye beddua ettiği söylenmektedir” (Esat Sarı, Sima Dergisi s. 19. Laz halk inançları üzeri-ne araştırma notları). 

     Örneklerden de görüldüğü gibi ana dili Türkçe’nin farklı diyalektleri olan Trabzon-lular, Hemşinliler ve Yusufelililer, Rumca o-lan Çaykaralılar, Laz’lar ve uzak bir coğraf-yada yaşıyan ve farklı bir dil konuşan Ab-haz’ların ortak inancının kökeni antik çağ-lardan bu yana etkisi azalsa da bir şekilde yaşam olanağı bulmuş Kafkasya’ya özgü do-ğaya tapınma adetinin yaşıyan izleri olarak anlamlıdır.

<? Adını çıkardığı sesten almış olan Kuku kuşunun adının hangi dilden kaynaklandığını bulmak mümkün değidir. Cuculidae ailesin-den olan 60 çeşidi pek çok dilde aşağı yukarı aynı şekilde tanımlanmaktadır:

     Latince Cuculus canorus,  Almanca Kuc-kuck, İngilizce cuckoo, İspanyolca cucú, Fransızca coucou, İtalyanca cuculo, cucù

Megrelce guguli (guguli) “guguk kuşu” MNG 82

Bk. Ağaçların ibadet etmesi

Lazca kuku poskia (üuüu ôosüia ) “pırasaya benzer, dar yapraklı, kökünde soğancığı olan, güneş alan iç kesimlerdeki yüksek yamaçlarda yetişen ve hamsili yemeklere katılan bir bitki adı olup, kuku kuşunun ötüş zamanlarında yetiştiği için bu isimle anılmaktadır” İA

ḳuḳu tükürüğü dey. Çok az miktarda, azı-cık (Rize); Kuku kuşunun gitmesine yakın zamanlarda (yaz başlarında) tükürmeye başladığına inanılır:

“90 yaşına vardığı halde evlenmek istiyen bir erkeğe şöyle derler: Var bir kuku tükürü-ğün. Oni da atacasun, sonra yana yata-casun, olacasun şehit!” SK1 288 (Çayeli)

Kaynak:
Eser adı: Karadeniz Ansiklopedik Sözlük Yazar: Özhan Öztürk ISBN 9756121009
https://www.karalahana.com/reklam/karadeniz_ansiklopedik_sozluk.htm
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .