Gönderen Konu: trabzon müzeleri  (Okunma sayısı 2299 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ayşe

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 6822
  • Rep Puanı: +326/-4
trabzon müzeleri
« : Ağustos 14, 2007, 06:42:51 ÖS »
Sümela Manastırı
Trabzon'un Maçka İlçesinin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere vadisine hakim Karadağ'ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sumela Manastırı, halk arasında "Meryem Ana" adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürmüştür.
Meryem Ana adına kurulan manastırın "Sumela" adını "siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden aldığı söylenmektedir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar'dan geldiği düşünülmekte ise de, Sumela kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine bağlanabilmektedir. 










Ayasofya Müzesi
Günümüzde müze olarak kullanılmakta olan Trabzon Ayasofya Kilisesi, 1. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edilmiştir.

Fatih Sultan Mehmet'in 1461 yılında Trabzon'u fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur. Ayasofya, yüzyıllar boyunca şehri ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Trabzon üzerine anlattıkları ile ünlü Evliya Çelebi (1648), Pitton Tournefort (1701), Hamilton (1836), Texier (1864), Trabzonlu Şakir Şevket (1878) ve Lynch (1893) yapıya önem veren kişiler arasındadır.

1868 yılında harap durumda olan caminin Bursa'lı Rıza Efendi'nin teşvikleriyle yeni baştan onarıldığı bilinmektedir. Bina I. Dünya Savaşı yıllarında sırası ile depo, hastane daha sonraları yine cami olarak kullanılmıştır. 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi'nin işbirliği ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze olarak ziyarete açılmıştır.

Geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan yapı, kare-haç planlıdır ve yüksek bir merkezi kubbeye sahiptir. Nartex denilen giriş holüne sahip olan bina üç neflidir. Neflerden ortadaki beşköşeli, yanlardakiler ise yuvarlak birer apsisle son bulmaktadır. Nartex' in üzerinde şapel vardır.

Yapının kuzey, batı ve güneyinde üç revaklı giriş bulunmaktadır. Kubbe ve kasnağı oniki köşelidir. Kubbe monoblok dört mermer sütun, kemerler ve pandantiflerle taşınmaktadır. Yapı ana kubbenin etrafında değişik tonozlarla örtülmüş, çatı farklı yükseklikler verilerek kiremitle kaplanmıştır.

Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır.

Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Burada Adem'le Havva'nın yaratılışı kabartma olarak bir friz halinde anlatılmıştır. 1.Sahnede; Adem ile Havva' nen yaradılışı
2.Sahnede; Adem ile Havva'nın cennette yaşayışları
3.Sahnede; Yasak elma
4.Sahnede; Adem ile Havva'nın cennetten kovuluşları
5.Sahnede; İlk cinayetin tasviri (Kabil'in Habil' i öldürmesi) tasvirleri yer almaktadır.
 
Yine bu cephede kemerin kilittaşı üzerinde Trabzon'da 257 yıl hüküm süren Komnenosların sembolü olan tekbaşlı kartal motifi bulunmaktadır. Benzer bir kartal tasviri ana apsisin dışında doğu tarafta yer alır. Bu cephede, kentaur - grifon gibi mitolojik varlıklar, güvercinler, merkezlerinde yıldız ve hilal bulunan kare panolar, içleri bitkisel motifli madalyonlar yer almaktadır.
Yapının ana kubbesinin altına rastlayan kısmında opus-sectula tarzında çok renkli mermerden yapılmış bir yer mozaiği bulunmaktadır.








Atatürk Köşkü
Köşk, 19. yüzyıl başlarında Trabzon'a hakim Soğuksu Sırtlarında Konstantin Kabayanidis tarafından yazlık olarak yaptırılmıştır. Avrupa ve Batı Rönesans mimarisinin etkilerini taşıyan binada büyük ve gösterişli Avrupa simgeleri kullanılmıştır. Bununla birlikte Köşkün dış cephesinde taş işçiliği kullanılmış olup, bahçesi çam ağaçlarıyla çevrilidir. İç cephede tuğla kullanılmış merdivenler ahşap ve korkulukludur. Katlarda karo kullanılmış ve tavanlar ampir tarzda alçı süslemelidir. Su ve ısı tesisatı ise zamanın ileri teknolojisiyle döşenmiştir. Atatürk Köşkü, bodrum katıyla birlikte 4 katlı tesçilli bir yapıdır. Giriş katında oturma odası, dinlenme odası, yemek odası ve misafir odası bulunmaktadır.
Kattaki mekanlara geçit veren giriş katı salonunda Atatürk' ün 15 Eylül 1924 tarihi akşamı Belediyece verilen yemekte yaptığı konuşmalarının metni asılıdır. Salonun ortasında bilardo masası bulunur. Tavana asılı porselen gövdeli avize Nemlizade Konağı' ndan temin edilmiştir. Salonun kuzey girişindeki dinlenme odasında büyük önder mal varlığının büyük bir bölümünü millete armağan etme kararını imzalamıştır.

Birinci katta çalışma odası, büyük yatak odası, bekleme odası ve toplantı odası vardır. Bu odalara geçit veren salon duvarlarında Atatürk'ün değişik yurt gezilerine ait fotoğrafları ve bizzat kendi kurşun kalem işaretlerinin bulunduğu Türkiye haritası bulunmaktadır. İkinci katta ise salon ve salona açılan iki oda bulunmaktadır.

Büyük önder Atatürk Trabzon'u üç kez ziyaret etmiştir. Atatürk Eylül 1924 tarihinde Trabzon'a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. 15 Eylülde Trabzon Belediyesi'ne ve 3. Genel Müfettişliği ziyaretlerinden sonra Soğuksu' ya gezi amaçlı götürülmüş ve burada dinlenmek için durmuştur.

Atatürk ikinci kez Kasım 1930'da Trabzon'u tekrar onurlandırdığında Köşk'te ağırlanmış ve çok memnun kalmıştır.

Büyük Önder Haziran 1937 tarihinde Trabzon'u üçüncü kez ziyaretlerinde kendisi için hazırlanan Köşkte iki gece kalmıştır. 11 Haziran gecesi Köşk'te bütün mal varlığını, canından çok sevdiği Türk Ulusuna armağan etme kararı almış olan Atatürk mal varlığının bir listesini hazırlayarak gereğinin yapılması için Başbakan' a göndermiştir.

Atatürk Trabzon'daki Köşk' ten mal varlığını milletine adarken şöyle diyordu: "İnsanın serveti manevi kişiliğinde olmalıdır. Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime vermekten ferahlık duyuyorum."

Bilinmeyen bir sebepten dolayı Soğuksu'daki Köşk Türk Ulusuna armağan edilen mal varlığı listesinde yoktu ve ölümünden sonra kız kardeşi Makbule BOYSAN' a kaldı.

8 Temmuz 1942'de Trabzon Belediyesi BOYSAN'dan Köşk'ü 10.000 lira karşılığında satın almıştır. Trabzon İcra Memurluğu tarafından binanın yevmiyesi yapılmış ve aynı yıl Köşk halka açık müze haline dönüştürülmüştür. Atatürk Köşkü Trabzon'a gelen ziyaretçilerin çoğunluğu tarafından ziyaret edilen tarihi bir mekandır.






Cevdet Sunay Müzesi
Çaykara İlçesine 21 km. uzaklıkta bulunan, Çaykara-Sultan Murat Yaylası yolu üzerindeki Ataköy beldesindedir.
1900 yılında Ataköy'de doğan, Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 5. Cumhurbaşkanlığı ve Kontenjan senatörlüğü yaptıktan sonra 1982 yılında ölen İlimizin yetiştirdiği devlet adamı Cevdet SUNAY'ın doğduğu ev, restore edilerek 2001 yılında Cevdet Sunay Evi-Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Yapı iki katlı tipik bir köy evi olup dış duvarları kesme taştan, iç bölmeler ahşaptan yapılmıştır. Alt kat depo olarak kullanılmaktadır. Müze olarak düzenlenen zemin katın doğu-batı istikametinde iki kapısı vardır.
Girişte geniş bir salon yer almakta olup, geleneksel köy evinin oturma mekanı olarak aslına uygun biçimde düzenlenmiştir. Duvarlar Cevdet SUNAY'ın yaşamından kesitleri yansıtan fotoğraflarla dekore edilmiştir.
Çalışma odası olarak düzenlenen mekanda; Cevdet SUNAY'ın kitapları, fotoğrafları, şilt, berat ve diğer belgelerle birlikte çalışma masası ve koltuklar yer almaktadır.
Yatak odası, kendi kullandığı karyola, komidin ve diğer özel eşyalarla, misafir odası da yine kendisine ait özgün eşyalarla düzenlenmiştir.
Cevdet Sunay Evi-Müzesi; gerek burada sergilenen birbirinden kıymetli özel eşyaların gerekse Sultan Murat Yaylası Yolu üzerinde bulunan Ataköy'ün doğal güzelliklerinin yakından görülmesi ve hissedilmesi açısından görülmeye değer bir yerdir.
Cevdet Sunay Evi-Müzesi Pazar günü hariç haftanın diğer günlerinde ziyarete açıktır.




Trabzon Müzesi
Trabzon Müzesi olarak düzenlenen konak, Zeytinlik Caddesinde 1900'lü (1898-1913) yılları başlarında Banker Kostaki Teophylaktos tarafından büyük programlı konut olarak yaptırılmıştır. Konağın mimarlarının ismi tespit edilememiştir. Ancak mimarlarının İtalyan olduğu belirlenen yapıda kullanılan bir çok malzemenin İtalya'dan getirildiği bilinmektedir. Kostaki Teophylaktos 1917 yılında iflas edince, bu yapıyla birlikte bütün mal varlığına haciz konulmuş ve konak Nemlioğlu ailesi tarafından satın alınmıştır.
 
Milli Mücadele yıllarında karargah binası olarak kullanılan yapı, 1924 yılında Atatürk'ün Trabzon'u ilk ziyaretinde konaklaması için düzenlenmiştir. Atatürk ve eşi Latife Hanım be beraberindekiler 15-17 Eylül 1924 tarihlerinde bu konakta kalmışlardır. Ülkemizin sayılı sivil mimarlık örnekleri arasında yer alan, yaklaşık 1500 m 2 kullanım alanı olan konağın bodrum kat hariç tüm kat duvarları tamamen kalem işi bezelidir. Konak müzeye çevrildikten sonra bodrum katı arkeolojik eserler bölümü olarak düzenlenmiştir. Arkeolojik eserler bölümünde Erken Tunç Döneminden Osmanlı Dönemi sonuna kadar taş, pişmiş toprak, metal, cam vb eserler sergilenmektedir.
 
Kronolojik sıraya göre düzenlenen arkeolojik eser seksiyonları dört mekandan oluşmaktadır. Giriş salonu olarak kullanılan birinci mekanda; 1997 yılında Trabzon Tabakhane Mevkiinde Trabzon Müze Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazısında çıkarılan, M.S. 2. yüzyılla tarihlenen Roma Dönemi Bronz Hermes heykeli sergilenmektedir. Heykel Müzenin en önemli eserleri arasında yer almakla birlikte normal insan boyutundadır. Bu mekanda ayrıca aynı kazıda çıkarılan mermer tapınak buluntularına, Roma Dönemi mermer mimari parçalar ve Osmanlı Dönemi Mermer Mimari parçalar yer almaktadır. Bunun dışında arkeolojik eser seksiyonlarında giriş salonunun sağında kalan;
 
1.Bölümde Eski Tunç, Urartu, Demir Çağı, Hellenistik ve Roma Dönemi Eserlerin yanı sıra yine müzenin önemli eserleri arasında yer alan Asur Dönemi silindir mühür sergilenmektedir.
 
2.Bölümde yine Roma ve Hellenistik Dönem bronz, pişmiş toprak ve cam eserlerin ve Roma Dönemi sikkelerin teşhiri yapılmıştır.
 
3.Bölümde Bizans Dönemi sikkeler, ikonalar ve Osmanlı Dönemi objelere yer verilmiştir.
Konağın giriş katı diğer bölümlere nazaran daha yoğun kalem işi süslere sahiptir. Bu kattaki bazı odalarda halen orijinal ipek duvar kağıtları da yer almaktadır. Kat kısman orijinal mekanlara da bağlı olarak konak teşhir bölümü olarak düzenlenmiştir. Bu bölümde sağdan sola doğru oturma odası, çalışma odası, gündüz oturma salonu, yemek odası, oyun odası seksiyonları yer almaktadır. Katta ayrıca günümüzde ziyaretçi bekleme salonu ve kafeterya olarak düzenlenen eğlence salonu yer almaktadır. Dönemin eğlence salonu, müzik dinletisi, konferans vb. amaçlarla da kullanılan salonda Barok üslubun yoğun izlerini taşıyan loca (balkon) bölümü bulunmaktadır. Salon günümüzde sergi salonu olarak ta kullanılmaktadır.
 
Giriş katına göre daha sade olan birinci kat etnoğrafik eserler seksiyonu olarak düzenlenmiştir. Bu katta, İslami eserler, silahlar, yazma eserler, dokumalar, takılar, giysiler gibi bölümlerin yanında; T.C. 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay seksiyonu ve Büyük Önder Atatürk'ün yatak odası düzenlenmiştir. 1924 yılında Atatürk'ün kaldığı yatak odasının mobilyaları konağın ikinci sahipleri Nemlioğulları'ndan sergilenmek üzere satın alınmıştır.
Konağın asma katı Trabzon Müzeler Müdürlüğü olarak düzenlenmiş olup, idari kat olarak kullanılmaktadır.
 
Trabzon Müzesinde kullanılan süsleme ve mimari tarzı 19. yüzyıldan itibaren, Osmanlı İmparatorluğunun geleneksel sanat etkilerinden uzaklaşıp Avrupa'da geçmişi yaklaşık olarak yüzelli yılı bulan Barok rokoko üslubudur. Saray Mimarilerinde kullanılan bu üslupların şayana değer bir ustalıkla kullanılması, konağın Trabzon'da tek olmasıyla dikkati çekmektedir.





Trabzonspor Müzesi
Maraş Caddesi Halkevi Sokak'taki Sadri Şener Sosyal Tesisleri Binası'nın 2.katında yer almaktadır. Trabzon'un özgün tarihi eserlerinden biri olan binadaki müze barındırdığı kupalarla Türk futbol tarihinde önemli bir yere sahip olmasının yanında Cumhuriyet Dönemi Trabzonspor tarihinin de belleği konumundadır.
Geniş bir salonda sergilenen eserler içinde kendi kategorisinde tek ve özgün kupalar yer almaktadır. Girişte soldan itibaren kronolojik bir sırayla yerleştirilmiş olan kupa, şilt ve beratların her biri kendine özgü anıları yaşatmaktadır.

Müzenin es eski belgesi İdmanocağı Kulübü'nün kurulmasına dair 1921 tarihli Osmanlıca berattır. 1927 tarihinde Mustafa Kemal tarafından İdmanocağı Kulübü'ne verilmiş olan büst ve bayraktan sonra Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı tarafından 1924 yılında aynı kulübe verilen mıntıka birinciliğine dair kupa yer almaktadır. Bu bölümde, 1967 tarihinde birleşerek Trabzonspor Kulübü'nün kuruluşunu sağlayan İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martıspor kulüplerinin başta futbol olmak üzere, yüzme, güreş, kürek, gülle atma ve atıcılık dallarında aldıkları madalya, şilt ve beratlar sergilenmektedir.
 
 








Müzede en ilginç kupa ise 1958 yılında Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası'nda Trabzon İdmanocağı'nın kazandığı yarım kupadır. Futbol Federasyonu tarafından 1958 yılında düzenlenen Türkiye Şampiyonası Finalleri'nde Ankara Havagücü takımı ile Trabzon İdmanocağı takımlarının puanlarının ve averajlarının aynı olması ve her iki takımın da ayrı bir maç yapmayı kabul etmemelerine üzerine Futbol Federasyonu iki takımı da şampiyon ilan etti ve kupa ortadan ikiye bölünerek her iki takıma da yarımşar olarak verildi. Şimdi kupanın yarısı Trabzonspor Müzesi'nde, diğer yarısı ise Ankara Havagücü Müzesi'ndedir.

Müzeyi süsleyen diğer ilginç ve özgün kupa ise; 1965 yılında İdmanocağı ve Beşiktaş arasında oynanan ve İdmanocağı'nın 1-0 kazanarak aldığı Türkiye Kupası ile bu maçta 22 kişinin peşinden koşturduğu toptur.
insan CENNET'e gitmeyi ister ama hicbir sey yapmadan...

Çevrimdışı hülyaa

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 3387
  • Rep Puanı: +44/-0
  • en buyuk ceza unutmaktır !!!
Ynt: trabzon müzeleri
« Yanıtla #1 : Ağustos 16, 2007, 04:07:06 ÖÖ »
paylasımın için saol  +rep benden sana devamını bekleriz
Gelemiyorum yanına !
O kadar çok engel var ki arada
Bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp gelmek istedim;
Çekmedi yorgun bedenimi.
Bulutlara takılmayı denedim;
Bir yıldırımla attı üzerinden.
Dalgalara bıraktım kendimi
kıyılarına vurmak için
Kağıttan bir gemi kesti yolumu
Koparılan takvim yapraklarıyla
gitgide tüketiyor zaman beni
Gün geceye gömdü gözlerimi
Gece güne savurdu yüreğimi...




Çevrimdışı ayşe

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 6822
  • Rep Puanı: +326/-4
Ynt: trabzon müzeleri
« Yanıtla #2 : Ağustos 16, 2007, 08:01:23 ÖS »
sagolun \_ \_ \_
insan CENNET'e gitmeyi ister ama hicbir sey yapmadan...

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: trabzon müzeleri
« Yanıtla #3 : Ağustos 17, 2007, 12:58:47 ÖS »
Emeğine yüreğine sağlık..!!! :svm: :-* :-*
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı ayşe

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 6822
  • Rep Puanı: +326/-4
Ynt: trabzon müzeleri
« Yanıtla #4 : Ağustos 17, 2007, 07:28:00 ÖS »
tesekkurler can \)
insan CENNET'e gitmeyi ister ama hicbir sey yapmadan...

Çevrimdışı ¤ۣۜ..¤SessizGemi

  • Administratör
  • *
  • İleti: 7518
  • Rep Puanı: +333/-3
Ynt: trabzon müzeleri
« Yanıtla #5 : Eylül 09, 2007, 01:58:28 ÖS »
paylaşımın için tşkkr ederim.çok güzel bir konu . + rep.
Sen üzülme, senin için bu gönlüm ağlar..