Gönderen Konu: Resullahin dilinden ramazan..!!  (Okunma sayısı 994 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Resullahin dilinden ramazan..!!
« : Eylül 26, 2008, 06:00:29 ÖS »
Selmân-ı Fârisî radıyallahü anh, Allah Rasülü-nün şöyle dediğini nakletmektedir:
Rasülullah (s.a.v.) bize Şa'bân ayının son günü bir hutbe irâd etti ve şöyle buyurdu:
“Ey müslümanlar!
Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düş-tü. Bu, içinde bin aydan daha hayırlı olan kadir ge-cesinin bulunduğu bir aydır.
Bu ay, Allah Teâlâ'nın, gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru' kıldığı mübarek bir aydır.
Bu ayda kim bir hayır işlerse, başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır.
Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir.
Bu ay, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır.
Bu ay, mü'minin rızkının arttığı bir aydır.
Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahla-rının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulması-na sebep olur. İftar ettirdiği müslümanın aldığı se-vaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır.”
- Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imka-na sahip değildir, dediler. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.v.):
“Allah Teâlâ bu sevabı bir oruçluyu bir hurma ve-ya bir yudum su ya da bir içim süt ile iftar ettirene de verir.” buyurduktan sonra hutbesine şöyle devam etti:
“Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ce-hennemden kurtuluş olan bir aydır. Kim bu ayda emri altındakilerin yükünü hafifletirse Allah onu ba-ğışlar ve cehennemden âzâd eder.
Bu ayda dört şeyi çok yapınız. Bunların ikisi ile Rabbinizi hoşnud edersiniz; ikisinden de zâten uzak kalamazsınız. Rabbinizi hoşnud edecek iki işiniz; lâ ilahe illallah diyerek Allah'ın birliğine şehâdet etme-niz ve bağışlanma dilemenizdir. Uzak kalamayacağı-nız öteki iki şeye gelince, onlar da Allah'tan cenneti isteyip cehennemden kurtulmayı dilemenizdir.
Kim bir oruçluyu doyuracak olursa, Allah onu benim havuzumdan sulayacak, o da cennete girin-ceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.” (1)
Açıklama:
Peygamber Efendimiz, ramazan-ı şerîfi mü'min-lerin ferdî hayatları ve âhirete yönelik olarak kendile-rine kazandıracağı neticeler açısından tanıtmıştır. Çünkü her Müslüman kavuştuğu ramazan ayından mutlaka kendisi için bir şeyler bekleyecektir. Bu bek-lentiler de onun dünya hayatı ile ilgili olduğu kadar belki de daha çok âhiret hayatına yönelik olacaktır. Çünkü mü'min için gerçek istikbâl âhirettir.
Öte yandan bilinen bir gerçektir ki, kişileri fert fert iyileşmeye teşvik etmek, toplumu belli bir iyileşmeye sevk etmektir. Çünkü cemiyetler fertlerden teşekkül etmektedir. Çünkü sevinçler ve güzellikler, paylaşıl-dıkça büyür. Ramazan sevinci de paylaşıldığı ölçüde toplumu bürür.
Söz bu noktaya gelmişken, ramazana duyulan saygıdan dolayı yapılacak her hareketin mutlaka bir kıymeti olacağını vurgulamakta fayda görmekteyiz. “Ramazan dolayısıyla” diye başlayan levhalarla dur-durulduğu bildirilen bazı faaliyetlerin, alınan tedbir-lerin her birinin ayrı bir değeri vardır. Umulur ki bu tür davranışlar, sahiplerinin, ramazandan birşeyler bekleyen sahiplerinin önceki yanlışlarına keffâret olur. Toplumu din konusunda, dinî hayatın gereği hakkında bilinçlendirmeye yarayan her şeyi takdirle karşılamak, bu kabil teşebbüslerin yaygınlaşması açısından uygun olacaktır. Yılda bir ay süre ile de ol-sa, toplumun dinî havayı daha yoğun şekilde tenef-füs etmesine yardımcı olacak her girişimi, -kimden ve nereden gelirse gelsin- olumlu karşılamak, onlara, asıl olumluluklar sistemine çıkarılmış birer davetiye gözüyle bakmak herhalde daha iyidir.
“Uzak kalamayacağınız iki iş, cenneti istemek, ce-hennemden kurtulmayı temenni etmek” tespiti de Peygamberimizin gerçekçiliğinin bir başka ifadesidir. Çünkü hiç kimse mutluluk ülkesi cenneti reddetmez yine aklı başında kimse de cehennemde azab çek-meyi istemez.
Efendimiz'in hutbesinden anlaşıldığına göre ra-mazan, en tabiî isteklerimizden en önemli görevleri-mize kadar her şeyin değerinin çok büyük ölçüde arttığı bir mevsim olmaktadır. Bu, arzuların gerçek-leşmesi için gösterilecek gayretlerin zamanı olmak bakımından ramazanın “cihad ayı” olduğu anlamına gelir. Zaten bayram da cihadla kazanılan zafer sevincinin adıdır.
-alıntıdır-
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"