Gönderen Konu: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?  (Okunma sayısı 266101 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« : Eylül 18, 2008, 06:59:43 ÖS »
Haydi Salavata Canlar!!
Allah(cc) için Foruma girdiğimizde buraya kELİME-İ ŞEHADET yazarak başlayalım inşallah.

Kelime-i şehadet bir ferdin İslam’a dahil oluşunda ilk merhaledir. O Allah’ın varlığı ve birliği ile bir
Kelime-i şehadet bir ferdin İslam’a dahil oluşunda ilk merhaledir. O Allah’ın varlığı ve birliği ile birlikte ahir zaman nebisinin de risaletini tasdik edip ona kendi nefsini şahid tutması manasında mübarek bir inanç cümlesidir. Bu itibarla kelime-i şehadet dinin temeli ve istinatgâhıdır. Şehadet öyle yüce bir kelimedir ki, bütün insanlığın kurtuluş ve şehadeti onun sonsuz mana ve sır ikliminde gizlidir. Kelime-i şehadet İslam’ın özü, göklerin ve yerin anahtarıdır.

Kelime-i şehadet en umumî tabiriyle dil ile ikrar kalb ile tasdik eylemekten ibarettir. Derunî manada ise İslam’a ait hakikatler manzumesini ihtiva eder. Denilebilir ki, Kur’an-ı Kerim’in tamamı kelime-i tevhidin ne olduğunu izahtır. Çünkü Kur’an-ı Kerim din ve tevhitten ibarettir. Bu gerçeği ifade sadedinde ayet-i kerimede şöyle buyurulur: “Bu Kur’an, onunla uyarılsınlar ve tek bir ilah bulunduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara tebliğ edilmiştir.” (İbrahim, 52)



İki veche

Kelime-i şehadet iki veçhelidir. Birincisi tevhit, yani Cenab-ı Allah’ın varlığı ve birliğine iman, ikincisi de Hazret-i Peygamber (sav)’in kulluk ve risaletini tasdiktir. İman bu iki veçhenin gönülde bir bütün halinde yerleşmesi neticesinde tahakkuk eder. Bu itibarla ne yalnız Allah Teala’ya iman kâfidir ne de Rasulüne. Bu hususta gaflet edilmemeli ve Allah’a imanla birlikte Hz. Peygamber (sav)’e imanın ehemmiyeti layıkıyla kavranmalıdır. Yahudiler Musa (as)’a inanır diğer peygamberleri kabul etmezler, Hıristiyanlar İsa(as)’ı kabul eder diğer peygamberlere inanmazlar. Mü’minler ise bütün peygamberlere iman ederler.

Bu gerçeği Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Müminlerin her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. ‘Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız’ dediler.” (Bakara, 285)



Cennetin anahtarı

Kelime-i tevhit cennetin anahtarıdır. Kelime-i tevhidin tezahürleri ise o anahtarın kilidine müsait hassas dişleridir. Vehb bin Münebbih radıyallahu anha denildi ki, “La ilahe illallah kelimesi cennetin anahtarı değil midir?” Buyurdu:

“Evet! Fakat dişsiz anahtar olmaz. Ancak dişleri olan anahtarla gelirsen kapı sana açılır, aksi halde açılmaz.”

Mahşerde, mizanda en ağır kelime kelime-i tevhiddir. İhlas ve samimiyetle söylenen bir kelime-i şehadet bütün diğer amellerden üstündür. Bütün peygamberlerin daveti ve tebliğleri daima bu cümlenin ifade ettiği hakikat çerçevesinde olmuştur. Bütün hak dinler bu kelimenin temeli üzerine bina edilmişlerdir. Allah Teala buyurur:

“(Ey Rasulüm) Sen’den önce gönderdiğimiz her peygambere. Benden başka ilah yoktur bana kulak verin! diye vahyetmişizdir.” (Enbiya, 25)

“Kelime-i tevhid, kalbin nurudur. İnsanın yüzünün nurudur. Küçük çocukların dilini konuşmaya La ilahe illallah ile açın (başlatın). Ölüm sırasında onlara kelime-i tevhidi telkin edin. Ancak kelime-i tevhidi hayata hakim kılmak çok önemlidir. Sadece iman etmek kafi değildir. Onu amel-i salihle süsleyerek ilahî imtihanlarda muvaffak olabilecek bir seviyeye yükseltmek zarureti vardır. Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’de insanlar yalnız inandık demekle hiç imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar? Buna göre iman bir lütuf, imtihan da onun miyarı. Kuldan istenilen sabır ve teslimiyetle imanı muhafaza ise bir bedel mesabesindedir. Hasılı gerçek imanın bedeli kamil mümin olabilmektir.” (İslam İman İbadet, Osman Nuri Topbaş)



İman farzdır

İman en umumi manası ile dil ile ikrar, kalp ile tasdik eylemekten ibarettir. Ömründe bir defa olsun ikrar ve şehadette bulunmayan kimse nezdi ilahîde mümin sayılmaz.

Amellerin en faziletlisi olan namaz dahi günde beş vakit farzdır. Oruç senede bir ay, hac ömürde bir kez ve zekat zengin olan için yılda bir defa belli ölçüde farzdır. Ama kelime-i şehadet (ki imanla müşerref olmak isteyenler için İslam dairesine bu kelime ile girilir) süreklilik ister. Zira imanın faydalı olabilmesi için ömrün sonuna kadar devam etmesi de şarttır. İmanda itibar sonucudur. Son demine kadar imanını muhafaza edemeyen bir kimseye geçmişteki imanı asla fayda vermez. Ayrıca iman bir bütün olup bölünme kabul etmez. Yani inanılması gerekli olan şeylerin bir kısmına inanıp da bir kısmını kabul etmemek olmaz. İman daima farzdır. İmanı her halukarda zinde tutmak zarureti vardır.

Aklı başında olan her insana Allah’ın varlığını bilip tasdik etmek farzdır. Kainatta her zerre ilim ve kudret sahibi bir Allah’ın varlığına şehadet edip dururken, her şeyin üstünde bir akla sahip olan insanın bunu anlamaması bunu düşünüp bulmaması caiz olamaz, onun içindir ki, insan nerede ve hangi zamanda yaşamış olursa olsun, kendi aklıyla düşünerek Allah’ı bulması ve bilmesi üzerine farzdır. Allah Peygamber göndermemiş olsa idi yine Allah’ı bilmek insana vacip olurdu. Şu kadar ki peygamberin tebliğinden mahrum kalanlar ibadetle mükellef olmazlardı. Allah “Kur’an-ı Kerim’de: “Biz bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz.” (İsra-16) buyuruyor.



İlahî davet

(Rasûlüm) de ki ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz. Allah’tan başkasına tapmayalım O’na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. (Al-i İmran, 64)

Bu ayet-i celile ehl-i kitabı batıl itikatlarından vazgeçip kelime-i tevhide gelmeye davet etmektedir. Bu davet kıyamet sabahına kadar geçerlidir.

Müminler bu ilahî daveti zaman zaman yerine getirmeli her birerleri istidatlarına göre tebliğde bulunmaları icap eder. Peygamberimiz bize bu konuda en güzel örnektir. Ayet-i celilede Allah (cc) şöyle buyuruyor:

“(Rasûlüm) onlar iman etmediler diye neredeyse kendine kıyacaksın.” (Şuara, 3)

“(Rasûlüm) Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et.” (Nahl, 125)

Peygamberimiz (as)’ın dünyada yaşayan her insanın Allah’a inanmasını ve kendisini cehennem ateşinin azabından kurtarmasını şefkat ve merhamet muktezası olarak istediğinin bir delilidir. Bugün müminlerin merhameti dünyayı kucaklayacak kadar geniş olmalı, kelime-i şehadeti gücü nisbetinde insanlığa ulaştırmak da şiarı olmalıdır. Çünkü kelime-i şehadeti muhabbet ve aşkla ta gönülden söyleyen her kalpte aynaya ışık vurmuş gibi ilahi bir parıltı yanar ki nuru ilahi ile o kalp tezyin olur. Böylesi güzelliklerden mahrum harabeye dönen, iman nurundan uzak kalplerin nurlanması için bütün mü’minlere gereken odur ki, kelime-i şehadetten gafil olan bu insanlara yardımcı olalım, imanı telkin edelim. Çünkü bir insanın hidayetine vesile olmak bizim için dünyalık her şeyden kıymetlidir. Kelime-i şehadet öyle yüce bir kelimedir ki bütün insanlığın kurtuluş ve şehadeti onun sonsuz mana ve sır ikliminde gizlidir. Allah’ım bize bu zevki ölmeden tattır. (Amin)



Misyonerler

“Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur.” (Bakara, 120)

Ayette işaret edildiği gibi, günümüzde misyoner teşkilatları değerli gençlerimizi İslam dininden uzaklaştırıp kendi dinlerini telkin ediyorlar. Gayeleri gençlerimizi İslam’dan uzaklaştırmak, hristiyan yapmaktır. Ayet-i kerime de buna işaret ediyor. Biz, onların ve insanlığın muhtaç olduğu İslam’ı tebliğ ederek kelime-i şehadeti söyletmek sureti ile onları İslam’la diriltelim. Onlar bizim insanımıza, aslı ile ilgili olmayan tahrif edilmiş, İncil’i sunarken biz onlara, el’an bir harfi bile değişmeyen, Allah’ın kelamı olan, Kur’an’ı sunalım.

Misyonerler kendi memleketlerini terk ederek dünyanın çeşitli yerlerinde çalışma yaparken biz evimizdeki evlatlarımıza insanımıza gençlerimize sahip çıkalım.

Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i Kur’an’a mahkum et. Amin.
(Amin alıntı yapılmıştır
« Son Düzenleme: Şubat 20, 2009, 02:28:08 ÖÖ Gönderen: albay »
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #1 : Eylül 18, 2008, 07:04:16 ÖS »
“Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü”

Şehadetin Anlamı



Bu din hiç kuşkusuz korumasız kaim olamayacağı gibi cihad yapılmadan da yeryüzünde egemen olmaz. Çünkü cihad akideyi korumanın, davanın güvenliğini sağlamanın,
müminleri fitneye ve İslâm şeriatini de fesada uğramaktan emin kılmanın vazgeçilmez bir gereğidir.


Bazı kuşaklarda akide yozlaşıp şehadet kelimelerinin, şehidlik ve cihadın önem ve değeri azalınca, yani biricik ve sapasağlam anlamlarından uzaklaştırılınca Allah yolunda şehid olmanın üzerini kalın örtüler kapladı.


Şurası kesindirki bir savaş, eğer "fi sebil'illah" değilse ne cihad, ne şehadet ve ne de cennet söz konusu olabilir.


Çünkü sadece Allah yolunda ölmek, sadece O'nun dinine; O'nun gönderdiği hayat sistemine yardım etmek gerekir. Eğer hedef "kelimet'üllah"ın yüceltilmesi değilse, eğer hedef ilahi şeriat ve metodun insanların gönlünde,ahlâkında, davranışlarında, yönetimlerinde, yasa ve nizamında egemen olması değilse şehidlik de yoktur, cennet de yoktur.


Ebu Musa (r.a.)'dan:
Hz Peygamber'e (s.a.v.) soruldu:
Cesaretini göstermek için, hamiyeti için ve gösteriş olsun diye savaşan adam.. Hangisi Allah yolunda?' Hz. Peygamber (s.a.v.):


"Kim, kelime'tüllah'ın yüceltilmesi için savaşırsa onun savaşı Allah yolundadır, diye buyurdu." (Buhari: 8/189; Müslim: 3/1512; Tirmizî: 4/179; İbni Mace: 2/931; Ahmet: 4/405)


Görülüyor ki uğrunda şehid olunup cennete girmeyi hakkettirecek başka bir cihad hedefi, başka bir sancak yoktur. Çünkü tek hedef ve tek sancak "fi sebil'illah" tır. Yoldan çıkmış kuşakların benimsediği başka tür düşünce ve bayraklar, isim ve gayeler değil..


Bu bakımdan dava adamlarının bu apaçık gerçeği çok iyi anlamaları gerekir. Ve bunu arı-duru ve her tür çarpıtmadan uzak bir şekilde gönüllerine yerleştirmeleri gerekir
Yaşadıkları ortamın mantığından ve sapılmış kuşakların değerlendirmesinden etkilenmeden..


Kendi sancaklarını başka sancaklarla ve kendi düşüncelerini de.akidelerinin tabiatına yabancı olan başka düşüncelerle hiç bir şekilde karıştırmadan..


Cihad, ancak kelimet'ül-lah'ın yüceltilmesi için vardır. Ruh ve vicdanda, ahlak ve davranışlarda, yönetim biçimlerinde örgütlenmelerde, hayatın her tür bağlantı ve ilişkilerinde yüceltilmesi..


Böyle olmadı mı, 'Allah için' gayesi söz konusu olmaz. Çünkü o iş şeytan için yapılmıştır. Sonra böyle olmadı mı "sahicilik" ve "Şehidlik" de olmaz. Cennete girmek, Allah katından yardım görmek ve ayak sabitliğini ekle etmek de olmaz. Çünkü bu durumda sadece karmaşa, kötü tasarruf ve sapıtma söz konusu olabilir. Şu halde Allah dininin davetçileri, cahili düzenlerin "fi sebil'il-lah" temel şartıyla bağdaşmayan mantığından nefislerini, duygu ve düşüncelerini kurtarmak zorundadırlar.


Şehidler. Allah'ın kendi yüce zatı için ayırmak üzere mücahidlerin arasından seçtiği (seçkin) kimselerdir.


"......Sizden şehidler edinsin diye.." (Ali İmran: 140)


Öyleyse kişinin Allah yolunda şehid olması bir ziyan (kayıp) değildir. Bu, tamamen İlahi bir seçim ve beğenidir, üstün ve özellikli kılma işidir. Onlar, Yüce Allah'ın özellik sahibi kılıp da kendilerine şehadet verdiği kimselerdir. Kendi Yüce nefsine ayırmak ve kendisine özellikle yakın tutmak üzere rızıklandırdığı kimseler..


Onlar, Allah'ın kendisi için ayırdığı, insanlığa gönderdiği hakkın yolunda şehadet verdiği kimselerdir. Allah'ın şahid tuttuğu kimselerdir. Şehadetlerini hakkıyla, şüphesiz, şaibesiz ve tartışmasız bir şekilde yerine getirenlerdir.


Hakkın gerçekleşmesi ve insanlığın dünyasında yerleşmesi uğrunda ölünceye kadar cihad edenlerdir.


Yüce Allah kendilerinden, kendi katından gelen hakkın şahidi olmak, kendisine iman etmek, sadece kendisine bağlanmak, sadece kendisini yüceltmek, hem de ondan öte her şeyi önemsiz görecek kadar yüceltmek üzere görev yapmalarını istemektedir.Bu hak olmadan insanlık hayatının islah olamayacağına ve düzelemeyeceğine, batıla karşı savaşmanın, batılı insanlık hayatından uzaklaştırmanın kaçınılmazlığına; hakkı insanlık dünyasında yerleştirmenin ve insanları Allah'ın hayat nizamına göre yönetmenin gerekliliğine inanmaları şartıyla görev yapmalarını istemektedir.


Evet Allah onları; şahid tutuyor, onlar da şahid oluyorlar. Ve bu şahidlikleri, ölünceye kadar cihad etmektir.
Tartışma ve cedelleşme istemeyen bir şehadettir bu.


"La ilahe İllallah Muhammedun Resulullah" şehadetini getirip de bunun muhteva ve gereklerini yerine getirmeyen bir kimse şehadet getirmiş olarak kabul edilmez.


Bu kelimelerin muhtevası ise:
"Allah'tan başkasını ilah edinmemektir. Allah'tan başkasının şeriatini kabullenmemektir."


"İlahlığın (Uluhiyyet) " en belirgin özelliği hiç kuşkusuz kanun koyuculuktur.


"Ubudiyetin" en belirgin özelliği ise (hüküm ve yasaları)
Allah'tan almaktır.


Allah'tan (hüküm ve yasaları) almanın bir tek yolu ise Allah'ın Resulü olmak sıfatıyla Hz. Muhammed (s.a.v.)'den almaktır.
Ayrıca bundan başka hiç bir kaynağa güvenmemektir, öyleyse bu sahiciliğin gereği, cihad etmektir, ilahlığın Hz Peygamber nasıl tebliğ etmişse öylece Allah'a ait kılınması için cihad..




Allah'ın insanlık için seçip Hz. Peygamber'in tebliğ buyurduğu hayat sisteminin yeryüzünde egemen, galip ve boyun eğilen bir düzen olmasının yolu budur.
İstisnasız tüm insanlık hayatına hükmeden bir nizam olmasının yolu budur.





Eğer bu iş, uğrunda ölmeyi gerektiriyorsa, işte bu yolda ölen kimse şehittir.




Bu yolda ölen kimse şahidtir. Çünkü Allah bu kimseden bu şehadeti ifa etmesini istemiştir. Ve Allah bu görevini ifa eden kimseyi katına şehid olarak almış ve onu bu makamla onurlandırmıştır:




"Şehidler, Rableri katındadır, (orada) kendilerine mükafat ve nurları vardır." (el-Hadid: 19,)



« Son Düzenleme: Eylül 18, 2008, 07:06:20 ÖS Gönderen: *Laz kızı* »
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #2 : Eylül 18, 2008, 07:05:00 ÖS »
1-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!


haydin Bismillah..!!
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı otobüscü

  • Banned
  • *
  • İleti: 83
  • Rep Puanı: +4/-0
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #3 : Eylül 18, 2008, 07:08:36 ÖS »
2-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!

Çevrimdışı fuzuli

  • Banned
  • *
  • İleti: 2389
  • Rep Puanı: +36/-0
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #4 : Eylül 18, 2008, 07:16:03 ÖS »
4-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!


teşekkürler lazkızı güzel bir konu daha açarak sevap defterlerinin sevaplarının katlanmasına vesile oluyorsun biz de getirdiğimiz şehadetlerle istifade edenlerden oluruz inşallah

ustada kalırsa bu öksüz yapı
onu sürdürmeyen cırak utansın

Çevrimdışı yomralipacci

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 1959
  • Rep Puanı: +198/-1
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #5 : Eylül 18, 2008, 07:17:12 ÖS »
Allah razı olsun

5-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!
€Lden düşme sevdaLar değiL ßenim istediğim ya yüreğinin sahißi oLmaLıyım yada hiçßirşeyin

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #6 : Eylül 18, 2008, 07:18:39 ÖS »
Rica ederim arkadaşlar..Okumaya devam..sevap yapmalıyız ki öteki tarafta defterimiz kalınca olsun..



6-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!


"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı fuzuli

  • Banned
  • *
  • İleti: 2389
  • Rep Puanı: +36/-0
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #7 : Eylül 18, 2008, 07:24:59 ÖS »
o zaman

7-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #8 : Eylül 18, 2008, 07:27:06 ÖS »


8-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!



"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı fuzuli

  • Banned
  • *
  • İleti: 2389
  • Rep Puanı: +36/-0
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #9 : Eylül 18, 2008, 07:28:59 ÖS »
9-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #10 : Eylül 18, 2008, 07:30:47 ÖS »


11-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!




"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı hakantonya

  • *V*İ*P*
  • ******
  • İleti: 555
  • Rep Puanı: +10/-0
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #11 : Eylül 18, 2008, 07:35:03 ÖS »
12-) Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü..!!



Çevrimdışı hamsiye

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 1360
  • Rep Puanı: +73/-0
  • "Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur."
Ynt: Kelime-i Şehadet getirelim mi..?
« Yanıtla #12 : Eylül 18, 2008, 11:12:40 ÖS »


14 - Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü
15 - Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü
16 - Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü
17 - Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü
18 - Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü.....





"Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.."B.S.N