Gönderen Konu: Dünyadan Silinenler  (Okunma sayısı 1066 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı §iyahinci

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 20028
  • Rep Puanı: +434/-11
  • Denizin en nadide armağanı!..
Dünyadan Silinenler
« : Ekim 20, 2008, 12:25:43 ÖÖ »


Neanderthal adamı niçin dünyadan silindi?
Hırvatistan’da bulunan fosil üzerinde yapılan DNA incelemeleri insanlık tarihine ışık tutuyor.
Neanderthal adamı niçin yok oldu? Bu ilkel insan, bizim atalarımızla çiftleşiyor muydu? Yoksa onları ortadan kaldıran bizim atalarımız mıydı?

Günümüzden yaklaşık 30.000 yıl önce dünyadan silinen Neanderthal adamı, insanın evrimsel gelişiminin bir parçası değildi. Ama maymundan çok insana benzeyen bu yaratık, yüzbinlerece yıl boyunca dünyamızda varolmuştu.

1856 yılında Duesseldorf yakınlarındaki Neander vadisinde ilk defa bu türün kemikleri bulunalı beri, Neanderthal adamı konusunda antrolopologlar pek çok teori ürettiler. Bu türe ‘Neanderthal’ adamı adı verilmesinin nedeni de Neander vadisinin adından gelmektedir.

Fosil bulgularından ve karbon testlerinden anlaşıldığı kadarıyla Neanderthal adamı ilk olarak 300.000 yıl önce Avrupa’da görüldü. Yaklaşık 50.000 yıl önce homo sapiens türnün, yani modern insanın atasının Avrupa kıtasına gelmesinden sonraysa Neanderthal soyu tükenmeye başladı. İnsan ve Neanderthal adamı adlı türün yaklaşık 20.000 yıl boyunca aynı gökyüzü altında yaşamış olması, tıpkı dinozorların dünyadan yok olması gibi bir gizemi beraberinde getiriyordu: Acaba Neanderthal ırkını yok eden bizim atralarımız mıydı? Yoksa insan soyuyla çiftleşen Neanderthal insanı genetik dönüşüm neticesinde mi dünyadan silinmişti?

Hırvatistan’daki Vendija kenti yakınlarındaki bir mağarada bulunan tahminen 38.000 yaşındaki Neanderthal kemiği üzerinde yapılan DNA testleri bu soruların cevaplarına dair yeni ipuçları getirdi.

Anlaşıldığı kadarıyla Neanderthal insanı asla insanlarla çiftleşmedi. Bu iki türü birleştiren herhangi bir genetik ortaklık görünmüyor. Ve daha önemlisi, yok oluşlarından kısa bir süre önce Neanderthal popülasyonu o kadar azalmıştı ki sayılarının 10.0000’den daha fazla olduğu tahmin edilmiyor.

Mitokondri adı verilen DNA içindeki küçük parçacıklar kalıltım yoluyla anne tarafından geçiyor. Neanderthal kemiği üzerinde 30’dan fazla yapılan DNA testinin hiç birinde hücre içindeki mitokondri modern insanın hücre yapısındaki özellikleri taşımıyor.

İşin garip noktası şu ki, Neanderthal adamının hücre yapısı kesinlikle şempanze ve maymunumsu tür özellikleri de taşımıyor. Arkeolojik bulgular, Neanderthal gruplarının home-sapiens (yani modern insan) gruplarıyla aynı coğrafyalarda yaşamış olduğunu kesin olarak gösteriyor. Bu iki farklı tür arasındaki temasın ne şekilde ve nasıl gerçekleştiğine dair günümüze ulaşan bir veri yok. Acaba bu iki tür birbirine düşmanca mı yaklaşıyordu? Aralarında savaş olmuş muydu?

Max Planck Institute’ta çalışan araştırmacı Dr.Adrain Briggs, Neanderthal türünün tümüyle yok olmadan önce sayılarının çok azaldığını belirterek sayıca az popülasyon türlerinin her zaman yokolmaya yakın olduğunun altını çiziyor. Azalan popülasyon sayısı, biyoloji ve antropoloji bilimlerinde daima ‘kötü giden bir şeylerin habercisi’ olarak nitelendirilmekte.

İKİ TÜR ARASINDAKİ GENETİK FARKLAR

Neanderthal adamı:

Ağır bir çene kemiği ve kalın kaş yapısı nedeniyle adeta steroid almış bir rugby oyuncunsa benzer. Kuvvetli ve geniş bir göğüs kafesine sahipti ve güçlü kaslarıyla bir arada düşünüldüğünde bu türün oldukça güçlü bir fiziksel yapıya sahip olduğu söylenebilir.

Taştan yapılmış alet ve silahlar kullanan Neanderthal adamı ateş yakmayı da bilir ve ölülerini gömerdi. Boyunlarındaki kemik yapısı, Neanderthal adamının konuşma yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor. Ama büyük olasılıkla gelişmiş bir lisanı yoktu. Kalın sırt yapısı ve kısa kaburga kemikleri sayesinde soğuk hava koşullarına çok iyi uyum sağlayabiliyordu. Avrupa’dai buz çağı boyunca hayatta kalabilmesi, muhtemelen bu ‘soğuğa dayanıklılık yeteneği’ sayesinde mümkün olabilmişti.

Modern insan

İnce bir çene kemiği ve kaş hizasındaki kafatası kemiğindeki kemerlerlerin eksik olması nedeniyle, modern insanın yüz yapısı daha yumuşaktır. Göğüs kafesinin aşağıya doğru daralan yapısı sayesinde modern insanın belden aşağısı ile göğsü arasında bel bölgesi daralır.

Bu vücut yapısı nedeniyle modern insan (homo sapiens) soğuk iklime pek dayanıklı değildir.
« Son Düzenleme: Ekim 20, 2008, 12:27:36 ÖÖ Gönderen: §iyahinci »
Eskiden yeterdim kendime,
Artardım bile..
Şimdi ne yapsam nafile! ...
Ve
Kim demiş 'can eskimez' diye
Bu can tedirgin tende,
Can da eskimiş
Ben de..


Çevrimdışı kuzeydenizi

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 23498
  • Rep Puanı: +338/-14
  • çok şükür...
Ynt: Dünyadan Silinenler
« Yanıtla #1 : Ekim 20, 2008, 06:05:38 ÖS »
Öyle sanıyorum ki evrim teorisinden bir türlü vazgeçmeyecekler ve bunun içinde kafalarına göre örneklerde göstererek haklıymışcasına  anlatmaya devam edecekler.

Zaman içinde insan,doğa şertlarına göre bazı fiziksel özellikler edinmişlerdir.Mesela soğuk şartlarda yaşayan insanların daha çok çekik gözlü olması gibi.Burada anlatılanda bunun gibi bir durum olabilir.

Her yazılan bilimsel gerçekler adı altındaki bilgilere inanmamak daha doğru...
"Annesi nin Gülü,bitanesi ve canım oğlum-2"