Öğünmek gibi olmasın ben Karadenizliyim. Hatta gerçek LAZ ım. Yani atalarımız Batum’lu. Neyse bırakalım kafatasını da gelelim hikâyemize. Arkadaşlar aklı sıra beni kızdıracaklar. Biri takıldı; “Sizin oralarda bacaların üstüne neden şişe dikilir?” diye sordu. Bir diğeri ben konuşmadan cevap verdi. “Bir evde kaç kız varsa o kadar şişe dikilir bacaya ki delikanlıların dikkatini çeksin.” Dedi. Ben istifimi bozmadım ve işin aslı öyle değil ben anlatayım dedim;
Hasbi ağa kendine güzel bir ev yapmış. Leylek gelmesin diye bacaya da şişeyi dikmiş. Hasbi ağanın dünyalar güzeli bir kızı varmış. Adı Hanife. Köyün en yakışıklı delikanlısı buna vurulmuş. Bu delikanlının adı İhsan’mış. Askerliğini bitirip gelince istetmiş kızı anasıyla. Hasbi ağa vermem demiş. Bizim İhsan çok üzülmüş. Yerlere yıkılıncaya kadar kafayı çekmiş. Sonra da aldığı gibi tüfeği bacadaki şişeyi vurmuş. İşte kızılca kıyamet o zaman kopmuş. Hasbi ağa bir kuşanmış ki gören cihan harbi çıktı sanmış. Dur etme eyleme dedilerse de dinlememiş intikam almaya and içmiş. Bu sırada İhsan’ın annesi de elinde su testisi ile gelmez mi. Hasbi ağa davranmış tüfeğe. Tüfek güm kadında düşmüş korkudan yere. Su testisi de kırılmış mı. Haydaaaa işte yeni bir şenlik. İhsan’ın dul anasının su testisini hasbi ağa kırmış. Oy oy aman sormayın. Ortaya çıkmışmı namus davası. Hasbi demiş şişem gitti, ihsan demiş anamın testisi. Olay başlamış büyümeye. Allah tan candarma gomutanı yakındaymış da çabuk gelmiş. Her iki tarafı dinlemiş. Sonra Hasbi ağaya “neden kızını İhsan’ vermezsi be adam” demiş “baksana adam gibi adam” Hasbi ağa “gomutanım gız gidince bana kim bakar kimim yok kimsem yok tek başıma bir goca evde” Gomutan zeki adammış. “Sen bu İhsan’ın anasının testisini gırdınmı gırdın aha bu gadının namusunu temizle nikahına al yalnızlıktan da gurtul” demiş. İşte o gün bu gündür Karadenizlinin bacasından şişe eksik olmaz. İşin doğrusu bu. Böyle biline.
