Gurbet, her Doğu Karadenizli gibi Çaykaralının da kaderidir. Ekime elverişli olmayan dar topraklar yöre insanının tümünü beslemekten çok uzaktır. Bu durum bugün Çaykara’da yaşayanların birkaç katı Çaykaralıyı gurbete mahkum etmiştir. Her evin birkaç gurbetçisinin olması gurbeti türkü ve manilerin asıl temi haline getirmiştir.
Ey benum sevduceğum
Halumuz ne olacak
Kalksun gurbet yollari
Bizleri ayıracaklar
Dolaşukli oluyur
Şu gurbetun yollari
Kızlar beni bulamaz
Ben bulurum onlari
Denizun dalgasini
Dereler savuşturur
Ayrilmişim yarumdan
Bizi kim kavuşturur
Kara kara kazanlar
Kara yazi yazanlar
İki gözi kör olsun
Aramuzi bozanlar
İnce ağaç dallari
Çikamam yokuşlari
Hiç aklumdan çikmayur
O yaru bakışlari
Dumanlı derelere
Düştüm derin göllere
Al beni sevduceğum
Sen olduğun yerlere
Sar belune keşani
Geçti dağlarun şani
Vaz geçtum e kız senden
Geri vurdum nişani
Derelerde dumanum
Yoktur benum imanum
Kavuşursam yaruma
Kara koçtur kurbanum
Yaylanun çimenine
Gel yokardan yokardan
Baba ver bedelini
Ayirma beni yardan
Tabancam doli mermi
İnsan boyle eder mi
İnsan sevduği yari
Birakurda gider mi
Dağun başinda furun
Durun uşaklar durun
Sevduğumi alayim
Sonra beni öldürün
Oy dereler dereler
Neler bilürum neler
Birer birer gideyur
Ayşeler, Fadimeler
Oy çayirum çayirum
Kuş oldum uçayirum
Aldiler seni benden
Koyverup kaçayurum
Dumanum ne karasun
Daha kara olasun
Benum gibi kızlari
Daha çok arayasun
Attım peştamalumi
Kondi dallar ustine
Sen derli da ben dertli
Kalduk yollar ustine
Gideyursun e yarum
Çaykara’yı devire
Gelecek misun daha
Yaylaları seyire
Ya ver bana tepeşur
Yazacağum tahtaya
Beklerum nazli yari
Her haftadan haftaya
Yayladan gelen kızlar
Yaylada duman var mi
Yitirdum sevduğumi
Yollarda gören var mi