DANIŞTAY 10 NCU DAİRE ÜYELERİ SİGARA İÇİYOR MU ??..

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Sigara yasağını Anayasa'ya aykırı bulan ülke yok  !..

Danıştay'ın kahvehanelerdeki sigara yasağının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasına tepki yağıyor. Konuya ilişkin en sert eleştiri, Türkiye'yi sigarayla mücadelede örnek ülke gösteren Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) geldi.Danıştay'ın kahvehanelerdeki sigara yasağının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasına tepki yağıyor. Konuya ilişkin en sert eleştiri, Türkiye'yi sigarayla mücadelede örnek ülke gösteren Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) geldi.

DSÖ Türkiye Ofisi Tütün Kontrolü Uzmanı Dr. Toker Ergüder, "Kanun, dünyada en az 20 ülkenin tam dumansızlık yasaları ile benzerdir. Bu yasaların hiçbirisi bu ülkelerde anayasaya aykırı bulunmamıştır." dedi. Sağlık Bakanlığı da Yüksek Mahkeme'nin sigara yasağı aleyhine vereceği bir kararın tüm kazanımları ortadan kaldıracağına dikkat çekti. Kararı yayımladığı bildiriyle kınayan Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi, başkasının hayatı pahasına sigara içmek ve içilmesine göz yummanın özgürlük değil cana kastetme sayılması gerektiğini bildirdi. Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sefa Saygılı ise, "Yasak, pasif içicilerin hakkını koruyor. Kanun yumuşarsa gerisi gelir." uyarısında bulundu. Kahvehanelerle başlayacak yasağın delinme sürecinin sağlıklı bir Türkiye hedefini sekteye uğratacağını belirten Sağlık Bakanlığı, "2012'ye kadar ülkemizde 15 yaşından büyüklerde sigara içmeyenlerin oranını yüzde 80'e, 15 yaşından küçüklerde ise yüzde 100'e çıkarmayı istiyoruz." açıklamasını yaptı.

Danıştay'ın kararı tüm çevrelerce tepki toplamaya devam ederken DSÖ Türkiye Ofisi de karara kayıtsız kalmadı. Ofis Tütün Kontrolü Uzmanı Dr. Ergüder, "Kanunun amacı, sigaranın nerede içilip nerede içilmeyeceğini düzenlemektedir. Vatandaşın anayasal sağlık haklarını korumaktır." ifadelerini kullandı. Ergüder, ayrıca kanunun 169 ülke ile birlikte Türkiye'nin de 2004 yılında imzaladığı Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi uluslararası yasasıyla da uyumlu olduğunu hatırlattı. Anayasa Mahkemesi'ne saygı duyduğunu belirten Ergüder, ancak kararı merakla beklediğini ifade etti.

Bu arada Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuruyu Başbakanlık savunacak. Başbakanlık, Danıştay'ın 'tütün ürünlerini tüketmenin kişi özgürlüğü alanına girdiği' tezini çürütmeye çalışacak. Türkiye'nin DSÖ'nün 'Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'ne attığı imza ile yükümlülüklerini yerine getirdiğini mahkemeye sunacak. Ayrıca 'pasif içiciliğin' insana verdiği zararlar ortaya konularak Danıştay'a cevap verilecek. Sigaranın başkalarının olduğu bir mekânda içilmesinin kişisel özgürlük değil, hak ihlali olduğu belirtilecek. Yasakla işletmelerin zarar ettiği iddiasına da Maliye Bakanlığı'nın son bir yıllık artış rakamları ile karşılık verilecek.

Türkiye 'dumansız hava sahası'nı kabullendi
Geçtiğimiz temmuz ayında başlayan 'dumansız hava sahası' uygulaması büyük kabul gördü. Sağlık Bakanlığı'nın araştırmasına göre halkın yüzde 90'ından fazlası yasağı destekliyor. Halkın yüzde 93,8'i devletin vatandaşını koruması gerektiği, yüzde 95,3'ü sigaranın doğrudan sağlığı tehdit ettiği görüşünde. Yine aynı şekilde vatandaşın yüzde 96,1 kamu kurum ve bankalarda, yüzde 97,3'ü toplu taşıma araçlarında ve yüzde 82,1'i kahvehanelerde sigara içilmemesini istiyor. Uygulamanın devreye girdiği dönemden beri kamusal alan, hastane, alışveriş merkezleri ve özel işletmelerde havadaki zararlı partikül oranı yüzde 57 ile yüzde 90 oranında azaldı. Ocak-Mart 2010 arasında son beş yılın en düşük sigara satışı gerçekleşti. Bu dönemde 20 milyon 426 paket sigara satıldı.
 (KAYNAK : ZAMAN  GAZETESİ  22.06.2010 TARH VE  3 NCÜ SAYFADAN ALINTI..)
  :ççk:  NAKLEN  YAZAN  :  A. ÜSTÜNBAŞ  -  SİGARAYLA  SAVAŞANLAR  VAKFI  ÜYESİ  -  HATAY  :ççk:

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sefa Saygılı:  21 Haziran 2010 Pazartesi - 14:11

Danıştay, kahvehanelerde sigara içilmemesi yasağını Anayasa'ya aykırı bularak bu konuda yasak getiren yasa hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.
İzmir Kahveciler Odası, kahvehanelerde sigara içilmemesini öngören 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrol Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Başbakanlık Genelgesinin 1. maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı. Kahveciler Odası, dava konusu düzenlemeye yasal dayanak olan 5727 sayılı düzenlemenin 3. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin de ''özel girişim özgürlüğü ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği, eşitlik, ölçülülük ve
gereklilik ilkesine aykırı olduğu'' gerekçesiyle Anayasa'ya aykırı olduğunu öne sürmüş ve bu maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını istemişti.
 İzmir Kahveciler Odası'nın başvurusu, Danıştay 10. Dairesi tarafından değerlendirildi. Daire, 5727 sayılı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendindeki ''Özel hukuk kişilerine ait olan lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahane gibi  eğlence  hizmeti verilen işletmelerde'' şeklindeki tütün ürünleri tüketiminde mutlak yasak getiren kuralda yer alan ''kahvehane'' ibaresini, Anayasa'ya aykırı buldu.
Daire, söz konusu bentteki ''kahvehane'' ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına oy birliğiyle karar verdi.
Konuyu değerlendiren Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Sefa Saygılı, "Yasa yumuşarsa gerisi gelir. Ülkemizin yaptığı en önemli ve yararlı yasalardan biri budur. Türkiye yasayı en iyi uygulayan dünyadaki 6 ülkeden biridir. Yasanın delinmesine karşıyız. Kahvehanelerde pasif içicilerin hakları korunmaktadır" dedi.
İnsanların sağlığının elbette ticaretten üstün olduğunu anlatan Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Saygılı, şöyle konuştu: "Sağlığın pazarlığı olmaz. Bu yasa çıktıktan sonra ülkemizde sigara satışları azaldı. İnsanlar daha sağlıklı ortamlarda yaşamaya başladı. Yasanın delinmesine yönelik çalışmalar tütün endüstrisinin yönlendirmelerinden kaynaklandığını düşünüyoruz."
Türkiye'nin bu yasayı en iyi uygulayan Avrupa'daki altı ülkeden biri olduğunu anlatan Sefa Saygılı, sözlerine şöyle devam etti: "Kapalı ortamlarda sigara içilmemesi içmeyenlerin özgürlüğünü ve haklarını korumaya yöneliktir. Yasa delinirse gerisi gelir. Anayasanın 13'üncü maddesinde temel hak ve özgürlükler, özlerine dokunulmaksızın, ölçülülük ilkesine uygun biçimde, yasayla sınırlandırılabilir denmektedir' deniyor. Anayasanın diğer maddelerinde ise, 'Anayasanın 17'nci maddesi herkes, yaşama, maddi ve
manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir demektedir' yazmaktadır."
SSUK, Yeşilay, Sivil Toplum Örgütleri ve sağlık dostu kuruluşlar yasanın delinmesine karşı aşağıdaki ortak açıklamayı yaptı: "Sigara içmek ancak başkasını etkilemediği takdirde kişisel özgürlük olarak düşünülebilir. Ortak yaşam alanlarında sigara içmek diğer insanların sağlığını tehlikeye düşürür ve özgürlük değildir. Başkasının hayatı pahasına sigara içmek ve içilmesine göz yummak özgürlük değil bilerek cana kasdetme sayılmalıdır. Öldürdüğü elli yılı aşkın zamandır bilinen bir maddeden kullanmayanı
korumanın tek bir bilimsel yöntemi vardır o da kapalı alanlarda istisna belirtmeden yasaklanmasıdır."
KAHVEHANELER ZARAR ETMİYOR
Açıklamada, bütün bilimsel araştırmaların sigara içilen yerlerdeki dumanın hiçbir teknoloji ile arındırılmadığını gösterdiği belirtilerek şöyle denildi: "Sigara içilen ve içilmeyen yer ayrılması teknik olarak mümkün değildir. Uzun yıllar zararlı bir maddeyi işletmesinde kullandırmış olmak, tıp bilimi zararlarını ispat ettikten sonra devam etmeyi mazur gösteremez. Keza bu durum asbest sanayinde de yaşanmıştır. Devlet, çalışanların, çalıştıkları yerde iş güvenliğini de güvence altına almıştır.
Kahvehanelerde çalışanlar bu güvenceye dahildir. Kanun sonrası kahvehanelerin zarar etmediği, kapanandan çok kahvehane açıldığı Maliye Bakanlığı kayıtlarından saptanmıştır. En önemli sağlık yasalarını bazı işletmeler öne sürülerek zedelemek en temel sağlık haklarına aykırıdır. Ülkemize çağdaş bir çok ülkenin imrendiği sağlıklı ortak yaşam alanlarını kazandıran, sigara tüketimini hızla azaltan ve bu nedenle sigara endüstrisinin her ülkede çeşitli oyunlarına hedef olan, sağlıklı bir çok insanı kanser ve kalp
krizi geçirmekten koruyan, çalışma ortamlarında sigaranın zehirli gazlarına maruz kalan ikram işçilerini gözeten, kalp ve akciğer hastalıkları olan, hamile, yaşlı, çocuk bir çok vatandaşımıza temiz hava soluma hakkını iade eden bu yasamızı korumaya kararlı olduğumuzu kamuoyuna açıklarız."  HO-HO-Y (KAYNAK  :  İNTERNETTEN ALINTI. 22.06.2010)

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Kötü Örnek Emsal Teşkil Etmez Demagojisi ve Dar Sınırlı Zarar Anlayışı. - 21/6/201012:15

Efendim,alkol,uyuşturucu,grup sex v.s. sadece kullanana zara verirmiş.Peki yeni yetişen nesle örnek oluşuna ne demeli?O zaman şiddet filmlerine neden sınırlı yasak getiriliyor?Haa,bunu söyleyince ol hazır cevap kişiler"kötü örnek emsal teşkil etmez",sen başkalarının ahlaksızlıkları üzerine,onları gerekçe göstererek,kendi yanlışlarını bina etme hakkına sahip değilsin,sen yapma deyip sıyrılmayı hüner edinmişler.Bü sözün kullanım alanı,kalın çizgilerle sınırlıdır.Eğer çoğu kişinin yapmadığı bir yanlışı,nadiren birisi yapmışsa,bir ikinci kişi de yapmak için onu örnek göstermeye kalkışırsa,o zaman bu söz kullanılır ve böyle kullanıldığında da yerinde ve doğru kullanılmış olur.Yoksa önüne gelen aynı yanlışı yaparken,sadece birisine bu uyarı yapılırsa,buna demagojinin kralı denir.Böyle durumda yapılması gereken,ya eşitlik kavramının sineye çekilmesidir,yani herkese müsamaha etmektir,ya da durumu yeniden ele alıp herkese aynı davranmak şartıyla yeni düzenleme yapmaktır.Öyle,her türlü yozlaşmayı(çekirdek olarak başlar bütün topluma salgın gibi yayılır ki bunu da bütün dünya bilir) özgürlük maskesi altına alarak,kendilerinden başkasına zararı yok aldatmacasına sığınmak,dar sınırlı zarar anlayışıdır.Zaten bir zamanlar(sigaranın zararının sadece nefes kapasitesini daralttığı,başkaca bir zararının olmadığı sanıldığı devirlerde ki çevrilen birçok filmde kimsenin ağzından düşürmediğini görmek mümkün) sigara için de "içenden başkasına zararı yok"denip geçilirdi.Dar sınırlı anlayış,at gözlüğünle bakmak ya da nalıncı keseri gibi kendine yontmaktan başka birşey değildir.
Herşey kendi aslına göre değerlendirilir.Sağlık söz konusuysa sağlığı koruma amacına göre,eğitim söz konusuysa eğitimin hedeflerine göre,ADALET söz konusuysa da çift kefeli terazisinin dengesini muhafaza edebilme amacına göre hareket edilir.Gereken düzenlemeler ona göre yapılır.Sadece, işine gelen bir tarafından tutup ,kendine göre çekiştirmekle olmaz bu işler.
Bizler,reklamlarla ve zararını bilmeden bu sigara meretine alıştık,tiryaki olduktan sonra da zararları ORTAYA ÇIKARTILMAYA BAŞLANDI.Bunun üzerine kendimizinkiler de dahil yeni yetişen nesle sigaradan uzak durması için elimizden gelen gayreti gösterdik ve başarılı da olduk,hem de onca özendirici reklamlar sürdürülmesine rağmen.Sanki yeni nesil kendi kendisini mi korumayı başardı?Eğer böyle yapmasaydık,yeniler de bizim gibi tiryaki olsaydı,bu gördüğünüz gümbürtüyü kim koparacaktı?Hem tiryaki olup,hem de sigara yasağı getirin diyen olacakmıydı?Lütfen dürüst olalım.

Nejat Ali Coşkun - okurun diğer yorumları için tıklayınızYorumu Oyla    42
Eğer güçlü bir toplum, güçlü bir devlet olmayı düşlüyorsak - 21/6/201010:56

Sigaranın bırakın cebe zararını, sağlığa oldukca zararlı olduğu tüm dünyada bilimsel yönden ispatlanmıştır.
Her doktora gidişlerimizde doktorların özellikle "Sigara kullanıyormusunuz" sorularına muhatap oluyoruz. boş bir soru değil bu.
Aşırı sigara bağımlısı bir yakınım damar-kalp rahatsızlığından uğradığı uzmanın "Sigarayı içmiceksin" sözüne karşı tekrar doktora gittiğinde hastanın gömlek cebinde pakete gözü ilişin doktor kızarak :
"Bu sigaradan vazgeçmiyeceksen bana uğrama. Benim zaman ayırıcak çok hastalarım var. Onların da zamanlarını almıya hakkın da yok. Ben sana bu şartlarda yardımcı olamam" diye payladığını da biliyorum.
Ha nereden geldik. Bir söz vardır,

 "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. "

Halk sağlığının önemi de güçlü bir devlet olmanın yollarından geçmiyor mu?

 Ayrıca sağlıkları yerinde olmıyan hükümetlerin bütçelerinden ayrıracakları büyük harcamalarında önemi büyük değil mi?

 Bugün diğer tüm ülke hükümetleri sigara içme alanlarını oldukca da daralttılar.

 Açık alanlarda, mesela hastane bahçelerinde, açık tren istasyonlarında yasaklar getirildi.
 
Bizim yasal mevzuatımız yeterli gelmiyorsa yasaklar için yasalar yapılamaz mı? Yadırgıyorum.

(KAYNAK : İNTERNETTEN ALINTI. 22.06.2010) ( A. ÜSTÜNBAŞ - SİGARAYLA SV ÜYESİ  -  HATAY )

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Hekimler, Danıştay'ın sigara kararına tepkili  :
SİGARA  İÇMEYENİN  TEMİZ  HAVA  ÖZGÜRLÜĞÜ  YOK  MU ?..

Yazan  :  PINAR  KAMAN - ANKARA
Kahvehanelerdeki sigara yasağına 'kişisel özgürlükler kısıtlanıyor' diyerek karşı çıkan Danıştay'a tepkiler büyüyor. Yasağın pasif içiciliği önlediğini aktaran Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Para kazanma özgürlüğü, kişilerin sağlıklarını riske etme noktasına getirilmemeli." şeklinde konuştu.
 
Danıştay'ın, kahvehanelerdeki sigara yasağını Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi, hekimleri kaygılandırdı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, yasağın pasif içiciliği önlediğine işaret ederek, "Bir kişi, istemediği halde bir başkasının içtiği sigara yüzünden kanser olur, kalp krizi geçirirse bu ahlakî bir durum olmaz." dedi. Türk kültüründe kahvehanelerin önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Prof. Özlü, şunları söyledi: "Önemli bir nüfus düzenli olarak buralara gidiyor. İşsizler, gençler gün boyu kahvehanede. Çalışanlar da belli saatlerde kahvehanelerde kalıyor. Kahvehaneler sigara içilebilir hale gelirse, bu kişilerin yoğun sigara dumanına maruz kalması sonucu sigara ile ilgili riskler yeniden ortaya çıkacaktır."

Sigara içilen ve içilmeyen yer şeklinde yapılan ayrımların hiçbir şekilde faydalı olmayacağının altını çizen Özlü, "Sigara dumanı çok kolay her yere yayılabilir. Kişilerin sigara içme özgürlüğü kadar, temiz hava teneffüs etme özgürlüğü daha ön plandadır. Para kazanma, ticaret özgürlüğü tabii ki olmalı, ancak bu özgürlükler kişilerin sağlıklarını riske atma noktasına getirilmemeli." dedi.

Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı ise Türkiye'de her yıl 17 bin insanın, sigara dumanına maruz kaldığı için hayatını yitirdiğine dikkat çekti. Prof. Dağlı, sigaranın, 50 yıldır öldürdüğü bilinen bir madde olduğuna dikkat çekerek, "Sigara dumanına maruz kalmak diğer insanları öldürür. Öldürdüğü bilinen maddelerden insanları korumak devletin öncelikli görevidir." şeklinde konuştu.

Her yıl Türkiye'de, sigara içmediği halde sigara dumanına maruz kaldığı için 17 bin kişinin hayatını kaybettiğinin altını çizen Dağlı, "Bu, sadece ülkemizdeki rakam. Dünyayı düşünürsek, milyonlardan bahsetmeliyiz." diye ifade etti. Pasif içiciliğin, ölmemek için sigara içmeyen bir kişinin öldürülmesi anlamına geleceğini aktaran Dağlı, "Bunun anayasal bir hak olması mümkün mü?" diye sordu. Teknik bilgi eksikliği sebebiyle böyle bir karar alındığını söyleyen Dağlı, şunları söyledi: "Biz bu teknik bilgileri vermek için avukatımız aracılığı ile müdahil olmak üzere talepte bulunduk. Sonuçta Türkiye'de teknik bilgi raporları olan birçok bilim adamı var. Ancak kabul edilmedi. Danıştay, teknik hatalar içeren bir karar verdi. Bu karar, insan canına kasteden bir karardır.

 YASAK, TİCARET  ÖZGÜRLÜĞÜNE  AYKIRI  DEĞİL..
Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazmi Bilir, yasağın ticaret özgürlüğüne aykırılık teşkil etmediğine dikkat çekti. Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre, yasaktan sonra ikram sektöründe açılan işletme sayısının, kapanandan fazla olduğunu vurgulayan Bilir, "Üstelik, bu işletmelerin yatırdıkları KDV miktarı da artıyor. Bu, daha çok müşteri geldiği anlamına geliyor." dedi. Anayasa Mahkemesi'nin konuyu reddedeceğini düşündüğünü belirten Bilir, "1996'da toplu taşıma araçları ile ilgili kanun çıktığında da konu Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. O zaman sağduyulu karar verildi. Toplum sağlığı söz konusu olduğunda, yasaklar Anayasa'ya aykırılık teşkil etmez." dedi.
(KAYNAK  :  ZAMAN  GAZETESİ, 23  Haziran  2010  tarih ve  3 ncü  sayfadan  ALINTI) * A. ÜSTÜNBAŞ *

[A.ÜSTÜNBAŞ]

 
 DANIŞTAY  10  NCU  DAİRESİNİN  TALEBİ  REDDEDİLMELİDİR !..     

Anayasa Mahkemesi  halkın  genel  sağlığını  düşünerek  konuyu  reddecektir. "1996'da toplu taşıma araçları ile ilgili kanun çıktığında da konu Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. O zaman sağduyulu karar verildi. Toplum sağlığı söz konusu olduğunda, yasaklar Anayasa'ya aykırılık teşkil etmez.Mühim  olan  halkın  sağlığıdır.. İnşallah  ANAYASA  MAHKEMESİ  bu gereksiz  ve  halkın  zararına  olan  SİGARA içimine  müsaade  verme  ile  ilgili  talebi  REDDEDECEKTİR... Beklentimiz  bu  doğrultudadır... Doğrusu  da  budur.. İnsanların  ZEHİRLENMESİNE  müsaade  edilmemelidir...

  Yazan  :  A. ÜSTÜNBAŞ  -  SİGARAYLA  SAVAŞANLAR  VAKFI  ÜYESİ  -  HATAY 

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Pasif içicilik bronşit yaptı   :  

 İngiltere'de hayatı boyunca hiç sigara içmeyen Lynda Mitchell (52), pasif içiciliğin yol açtığı akciğer hastalığı nedeniyle şimdi ölümü bekliyor.
 Doktorların birkaç ay ömrünün kaldığını belirttiği Mitchell, kendisini oksijen tüpüne ve tekerlekli sandalyeye mahkûm eden bu hastalıktan :
  günde 60 sigara içen anne babasını sorumlu tutuyor. Mitchell'e 2003'te akciğerlerini daraltan kronik bronşit teşhisi konuldu.
(KAYNAK  :  SABAH  GAZETESİ - 23.06.2010  tarih, 4 ncü sayfadan ALINTI.  ( A. ÜSTÜNBAŞ)

NOT  :  YAZIYI  HEP  BİRLİKTE  OKUDUK  :  ANNE  BABANIN  İÇTİĞİ  SİGARA' DAN  DOLAYI  ÇOCUK  AKCİĞER  HASTASI  OLDU  !!..
         DANIŞTAY' IN  SİGARA' YI  KAHVEHANELERDE  SERBEST  BIRAKMAK  İÇİN  ANAYASA  MAHKEMESİNE  BAŞVURUSUNA  İTHAF  OLUNUR!..PASİF  İÇİÇİLİKTEN   KANSER  VE  DİĞER  HASTALIKLARA  KALANLARIN  HAKKI  NE  OLACAK?? BUNU  KİM  DÜŞÜNECEK?.

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Sigara yasağı astımlıya yaradı   
 
Türkiye, kapalı alanlarda sigara yasağını en iyi uygulayan dünyadaki 6 ülkeden biri. TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'na göre 2010, Türkiye'de aylık adetlere göre en düşük sigara tüketiminin gerçekleştiği yıl oldu.
 
Bu, aktif sigara içenler arasında hastalık riskinin yüzde 20 azalması anlamına geliyor. Komisyon Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, 'dumansız hava'nın sağlığa yaradığını belirterek, sigara yasağıyla sadece İstanbul'da solunum yolu enfeksiyonu ve astım kriziyle ilgili hastane acillerine başvuru sayısının yüzde 20,33 oranında azaldığına dikkat çekti. Erdöl'ün verdiği bilgiye göre 2009'un ilk 5 ayında hastaneye kaldırılan 118 bin 172 kişi, 2010 yılının aynı döneminde 94 bin 147'ye düştü. 5 ayda gerçekleşen azalma, 24 bin 25 olarak gerçekleşti.

Yasağın en önemli amacının çocukları ve gençleri sigaranın zararlarından korumak olduğunu vurgulayan Erdöl, 'dumansız hava sahası'nın ilaç maliyetlerine de olumlu katkı yaptığını vurguladı. Erdöl, "Kazanılan ilaç maliyeti İstanbul genelinde 12 milyon 108 bin 600, Türkiye genelinde 96 milyon 100 bin lira. Yasak, bir yılda mali kayıplarımızı durdurmuş ve sağlığımızı da korumuştur." diye konuştu. TRABZON AA Zaman  Gazetesi  01.08.2010  Sayfa : 2 
         Naklen  Yazan  :  A. ÜSTÜNBAŞ - Sigarayla  Savaşanlar  Vakfı  Üyesi  -  HATAY