Ebû Türâb en-Nahşebî (rahmetullahi aleyh) şöylel anlatmıştır:
Ben terbiye yoluna girdikten sonra, nefsim benden birşey istemedi; ancak bir seferinde nefsim benden ekmek ve yumurta istedi. Ben de o sırada bir seferdeydim. Bu arzumu yerine getirmek için yoldan ayrılıp bir köye doğru yöneldim. Köye giderken aniden bir adam üzerime atladı, yakama yapışıp;
- "Bu da hırsızlarla beraberdi" dedi.
Beni yüz üstü yere yatırdılar, sırtıma yetmiş sopa vurdular.
O sırada bir sûfî oradan geçiyordu, beni görünce tanıdı ve adamlara;
-" Ne yapıyorsunuz? Yazıklar olsun size! Bu Ebû Türâb en-Nahşebî'dir." diye bağırdı. Bunu işiten adamlar beni serbest bıraktılar ve benden özür dilediler. Sonra o sûfî beni evine götürdü ve önüme ekmekle yumurta getirip buyur etti.
Ben de nefsime dönüp;
- "Yetmiş değnekten sonra, haydi bunları ye" dedim.