TARİHÇE BİLGİLERİ:
Köyümüzün 1935 öncesine ait bilgileri örneğin ne zaman kurulduğu,ne zaman muhtarlık olduğu,ilk olarak kimdir soruları merak uyandırmakla bırlıkte
genel bilgi ve söylentilere bakılarak şunları rahatlıkla yazabiliriz.
-Yöremize Kıpçak Türkleri başta olmak üzere çeçen,tatar,gürcü ve bazı Kafkas kavimlerinin tarih içinde gelip yerleştikleri birçok kaymak içinde yazılıdır.
-Rahmetli Prof.Dr.Mehmet ERÖZE göre Görele-Kürtün-Vakfıkebir üçgeni içinde yaşayan herkes Oğuzların Çepni boyuna mensuptur.60 lı yılların başında yöremizi köy köy dolaşmış,Kutlucaya da gelmişve tespitlerini �Türkiyede Alevilik Bektaşilik�isimli kitabına yazmıştır.
Ancak Prof.Dr.Faruk Sümer �e göre Toros tahtacıları ve Kazdağındaki Balıkesir Çepnileri bizim dede bir kardeşlerimiz olup Sünni değildirler.
-Bizim Çepni kadınlarımız çaylıkta,fındıklıkta,yayla yolunda,düğünde-horonda hep erkeğinin yanındadır,kol koladır.Diğer Sünnilerde olduğu gibi bizde haremlık selamlık varmıdır.
-Köyümüze (Osmanlıda karye,Huplu karyesi)ilk gelip yerleşen Ömer Reis ve Molla Veli olduğu rivayet edilir.Daha sonradan Kürtün den Deli Mehmet in(Demirci) ve Akçaabattan Kalaycı�ların geldiği bilinmektedir.Gıdak ve Kaptanoğlu (Kara) sülalesinin Şalpazarı Karakaya köyünden gelip yerleşmeleri olduk ça yakın bir tarihtir.
-Arşivlerdeki Osmanlı tahrir defterlerinden Huplu karyesine ait olanının incelenmesi bize daha kesin bilgiler aktaracaktır.
HUPLU-KUTLUCA KÖY ADI VE TARİHİ
Köyümüzün kuruluşu ve ilk muhtardan itibaren 1930�lu yıllara kadar kımlerin yönettiği hakkında sağlıklı bilgilere ulaşabilmek için arşiv kayıtlarının incelenmesi gereğine bir kezdaha işaretle,köyümüzün adı üzerindeki rivayetten başkaca bir bilgi bulunmamaktadır.Eski �Huplu� adının Arapça �hub�=güzel;hublu=güzeli çok anlamında olduğu birçok yaşlımız tarafından�da rivayet edilir.
Atatürk�ün dil devrimine istinaden Arapça,Farsça,Rumca yer adları değiştirilirken Huplu adının Kutluca olarak değiştiği herkesçe bilinmektedir.
KUTLUCA ADI:
30.11.1958 tarihinde yapılan bir tasdikle ilk kez Huplu yerine ,Kutluca köyü muhtarı ünvanını görüyoruz.
Kutluca adı �evliya� düzü mevkiine dayanılarak verilmiştir.Bu Evliyadüzü �Huplu kıranı�=�Evliya kıranı� ile �Şahmelik tepesi� arasında yer alan ova görünümlü muazzam bir düzlüğün adıdır.Eskiden buraya Kıdığdüzü denilen bir bölümü vardır.Ancak bu Evliyadüzü köyün ikinci camisinin yapıldığı alanın tapu kayıtlarında�da böyle geçmektedir.Yöremiz coğrafyasında ender görülen bu koca düzlük aynı zamanda Eynesil,Seyitahmet ve Ambarlı gibi aşağı köylerin yayla yolu üzerinde olmakla,biraz konaklama,dinlenme yeri olarakta tercih edilirdi.Gıdak Mehmet�in kahvesşnden başlayarak 60lı yıllarda 5-6 kahvehanenın bulunduğu bu Evliyadüzü tapu kayıtlarındada mevkii olarak kayıtlıdır,köye merkez olma durumundadır.Burada camii,PTT,karakol,lokanta,berber,hatta sinema da kurularak şehirleşme başlamışken 80li yıllardan sonra dağılma sürecine girmiştir.
Kutluca terimi �mübarekçe� terimi ile eş anlamlı olup Evliyadüzü=Evliya kıranı yerine seçilmiş;bir ara bu düzlükte kiraz ağaçlarının çokluğuna nispetle �kanlı kiraz�adı da telafuz edilmiştir.Ancak öyle kanlı bir isim yerine Kutluca ismi benimsenmiş ve sevilmiştir.Kıranı ve düzü olan bu evliya kimdir?Hangi evliya buraya isim olmuştur?buradaki mezarlıktamıdır?bilinmemektedir.
Yapılan araştırmalar neticesinde Kutluca adıyla bizim köyümüzde dahil olmak üzere Türkiyenin 12 Kutluca köyü olmakla beraber,başka Huplu köyü olmadığı tespit edilmiştir.
HAZIRLAYAN:ERDOĞAN PAMUk
YAYLA DAVAMIZ:
Köyümüzün başlıca yayla davası akkese köyü iledir.Büyüklerimizden nakledildiğine göre köyümüz ailelerinden �birinci� �tıbalı� Gavur Dağına,Deli Mehmetli(helimler) sis dağı Halil tepesi doğu yamacında bulunan �Kütüklük obası�ve bir kısmı(hocalar) İsdile veya Anbarlı gibi obalara gitmeye başlamıştır.Kadırgadaki obamızdan dışlanınca insanımız için yayla ihtiyacı yeni arayışlarla kendini göstermiştir.Çevre köylere nazaran Kutluca niçin yayladan mahrum bırakılmıştır.?
Köyümüzde yayla davamız için çekilen sıkıntıların,kayıt ve kararlara nasıl yansıdığını bir görelim:939/2 Sayılı Kararda �Köyümüzün öteden beri cereyan eden yayla davasına Köyümüzün geliri yetmediğinden Köyümüzün hududu dahilinde bulunan köy merasından ehli vukuf kıymetıyle (80) seksen ar arazi yüzeli (150) lira mukabılınde köy İbrahim oğlu Mustafa Yaylaya satılarak yayla davasında gereken masrafların teminine Kurulumuzca karar verildi�Tasdik:Huplu muhtarı Bekir İkibaş,üye Mustafa Yyla,Üye Hüseyin yayla,Üye Davut Bebek(mühürleri).Altındaki bir başka karardan okunabilen �Köyümüzün öteden beri cereyan eden yayla davasına ait masraflar halkın fakırlıği yüzünden temin edilemediğinden köyün merasından bir kısmı satılarak bu masrafların temınine karar verilmiş isede bu kararın ��.Müdürünün 24.6.939 ��yazılarından anlaşıldığı�..(iptal !?)edilmiştir.30.6.939�
Not:nokta ile geçilen yerler sayfada yırtık olup okunamamıştır.
954/2 Sayılı karar �Köyümüzün Akkilise köyü ile olan yayla ve mera davalarını tespite ve takip edecek köy muhtarı Ali Kemalden başka ehil bulunamadığından,tarafından davaların takibi ile icap eden masrafları senedi mukabil Köy sandığından alıp harcamasına Köy Derneği ve Heyetçe müttefiken karar verildi�
954/3 sayılı Karar �Köyümüz ile Akkise köyü ve diğer köyler arasında Köy namına görülecek olan davalar için 954 Yılı Köy bütçemizin 6.fasıl 3.maddesine konan (400) Dörtyüz liranın bu iş için sarf edilmesine ve icap ederse dava köy muhtarı Ali Kemal Bebek tarafından görülmek veya vekil tutmak üzere adı geçen paranın bu yolda yolluk vs.işlere sarfına oy birliğiyle karar verildi.�
Bu karar metninden anlaşıldığına göre sadece Akkise(bir önceki kararda Akkilise olarak yazıldığına dikkat) ile değil diğer köylerle görülecek davalardan da söz edilmekte;ayrıca davanın yayla ile sınırlı olmayıp,sınırdaki Mera�yı da kapsadığına dikkat etmek gerekir.
955/1 sayılı karar�da �1955 yılı yayla davasında davalara bakacaklara konulan bin liranın sarfından 818 lira 956 yılı davalarına bakacaklarına verilmek üzere devren bütçeye geçirilmiş olduğunu tasdik� şeklindedir.
Bu davanın dosyasına ulaşılmadıkça neden kaybedildiği sorusuna cevap vermek durumunda değiliz.Ancak tam bir otorıte olarak tanımlanan güçlü muhtar Ali Kemale rağmen yayla davası kaybedilmiştir.Nereden mi alıp yazıyoruz?.Köy hesap defterinin 220.sahifesinde �yayla davasından Akkise muhtarlığına verilen�kaydıyla 14.4.1956 da 244 lira 65 kuruş tazmınat şeklinde ödendiği anlaşılıyor.Yine bu meblağ defterinin 222.sayfasında yenilenmiş ve bu defa �yayla davası için Akkise nin hesabına Beşikdüzü icram dairesinin� kaydı düşülmüştür.
Bu dava her Kutlucalının hafızasına ve gönlüne işlemekle 30 yılı aşkın bir süre sonra 28.3.1987 tarihli karar incelendiğinde:yayladan sonra mütecaviz Akkese köyü sınırdaki maraya da saldırmış,tepki ve önlem olarak �meranın korunması Akkese sınır bölgesine fındık dikilmesi,sulu bölgelere kavak dikilmesi sınır bölgelerine hendek kazılması bazı yerlerin patates dikilerek korunması� şeklinde tedbirler karar altına alınmıştır.
13.8.1998 e gelindiğinde köy toplantı tutağına geçen �muhtar �.Akkese köyü ile ilgili mahkeme kararını anlattı� denilmekte,tepkiler sıralanmakta,bu davanın kaybedilmesi karşısında ahaliden Şeref Yayla ve Mustafa Bebek Akkese ile tüm ilişkilerin kesilmesini önermekte ve bu tutanağa geçmektedir.
Yayla ve mera davası artık her Kutlucalının adeta genlerine işlemiştir.Vicdanlarda bu dava bitmemiştir ve bitmeyecektirde !...Devletin hukuk erkinin köyümüze bir zulümüdür şeklinde algılanmaktadır�
KAYNAK:Köyümüzün tarihini aydınlatmak amacıyla yaptığı çalışmalardan dolayı sayın Erdoğan PAMUK�a teşekkürü bir borç biliyor ve sonsuz sevgi ve saygılarımızı gönderiyoruz.Ayrıca bu çalışmanın gerçekleşmesinde yardımcı olan muhtarımız sayın Haydar DEMİRCİ�ye de saygılarımızı gönderiyoruz....
Coğrafya
Köyümüz, Trabzon ilinin Beşikdüzü ilçesine bağlı olup; Beşikdüzü ilçesine 7 km, Trabzon iline ise 52 km mesafededir. Köyümüz 150 ile 210 m. Rakımları arasındadır. Köyümüz Beşikdüzü ilçesinin güneyinde olup; doğusunda Korkuthan deresi ve Korkudan köyü, güneyinde Şahmelik köyü, batısında Oğuzderesi ve Oğuz köyü, kuzey batısında Ambarlı köyü ve kuzeyinde ise Akkese köyleri ile çevrilidir.
Kültür
Köyümüzün gelenekleri Beşikdüzü�nün yukarı köyleriyle aynı özellikleri göstermekte olup, önemli bir değişikliğe rastlanmamaktadır. Sosyal yapı özellikleri ve lehçe açısından; Giresun Görele ve Eynesil 'e, Trabzon�un pek çok ilçesine oranla daha çok benzerlik göstermektedir. Köyümüzde günümüze kadar gelen gelenekler içinde;
Mart bozma: O yılın bereketli ve kazasın geçmesi için her yıl Mart ayının 14.cü günü sabah erkenden ev halkının dışında ve özellikle temiz kalpli bilinen ilk kişinin elinde su ile eve gelerek evin içine serper ve Martınız hayırlı olsun der. Ev sahibi de mutlaka o kişiye bolluk olması inancıyla bir şeyler verir. Genelde uğurlu geldiği inanılan kişilerle önceden kararlaştırıldığı da olur. Mayıs yedisi: Geleneksel bir tören olan "mayıs yedisi" miladi takvimde mayısın yirmisine rastlar. Mayıs yedisi bahar mevsiminin bitip yaz mevsiminin başladığını, yaylalara çıkma zamanının geldiğini bildiren bir gelenektir. Peki, ne yapılırdı bu şenliklerde? Yaylalara çıkacak olanlar bu günde sahile inerler, büyükbaş hayvanlarını denizde yıkarlar, bahara veda eğlenceleri yaparlar ve "aklanan paklanan" hayvanlarıyla birlikte yaylalara çıkarlardı. Yaylalara çıkmayan insanlar için de bir eğlence kültürü yaşatılırdı. Hal, kayıklara binerek, denizden delikli taş denilen bir yere kadar gider dönerler. Bunun uğur getireceğine, dertlere, sağlık sorunlarına çare olacağına inanılır. Çocuğu olmayanlar veya evlenemeyenler de bu etkinliklere katılırdı. Sonunda muratlarına ereceklerine inanırlar.
Bebek yürütme(ayak bağı kesmek): Yürümeyen bebeklerin ayağı iple bağlanır, Cuma günü caminin kapısında bekler, Cuma namazından çıkan ilk kişiye çocuğun ayağındaki ipi kestirir. Çocuk haftasına varmaz yürür.
Çocuk üstüne gelme: Yeni doğan çocuğun kırkıncı gününe kadar, özel halleri durumundaki kadınların çocuğu görmeye gelmemeye dikkat ederler.
Aklını dikme: Giyilmiş durumdaki elbiseye iğne ile hiçbir işlem (düğme, dikiş vb.) yapılmaz, yapılmak icap ederse dişlerin arasına bir şeyler sıkıştırması gerekir.
Oyuk asma: Nazara(tamah) karşı gelmesi için tarla ve bahçelere sığır veya koyun kafa kemikleri asmak.
Sayışlar: Eski aya göre 14 Mart�tan başlayarak 12 güne sayışlar denir. Böylece o yılın Mart ayından gelecek yılın Şubat ayına kadar olan ayların durumu hakkında değerlendirme yapılır. Bu oniki günün hava durumuna göre, gelecek ayların hava durumu tahmin edilir. Kışın çok olup olmayacağı, yazın kurak ya da yağışlı olup Olmayacağı gibi. Tuz okutma: Nazara gelmiş sığırlara iyi olması için tut okutularak hayvanın yalına katılır.Tikenden çevirme veya kazan kulpundan geçirme: Zayıf ve basuk(çelimsiz) çocukların iyi olması için yapılır.
Eğitim
Köyümüzde eğitim ve öğretimin, 1940 yıllarında
Eğitmen Abdullah YAPICI tarafından başlatılmış olup, oğlu Musa YAPICI ile devam etmiştir. Köyümüzün üç derslik eski ve üç derslik yeni olmak üzere iki adet okulu mevcuttur. Üç derslik eski okul, 1940 lı yıllarda ilk mektep olarak yapılmış olup, 3.cü sınıfa kadar eğitim vermiştir. 1969 yılında yeni yapılan üç derslik İlkokul 5.ci sınıfa kadar, aynı yıl 3 derslik eski okul ise üç sınıflı Orta Okul olarak eğitim açılmıştır. Köyümüzde açılan Orta Okulda; Resullü, Akkese, Ambarlı ve Korkuthan Köylerinden gelen öğrenciler eğitim alarak mezun olmuşlardır. Köyümüz geçen yıllar içinde verdiği aşırı göç nedeniyle öğrencisi azalmış, önce Orta Okul, 2004 yılında ise İlköğretim Okulu kapatılmıştır. Köyümüzün çocukları eğitimlerine, taşımalı eğitimden yararlanarak Beşikdüzü�nde devam etmektedir. Unutamayacağımız ve onur duyacağımız kişilerin ilk tahsillerinin başladığı o iki okulumuz, şimdilerde yetiştirdiği çocukların cıvıltılarını dinleyerek kaderine terkedilmiştir. İnanıyorum ki, onların kanatları altında dizili sıra ve masalarda oturan herkes, okulunun yanıbaşından geçerken biranda olsa, okul anılarını hatırladıkça gözleri yaşarmasa da mutlaka kalpleri buruk ve hüzün doluyordur.
Köyümüzün eğitim camiasına yetiştirdiği öğretmenler bizleri onurlandırmaktadır. İsimleri; Abdullah YAPICI (Eğitmen), Musa YAPICI, Sabri DEMİRCİ, Ahmet BEBEK, İ.Hakkı BEBEK, Niyazi ARI, Salim ARI, Rüstem PAMUK, Ömer YAYLA, İbrahim YAYLA, Hasan ALAN, Erol BEBEK, Arif BEBEK, Ziya GÜLEÇ, Mükerrem YAYLA, M.Ali DEMİRCİ, Osman DEMİRCİ, Harun DEMİRCİ, Hüseyin VELİOĞLU, Hasan DEMİRCİ, Tahsin KALAYCI, Muhsin KALAYCI, Şükrü YAPICI, İsmail AYDIN, Orhan PAMUK, Erdoğan PAMUK, Hüseyin USTA, Osman USTA, Ziya YAPICI, Recayi TAŞ, Fikran AYDIN, Sinan YAZICI, Bestami YAYLA, Mustafa İKİBAŞ, Sevgi İKİBAŞ, Halime İKİBAŞ, Fatma İKİBAŞ Mehmet YAPICI, Hüseyin KALAYCI,
İklim
Köyümüzün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir. Köyün doğusundaki kokurdan deresi boyunca uzanan kısmı 'bayır ' olarak adlandırılır ve yazın köyün geri kalanına oranla çok daha sıcak bir havaya sahiptir. Bol yağışlı fakat kışın fazla kar altında kalmayan, yazları nemli yıl boyunca ısı farklarının fazlaca oynamadığı ılıman bir iklime sahiptir.
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Geçim genelde fındık üzerine olup, çayda üretilmektedir. Aileler ihtiyaçlarını karşılayacak kadar; mısır, fasulye, patates, soğan, domates, salatalık, elma, armut, töngel(muşmula), erik, yetiştirmektedir. Yakın zamanda ticari olmamakla birlikte kivi yetiştiriciliği de giderek yaygınlaşmaktadır. Köyümüzde hayvancılık, eskiden nüfusunda kalabalık olması nedeniyle aileye ekonomik yönden de destek oluyordu. Şimdilerde ise köyümüzde sığır besleyen evler parmakla gösterilecek kadar azalmıştır. Çalışan(memur) ve emekli nüfusunun yoğunluğu tarıma dayalı yaşamı olumsuz yönde etkilemiştir. Hemen her ailesinde emekli olduğundan, köyümüz bir emeklilik cennetidir diyebilir
Altyapı
Köyümüzün karayolu ulaşımı, güneyinde bulunan 7 pare köylerin ilçeye karayolu bağlantısı tamamen köyümüzden geçen yoldan sağlanmaktadır. Köyümüz, komşu köylerin tamamına karayolu ile ulaşımı sağlanmakta olup, yaklaşık 10 yıl önce güney bayır yolu açılarak Şalpazarı yoluna bağlanmıştır. Köyümüz karayolunun tamamı asfalt kaplama olup, İlçeye normal şartlarda 10 ile 15 dakikada ulaşılmaktadır.
Köyümüz 1975 yılı, 23 Nisanında elektriğe kavuşmuştur. Köyümüzün elektrik şebekesi tek trafo ile beslenirken 2007 yılında ana arter taşıyıcı direkler (demir direk) ile telleri ile komple değiştirilip, okul yanına kurulan ikinci trafo ile şebeke güçlendirilmiştir.
Köyümüz çevre köyler içersinde merkez köy statüsü pozisyonunda olduğunu gören muhtarlarımız bu potansiyeli çok iyi değerlendirerek halkımız için birçok sosyal alt yapıyı kararlılıkla başarıya ulaştırarak köyümüze kazandırmışlardır. Şahsiyetlerine şükranlarımızı sunarız. Aramızdan ayrılanlara ALLAH �dan rahmet. Hayatta olanlara sağlıklı uzun ömürler diliyoruz.
Köyümüz, 1967 yılında çok büyük bir coşku ile önemli bir açılışa sahne olmuştur. Gıran Mahallesi camine 15 m mesafeye Atatürk büstü yapılmış olup, o günden günümüze kadar yeri değiştirilmeden muhafaza edilmektedir. Gıran Mahallesine 1966 yılında Sağlık Ocağı yapılmış olup, hizmet vermeye devam etmektedir. Yine gıran mahalleye 1964 yılında Jandarma Karakolu konuşlanmış olup, çevre köyler dâhil hizmet vermiş olup, 1982 yılından sonra tekrar ilçeye çekilmiştir. Mevcut karakol binası uzun süre boş kalmış, iyi bir tadilat ve bakımdan sonra 03 kasım 1998 yılında köy konağı olarak açılışı yapılarak o günden beri köy konağı olarak hizmet vermektedir. Ayrıca 1965- 1980 yılları arasında yine gıran mahallesinde Fiskobirlik elemanı tarafından Toprak Mahsulleri Ofisi Trabzon Şube Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren buğday satış ambarı açılarak, köyümüz ve çevre köylerin ekmeklik buğday ihtiyaçlarını karşılamıştır. Yine o yıllarda 1 adet fırını, 1 adet lokantası, 1 adet berber dükkânı, 5 adet bakkal, 2 adet çay alım merkezi ve 5 adet kahvehane ile köyümüz halkına ve komşu köy halkına hizmet vermiştir. Yine gıran mahallesine P.T.T. acentesi açılmış tüm çevre köyler ile il dışına telefon görüşmesi sağlanmıştır. Daha sonraki yıllarda köyümüze ait gıran mahallesine Tarım Kredi Kooperatifi açılmış, 1996 yılında ise faaliyetine son verilerek kaldırılmıştır.
Köyümüzün içme suyu sorunu, yıllardan beridir kesin bir çözüme kavuşturulamamıştır. Gıran mahallesi halen kendi imkânları ile kuyu suyu kullanırken, köyümüzün aşağı mahalleleri ise kısmen değişik yerlerinden sağlanan akarsu şebekesi ile karşılamaya devam etmektedir. Köyümüzün su sorununun çözülmesi için son yıllarda başlatılan sondaj ve 60 tonluk su kulesi çalışmalar sonuçlanarak içme suyu şebekeye bağlanmıştır.
SÜLALELER VE SOYADLARI:
Köyümüzde 19 tür soyadı bulunmaktadır.Kutluca nüfus ve hane kayıtlarına göre en kalabalık sülalelerden başlayarak sıraya koyacak olursak:
1-DEMİRCİ(DELİ MEHMET OĞULLARI)
2-BEBEK(PEPEK)
3-PAMUK-(TIBALI- TOMARLIK)
4-YAPICI(BANAKLI-KILIFLI-ÖMERÇAVUŞ)
5-YAYLA(YAYLUĞU-YAYLAOĞLU-BİRİNCİLER
6-AYDIN(FATUĞU-ALUĞU-GİBİKLER)
7-VELİOĞLU(VAHİTLER)
8-KALAYCI
9-YAZICI
10-KARAOĞLU
11-USTA
12-GÜLEÇ
13-İKİBAŞ(İBASOĞLU)
14-TAŞ(DİFLUĞU)
15-ARI(KAHYAOĞLU)
16-GÜLCÜ(ZOYLAK)
17-ATAMAN(KELLECİOĞLU-KABAKÇI)
18-ÖZALP(ZIRAP)
19-ALAN(PANPUOĞLU)
TELAFUZ EDİLEN İSİMLER:
Aliosman(Alûsman), Ahmet(Âmit), Akif(Agif), Asım(Asim), Asiyyse(Asiye), Ayşe(Ayşi), Cafer(canfer), Teyze(deze), Fatma(Fadime), Fehime(feyme), Fevzi(Feyzi), Hatice(Hatci), Havva(Hava), Halim(helim), Kazım(kazim), Mehmet(Memet), Menşure(Meşüre), Meryem(Meyrem), Mahmut(Mamut), Muhsin(Musin), Melahat(Melât), Mevlit(Mevlüt), Miyase(Miyese), Mustafa(Mısdava), Muharrem(Muarem), Münir(Münür), İbrahim(İbrâm), Hüseyin(İsîn), Binnaz(Pinnaz), Sevim(Sevüm), Seyfullah(Seyful), Tahsin(Tasin), Tevfik(Teyfik), Vahit(Vayit), Yusuf(Yusup), Zahide(Zayde), Zeliha(Zela) gibi.
Yetişen meyveler: Armut(gabak), armut(kiraz), armut(makas), armut(rus), armut(kuşak), armut(kış), armut(karpuz), armut(şeker), armut(küplişan), armut(kavun), ayva, erik(kara), erik(sarı),erik(can), erik(çatal), erik(elma), erik(ziraat), elma(süt), elma(kokan), elma(cıngırik), elma(mayhoş), elma laz(demir), elma(taş), elma(karasüt), elma(beyaz), elma(sarı), fındık(yağlı), fındık(sivri), fındık(badem), fındık(ordu), fındık(karayağlı), fındık(palaz), fındık(ham), fındık(çavuş), fındık(enişte), muşmula(töngel), mandalina, börtlen, taflan(kiraz), taflan(orak), taflan(ekmek), üzüm(kokulu), üzüm(dıba), üzüm(at), üzüm(beyaz), ceviz(beyaz), ceviz(kalınkabuk), kiraz(al), kiraz(çal), kiraz(Napolyon), kiraz(kara), vişne, kızılcık, İncir, Kestane, dizmeltek, kivi, dut(kara), dut(parmak), dut(beyaz), şeftali, hurma(kara), hurma(aşılı), limon,
Bitkiler-sebzeler ve otlar: Biber, fasulye, lahan(pancar), marul, mısır(darı), batlıcan(domates), hasbatlıcan(patlıcan), çalıçilek, bostan(salatalık), turp, pezük(pazı), dirmit(fındık), dirmit(orman), dirmit(geyik), dirmit(yavşan), dirmit(evlek), kekik, cıbarca, güllük, yavşan, salep, yavşu, partin, acımuk, saravu çiçeği, avu(mor)orman gülü, yiğdin, it güllü(kuşburnu), gül, çalıçilek, sütlüyen, gatırkulağı, sığırdili, galdiriyik, melevcen, yavşu, koyungözü, sırgan(ısırgan), yaban(karga)soğanı, hoşuran, bülük, anuk(nane), madunuz(maydanoz), yılgın, sarmaşık, hamtevek, böürtlen tikeni, melevcen tikeni, gerce, çort, çilek(yaban ve ehil), yerelması, pırasa, yeşil soğan(sıska), sarımsak, külür, bezelye, fiğ, yulaf, çavdar, arpa
Ağaçlar: Ceviz ağacı, ceviz(Hindistan) sakız ağacı, kestane ağac, kavak ağacı, kavlağan ağacı, söğüt ağacı, karaağaç, çıtıruğuk ağacı, karıgen ağacı, kızılağaç, kiraz ağacı, elma ağacı, armut ağacı, incir ağacı, taflan ağacı, erik ağacı, dut ağacı, pelit ağacı, çam(doruk) ağacı, çam(ladin) ağacı, çam(sarı) ağacı, çam(köknar) ağacı, selvi ağacı, fırma ağacı
Hayvanlar ve kuşlar: Sığır(genel), koyun(genel), tavuk(genel), kedi, köpek, tilki, deyin, sincap, çakal, domuz, karaca, sansar, kirpi, yılan
Güvercin, üveyik, karga(ala), karga, karga(kuzgun), doğan, atmaca, karatavuk, serçe, gösükızıl, mıstavacık, çortkuşu, bülbül, sığırcık, çayırkuşu, bıldırcın, cillik, saksağan, aliforuzu, incirkuşu(arı), sarısandal, çulluk, ördek, baykuş, püsenek kuşu, ağaçkakan, körkağazı gibi
KÖYÜMÜZDE KULLANILAN BAZI KELİME VE TERİMLER
A
ABIL AYI Nisan
AĞAŞAK Eğerceğin altındaki taktadan yapılmış yuvarlak tekerlek
AVUZ Ağız
ALAMUK Güneş ışığının yakması
ALASEYFİ Gelişigüzel, baştan sağma
ALAF Hayvanlara verilmek üzere ağacın budanmış yapraklı dalları
AKUNDURUK Garasakız, çam reçinesi
ANDAVAL Muhakeme gücünden yoksun, saf
ANDIR Beddua
AŞANA Mutfak
AVU Zehir
AYAM Hava durumu
AYAKÇAVU Ayak leğeni
B
BAYAK Biraz önce
BATLICAN Domates
BAZLAMA Bütün (mısır) ekmeği
BEK Sert
BELLEME Tarla katma
BEYAZ Cember
BICAKLIK Mutfak dolabı
BIZA İnek yavrusu
BİLEKİ Taştan ekmek pişirilen kap
BİYANDA Bu tarafta
BAKIRAÇ Belden boğumlu kulplu yoğur saklama kabı
BILDIR Geçen yıl
BIYIL Bu yıl
BUANAK Sıcak ve nemli hava
BUYMAK Üşümek
BOSTAN Hıyar, salatalık
BÖCÜK Böcek
BÖRTLEN Diken meyvesi
BÖÖN Bugün
C
CAĞARA Kuyu çıkrığı
CAHAL Toy, cahil
CAPLAMA Çöten veya tarla kenarına çakılan ince tahta
CAANAK Kuvvetli yağmur
CAMADAN Büyük dokuma çuval
CANGAZA Yaramaz, hırçın
CEMBER Baş örtüsü
CILK Bozuk yumurta
CIMBIŞ Komik
CINGAN Çingene
CIRITTA Yağda kızartılan mayalanmış hamur, zilifte
CIRMAĞ Yırtmak
Ç
ÇALI Küçük ağaç dalı
ÇAKILDAK Çok fazla (Çakıldak gibi fındık)
ÇARDAK Tavan
ÇAYNIK Çaydanlık
ÇITLAK Küçük kıvılcım
ÇİMMEK Yıkanmak
ÇALIÇİLEK Çalı gillerde siyah meyve
ÇALPARA Kulplu tencere
ÇANGAL Fasulye sırığı
ÇARPI Sırık
ÇARUK Gönden yapılmış eğrelti ayakkabı
ÇAPILA Eski ayakkabı
ÇEÇ Fındık daneleri
ÇENTİĞ Bayanların içinde eşya taşıdıkları dokuma çanta
ÇENTİK İşaret
ÇİL Filizlenmiş tohum (kabak çili)
ÇİSE İnce yağış
ÇİVİD Meyme çekirdeği
ÇÖTEN İçinde mısır saklanan caplamada yapılan birtür serender
ÇÖTÜRE Üç ayaklı küçük kulplu sepet
ÇÖMEN Biçilen mısır saplarını kurtma şekli
ÇÖÖR Biçilen mısır sapı dipleri
ÇUBUK İnce ağaç dalı
ÇUL Çuvaldan yapılan örtü
ÇIRAKMAN Üzerine çıra ve gaz yağı lambası takılan ağaçtan yapılan düzenek
ÇORT Çalı çırpı tikenlik
ÇAVUN Ayak izi
ÇETLEK Alay kelimesi (çetlek gözlü)
ÇİT TAMI Fındık ışkınından yapılan otluk
ÇİT HARARI Fındık ışkınından yapılan gazel sepeti
DASTAR Dokuma kilim
D
DARAK Tarak
DARSUK Can darlığı
DOMBAK İri (dombak gözlü)
DORAN Mısır (darı) tepesi
DIRMAÇ Yük taşımada kullanılan dokuma ip
DAAN Dırmaç yapılırken yukarı kaldırılan üçlü ayak
DARABA Tahtadan yaılmış duvar
DARI AYI Ekim
DARI Mısır
DAVUN Beddua (davun içine)
DÖŞEME Taştan yapılan yol, bir çeşit lahana yemeği
E
ESEVÜ Yanmış dal parçası
EŞÜN Sac üzerinde (çörek, ekmek vs.) pişirilirken çevirmeye yarayan demirden alet
ECÜNNÜ Hayalet veya cin
ELDEÇ Mısır dövülen tahtadan yapılmış alet
EVMEK Acele etmek
EVZA Kiprit
EĞERCEK Yün bükmede kullanılan ayaçtan yapılmış alet
EZEN Ezan
F
FAYIRAP Kuvvetli ateş, alev
FELEK Ağaç veya demirden yapılmış manevela
FERİK Piliç
FIRAKLI Geçek
FIRILDAK Çeviz veya fındıktan yaılmış oyuncak,
FIŞIRGUN Rüzgarlı yağmu veya tipi
FİLE İpten örülmüş bir çeşit Pazar çantası
FEŞEL Yaramaz çocuk
FOLTAK Büyük
FORUK Delik fındık
FÖSEK Dil ucu ile konuşmak
G
GABCUK Alay kelimesi
GARAATİŞLİK Odunların açıkta yakıldığı ateş yanan yer
GALANDAR AYI Ocak
GARTUBU Patetes
GAYLIK Yağışlı havada baştan aşağı giyilen örtü
GAYBANA Beddua (andır gaybana galası)
GAYDA Name, müzik
GAMBAK Bir cins fasulye
GANDAL Ekmek konulan çubuktan örülmüş sepet
GARI Kadın, eş
GARAK Pencere kapağı kilidi
GARAKIŞ AYI Aralık
GARAVU Dal çekmeye yarayan çatal alet
GARASAKIZ Akunduruk, çam reçinesi
GARTMEL Kesmek, kalın kir izi
GARSAMBA Karışık, dolaşık, karmasık şeyler
GAŞ Dik yamaç
GAZEL Kuru yaprak
GOCAGARI Yaşlı kadın, nine
GODAL Ağaçtan yapılmış helva karıştıracağı
GODEŞ Mısır koçanı
GOTMAK İri (dombak gözlü)
GOT Mısır ölçeği
GOPÇA Düğme
GORUK Meyve ağaçlarına takılan çort, tiken
GOŞAMA Avuç
GOZAK Olmamış ham meyve
GÖMLEK Atlet
GÖN Deri
GIDIK Bele bağlanan küçük sepet
GIRGAN Salgın hastalık
GİREBİ Çalı, dal kesmeye yarayan kesici alet
GİRİNTİ Tiken kesme aleti büyük uzun saplı orak
GULK Kuluçkaya hazır olan tavuk
GUŞAK Bele bağlanan kalın dokuma
GUZİNE Fırınlı soba
GECÜN Fasulyenin dış kabuğu
GEGİRTLEK Çok kuru
GIRAN Tepe,tümsek
GÜCCÜK Kücük, ufak
GÜDENE Mısırın koçandan ayıklandıktan sonra kalan kısmı
GÜGÜM Büyük su kabı
GODAL Helva unu kavurmaya yarayan ağaç karıştıracak
GOOZ Tam dolmama hali, eksik
GÖDÜK Tomruk
GUALDANA Ayakkabıyı yarı açık geymek
GÜCÜK AYI Şubat
GÜLLÜK Eğelti otu
GOCAMAN İhtiyarş dede
GÖĞNÜMEK Meyvenin içinin yumuşaması hali
GÖZÇEK Gözlük
GELBERİ Fırın küreği
H
HAÇAN Mademki
HAURA Orası
HAPAN Tuzak
HARTAMA Evin çatısına sarılmak üzere doruk ağacından yapılan ince tahta
HARAR Büyük sepet
HABÖYLE Böyle
HAC AYI Eylül
HASBATLICAN Patlıcan
HAMBAR Ambar
HAYASUK Rengi kaçmak
HAVRUZ Beşikte kullanılan lazımlık
HEBE Heğbe
HEDİK Karda batmamak için kullanılan yuvarlak ayaklık
HELBET Elbet, tabi
HAŞİMDİ Şimd, şuand
HAURDA Orada, şurada
HERİF Erkek kişi
HIZAN Çocuk, uşak
HOPUR Gece gezdiği sanılan kötü varlık
I
IBA Havanın nemli olması, yarı ıslak
ISLIK Düdük
IŞGIN Filiz
IRGALAMA Sallama
İ
İBRİK Bakırdan yapılmış abdest suyu kabı
İSDOL Masa
İSKEMİ Tahta oturak
İSKELE Merdiven
İSTİKAM Bardak
İŞLİK Gömlek
İLİSTİR Süzgeç
K
KEMİRE Hayvan gübresi
KENEF Helâ
KELÇÜK Meyvenin (elma,armut) tohumlu yenmeyen kısmı
KELEM Lahana fidesi gövdesi
KEPAZE Rezil
KEŞKEK Çoğu fasulye karışımı ile yapılmış bir çeşit yemek
KESE madeni paraların konulduğu ağzı ipli küçük torba
KESMEK Kalın kir, gartmel
KÜTMEK İri ağaç odun parçası
KÖSMÜK İzmarit
KÖSTERE Taştan yuvarlak bileme taşı
KÜLEK Hartamadan yapılan hayvan yem kabı
KİRKE Bir çeşit kazma
KİRAZ AYI Temmuz
KİRİZMA Toprağı derin kazma işlemi
KİRMAN Sırgan ezmek için ağaçyan yapılmış çatallı alet
L
LAUM Dinamit
LAUD Oluklu el küreği
M
MELEVCEN Diken sürgünü
MECİ İmece
MEREK Tahıl ve erzakların saklandığı yerden yüksek ahşap oda, serender
MERTEK Kalın çatı kalası
MEŞEBE Teneke su kapı
MIK Çivi
MUDUL Filiz
MUKAYET Sahip olma
MÜKEM Sağlam
MÜZEVİR İspiyoncu
MANİLA Manevela
N
NAKIS Cimri
NEBRİ Beddua
O - Ö
ORAK AYI Ağustos
OYUK Nazara karşı bahçelere ve evlere asılan kuru (hayvan) kafa kemikleri
ÖDÜNÇ Emanet alınan şey
ÖGNER Kazılan tarlanın üst başı
ÖZGER Rüzgar
P
PAÇKA 10 nu kiprit paketi
PAKLA Fasulye
PANCAR Lahana
PANTİ Hayvan yemleme yeri
PATLAUÇ Düdüklük ağacından yapılan alet
PASAK Pis, kirli
PEE Taştan yapılan bir çeşit eğreti duvar
PERÇEM Kekül, zülüf
PEŞTAMAL Kadınların bele sardığı örtü
PEŞKİR Havlu, yalık
PIRPİT Kumaş kırpıntısı
PİSİK Kedi
POST Üzerinde namaz kılınan kurutulmuş (koyun,keçi vb.) hayvan derizi
PÖŞGE Üç ayaklı teneke soba
PÜRÇEK Mısır saçı, bir tutam saç
PÜSKÜL Fındık püsü
S
SABAHLAMA Öğlene kadar çalışma süresi
SACIYEYİK Saçayağı
SAÇAK İnce ip
SADIR Sidik, idrar
SALANA Başıboş
SAAN Büyük tabak
SAPLİİK Bakır kepçe
SAVUK Tenha (değirmen savuk)
SAYFAN Harman beklemede kullanılan eğreti baraka
SAZAK Hayvan sadırı
SEMEKSE Mısır yarması ve kaynamamış üzüm şırası ile yapılan bir çeşit yemek
SENEK Hayvan gübresini atmaya yarayan demir dirgen
SEF Ters, yanlış (lastiği sef geymek)
SEKMEN İskemle, iskemi
SIFAT Yüz, çehre
SIK ALMA Mısır fidesini seyreltme işlemi
SIKSAPI Sıl alma işleminde koparılan mısır fidesi
SINAMAK İmtihan etmek
SIBCIK ince
SIÇAN Fare
SİCİM İnce yırtılarak oluşan kumaş ip
SİBEK El değirmeni taşları arasındaki küçük tahta
SİN Mezar
SİNİ sofra
SISGA Yeşil soğan
SULUKDAŞI El ayak yıkanan yer
SURUK Yığma direği
SÜLGEÇ Süzgeç
Ş
ŞIMA Beton
ŞIRAHNA Üzüm sıkılan yer
T
TAFLAN Karayemiş
TAKUNYA Tahta terlik
TATAÜSTÜ Oturulan düz ve geniş sedir
TAM Çayır ve gazel konulan yer
TENESÜK Tuhaflık ( Bugün tenesüksük geneyim)
TENTENE İğne oyası
TEREK Dolab, raf
TEVEK Asma filizi
TEKİR Tahıl ve erzakların saklandığı yerden yüksek ahşap oda, serender
TIFIL Ufak minik
TİRKİ Ekmek kapı
TOKALAK Berlenen tarlada toprak kütlesi
TOPUR Kestane dış kabuğu
TÖNGEL Muşmula
TÖMBELEK Sahura kaldırmak için çalınan teneke
TULLUK Sayfan
TUM Yüksekçe yer
TÜNEKLİK Kümes
TÜTÜNCELİK Baca
U
UĞUŞ Hayret ünlemi (uğuş anam)
UŞAK Çocuk
Ü
ÜZNÜK Hastalık tekrarı
ÜZÜM AYI Kasım
V
VEDİRE Kova
Y
YABA Ot karıştırmak için ağaçtan yapılmış çatal sırık
YALAPLAMA Şimşek çakması
YAL Hayvan ve köpege pişirilen yem
YALI Çarşı
YÂLIK Havlu, peşkir
YALLIK Hayvana verilen karışık yeşil ot
YANGU Alev
YALAŞ Mısır unundan yapılmı muallebi
YARMALIK Mısırın ince kırılması
YEYÜK Ayran yapmada kullanılan ağaçtan külek
YIĞMA Kurumuş ot ve mısır saplarını direk çevresinde toplamak
YÜMSEK Yüksek
Z
ZAAR Küçük köpek
ZEED Birazdan
ZEMHERİ Kara kış
ZIBBAN Bir çeşit düdük
ZİBİL İşe yaramaz, fazla
ZEMBELEK Yarı kapı kilidi
ZÖKEM Soğuk aldınlığı, gırip
alıtıdır