Gönderen Konu: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..  (Okunma sayısı 6173 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #26 : Mart 16, 2013, 02:15:10 ÖS »
öğretmene mektup örnekleri :!:
             :klp: Sevgili    öğretmenim, :ççk:
      Ben sizi çok ama çok seviyorum. Sizin, bizim üstümüzde çok büyük emekleriniz  geçti. Siz  bize bir anne,bir baba oldunuz. Siz bize okumayı, yazmayı öğrettiniz. Belki biz ileride sizin bize öğrettiğiniz bilgilerle
bir doktor, bir mühendis,bir avukat hatta ve hatta belki de sizin gibi bir öğretmen oluruz.
      Öğretmenim siz bize oyun oynammayı,paylaşmayı,eğlenmeyi öğrettiniz. Sizi ben çok seviyorum. Bütün öğretmenlerin en mutlu günü 24 KASIM  öğretmenler günüdür. Canım öğretmenim,kalbi tertemiz öğretmenim. Günleri sayıyorum sizi görmek için melek öğretmenim.
Tatilleri hiç hemde hiç sevmiyorum öğretmenim,çünkü sizi tatillerde hiç göremiyorum canım öğretmenim. Lale gibi narinsiniz canım öğretmenim. Çok özel ve nadir bulunan  canı öğretmenim.
       Sizi sevmemek mümkün mü, canım öğretmenim. Siz sanki kanatsız bir meleksiniz öğretmenim. Sizin sayenizde,ben de sizin gibi bir öğretmen olacağım,benim canım öğretmenim.Tüm öğretmenlerin , öğretmenler
gününü kutlarım . SAYGILARIMLA  -  21  Kasım  2012  -  Çarşamba
Yazan  :  Sizi  seven  öğrenciniz  : DİLARA  GÜRSU  (KAYNAK  :  İNTERNETTEN  ALINTI)                                             


                                                                                           
                                                                                             
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Ay Işığı

  • Ziyaretçi
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #27 : Mart 18, 2013, 04:48:33 ÖS »
"SİGARA  İÇENLER  AHİRETE  ABDESTSİZ  GİDERLER !!.

ÇÜNKÜ  ARKALARINDAN (MAKATTAN) KATRAN  ÇIKAR !!. "


(Kaynak  :  Mevlüt  Özcan Hoca  16  Aralık  2011  tarihli  videosundan  -  ALINTI)


:uuu: içenler bi düşünsün dimi..

hocam bu konudaki mücadeleniz hayırlara vesile olsun inş. harika bilgiler sunuyorsunuz elinize, yüreğinize sağlık     :güll:

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #28 : Mart 25, 2013, 03:00:38 ÖS »
 
    :bayrak:  ÖĞRETMENİM! MEKTUBUN VAR…
Hatice TOKDEMİR (07 Mart 2013 Perşembe 10:35)

Kaç kere dilimin ucundan döndü ismin, bir bilsen. Arkadaşlarım gibi sana seslenmeyi, sesimi duyurabilmeyi çok istedim. “Ben de burdayım” diye haykırmayı düşledim. Ama o kadar azdı ki kelimelerim, sana yeter mi bilemedim. Ben hep içimden konuştum seninle, sesim sana ulaştı mı, kestiremedim.

Yüzüne baktım umutla, belki beni de görürsün diye; sen, sorduğun soruya cevap verenleri gördün. Başımı uzattım parmaklarının arasına; sen, ödevini yapanların saçını okşadın. Tam parmak kaldırıp bildiğim iki kelimeyi söyleyecekken; sen, zekasını çoktan sergilemiş olan arkadaşımı alkışladın.

Ben utandım, daracık zihnimin kısacık cümlelerinden. Her gün biraz daha sustum. Göze görünen öyle çok parlak akranım vardı ki, ben biraz daha soldum. Onlar gözlerde büyürken, ben köşelerde sindim, küçüldüm. Yaptığım hiçbir şey içime sinmeyince, hiçbir şey yapmaz oldum. Görülmediğim için, görünmez olmayı daha kolay buldum.

Nerden bilirdim senin benim için bunca tasalandığını? Umudum kırılmasın diye tek kelime etmeden, ağzımdan çıkacak kelimeler için umutlandığını… Sana bir adım atayım diye kollarını açtığını… Ördüğüm duvarları aşamadığın için sabrının sınırlarında dolaştığını…

 

Hani sınıfta herkesin çok eğlendiği bir oyun oynarken, beni arka sıraların kuytularında bulup, dalgın halime inanamayarak “Yine hangi alemlerdesin?” diye sorduğun gün vardı ya… Ben yine ölüm sessizliğinde gizlemiştim gözlerimi senden. Sınıfta değildim ki ben, o sıralarda. Sabah annemi yaka paça dövüp giden babamın ardında kalmıştı gözlerim. Anneme atılan tokat, benim yüzümde patlamış, acısı hala geçmemişti.

Sen bu suskunluğa suskunlukla cevap vermiştin. Ben ilgisizliğinden sanmıştım. Oysa sen her yanımdan dökülen acımı çoktan anlamıştın. Dokunsan ağlayacağımı bildiğin için, beni kendime bırakmıştın. Ama yanağımı okşamıştın ya, o tokadın acısını çekip almıştın.

Hani okulların açıldığı ilk hafta boyunca deftersiz, kalemsiz gelmiştim okula. Sen sebebini sorduğunda defterlerimin henüz hazır olmadığını, kalem kutumu evde unuttuğumu söylemiştim.

Sen her gün aynı yalana kanmayı tercih etmiş; kızmadan, bıkmadan bana bir defter, bir kalem ödünç vermiştin. Ta ki bir hafta sonra çantamda hiçbir şey eksik kalmayana dek, ailemin alamadıklarını tamamlayana dek vermeye devam etmiştin. Bana asıl verdiğin neydi biliyor musun? Gururumdu… Asıl tamamladığın; eksik, ezik yanlarımdı.

Hani herkesin evinden getirdiği yiyeceklerle yaptığımız yerli malları günü vardı ya… Ben kek getirecektim, annemin elinden. Onun günlerdir evde olmadığını söyleyemedim, nerden bilecektin? Herkes getirdiklerini birbiriyle paylaşırken, ben kimseye bir şey veremedim. Önüme mecburen konulan hiçbir şeyi de yiyemedim. “Dünden beri açım” diyemedim.

Sen ortalıktan kaybolunca sevindim, yemeyişimin nedenini sormazsın dedim. Ama sen elinde bir paket kekle çıkageldin. Annemin bu yeni çıkan keklerden alıp bize getirdiğini söyledin. Sınıfta kopan sevinç çığlıkları arasında, benim teşekkür eden fısıltımı duydun mu, bilemedim.

Şimdi söylüyorum işte: Teşekkür ederim öğretmenim!

Beni kendi evladın gibi gördüğün için…
Bir yabancıyken, hayatıma en güzel yerinden girdiğin için…
Beni benden fazla sevdiğin için…
Kendimden beklemediğim kadar bana güvendiğin için…
Saçmaladığım zamanlarda bile beni sonuna kadar dinlediğin için…
Söyleyemediklerimi gözlerimde gördüğün için…
Bitiremediğim cümleleri tam da benim gibi tamamladığın için…
Geleceğe dair içime kocaman bir ışık yaktığın için…
Sırlarımı benden bile sakladığın için…
Beni ben olarak kabul edip değer verdiğin için..
Hep önümde, yanımda, arkamda durduğun için…

TEŞEKKÜR EDERİM.
Ben senin yüzlerce öğrencinden biriyim sadece. Belki yüreğinde, hafızanda bir izim bile kalmayacak. Ama bil ki, sen her zaman benim kahramanım olacaksın. Belki bir gün ben de bir öğretmen olursam, sınıfımın her köşesine senin görmeyi bilen gözlerinle bakacağım. Karşılıksız verdiğin, yüreğime ektiğin sevgiyi minicik hayatlara paylaştıracağım. Ve en büyük hayalim nedir, biliyor musun: Ben büyüyünce, SEN olacağım.Hatice  TOKDEMİR
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #29 : Mart 26, 2013, 01:03:44 ÖS »
'Okul dizileri hem hayalci hem edep yoksunu'
   
YASİN KILIÇ ANKARA, CIHAN
Son zamanlarda elinde kumandasıyla televizyon kanallarında gezen herkesin bir okul dizisiyle karşılaşması mümkün. Uzmanlara göre; talim ve terbiyeden uzak bu dizilerin gerçek okul hayatıyla ilgisi yok. Ayrıca öğrencileri uzak durulması gereken davranış kalıplarına özendirdiği gibi milli ve manevi değerleri de yıpratıyor.

Hemen her televizyon kanalında ya bir yarışma programı ya da okul dizisi görmek mümkün. Bu programlardan en fazla etkilenen kesimse şüphesiz çocuklar ve gençler. Medya İzleyicileri Hareketi bu anlamda görsel içeriklerin tüketicisi olan geniş kitleleri bilinçlendirmeye çalışıyor. Medya İzleyicileri Hareketi Derneği Başkanı Hüseyin Pala, ebeveynlerin medya okur-yazarlığı eğitimine tabi tutulması gerektiğini belirtiyor.  Zarafet yoksunu ve ahlakî olarak zaafa uğratılmış bir gençliğin geleceğinin de karanlık olacağına dikkat çeken Pala, “Dizilerde, hayalci, ahlak ve edep dışı aşk-meşk ilişkileri öne çıkarılarak milli ve manevi değerler yıpratılıyor.” diyor.

Bundan 10-15 yıl öncesine kadar onaylanmayan davranışların artık kanıksandığını ve ailece televizyon karşısında seyreder hale gelindiğini ifade eden Pala, “Bu durum, kültürümüzün sabote edilmesi ve yabancılaşmadır. ABD’de yapılan bir araştırma pornografik içerikleri seyretmeyle cinsel suçlar arasında doğrudan bir ilişkinin bulunduğunu ortaya koymuştur. Tedbir alınmazsa çok yakın bir gelecekte bu tür içeriklerin toplumumuzu da benzer noktaya sürükleyebileceğinden endişe etmekteyiz.” ifadelerini kullanıyor.

Türk insanının, televizyon karşısında her gün beş saat geçirdiğine dikkat çeken Pala, “Şiddet, cinsellik ve ayrımcılık gibi hukuk ve insanlık dışı manipülasyonların tespiti dizi ve filmlerde nispeten daha kolay iken bunların reklamlarda tespiti çok daha zor olmaktadır. Reklamlarda çok karmaşık yöntemler aracılığıyla algılama süreçleri yönlendirilmekte olduğundan bu süreçlerin takibi uzmanlık istemektedir.” diye konuşuyor.

Pala, çocuk ve gençlerin milli kültürüne yabancılaştırılarak geleceğini karartan içeriklere karşı ulusal bir çerçeve oluşturulması gerektiğini kaydediyor. Zararlı görsel içeriklere karşı vatandaşın alması gereken tedbirleriyse şöyle sıralıyor: “Yaklaşık 1 milyar lira tutarında ekonomik bir büyüklüğe sahip olan TRT’nin millî-manevî değerlerimizi öne çıkaran yapımlarla milletimizin karşısına çıkması gerekir. Özel teşebbüsün sahip olduğu televizyon kanallarının yayınları teknik ve içerik nokta-i nazarından daha sıkı denetime tabi tutulmanın yanında ödüllendirilip teşvik edilerek takip edilmelidir. Medya içeriklerini sınıflama, düzeyleme sistemi kurulmalı ve bu sistemde kamuoyu denetleyici olarak başrolde olmalıdır. Görsel içerikleri takip edenler, bulanık geniş kitleler olarak görülmek yerine, fertler olarak düşünülmeli ve onlara tüketici nazarıyla bakılmalıdır. Tüketicilerin görsel içerikler karşısında ne türden haklara sahip oldukları her fırsatta hatırlatılmalıdır. Görsel içeriklerin toplum kesimleri ve yaş grupları üzerindeki etkilerinin neler olduğunu/olabileceğini toplumsal inceleme ve araştırmala aracılığıyla ortaya koyarak politikalar üretmek gerekir.” ALINTI  -  26  Mart  2013
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #30 : Mart 27, 2013, 04:19:47 ÖS »
:bayrak: Televizyon ve bilgisayar hayatımızı nasıl etkiliyor?

Hayatımızda en çok şikayet ettiğimiz konulardan biri de “zaman” ile ilgili. Öğrenciler “Zamanım yok yeterince çalışamıyorum” ,“Konu çalışıyorum ama soru çözmeye zaman kalmıyor.” Ne zaman çalışayım ki? Zaten tüm gün dershane ve okuldayım… ve daha nice sürüp giden şikayetler. Anne babalara sorsanız “Tabi zamanı olmaz televizyonun karşısından / Bilgisayardan kalkmıyor ki?” diyorlar.
            Zamanımızı en fazla çalanların başında da televizyon, bilgisayar ve arkadaşlarımıza fazladan ayırdığımız zamanlar geliyor. Özellikle televizyonlarda dizi halinde sunulan ve bağımlılık yapan programlara aman dikkat edin diyoruz. Çünkü güzel bir film izlemeye karar verirsiniz ve onu programınızın bir yerine yerleştirir seyretmeye başlarsınız. Zamanınızı yine alır ama en azından seyretmişsinizdir ve bitmiştir. Ya diziler? Ya müzik yarışmaları? Öyle mi? Hayır her biri sizi bağımlı yapmak için elinden geleni yapıyor. Evet karşınızda işini profesyonelce yapan televizyoncular var ve onların görevi sizi ekran karşısına bağlamak. Eğer siz sınavlara hazırlanan biriyseniz ya da hayatta hedefleri olan bir insansanız o zaman sizin göreviniz de kendinizi televizyona kaptırmamak. Bunun için de televizyonu mutlaka bilinçli seyretmeliyiz. Seyredeceğimiz programları önceden belirlemeli ve çalışma programımızın bir parçası haline getirmeliyiz.
            Bilgisayar başında birisinin bağımlı oluvermesi içten bile değil. Bilgisayar oyunları, sosyal paylaşım siteleri ve daha niceleriyle bilgisayarlar tam bir zaman hırsızı oluvermiş gençler için. Oyun oynarken bir bölümü bitirip diğerine geçme, sosyal medyada paylaşımda bulunduklarını bırakamama gibi psikolojik altyapısı çok güçlü olan sebeplerle insanlar bilgisayara bağımlılık geliştirebiliyorlar.
Tabi televizyonun ve bilgisayarın zamanımızı çalma dışında başka zararlı yönleri de var. Aileler çoğu zaman çocuklarının televizyondan nasıl etkilendiklerini bilmiyorlar. Televizyon dizileri, çoğu zaman; sinemada izlenen filmlerden veya televizyonda çıkan diğer programlardan daha fazla zararlı olabiliyor. Örneğin okul dizileri,  çocuğun hayatı ile yakından ilgili. Çocuklar uyanık oldukları vaktin çoğunu okulda geçiriyorlar. Dizilerde izledikleri olaylar da çocuk için okuldaki davranışlarına yönelik model olabiliyor.
            Okul dizilerinden birinde iki çocuk iddiaya girmişler “Öğretmene şunu diyebilir misin yok diyemez misin?” diye. Aynı olay çok geçmeden gerçek okul ortamında oluyor. Çocuklar aralarında konuştukları müstehcen bir kelimeyi “yok söyleyemezsin, yok söylerim diye” iddialaşırlar. Çocuk iddiayı kazanabilmek için her şeyi göze alarak normal zamanlarda hiç söylemediği ve söylemeyeceği bir sözü öğretmenine söylüyor.
            Yine başka bir sınıf öğretmeni anlatıyor. “Öğrencilerimde daha önce hiç görmediğim olumsuz davranışlar görmeye başladım. Önceleri bu değişime anlam veremiyordum. Öğrendim ki; sınıfımızda …………..isimli okul dizisi öğrenciler arasında çok popüler olmuş. Daha sonra diziyi ben de izlemeye başladım. Akşam dizide izlediğim davranışların aynılarını sınıfımdaki öğrencilerimde görünce olanları anladım. Hemen bir veli toplantısı yaptım ve yaşadıklarımı velilerimle paylaştım. Dizi evlerde topluca yasaklandığından beri sınıfımda olumlu gelişmeler oldu.”
            Dizilerdeki karakterlerle özdeşleşen çocuklar, normal zamanlarda yapmayı akıllardan dahi  geçirmedikleri uygunsuz davranışlara  cesaret edebiliyorlar. Sadece çocuklar değil gençler de orada gördükleri davranışları modelleyebiliyorlar.  Uygunsuz davranışların televizyonda çok rahat bir şekilde yapılıyor olması çocuklarda “yapılabilirmiş” imajı oluşturuyor. Ayrıca dizilerdeki olumsuz davranışları sergileyenlerin popüler olmaları ve yaptıklarının yanlarına kar kalması, özellikle ders yönü ile kendini ifade edemeyen öğrenciler için model oluşturabiliyor.
            Aileler bu konuda bilinçli olmalıdırlar. Çocuğun psikolojik gelişimine zarar verebilecek diziler hiç izletilmemeli, biraz daha iyice ( az zararlı ) olan diziler ise eğer seyredilecekse mutlaka interaktif izlenmelidir. Yani televizyon karşısında onun etkilerine direkt maruz kalacak şekilde sus pus oturulmamalıdır. Televizyon izlerken durumlar ve olaylar üzerinde yorumlar yapılmalı ve aile içi konuşmalarla paylaşımlarda bulunulmalıdır.
            Örneğin televizyonda küfürlü konuşan birini gördüğünüzde: “Ağzı ne kadar da bozukmuş” yorumunu yapabilir, ifadeler müstehcenliğe kaydığında ise tepki olarak kanal değiştirebilirsiniz.
            Gençlerin istediği diziyi izlemesi de doğru değildir.  Aile bugün aman gençtir karışmayalım der. Yarın ise o genç, dizide gördüklerini örnekleyebilir ve bana kimse karışamaz diyerek daha büyük sorunlara yol açabilir     . Tabi gençleri izleme diyerek vazgeçirmek öyle kolay değildir. Bunun yerine onu televizyon ve bilgisayardan uzak tutacak etkinliklere yönlendirmek gerekir. Sportif, sosyal veya sanatsal faaliyetler gençlerin televizyon ve bilgisayardan uzak durmasını sağladığı gibi kişisel gelişimlerine de çok olumlu katkıları olacaktır. Ailece yapılacak etkinlik ve geziler de çocukları / gençleri bu durumdan uzak tutmak ve aile bağlarını güçlendirmek için iyi birer yöntem olabilir.
Zamanımızı çalan televizyona ve bilgisayara karşı savaş açalım. O bizi değil biz onu kontrol edelim. Önce bizler bilinçli birer kullanıcı olalım ki çocuklarımız bizi takip etsinler. 
Yazan  :  Hakan  METAN -  Fatih  Fen  Lisesi  Psikoloji Danışmanı  - 09.11.2012  - ALINTI
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #31 : Mart 31, 2013, 11:25:31 ÖÖ »
                          :!:
"Zamanımızı çalan televizyona ve bilgisayara karşı savaş açalım. O bizi değil biz onu kontrol edelim. Önce bizler bilinçli birer kullanıcı olalım ki çocuklarımız bizi takip etsinler. "

YAZI  YUKARI  Kİ  MAKALEDEN  ALINMIŞ.
* TAMAMINI  MUHAKKAK  OKUYALIM. *
     :!:
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #32 : Nisan 06, 2013, 09:37:05 ÖÖ »
ÇOK  ÇOK  ÖNEMLİ !.. :!:

Okul dizilerinden birinde iki çocuk iddiaya girmişler “Öğretmene şunu diyebilir misin yok diyemez misin?” diye. Aynı olay çok geçmeden gerçek okul ortamında oluyor. Çocuklar aralarında konuştukları müstehcen bir kelimeyi “yok söyleyemezsin, yok söylerim diye” iddialaşırlar. Çocuk iddiayı kazanabilmek için her şeyi göze alarak normal zamanlarda hiç söylemediği ve söylemeyeceği bir sözü öğretmenine söylüyor.
            Yine başka bir sınıf öğretmeni anlatıyor. “Öğrencilerimde daha önce hiç görmediğim olumsuz davranışlar görmeye başladım. Önceleri bu değişime anlam veremiyordum. Öğrendim ki; sınıfımızda …………..isimli okul dizisi öğrenciler arasında çok popüler olmuş. Daha sonra diziyi ben de izlemeye başladım. Akşam dizide izlediğim davranışların aynılarını sınıfımdaki öğrencilerimde görünce olanları anladım. Hemen bir veli toplantısı yaptım ve yaşadıklarımı velilerimle paylaştım. Dizi evlerde topluca yasaklandığından beri sınıfımda olumlu gelişmeler oldu.”
            Dizilerdeki karakterlerle özdeşleşen çocuklar, normal zamanlarda yapmayı akıllardan dahi  geçirmedikleri uygunsuz davranışlara  cesaret edebiliyorlar. Sadece çocuklar değil gençler de orada gördükleri davranışları modelleyebiliyorlar.  Uygunsuz davranışların televizyonda çok rahat bir şekilde yapılıyor olması çocuklarda “yapılabilirmiş” imajı oluşturuyor. Ayrıca dizilerdeki olumsuz davranışları sergileyenlerin popüler olmaları ve yaptıklarının yanlarına kar kalması, özellikle ders yönü ile kendini ifade edemeyen öğrenciler için model oluşturabiliyor.
            Aileler bu konuda bilinçli olmalıdırlar. Çocuğun psikolojik gelişimine zarar verebilecek diziler hiç izletilmemeli, biraz daha iyice ( az zararlı ) olan diziler ise eğer seyredilecekse mutlaka interaktif izlenmelidir. Yani televizyon karşısında onun etkilerine direkt maruz kalacak şekilde sus pus oturulmamalıdır. Televizyon izlerken durumlar ve olaylar üzerinde yorumlar yapılmalı ve aile içi konuşmalarla paylaşımlarda bulunulmalıdır.""  ALINTI........
NOT  :  Yazının  tamamını  yukarıdaki  yazıdan  muhakkak  okuyalım. Çok  önemlidir !!
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #33 : Nisan 10, 2013, 04:49:47 ÖS »
[youtube]7Z-v-7DZO1E[/youtube]


« Son Düzenleme: Nisan 26, 2013, 08:55:34 ÖS Gönderen: nigner »
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #34 : Nisan 24, 2013, 07:44:50 ÖÖ »
Öğrencilerin Mektubu Öğretmenlere Sigarayı Bıraktırdı :!:


 Bolu'nun Gerede ilçesinde öğrencilerin yazdığı mektuplardan etkilenen 2 öğretmen sigarayı bıraktı. Öğretmenlere kol saati hediye edildi.
Gerede'de kaymakamlık, belediye, Halil Nom Orta Okulu ve Ramazan Dede Bilgi Evi organizatörlüğü ile yürütülen 'Sigaradan Bizi Koruyun' adlı proje törenle tanıtıldı. Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurumu (TAPDK) tarafından da desteklenen projenin ülke geneline yayılabileceği belirtildi.

Gerede Öğretmenevi'ndeki tanıtım toplantısına Bolu Valisi İbrahim Özçimen, Gerede Kaymakamı Aslan Yurt, TAPDK kurul üyeleri, daire amirleri ve birçok sivil toplum örgütünün temsilcisi de katıldı.

Gerede Kaymakamı Aslan Yurt‘un tanıtım slaytı ve sunumu ile program başlayan programda Halil Nom Orta Okulu öğrencilerinin öğretmenlerine sigarayı bırakmaları için yazdıkları mektuplar okundu. Öğrencilerin yazdığı mektuplar sayesinde sigarayı bırakan 2 öğretmenine kol saati hediye edildi. İlçede sigara satmayan tek marketin sahibine de Vali İbrahim Özçimen tarafından takdir belgesi verildi.

Vali Özçimen, kendi yakınlarından da sigara yüzünden kaybettiğini ve olumlu bulduğu projeyi il genelinde yaymak istediklerini belirtti

Program, Halil Nom Orta Okulu öğrencilerinin 'Sigaraya Başlamadım ki Bırakayım' adlı gösterisi ile son buldu.

KAYNAK  :  İNTERNTTEN  ALINTI  -  24  NİSAN  2013
« Son Düzenleme: Nisan 24, 2013, 07:51:50 ÖÖ Gönderen: A.ÜSTÜNBAŞ »
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .