Gönderen Konu: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..  (Okunma sayısı 6175 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #13 : Mart 04, 2013, 07:06:45 ÖÖ »
 Metin Ezberlerken

-          Akşam yemeğinde hafif sindirimli yiyecek ve az yemeli.
-          Metni en az 10 defa yatmadan dikkatli, şuurlu ve samimi şekilde okunmalı
-          Arkasından tevkifi-ilahi için dua edilmeli.
-          Metinden ve duadan sonra kimseyle konuşmamalı ve dünyevi şeyler düşünmemeli.

-          Metni düşünerek, hatırlayarak yatmalı ki zihin beyin onu sabaha kadar öğütüp pişirmeli
-          Sabah fecir saatinde (Namaz Vaktinde) namazı kılıp tekrar abdest alınmalı. Ezberlenecek metne bakıp ezber yapmalı ki, zaten karşında sabaha kadar beynin işlediği, öğüttüğü sofra var. Artık 2 saat yemesi senin.
-          Sabahın nimetinde istifade edilmeden hafız olanlar, oldum diyenlere itibar etmemelisiniz. Bu olsada, dışı güzel içi çürük elma gibi foslak ve kuvvetsizdir. (ALINTI)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #14 : Mart 05, 2013, 10:14:56 ÖÖ »
ABRAHAM LİNCOLN'DAN OĞLUNUN ÖĞRETMENİNE MEKTUP :!:
     .....

" Öğrenmesi gerekli biliyorum;tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğret ona: 'her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşı kendini adamış bir lider vardır.' Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını.

Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı. Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi.

Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona. Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma. Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret. Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini.

Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona nazik davran ama onu kucaklama. Çünkü, çeliği ancak ateş saflaştırır. Bırak sabırsız olacak kadar cesaretine sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır.

Bu, büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsin bir bakalım. O ne kadar iyi, küçük bir insan. Oğlum.."(ALINTI)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #15 : Mart 05, 2013, 10:20:49 ÖÖ »
Bir Öğretmene Mektup

Selamünaleyküm.

    İçine kapanık, kendini kurtarmanın ötesine geçmeyen bir anlayış Rabbanî anlayış değildir. Bütün insanları içine sindirebilecek bağırlar mü'min bağrıdır. Hepimiz, dinimizin görevlisiyiz. Hepimiz, insan olmanın bedelini ödemeye hazırız. Mü'min idraki böyle olmalıdır.

Her mü'min kendini, Allah'ın ona lütfettiği kabiliyet ve imkânlar dahilinde görevli saymalıdır. Hepimiz öğretmeniz; öğrenir ve öğretiriz. Özellikle mesleği öğretmen olanımız için ise ilave edilebilecek bir kaç cümlemiz daha vardır:

a- Bizde ilim amel içindir. Öğreten öğrettiğini yaşamadıkça bereketli bir öğretim yapamaz. Başta ahlâk olmak üzere, ilim öğretmenin üzerinden izlenebilmelidir. Bu, öğretmeni müessir hâle getirir.

b- Merhamet ve sabır öğretmede iz yapmanın iki ana silahıdır. Acele etmemek ve merhametle muamele etmek kazandırır.

c- Kim hangi branşta öğretmenlik yapıyorsa, o branştaki gelişmelerin gerisinde asla kalmayacak. Sürekli kendisini tazeleyecek, yenileyecek. Mesleğinin ikinci sınıfı durumunda bir öğretmen de müessir olamaz.

d- Öğretmen, notunu silah olarak kullanmamalıdır. Silah olarak ikna etmeyi ve sabırla beklemeyi kullanmalıdır ki farklı olsun.

e- Muvaffak bir öğretmen çok iyi istişare eden öğretmendir.

f- Öğretmen, bulunduğu noktayı, cephenin en uç noktası olarak görmeli ve o titizlikle görev yapmalıdır.

g- Öğretmen, mesleğini davasına hizmete ettirerek dünyalık ve ahiretlik fırsatları aynı anda değerlendirmiş olur. Çokça dua ederek, asla sabırdan vaz geçmeyerek, insan ilişkilerinde kendimizi geliştirerek, evde ve işte öğretmen durumunda yaşamaya çalışacağız ki Allah'ın yardımı ile yol alalım. İşiniz mübarek olsun, bereketli olsun.

Yazan  :  NUREDDİN YILDIZ   (ALINTI)
« Son Düzenleme: Mart 29, 2013, 04:17:56 ÖS Gönderen: nigner »
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #16 : Mart 05, 2013, 12:42:43 ÖS »
Çocuk İçin Büyüklere Kurallar :!:

Kız veya erkek, çocuk doğduğunda onu Allah Teâlâ’nın bir ihsanı olarak görmek gerekmektedir. İhsanın kız veya erkek olmasına bakmadan, onu ihsan edeni düşünerek şükretmek, çocuk yetiştirmeye iyi bir başlangıç yapmaktır. Anne ve baba, çocuklarının doğumuyla beraber, hatta çocuk rahime düştüğü andan itibaren kendilerini ‘çocuk büyütme’ olgusunun üstüne çıkararak daha ileri bir noktada ‘secde eden bir kul’ yetiştirme heyecanı yaşamalıdırlar. Bu, onların çocukları konusunda Allah’ın yardımına daha yakın olmalarını sağlayacaktır.

Anne ve baba, yaratma ile doğurma arasındaki büyük farkı idrak etmiş olmalıdır. Eğer böyle bir seviyeyi yakalayabilirlerse, çocuğun rahime düşmesinden itibaren ibadet halinde olurlar. Kız veya erkek, o çocukla ilgili bütün emek ve eziyetleri onlar için ibadet olur. O çocuğu oynatıp güldürmek bile bir ibadettir. Tabii ki böyle bir işte ihlâs en başta gelen şarttır. Bu anne ve babanın sürekli tekrarladıkları duaları ile Rablerine iltica etmeleri hâlinde çocuklar tam bir teminat altında olacaklardır.

Çocukların haramla beslenmeleri açısından korunmuş olmaları gerekiyor. Çocuğun midesine haram gıdanın girmesi, o çocuk için beslenen emellerin boşa gitmesi gibi bir sonuç getirebilir. Aile, çocuğun haramla hatta haram şüphesi bulunan bir şeyle beslenmemesini en ciddi ilkeler arasında tutmalıdır. Bunu sağlıktan daha aşağıda göremeyiz.

Çocuk yetiştirmenin birinci kuralı sabırdır. Sabır ise ölmeden bitmemesi gereken enerjinin adıdır. Bilhassa sabrın, dövmemek ve beddua etmemek olduğunu da vurgulamakta yarar vardır. Dövdükten, beddua ettikten veya bir yolla boşaldıktan sonra sabrın bir anlamı yoktur.

Aynı baba ve aynı annenin iki çocuğu olsalar bile iki çocuğu benzer görmek yanlıştır. Bir evin üç beş çocuğu arasında büyük farklılıklar olabilir. Bu farklılıklar fiziki yapıdan ahlâka ve mizaçtan zekâya kadar pek çok alanda ortaya çıkabilir. Doğru olan, her çocuğu kendi başına değerlendirebilmektir. Bir çocuğu diğerine kıyas etmenin ve bunu ona hissettirmenin eğitimdeki bedeli, yanlışı gösterir.

Çocukları, söz anlamaya başladıkları yaşlardan itibaren akidenin temel esasları ile donatmak gerekir. Belki yaşlarına, zekâ seviyelerine dikkat edilerek özel bir seviye ve üslup belirlenebilir ama başta Allah Teâlâ’ya iman olmak üzere bütün temel akide konularının öğretilmesi, aşılanması doğru olandır. İlmihâl bilgileri için de yaş ve seviyeye dikkat edilerek öğretim ve eğitim yapılmalıdır.

Anne, baba ve öğretmen asla kin tutmamalı, çocuğa suç dosyası açmamalıdır.

Yaşadığımız çağın temel karakteri, iç ve dış fitnelerin hâkimiyeti altında olmamızdır. Bu da çocuk yetiştirenlerin, çocukları kötülüklerden ve kötü örneklerden korumayı, iyiyi öğretmekten daha önemli ve öncelikli tutmalarını gerektirmektedir. Çünkü kötülük genelde caziptir. İyi ve iyilik o oranda cazip olmayabilir.

Kötüyü, cazip olmasına rağmen gözden, kulaktan ve zihinden uzak tutmak, iyinin daha çabuk yerleşmesine yardım eder. Özellikle kız çocukları için bu ilke daha da önemli hâle gelmektedir. Onların birbirlerinden ve dışarıdakilerden etkilenmesi daha çabuk olmaktadır.

Asrımızın yaygın kullanımlı iletişim araçları ile kör bir savaş ve onları uzak tutma çabası, başarılı bir savaş taktiği değildir. Riskini göze alarak bu silahları kullanmanın daha yararlı olduğunu düşünmek durumundayız. Böyle bir tercih anne ve babanın sorumluluğunu, yoğunluğunu artırmaktadır ama başarıya daha yakın bir usûldür.

Anne ve babalar, hangi eğitim kurumu olursa olsun ve o kurumda başarı seviyesi ne düzeyde olursa olsun, çocukları ile ilgili görevlerinde rehavete hiçbir zaman kapılmamalıdırlar. Asıl mesuliyetin onlarda olduğu bilincini ve kimsenin onların hissiyatını aynen taşıyamayacağı gerçeğini idrak etmelidirler.

Yazan  :  Nureddin  YILDIZ  -  Milat Gazetesi  (ALINTI)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #17 : Mart 06, 2013, 08:15:51 ÖÖ »

İLMİ TIBBİ VE FIKHİ AÇIDAN > : SİGARA

Yazar: Ebu Bekir, Cabir el-Cezairi
Yayınevi: Bahar Yayınları

“Hükümler illetleri üzerine bina edilir” kaidesinden yola çıkarak, haram olan diğer maddelerle kıyaslamalar yaparak, çeşitli yönlerden illeti tespit eder. İlmi, Tıbbi ve Fıkhi açılardan örnekler vererek, ana illetin zarar vermek olduğundan yola çıkarak haram olduğu hükmünü verir.

Halil Günenç Hoca Efendi Fetvalar isimli kitabında bu konuyu şöyle ele alır. Sigara veya tütün denilen şey asr-ı saadette ve müçtehitler arasında olmadığı için hakkında ne ayet, ne hadis ve ne de müçtehitlerin sözü vardır. Onu Kur'an ve sünnetin ışığı altında beyan etmek için çaba göstermek lazımdırasr-ı saadette afyon denilen uyuşturucu madde de yoktu ve tanınmıyordu. Hakkında ne ayet, ne de hadis vardırama aklı izale edip sarhoş eden şarabı yasaklayan İslam dini, mutlaka aklı izale etmekle birlikte vücuda da uyuşturan afyonu da yasaklayacaktır. Bunun için ulema afyonu da yasaklayarak haram olduğunu beyan etmiştir.

Sigarada çıktığı ve halk arasında yayıldığı zaman fukaha onun hükmünü ortaya çıkarmak için, araştırmaya başladılar. Bu hususta birlik sağlanamadıysa da çoğu: “Hakkında (ayet- hadis) olmadığı için mübahtır” demişlerancak bir kimse için kesin zararlı ise, onu içen kimse fakir olup çocuklarını ve aile efradını fakr-u zaruret içinde bırakırsa, onların nafakalarını tütün ve sigaraya verirse haram olmasında şüphe yoktur[1].

TÜTÜN MADDESİ.
Sigara aslen Amerika'da yetişen bir bitkidir, ama şimdi Avrupa memleketlerinde de ekilmektedir. Boyu bir, bir-buçuk metreye varır, ılıman iklimlerde yetişir. Özellikle sıcak olan memleketlerde boynunun beş metreye vardığı da olur. Kurumuş yaprakları sigara olarak içilerek, yahut çiğnenerek veya nikotini ilaç gibi buruna damlatılarak kullanılır. Bu çok zararlı bir adettiraraştırmacılar bu maddenin insanlığa verdiği zararların içkinin verdiği zararlara eşit olduğuna işaret etmişlerdir.

Bu madde Amerika’nın keşfinden önce 15. Asırda yoktu. Avrupa'da yayılması da İspanyol gemicileri vasıtasıyla olmuştur. Onlar Amerika yetkililerini sigara içiyor buldular, onları taklit ettiler ve bu adeti Avrupa'ya getirdiler, böylece Avrupa'ya yayıldı.

SİGARA İÇMENİN HÜKMÜ
Sigara içmenin hükmü ile ilgili araştırma bizden iki şeyin hakikatının bilinmesini ister:

1. Zararın manasının ne olduğunu
2. Zararın isabet ettiği yerin ne olduğunu.

Zararın manasına gelince: Lafzı, yani kelime manası çok çeşitlidir. Bunların her biri kendisinde faydalı olmayan şeyi anlatır, yahut zorluk, darlık, kötü bir hal ve başka bir şeyde noksanlığı ifade eder.

Zararın isabet ettiği yere gelince: Bu Müslüman’a nispetle onun vücudu, dini, aklı, malı ve ırzıdır. Bu yerler ilahi şeriatın, insanın onları koruması ve muhafaza etmesi için koyduğu beş külli esastır; çünkü onlar hayatı ayakta tutan Dünya ile Ahiret saadetinin üzerinde dönüp durduğu esaslardır. Bundan dolayı İslam şeriatı bu külli esasları bozan her Müslüman için cezalar getirmiştir. Kasten adam öldüren için kısas, başkalarının malını çalan kimse için el kesme, insanların namuslarına dokunarak onların aileleriyle zina eden kimse için ölünceye kadar taşlanma, iffetli kadınların iffet ve şerefine leke sürmek için iftira atan kimseye değnek cezalarını koymuştur, koymakla da kalmayarak bu külli esaslardan birine veya hepsine birden, noksanlık veya zarar vermek ki haram kılınmış bir cinayettir.

Zararın isabet ettiği yeri böylece araştırdıktan sigaranın zararları üzerinde durulmaktadır.

1 - İnsan Vücuduna Yaptığı Zarar
Sigara insan vücuduna zararlı ve onu helak edicidir. Sigaranın insan vücuduna zarar verdiği mütehassıs doktorlar tarafından şöyle ifade edilmektedir. Zehirli bir madde olan sigaranın en tehlikeli yönleri şöyledir:

A. Nikotin: Bu gün insanlığın bildiği zehirlerin en tehlikelilerindendir. Genç bir insanı öldürmek için ondan bir miligram vermek, zerk etmek yeterlidir. Bu miktar insan vücudunda bulunan kanın bir kilogramında milyonda bir parçadır. Bir adet sigarada ise 1-3 gram arasında değişmektedir.

B. Karbon monoksit gazı: Sigara içen bu gazı burnuna çeker, bu ise zehirli bir gaz olduğundan dolayı, kandaki oksijenin zehirlenmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucu olarak günde bir paket sigara içen kimse gücünün 1/5' ni kaybetmiş demektir.

C. Zift yahut katran: Her sigarada 15-30 miligram zift bulunur bu da zamanla sigara içen kimsenin solunum organlarında iltihaplanmalara sebebiyet verir.

Dr. Muhammet Ali Bal ise sigara hakkındaki bilgileri şöyle özetliyor.

I. Her bir sigara kişinin ömründen 5,5 dakika eksiltir. O da sigara içtiği sırada geçen zamanın ta kendisidir.

II. Her üç sigara tiryakisinden en az biri ecelinden evvel ölür. Bu görüş İngiltere Kraliyet Üniversitesi'nin resmi olarak açıklayıp neşrettiği istatistiklere göredir.

III. Son olarak ta kanser, nefes darlığı, kısırlık, zayıflık, saçların dökülmesi, damar sertleşmesi, ana rahmindeki çocukların çirkin bir hal alması, kalp sıkıştırması gibi hastalıkların her biri sigaranın sebep olduğu hastalıklardır.

2. Akla Yaptığı Zararlar:
Akıl insanoğlunun diğer yaratıklardan seçilip ayrıldığı bir hususiyettirakla zarar vermesi sebebiyledir ki içki haram kılınmıştır. Yine afyon, eroin ve diğer aklı giderici şeyler de cinsleri ve etkileri farklı olmasına rağmen, haram kılınmıştır. Bunun için içki içen kişilere de caydırıcı ve men edici cezalar konulmuştur. Bu da, bu cürümü işlemek suretiyle akla zarar veren kişiye bütün insanların huzurunda seksen değnek vurulması cezasıdır. Had cezaları akla zarar veren şeyler için ALLAH (cc) tarafından konmuş cezalardır. Çünkü onlar bir an olsun insana isabet etse insanın canlılık ve şevkini ayakta tutan aklına zarar verirler. Sigaranın da insan aklına menfi yönde tesir ettiğini ve ona zarar verdiğini görürüz. Sigara tiryakisi halini söyle açıklar: ‘Sanki gözlerim kapanmış, kafam şişmişti. Aklım almıyor anlayamıyordum. Aklım beni yanıltmıştı. Bütün bunlar sigara içtiğim içindi.’

3. Mala Verdiği Zararlar:
Kanın (canın) gözetilip sakınılması, ırzın muhafazası gibi dini hükümler içinde malın hürmeti de mertebe yönünden asla onlardan aşağı değildir. Kur' an-ı Kerimde bir ayette “Allah Teala Müminlerden canlarını ve mallarını satın aldı” başka bir ayette “Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihat ediniz” Mal ve canın haram kılınması ve yasaklanması hakkında Resulullah' ın sünneti aralarını şöyle birleştirdi: “Sizin mallarınız ve canınız size haram kılınmıştır”. Bütün bunlar İslam'da mala verilen değere işaret etmektedir. Bundan dolayı malın israf edilmesi ve saçılıp savrulmasını haram kılmış, infak edilmesi hususunda da adaletli olmayı emretmiştir. Bir başka ayet-i kerimede “Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver; elindekini saçıp savurma”(İsra, 26). Bir başka ayet-i kerimede “Onlar sarf ettikleri zaman ne israf ederler, ne de cimrilik; ikisi arasında bir yol tutarlar. Bütün bu hususlar sigara içmenin yanlış bir iş olduğunu bize öğrettiği insanın vücuduna ve malına da zarar verdiğini gösterir. Bu sebeple malı israf etmenin, saçıp savurmanın haram oluşu gibi sigara içmekte haramdır.

4. Şahsiyete Zarar Verip İnsanın Şerefini Zedeler:
Sigara içmek insanın şahsiyet ve namusuna zarar verir mi ki bu sebeple haram kılınsın. Doğru cevap gerçekten sigara içmenin insan şahsiyetine zarar verdiğidir. Bir kimse insanlar içinde sigara içmesiyle bilinmeden önce utancından dolayı ne babası ne kardeşleri, amcaları, halaları gibi akrabalarının önünde sigara içmeğe cesaret edemez. Bu durum fıtrat-ı selime sahibi kimseler için sigara içmenin insan şahsiyetine leke sürdüğü ve zarar verdiğine şahitlik yapmaktadır şahit olarak da yeter.

5. Dine Yaptığı Zarar:
Sigara içmek kulun saadete ermesi veya şekavete düşmesine tesir etme makamında bulunan namaza, onu batıl hale getirecek derecede zarar verir; çünkü namaz her türlü pislikten temiz olma (hadesten taharet) şartına bağlıdır. Peygamberimiz mübarek sözlerinde “Allah Teala abdestsizlik meydana gelince, abdest almadıkça namazınızı kabul etmez.” Buyurmuşlardır. Bir başka hadislerinde “Allah temiz (abdestli) olmayanın namazını kabul etmez” buyurmuşlardır. Bir başka hadislerinde “Kişi meleklere eziyet vermemesi için sağa sola tükürmesin” Bir başka hadislerinde “ soğan, samırsak veya pırasa yiyen mescidimize gelmesin”

Sonuç olarak
Sigaranın zararlarını, çirkinliğini bu kadar açıkladıktan sonra, onun günahlığı diğer günah olan şeylerle, haramlığı diğer haram olan şeylerle eşit midir, yoksa değil midir?

Allah (cc) buyuruyor: “Günahın zahirini de batınını da terk ediniz. Günah işleyenler işledikleri günahın karşılığını göreceklerdir. “  Ekleyen Ünal  -  (ALINTI)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #18 : Mart 06, 2013, 08:52:58 ÖÖ »
 
Sigara Ve İslam Dini  :  SİGARA ÜZERİNE

Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de Tin suresinde "Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık" buyuruyor. İnsan kendisini incelediği zaman bu hakikati görecektir. Rabbine şükredip bu yaratılış şeklini bozmamaya gayret edecektir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde: "İnsanların kaybettiği iki şey vardır. Birisi sıhhat, diğeri ise boş vakittir." buyurdu. Bu hadisi şerifin işaret ettiği sıhhatin kaybedilmesi hususu bizleri çok düşündürmektedir. Bazen insan kendi eli ile kendi sıhhatini bozar ve ölümünü hazırlar. İşte bizde asrımızın en yaygın hastalıklarından biri olan sigaraya müptela oluş üzerinde çok düşündük. Buradan hareketle asrımızın en yaygın ve tehlikeli bir hastalığı olan sigara üzerinde geniş çaplı araştırmalar yaptık.
Sigara: Sigara içmenin fıkhî hükmü başta zarar, israf ve nafaka yükümlülüğü olmak üzere çeşitli açılardan ele alınabilir. Böyle olunca sigara içmenin hükmü hakkında kesin ve genel bir hüküm vererek haram demek yerinde olur. Bedene verdiği zarar ilmen ve tıbben açıklık ve kesinlik kazanmışsa o takdirde sigara içmenin dinen de haram olduğu söylenebilir. (İlmihal, İslam ve toplum H. Karaman 2/68, 69)
Sigara içmek tahrimen mekruhtur. Bazı hallerde haramdır.
A- Sıhhatine zarar verdiği kesinleşirse.
B- Sigaraya verdiği para ailesinin nafakasına zarar veriyorsa. İslam’da malı israf etmek, heder etmek haramdır. Sigara sadece içene değil, içtiği ortamda bulunan diğer insanlara daha çok zarar vermektedir. Kesin olarak sıhhate zarar verdiği sabittir. Dolayısıyla sigara içmek haramdır. Bir çok ulema bu görüştedir. (İslam Ahkamı, Zeki Soyak, 449)
Önceki ulema mekruhtur derken bir ot olarak değerlendirerek eşyada aslolan ibahadır kaidesince değerlendirilmiştir. Ancak zamanımızda nice hastalıklara hatta ölümlere vesile olduğu herkes tarafından bilinmektedir. İslam dini insan ve sıhhatine değer verir her türlü tehlike ve zararlardan korur. Bu sebeple insan vücudunu tahrip ederek onu maddî ve manevî çöküntüye sürükleyen ve insanlık için ciddi bir tehlike olan uyuşturucu sigara gibi zararlı maddelerden, insanımız, hasseten gençliğimiz uzak tutulmalıdır. (Cemil Usta)

Sigara İçmek Haram mı?
Bu meselenin tamamen benzeri ne Kur'an'da vardır, ne de sünnette. Bu son devirlerde ortaya çıkan bir durumdur. Bu konuda en hafif konuşanlar mekruh demişler. Fakat bu durum İslâm’ın bu meseleye bakış açısını tam yansıtmamaktadır. Çünkü insan sigara içmekle hem israf, hem vücuda zarar, hem de başkasına zarar vermektedir. Mekruh diyenler bir sigara içmekle bu üç zarar ayni anda olmadığı için diyorlar. Oysa insan tiryaki olunca bu üç zarar bir arada ve artarak olur ve mesele haram görünümü kazanır. Bu görüş fıkıhtan biraz anlayan kimselerinin kabul edeceği bir görüştür. Bu hükme nasil bir kıyas ile ulaşıyoruz bir de ona bakalım. Bir şeye haram hükmünü vermek için illa naslarda (Kur’an ve Sünnette) lafzen (kelime olarak) geçmesi şart değildir. Mesela eroin de naslarda lafzen geçmez ama eroinin zararlarını gerek tıpçılar gerekse fıkıhçılar çok açık bir şekilde ortaya koyuyorlar. Nefse zarar veriyor, mala zarar veriyor ve baskalarina da zararı dokunuyorsa, bu üç zararı bir arada ve sürekli olarak veren her şey bütün fukahaya göre haramdır. Karşımıza çıkan yeni meselelere de bu ölçüyle bakip hüküm vermeli. Bu sayılan unsurlar bir çok açık nasla haram olduguna göre, aynı zararlara götüren şeylere de haram diyoruz. Ayni şeyi sigaraya tatbik etmekle sigaranın da haram oldugu hükmüne varıyoruz. Sigaranın mubah ve mekruh oldugu üzere fetva verenler - zamanlarının şartları içinde - sıhhate ne ölçüde zarar verdigini bilemedikleri için böyle yapmış olabilirler.
Sigaraya mekruh diyenler
Bu gün sıhhate zararı bilindiği halde halen mekruh diyen hocalarımızda maalesef vardır. Bu insanları aldatan zararın az az, uzun vadede ve birden olmamasıdır . Eğer her sigara içen bir hafta içinde ölseydi veya bir organı bir hafta içinde islemez hale gelip kesilseydi. Acaba ona hala kim mekruh diyebilirdi? Gelecek bu zararların geç gelmesi ve azar azar gelmesi, mekruh diyenlerin mekruh demesine, onlara muhalif olanların da olaya yumuşak bakmasına neden oluyor. Ama bir gerçek hiç bir zaman unutulmamalı. Eğer zararın uzun zamanda ve geç gelmesi bir harama helal görünümü kazandıracaksa içki, kumar, hırsızlık, intihar, eroin ve daha kesin haram olan bir çok şeyde -Allah muhafaza- helal veya mekruh olabilir. Yani bir kimse; (zehir) kullanarak intihar edeceğim dese acaba ona cevabimiz ne olurdu? Haram olan içkiyi her gün az az alan, zararını uzun vadede gören veya görmeyen, sarhoş olmayacak kadar içen kimseye, içkide az zarar veriyor veya sarhoş etmiyorsa, diye hangi hoca efendi "mekruhtur" diyebilir. Haydi içki ayet ve hadisle haram oldugu açık olan bir şey, ona mekruh diyemiyoruz. Ya eroine, biraya ne demeli? Bunlar ayet ve hadiste açık olarak geçmiyor. Bunlara ayette ve hadiste geçmiyor, zararı da uzun vadede görülürse bunları kullanmak haram değil mekruhtur diye kim fetva verirse o kişiler sigaraya da ayni fetvayı verebilirler.
Kimse darılmasın
Hala sigaraya mekruh diye fetva veren veya duyduğu bu fetvalarla amele devam eden olacaksa veya sigaraya kadar daha neler var deyip olayı geçiştirmeye çalışanlar bulunacaksa, onlar bilsinler ki, bu satırların yazarı onlardan daha çok onlarin yüce divanda sorumlu olmamalarına "dua”cıdır. Bu satırları da kimseyi rahatsız etmek ve içtiği sigaranın zevkini burnundan getirmek amacıyla yazmıyorum. Hatta çok daha büyük yanlışlar varken, onlara göre ufak bir yanlis (ufak gibi görünen) olan sigara ile birinci derece uğraşmayı da gereksiz görüyorum. (Mehmet Emin Doğan)

Sigara, Spor ve Azgelişmişlik
Bizim gibi sigara içilen başka bir ülke yok! (Enver Koltuk)
Dünyanin en büyük sigara tekeli Philippe Moris gibi şirketlerin ülkesi ABD’de sigara içmek -hatta bazi eyaletlerde sokaklarda bile- yasaklanırken, azgelişmiş ülkelerde sigara tüketimi körükleniyor. ABD ve Avrupa’da sigara içen insana ilkel gözle bakılırken, spor destekleniyor ve özendiriliyor. Teknolojik gelişmeyle oluşan insan hareketsizliğinin sanayi toplumlarında sporla doldurulması sağlıklı yaşam açısından kaçınılmaz olmustur.
Dünyanin hangi ülkesine giderseniz gidin Türkiye gibi sigara içilen başka bir ülke göremezsiniz.“Eceli gelen ölür“ gibi tamamen kaderciliğe ve teslimiyetçiliğe dayanan bir anlayışla insanlarımız adeta intihar edercesine sigara içiyorlar. Giderek iş yaşamında yerlerini almaya başlayan kadınlar da erkeklerin bu kötü alışkanlığını takip ediyorlar.
Sigara üreten bir şirket yöneticisine, “Peki siz sigara içiyor musunuz?” sorusu sorulduğunda; “Biz bu haltı içmeyiz, sadece satarız, bunu içme hakki ve özgürlüğünü aptallara ve fakirlere bırakırız.” diye yanıtlamaktadır.Dünyada her yil 4 milyon insan, dünya nüfusunun yaklaşık % 6’si, sigaradan ölmektedir. Türkiye’de ise, sigara yılda 100 bin insanimizin ölümüne yol açıyor. Başka bir ifadeyle, Türkiye’de sigara alışkanlığı nedeniyle günde 200–250 insan yaşamını kaybediyor.
Fransa’da enflasyon yaklaşık % 2 olmasına karşın, geçen yil Ekim ayında % 23 zam gelen sigaraya daha 4 ay geçmeden yine % 13 zam geldi. Fransız hükümeti sigaraya bu kadar zam yaparken, hiç kuskusuz öncelikle vatandaşlarının sağlıklı yaşamını ve sigaranın getirdiği toplumsal maliyeti -sigara içenlerin sosyal sigortalara olan maliyeti çok fazladır- düşünmektedir.
Sigaranın toplumsal maliyetini ortaya koyan önemli bir gösterge de kanser hastalıklarıyla ilgili; kanser hastalıklarının % 30’nun, kanser ölümlerinin % 50’sinin ve akciğer kanserinin % 90’nin nedeni, insan sağlığı için ölümcül etkileri olan ve 2 bin zehirli madde içeren sigaradır.Sigara tekellerinin ülkesi ABD’de ve Avrupa’da sigaraya karsı çok ciddi bir savas açılıp, insanlar daha çok spor yapmaya özendirilirken, sporu bayram olarak kutlayan tek ülke olan Türkiye’de insanların ölümüne sigara içmeleri ve spordan uzak durmaları çok düşündürücüdür.
“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”, sağlam vücut ise sigarasız ve sporla dolu bir yasamla olasıdır.
Ayrıca bir Müslüman için en iyi spor, egzersiz ibadettir. Emanete hıyanet ederek sigara içmek İslam’a da bir ölçüde karşı gelmek sayılır.

Sigaranın Zararları ve Dindeki yeri
Muhterem Mü’minler!
Yüce Allah’ın insanlara verdiği en önemli nimetlerden biri de hayattır. Hayat, sağlık içerisinde devam ettiği sürece güzeldir. Çünkü dünya mutluluğunun başı sağlıktır. İnsanın sağlığı yerinde olmazsa hayatın tadı olmaz. Bunun içindir ki yüce dinimiz, insanın kendi sağlığını korumasını esas almış, ona zarar verecek şeyleri de yasaklamıştır. Nitekim Cenab-ı Hak bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helâl ve temiz olanları yiyin ve kendisine inandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının.”[1]
Değerli Müslümanlar!
Dünyanın ve Ülkemizin en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen sigara, içinde bulunan zehirli maddeler nedeniyle bir çok hastalığa yol açmaktadır. Resmi verilere göre ülkemizde bir çok kişi akciğer kanseri, damar tıkanıklığı, nefes darlığı vb. hastalıklara sigara sebebiyle yakalanmaktadır. Dünya genelinde, yılda yaklaşık dört milyon kişi ülkemizde ise yılda yüz bin kişi, sigaraya bağlı sebeplerden dolayı hayatını kaybetmektedir. Sigara, yol açtığı sağlık sorunlarından başka, ekonomik kayıplara da neden olmaktadır. Bunun yanında sigara içmeyen fakat içilen ortamda bulunan pek çok kişi de sigaranın zararından etkilenmektedir.[2]
Sigaranın zararsız olduğunu söylemek, bugün ilmen ve tıbben mümkün olmadığına göre, bunun dinimizce de hoş görülmeyen bir alışkanlık olduğu şüphesizdir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”[3] buyurarak, hayatımızı ve sağlığımızı tehlikeye sokacak her türlü tutum ve davranıştan sakınmamızı istemektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de: “(İslam’da) zarar vermek ve yapılan zarara, zararla mukabele etmek yoktur.”[4] buyurarak bir kimsenin kendisine ve başkalarına zarar vermemesi gerektiğini bildirmiştir. Sigaranın hem içene, hem de çevresinde bulunan kimselere verdiği zarar göz önüne alınınca, bu alışkanlıktan bir an önce vazgeçilmesi gerekir. Ayrıca ailedeki büyüklerin sigara içmelerinin çocuklara kötü örnek olacağı da göz ardı edilmemeli, sağlığımıza zarar veren sigara ve benzeri alışkanlıklardan kaçınmalıyız.
Yüce Allah, bizlere ölçülü davranmayı emrederek israfı yasaklamış ve meâlen şöyle buyurmuştur: “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allah israf edenleri sevmez”[5]

Aziz Müslümanlar!
Yüce Allah’ın bizlere bahşettiği akıl ve irademizi iyi yönde kullanmak suretiyle sigarayı bırakmamız mümkündür. Milyonlarca tiryaki bunu başarmıştır. Hiç vakit geçirmeden “zararın neresinden dönülürse kârdır ” diyerek sigarayı bırakmak için gayret gösterilmelidir. Ayrıca bu kötü alışkanlığın terk edilmesi konusunda da birbirimize yardımcı olmak, dînî olduğu kadar insanî bir görevdir.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Maide,5/88
[2] Bkz.Sağlık Bakanlığı sigarayı bırak kazan 2002 kampanyası bilgi notu( 18.06.2002)
[3] Bakara, 2/195
[4] İbn Mace,Sünen, Ahkam, 17
[5] A’raf, 31
(Diyanet İşleri)

Sağlık ve Sigara / Hüseyin RAMAZANOĞLU
Konumuz; “Zararı pek çok,yararı hiç olmayan ve insanı maddi ve manevi yönden tehdid eden”Sigara”dır.
Sigara; İslamın ilk devirlerinde bilinmeyen tütün esasen ancak 15.ci asırda bilinmiştir..Her ne kadar bu zamana kadar bilinmeden kullanılmış isede zararından ziyanından bîhaber kalınmıştır. Müslümanların vaktiyle helalliğini tartıştıkları ve sonra mekruh deyip geçtikleri sigaranın insanların ağır çekimli intiharlarına sebep olduğu düşünülmedi ve bu açıdan harama uzak sayılamıyacağı hesap edilmedi. İslam âlimleri bu hususta kesin bir fetva vermemişlerdi ancak zararlı olduğunu söylemişlerdi.. Onların asırlar öncesi ortaya attığı bu “zararlı” fikri, günümüz tıbbı tarafından doğrulanmıştır.
Sigaranın tıbbî yönden zararlarına geçmeden önce dini yönden hükmünü belirtelim.
Eşyada asl olan ibahadır. (mübah olmak yani haram olmamasıdır.) kaidesine göre sigaranında mubah sayılması düşünülmüş olabilirdi. Ancak haramlığı yada mekruhluğu konusunda bir kaç sebepten dolayı şu şekilde izahat yapmak mümkündür.
1-) Sigaranın haram olması gerekir diyenler:
Sigara; içenin malına, nefsine (özellikle bedenine) zarar verdiği, çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını karşılama hususunda her türlü mahrumiyete yol açtığı, onların nafakasından kısması sigaranın o kimseye haram olduğuna delildir.
2-)Tahrimen mekruh olur diyenler:
Sigara denilen o necis maddenin cami, mescid gibi ibadet yerlerinde veya bilumum mukaddes yerlerde içilmesidir. Nefse, mala, geçim şartlarına bir engeli yoksa ona da mekruhtur.(olursa zaten haramdır.)
Tıp dünyasının yaptığı geniş çaplı araştırmalar sigaranın zararlılığı gerçeğini tüm ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Artık deve kuşu gibi başı kuma sokmak nafile... Bazılarının savunma mekanizmalarını kullanmaya kalkışmaları kendi yanlış uygulamalarını geçerli kılmaya yöneliktir.. Söz konusu durumlarda karşılaştığımız bir savunma türü var ki bunu belki de haklı olarak “erteleyici” biçimde yorumlayabiliriz. Sigara içenlerin bir bölümünün düşündüğü şekilde, yarın başımıza neyin gelebileceğini bilemediğimize göre bir alışkanlığın çok sonra doğuracağı kötü sonuçları şimdiden neden düşünelim? Belki çoğu zaman eklenen bir cevap, çevreden verilen bir takım örnekleri içerecektir; sigara içmelerine rağmen öylesine uzun yaşamış yakınlar, büyükler, dostlar, bunun yanında hiç sigara kullanmayıp erken yada “kalpten giden” nice kişi yok mudur? Neden hekimler içiyor? Yarın sağ olacağımız belli mi?”gibi sorularla kişilerin sigara içmelerini rasyonalizasyona çalışmaları ise gerçekte görünüşü bile kurtaramayan “sözde düşüncelere” dayanmaktadır. En yakın gelecekte bile ne durumda olacağımız belli değilken çok kötü şeyler bizi bekliyor olabilirken yakınlarımız özellikle çocuklarımızla ilgili düşüncelerimiz ne oluyor?
Hekimlerin hastalarına sigara içmeme öğüdü verip buna uymamaları şüphesiz çok ciddi bir sorundur. Hekim - hasta ilişkilerinde hastaların hekimden olumlu ve tutarlı bir davranış içinde bulunmasını beklemeleri gayet tabidir.
“Ey mü’minler! Yapmadığınız şeyleri neden söylüyorsunuz?
Sağlıkla ilgili konularda herkesi, özellikle hekimleri daha duyarlı olmaya davet etmek zorundayız. “Koruyucu hekimlik” çevrelerinde sıkça dile getirildiği gibi bugün dünyada sigara; hastalık, sakatlık ve ani ölümlerin en önde gelen sebeplerinden biridir. Zararının geç ortaya çıkıyor görünmesi ise aldatıcıdır. Örneğin akciğerlerde hastalıklı değişmenin erken başladığı bilinmektedir.
İnsanın kendisine karşı sorumluluğunun da tartışılması gerektiğine göre kişi “kendime karşı bu zararı vermekte ne ölçüde özgür ya da hak sahibiyim?”sorusunu sormalıdır.
Günümüzde kanserden ölümlerin en başında akciğer kanseri gelir. Bunun da %80-90 sebebi doğrudan sigara içmeye bağlıdır. Son yıllarda akciğer kanseri yoğunluğundaki %250 oranındaki artış, 20 yaşından önce sigaraya başlayanların sayısındaki artış ile paraleldir.
Sigaranın sebep olduğu kanserler içinde en önde gelenlerinden biri de gırtlak kanseridir. Bununda %82’si doğrudan sigaraya bağlıdır. Sigara içenlerde görülme oranı içmeyenlere göre 10 kat daha fazladır .
Yemek borusu kanserlerine bağlı ölümlerin yaklaşık %80’i sigaradan kaynaklanır.

Sigaranın Çocuklar Üzerindeki etkisi
Amerika Uluslararası Bilimler Akademesi sigara tiryakilerinin çocukların bulunduğu yerlerde sigara içmemelerini öneriyor. Ülkenin en seçkin bilimsel kuruluşu sigara dumanına maruz kalan çocukların hırıltılı solunumu ve öksürük gibi akciğer problemlerinden daha çok etkilendiği yolunda halkı uyarmaktadır.
Akademi bu problemlerin artma tehlikesinin, sorun olduğu semptomlara ve evde sigara içen birey sayısına bağlı olmak üzere %80’e ulaşabileceğini belirtiyor. Anne ya da babasının sigara içmesi halinde çocuğun hastalanma olasılığı daha fazladır. Dumanlı havanın çocukların akciğer büyümesini dahi önlediği konusunda kanıtlar vardır.
Akciğer kanseri ve kalp damar hastalıklarında özellikle birçok geri kalmış ülkelerde artma, gelişmiş ülkelerde %30’lara varan azalmalar görülmektedir. Gelişmiş ülkelerin büyük sigara üreticileri, daralmakta olan pazarlarını yeniden genişletebilmek için çoğunda sigaraya karşı yeterli savaş verilmeyen geri kalmış ülkelerde büyük çapta etkinlik göstermekte, bunun için de “reklama” büyük ağırlık vermektedir. Çevre sağlığını, şahsi sağlığını, eşinin ve çocuğunun sağlığını düşünemeyen ülkemiz insanları sayesinde de satışlarını maksimuma çıkartma yolundadırlar.
Sigara olayı bilgi ve eğitim konusu olmasının yanı sıra bir kültür meselesidir. Kişisel, toplumsal ilişkilerini, başkalarına karşı davranışlarını, kendine ve hayata bakışını da yansıtabilir. Sigaraya bağlı damar tıkanması sonucu (Buerger hastalığı) bir bacağı kesilmiş kişinin (ki bununla ilgili istatistik sel veriler hiç de az değildir) dünyaya, hayata olumlu bakması, ailesine güven vermesi mümkün müdür?
Eşler, çocuklar, anne karnındaki bebekler... Tüm bu sevdikleriniz içtiğiniz sigaranın dumanının etkisi altındadır. Sigara alışkanlığı bulunanlar kendilerine şu soruları sorabilirler: Allah’ın bana en mükemmel şekilde yaratarak emanet ettiği bedenimi düşünmeliyim. Düşünmüyorsam çevremdeki insanları, yine bana emanet olarak verilen çocuklarımı hastalık yapıcı, erken öldürücü dumanlarla zehirlemeye ne hakkım var?
Sevdiklerime zarar dokunmaması için, çocuklarıma kötü örnek olmamak için bir şeyler yapamaz mıyım? Onlara bile bile verdiğim zararın sonuçları ortaya çıktığında bunun hesabını kendime, onlara ve özellikle onları bana emanet edene nasıl verebilirim?
Aklı selim her insan muhasebesini yaptıktan sonra bu kötü alışkanlığı terk etmenin çaresini aramalıdır. Asla ümitsiz olmamalı ve pes etmemelidir. Bilmelidir ki sigarayı bıraktıktan sonra 5 yıl içinde akciğer kanseri riski %20 azalacaktır. O halde zararın neresinden dönülürse kârdır. Bu risk sigara içmeyenler düzeyine inmezse de içmediği süre uzadıkça, daha erken yaşta bırakmışsa daha da azalır. Şimdiden sigarasını terk eden tüm iradeli insanlara gözünüz aydın diyoruz. Çünkü onlar dumandan kurtulurken çocuklarını ve kendilerini kazanmışlardır.

SİGARA BİR SÖMÜRÜ ARACIDIR
Emperyalist ülkeler tarafından sigara bir sömürü aracı olarak kullanılmaktadır. Özellikle geri kalmış 3. Dünya ülkeleri bu yolla sömürülmektedir. Amerikanın ürettiği Marlboro sanayileşmemiş ülkelerin en çok tükettiği bir tüketim maddesidir. İnsan haklarından bahseden emperyalist ülkeler para için fakir ülke insanlarını sigara yoluyla sömürmekte ve zehirlemekte, binlerce insanın ölümüne neden olmaktadır. Yaptıkları filmlerde adeta sigara reklâmı yapılmaktadır.
"Marlboro Kovboy" reklâmlarında elinde sigarayla keyifli pozlarıyla tanınan, Wayne Mc Laren bu görüntüsüyle gençleri tesir altına almıştır. Bir çok genç ona özenerek sigaraya başlamıştır. 1990 yazında 51 yaşında meşhur film artisti Mc Laren akciğer kanserinden ölmüştür. Ölmeden önce şunları söylemiştir: "Sigara, öldürücü bir illettir. Ben bunun canlı bir ispatıyım. Hayatımı işte bu oksijen çadırında noktalıyorum. Size sesleniyorum sigara katiyen bir değer kazanmıyor, kaybettiriyor."
David Goertliz'de Camel ve Winston sigara firmalarının reklam artisti idi. Kendiside sigara tiryakisiydi, pek çok defa mide ve ciğerlerindeki rahatsızlık sebebiyle tedavi gördü. Yıllar sonra dikkatini bir şey çekti. David'in çalıştığı sigara firmasının idari kadrosunun tamamı kesinlikle sigara içmiyordu. Merakla sordu ve çok ilginç bir cevap aldı: "Biz bu zehirli mereti içmeyiz, sadece tatlı parası için satarız." Bu söz David'i çok etkilemiştir. Sigara içen kimselerde çok iyi düşünmeliler. Sigara içmek suretiyle kime para kazandırdığını, nasıl sömürüldüğünü düşünen bir insan iradesine sahip olur ve sigarayı bırakır. Alışmışım bırakamıyorum sözü çok yanlış bir düşüncedir. İradesine sahip olan bir insan bu sözü söylemez ve derhal sigarayı bırakır. "Sigara firmaları sigaranın üzerine sağlığa zararlıdır diye yazmaktadırlar. Onlar da sigaranın sağlığa zararlı olduğunu bildikleri halde üretiyorlar. Para kazanmak uğruna insanların sağlığını tehlikeye atıyorlar."
Ayrıca sigara şirketlerinin neredeyse hepsi Yahudilere aittir. Buradan kazandıkları paranın büyük bir kısmını İsrail’in askeri gücünü çoğaltmak için kullanıyorlar. Yani aldığınız her paket sigaranın bir kurşun edeceğini ve Filistinli bir Müslüman’ı öldürdüğünü biliyor muydunuz? Aldığınız her paketle din kardeşinizin kanını döküyorsunuz…
Ülkemizde sigara alışkanlığı ortaokul çağlarında bir özenti ve hevesle başlamaktadır. Ortaokul öğrencilerinin % 37'sinin üniversite öğrencilerinin % 50'sinin sigara içtiği, ayrıca işçilerin % 70'i kadın memurların % 49'unun sigara tiryakisi olduğu, Türkiye'de erkeklerin % 63'ünün sigara içtiği araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır.

SİGARANIN * FAYDALARI !!..* BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Sigara Ömrü 18 Yıl Kısaltıyor!
• Her sigaranın ömrü 15 dakika kısalttığını bunun yılda 90 gün 50 senede ise 13 yıllık bir önemli miktara ulaştığını, (60 yıllık bir ömrün yaklaşık dörtte biri) biliyor musunuz?
• Akciğer kanserine yakalanan hastaların %94’ünün sigara tiryakisi olduğunu ciddi araştırmalar ortaya koymaktadır.
• 45 yaşın altındaki genç erkeklerde koroner kalp hastalıklarından ölenlerin %80’i sigara tiryakisidir.
• Sigara içen anne-babaların çocuklarında türlü bozuklukların meydana gelmesi ilmi bir araştırmanın ve gerçeğin ifadesidir.
• Bütün uyuşturucuların arasında en fazla ölüme sebep olan madde sigaradır.
• Sigara içmediği halde içilen ortamda bulunan kişilerin kansere yakalanma ihtimali en az %40 olarak ifade ediliyor.
• Erken doğum ve düşük yapan kadınların %80’inin sigara içenlerden oluştuğu asla unutulmamalıdır.
• Sigara içen kadınların çocuklarında sakatlık ihtimali %65 gibi ciddi bir rakama ulaşmaktadır. Ayrıca sigara içen kadınlar diğerlerinden 10 yaş daha fazla ihtiyarlamaktadırlar.
• Gırtlak kanserinin %99’una sigara tiryakiliği sebep olmaktadır.
• Sigara bütün dünya ülkelerinde meydana gelen yangınların baş sorumlusudur.

Bir adet sigarada bulunan zararlı maddeler, kişinin damarına zerk edilirse birkaç dakikada ölüm vaki olur.
• Sigara, beyin için en tehlikeli alışkanlıklardan biridir. Araştırmalar, sigara içenlerde 25 yaşından sonra inme (felç) tehlikesinin arttığını gösteriyor. İnme yapan sebeplerde 1 numarayı sigara almaktadır.
• En önemli organlarımızdan biri olan beynimizin, canlılığını ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için büyük ölçüde oksijene ihtiyacı vardır. Bütün vücudumuzda kullanılan oksijenin %25’ini alan beyin, dinlenme anında bile önemli ölçüde oksijen harcar. Beynimize normal olarak 1 dakikada 950 cm³ oksijen gider ve beynin çok kısa bir süre de olsa oksijensiz kalması önemli hasarlara yol açar.
NOT: Beyne, oksijen kısıtlaması yoluyla, en çok zarar veren şey şüphesiz sigaradır. Bu kısıtlama ortalama bir hesapla %15 ila %33’dür.
• Bir tek sigara insan vücudunda 25 mg C vitamini yok ederek kişiyi kanser başta olmak üzere, birçok hastalıklara karşı, önemli diyebileceğimiz derecede güçsüz ve mukavemetsiz bıraktığı deneylerle sabittir.
• Ağız ve çene kanserlerine yakalanan herkes için bunun tek sebebi sigara içmektir. Sigara her yaştaki insan için çok zararlıdır. Bu sebeple, günde bir tane bile olsa, kesinlikle içilmemelidir. Bu kadar zararlı olan sigaranın günümüzde açıkça bir ticari mal işlemi görmesi şaşılacak bir olaydır.
• Sigaranın sebep olduğu ölüm miktarı genel bir ifade ile trafik kazalarında meydana gelen rakamın 7 katıdır.
• Dünya ülkelerinin en büyük sorunu: Açlık, kıtlık, terörizm ya da nükleer tehlike değildir. Günümüzde insanlığın en büyük düşmanı, her geçen gün gençler arasında da süratle yaygınlaşan sigara alışkanlığıdır. Sigaranın sebep olduğu ölümler, diğer uyuşturucularınkinden 13 kat fazladır.
• Bacaklarında damar tıkanıklığı olan kişilerin %90’ının sigara içenler olduğu ilmi bir gerçektir.
• Sigara içen kadınların bebekleri sağır ve dilsiz doğabilir. Sigaranın anne karnındaki çocuğun işitme sistemini olumsuz yönde etkilediği bilimsel olarak ispatlanmıştır.
• Yapılan incelemeler, sigara kullanan kişilerde kas güçlerinin ve dikkat melekesinin zayıfladığını,bu sebeple sigara içen gençlerin okulda başarısız olduklarını ortaya koymaktadır.
• Günde bir paket sigara içilen evlerdeki çocuklarında günde 5 er adet sigara içmekte ve bu yolla zehirlenmekte oldukları araştırmalarla ortaya konmuştur.
• Sigara içenle, sigara dumanı ile kirletilmiş havayı teneffüs eden arasında gördüğü zarar bakımından çok az fark vardır. İçene zarar %100 ise, sigara içilen yerde durana bu zarar %70 veya 80 nispetindedir.
SİGARAYI MUTLAKA BIRAKINIZ! Çünkü bu dünya ve bu hayat sana bir defaya mahsus verildi. Tekrarı düşünülemez...

Sigarayı Bırakınca Vücutta Meydana Gelen Değişiklikler
20 Dk. Sonra : Tansiyon normale dönüyor.
8 Saat Sonra : Vücut kendini yenilemeye başlıyor, Kandaki oksijen normale çıkıyor. Karbonmonoksit gazı azalıyor.
24 Saat Sonra : Kalp krizi riski azalıyor.
48 Saat Sonra : Duyu organları daha iyi çalışıyor.
72 Saat Sonra : Bronşlar rahatlıyor, Akciğer kapasitesi artıyor. Solunum normalleşiyor.
2 Hafta Sonra : Dolaşım Sistemi Düzeliyor, Yürüyüş kapasitesi artýyor.
3 Ay Sonra : Akciğer kapasitesi %30 arttı.
3-9 Ay İçinde : Akciğer hücreleri kendini yeniliyor, Akciğer temizleniyor ve zatürree riski azalıyor. Öksürük, Sinüzit, halsizlik, nefes darlığı düzeliyor. Enerjiniz artıyor.
5 Yıl Sonra : Akciğer kanserinden ölüm riski %50 azaldı.
10 Yıl Sonra : Sigaraya bağlı Akciğer ve diğer kanserlerden ölüm riski sigara içmeyenlerin düzeyine indi.

Arkadaşlar bu yazıyı birçok yerden alıntı yaparak hazırladım. Sigarayla ilgili gerçekleri görünce inşallah bu illetin din açısından ve sağlık açısından zararlarını tam olarak görür. Kurtulmak çok zor değil, yeter ki isteyin...(ALINTI)
     
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #19 : Mart 06, 2013, 09:25:50 ÖÖ »
SİGARA KUL HAKKIDIR :!:

Yeni kuşakların beni anlamaları çok zor. Yolculuklarımızda otobüsün içi göz gözü görmez olurdu sigara dumanından. Düşünebiliyor musunuz bir otobüsün içinde 15-20 kişinin aynı anda sigara içtiğini. Bir şey söyleyemezdiniz o insanlara. Çünkü sigara içmeleri yasal bir haktı onların. En acı vereni de 30 dakikalık mola olur mola da içmezlerdi de otobüse binence hep birden anlaşmışlarcasına sigaralarını yakarlardı. O günler gerilerde kaldı artık. Şu an sigara yasağı gayet iyi ve dumansız hava sahası uygulaması da harika. Emeği geçenlere şükranlarımı sunarım.

Sigara ile tanışması 17. yüzyıldır bu milletin. Tanışır tanışmaz da 4. Murat tarafından yasaklanmıştır. Ne acıdır ki yasaklar çiğnenmiş ve insanlar kendilerine eziyet veren sigarayı kullanmayı gizli de olsa devam ettirmişlerdir. O ve sonraki dönemin İslam alimleri de sigara konusunda mekruh demişler ama haram diyememişlerdir. Bunun sebebini o dönemde sigaranın zararı tam anlaşılamadığı olsa gerek. Sigaranın zararı bu denli bilinseydi her halde haram derlerdi. Bugün gerek Hayrettin Karaman gerekse Fethullah Gülen Hocaeefendi sigara haramdır demektedir. Hocaefendi ölüme götüren onca hastalığa sigaranın sebebiyet verdiği bilindiği halde hala sigaraya devam etmek bir çeşit intihardır yani tedrici intihardır diyerek sigaranın haramlığını açıkça ifade etmektedir. Sebeplerini de şöyle sıralamaktadır.

“İslam, israfın her çeşidini yasaklamıştır. Gereksiz olarak musluktan akıtılan su, ihtiyaç fazlası yakılan elektrik israf olduğu gibi, zamanı boşa harcamak ve sağlığı bozacak davranışlara dalmak da israftır. Sigaraya verilen para tamamen israf olduğu için haramdır; dahası çoluk çocuğun rızkından kesilerek verildiğinden kul hakkını da ihlal sayılır. Sigaranın sağlığa zarar verdiği konusunda artık kimsenin bir şüphesi ve tereddüdü olamaz. Sigara içenlerin çevrelerine de önemli ölçüde zararları vardır, devamlı sigara içenin yakınında olanlar da onlara yakın zarar görmektedirler. Sigara onu kullanmayanlar için tiksindirici kokusu ve rahatsız edici dumanı ile de eziyet vericidir. Binâenaleyh, Resûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz üzerinde soğan ve sarımsak kokusu bulunan bir adamı Cennetü’l-Baki’den çıkarmış; mü’minleri soğan ve sarımsak kokusu ile cemaate katılmamaları konusunda uyarmıştır. Malumdur ki, rahatsız etme bakımından sigaranın kokusu soğan ve sarımsağın kokusundan daha hafif değildir; sigaranın kokusunun başkalarını rahatsız ettiği şüphesizdir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, kendisi doğrudan sigara içmemekle birlikte sigara içilen mahallerde bulunduğu için duman soluyan, pasif sigara içicilerinin de akciğer kanseri hususunda büyük bir risk altında bulundukları tesbit edilmiştir.”

Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi çok açık bir şekilde sigaranın haramlığını ifade etmektedir.

Prof. Dr. Hayrettin Karaman da ”Sigara içmelerinin sıhhatlerine zararlı olacağı, doktor tarafından kendilerine bildirilen kimseler ile çoluk çocuğun nafakasından keserek sigara içenlere "sigara içmek" haramdır.” diyerek son noktayı koymuştur.(ALINTI)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #20 : Mart 09, 2013, 09:28:26 ÖÖ »
Öğretmene Yazılmış Güzel Ve Anlam Yüklü Bir Mektup

Sevgili öğretmenim,
Seven, öğreten, hata yapsak da bizi affeden, kinlenmeyen, zaman zaman çok
öfkelendirdiğimizde dayanamayýp bağıran asla vurmayan, tehdit etmeyen, aşağılamayan, bu nedenle
de büyüklüğünü hep koruyan, büyüdüğümüzde anılarımızda bu çok güzel özellikleriyle yer tutan biricik
öğretmenim
Ben haylazım;
Ben haylazım, yaramazım, ama öğrenmeye açığım Bana öğretme yöntemin farklı olmalı Beni sevdiğini,
bana değer verdiðini sezmeliyim Beni yaramaz diye itelersen ve ona göre davranırsan,
gerçekten işe yaramam En değerli, en büyük öğretmenim beni böyle görüyorsa ben demek ki buyum
diyerek kabullenir, zaten benim için kolay ve zevkli olan haylazlıklara devam ederim
Çok duygusalım;
Lütfen beni anla Aslında çok duygusalım Çabuk incinirim Ama siz büyükler gibi bunu
gösteremem Beni aşağıladığınızda belki bön bön yüzünüze bakar, susarım, bazen savunmaya geçer küstahça gelen bir iki şey söylerim Ve daha da kızdırırım sizi, ama emin olun art niyetsiz,
önceden tasarlamadan, zaten bunun için değil midir, kinci olmamanız gerektiği
Kıpır kıpırım;
Ben dikkatsizim, dalgınım, kıpır kıpırım Siz ders anlatmak için uğraşırken ben etrafıma bakar,
silgiyle oynar, başka dünyalara dalar giderim Bazen hiç yerimde duramaz, hareket etmek
isterim Beni uyarın bu benim elinde olan bir şey değil Beni diğer çocuklarla kıyaslamayın,
belki de benim beynimde bir şey fazla veya eksiktir, kim bilir? Büyüyünce beni iyi
yetiştirirseniz doktor olup bunu araştıracağıma söz veriyorum
Çalışkanım, başarılıyım;
Ben söz dinleyen, çalışkan, başarılı bir çocuğum Öğretmenim en çok beni sever En iyi notları
benden bekler Ben de bunu için elimden geleni yaparım Ama bazen çok zorlanıyorum Geçen yıl
birinci oldum diye bu sene de birinciliği kaptırmamak için çok çok çalışıyorum Matematikten özel
dersler alıyorum, arkadaşlarımdan gizli Yine birinci olmalıyım Ama çok zor Benden, büyüklerim
ve öğretmenlerim çok şey bekliyor Artık oyun oynamak, TV seyretmek, arkadaşlarımla olmak
istiyorum Çok zaman kaybı Öðretmenim lütfen beni uyarın, çocukluğumu yaşayamıyorum
İçime kapalıyım;
Ben hep ortacıyım öğretmenim Çok sessizim, içime çok kapalıyım Pek arkadaşım da yok Çok
sıkılıyorum Ne yapacağımı bilemiyorum Konuşunca yanlış bir şey söylemekten çekiniyorum Öğretmenim
beni, istemesem de sosyal faaliyetlere sokun, nasıl olsa sessiz ve ortalama bir öğrenci
deyip, benden ilginizi çekerseniz; ben büyüdüğümde toplum içine nasıl karışırım?
Ben bilmiş birisiyim;
Ben neşeli, zeki, çalışkan, bilmiş bir öğrenciyim Sınıfta hiçbir düzensizliğe tahammülüm yoktur
Hemen gelir size şikayet ederim Eğer bu şikayetlerden “aferin” alır ve şikayet
ettiğim çocuk da ceza yerse deymeyin keyfime Ama içimde bir kuşku var Doğru mu yapıyorum
diye Sonradan çok pişman oluyorum Ama yine de bu kurallara aykırı bir hareket gördüğümde
alacağım “aferin” i de düşünerek şikayet etmeden duramıyorum Peki ya o kuşku?
Hepimiz farklıyız;
Hepimiz birbirimizden çok farklıyız Kimimiz esprili, neşeli; kimimiz çalışkan, terbiyeli;
kimimiz çok hareketli, dikkatsiz; kimimiz kuralcı, bilgiç; kimimiz taklitçi; kimimiz de maalesef tembel.
İşte öğretmenim; bence en önemlisi tembel olmamız Çünkü tembel olan, geleceğin asalağı olabilir.
İşte asıl bu asalaklık yaramazlıktır. Onun bu yapısını değiştirmek için elinizden geleni yapın. Hem kendisine hem de topluma faydasız bir insan olmasın sonunda…

alıntıdır
« Son Düzenleme: Mart 29, 2013, 04:19:08 ÖS Gönderen: nigner »
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #21 : Mart 09, 2013, 09:42:07 ÖÖ »
""Sevgili öğretmenim, :klp: :klp:
Seven, öğreten, hata yapsak da bizi affeden, kinlenmeyen, zaman zaman çok öfkelendirdiğimizde dayanamayıp bağıran asla vurmayan, tehdit etmeyen, aşağılamayan, bu nedenle de büyüklüğünü hep koruyan, büyüdüğümüzde anılarımızda bu çok güzel özellikleriyle yer tutan biricik öğretmenim.""


KAYNAK  :  Yukarıdan  ALINTI.. Mektubun  tamamını  dikkatle  okursanız, çok  şeyler  öğrenirsiniz.. Teşekkür.
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #22 : Mart 11, 2013, 01:27:56 ÖS »
Cezaevinden Öğretmene mektup! :!:
“Suçlusun Öğretmenim!”


Yeni bir yazı yazmak için bilgisayarımın başına oturunca, önce maillerimi kontrol ettim. Kısa da olsa hepsine cevap verdim. Son maili okurken yazmayı düşündüğüm tüm bilgiler kafamdan silindi gitti. “Bu maili köşeme taşımak zorundayım!” diye düşündüm. Eski bir öğrencim internetten bulduğu bir yazıyı benimle paylaşmış.

Lütfen hiçbir meslektaşım alınmasın! Amacım kimseyi yaralamak ya da suçlamak değil. Bu mektupta anlatılanlara birçoğumuz yabancı değiliz. Bugün hala bu hataları yapan Öğretmenler var mı bilmiyorum?
Cezaevinden bir mahkumun ilkokul Öğretmenine yazdığı bir mektubu paylaşacağım sizlerle. Mektup hakkında hiçbir yorum yapmak istemiyorum. Mektubun tek bir satırına bile dokunmadım. Sadece okurken içimi acıtan ve dikkatimi çeken cümleleri kalınlaştırdım.
 
İşte Mektup;
Öğretmenim çok suçlusun.
Dün selamını aldım Öğretmenim. Eğer hapishanede olmasaydım gelip hem elini öper, hem de bu sözlerini yüzüne söylerdim.

Sen çok suçlusun öğretmenim.
Bana kızmışsın, eleştirmişsin. "Böyle bir insanın öğretmeni olduğum için utanıyorum" demişsin. Doğru söylemişsin. Benim gibi bir insan yetiştirdiğin için gerçekten çok utanmalısın. Çünkü ben gururlanacak hiçbir güzel şey yapmadım. Aileme, çevreme ve  sevdiklerime zarar verdim, kötü işlere bulaştım. Sonunda da hapse girdim.

Ben iyi bir insan, faydalı bir kişi olamadım. Bu doğru. Ben de kendimden memnun değilim. Çevredeki insanlar tarafından dışlanmak, horlanmak ve kötü bir insan olarak görülmek elbette ki, insanı memnun etmez.

Ama öğretmenim, benim bu kötü ahlakım ve yanlış davranışlarımın sebebi sensin.

Sen çok suçlusun öğretmenim.
Beni okutan, beni eğiten ve bana şekil veren sensin. Sana baktım, örnek aldım. Ne verdiysen o oldum. Seninle beş yıl aynı okulu paylaştım, sonra da mezun oldum. Hatırlar mısın maceralarımızı, hatırlar mısın bana yaptıklarını?

Gel birlikte hatırlayalım da neden suçlu olduğunu söyleyeyim.
Annem yoktu. Evimizdeki ikinci anne de beni istemiyordu. Ailede hiç huzurum ve rahatım yoktu. Her şeyi eksik ve noksan yapıyordum, verdiğin görevleri de bu yüzden yerine getiremiyordum. Benim zor hayat şartlarımı bildiğin halde asla anlayışlı olmadın, hep üzerime gelip, çok ağır, çok ezici ve gururumu kırıcı hesaplar sordun. Beni hem sevgiden, hem okuldan, hem de toplumdan soğuttun.

Neler mi yaptın?
Annem olmadığı için temiz ve tertipli olamıyordum. Benimle her sabah bu yüzden alay ederdin. Ya kirli ve yırtık pantolonumla, ya kirli ellerim ve uzamış tırnaklarımla, ya da bakımsız yüzüm ve saçlarımla alay ederdin. Nasıl ezilip büzülürdüm, küçülürdüm ve sana içten bilenirdim.

Ödevlerimi yapmayınca, elindeki cetvelle vurmadığın ve acıtmadığın yer kalmazdı. Dayanamayıp ağlayınca da "Erkekler ağlamaz" derdin. Bu yüzden, okula gelmek bana işkence olurdu. Zaten huzursuz evden bir an önce kaçmak, kendimi dışarı atmak isterdim. Tek sığınağım okuldu. Okulu da sen bana dar ederdin, senin yüzünden geldiğime pişman olurdum. Bu yüzden bütün insanlara, herkese isyan eder, asi olurdum.

Bir gün beni babama şikayet etmişsin: "Ders çalışmıyor ve çok yaramazlık yapıyor" diye... Babam beni ölesiye dövdü. Babamın o ölesiye dayağına değil, senin şikâyetine içerledim.

Ah öğretmenim sen çok suçlusun.
Ne olurdu öğretmenim bana bir güleryüz gösterseydin, hal-hatırımı sorsaydın, yanağımı okşayıp, bir sevgi gösterisi yapsaydın ve beni kendine bağlayıp, nasihatler etseydin.

Neden bunları benden esirgedin?
Halbuki sana sığınmayı, senden yardım beklemeyi ne kadar istemiştim? Ah beni bir kez koruyup kollasaydın, belki de o isyan ateşi yanmadan sönecekti.

Beni kaç kez sınıftan kovdun, onurumu beş para ettin. Arkadaşlarımın önünde benimle alay edince ve onların da bana gülüşlerini görünce, kaç kez ölmek istemiştim.

Kısacası, sen bana iyi bir model olamadın, örnek bir öğretmenlik sunamadın. Benim toplum için zararlı olmama zemin hazırladın. Bir anlamda ektiğin tohumlar, ruhumda isyan meyvelerini verdi. Sonra da hem kendime hem de çevreme zararlı bir insan olup, çıktım.

Sen çok suçlusun öğretmenim.
Benden o şefkati esirgemeseydin ne olurdu? Bana da bu acıyı yaşatmasaydın?


Evet, utan öğretmenim. Benim yaptıklarıma bakarak utan. Bana öğretmen olduğun için utan. Utan da, diğer öğretmenler senin gibi olmasınlar.

Sen çok suçlusun öğretmenim. Ama, yine de ellerinden öperim. Çünkü ne de olsa sen benim öğretmenimsin.

YAZAN  :  Cezaevinden Ziya Ş. (İNTERNETTEN  ALINTI - 11  MART  2013)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #23 : Mart 11, 2013, 04:13:48 ÖS »
Akdağ'dan her öğretmene mektup :!: - 04  Eylül  2007, Salı - 19.44

Okulların açılmasına kısa bir zaman kala Sağlık Bakanlığı, öğretmenlere öğrencilerin sağlıklı beslenmeleriyle ilgili bir dizi öneri içeren mektup gönderdi. İŞTE  ÖNERİLER :

Mektupta öğretmenlerin, çocuğun boyundan kilosuna, sabah kahvaltısı yapıp yapmadığına kadar birçok konuda dikkatli olmaları istendi.

Sağlık Bakanlığı, daha sağlıklı nesillerin yetişmesi için öğretmenlere birtakım görevler verdi. Bakanlık, yeni eğitim öğretim yılı öncesinde öğretmenlere mektup göndererek, öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenip beslenmedikleri konusunda dikkatli olmalarını istedi.

Besinleri 4 gruba ayıran bakanlık, öğrencilerin mutlaka her besin çeşidinden tüketmesinin yararlı olduğuna değindi ve ailelere, çocuğun beslenme çantasına ceviz, fındık gibi yiyecekleri koymaları önerisinde bulundu.

Öğretmenler, öğrencilerin sabahları kahvaltı yapıp yapmadıklarına, beslenme saatinde sağlıklı besini seçip seçmediklerine dikkat edecekler. Veli toplantısında anne babaları uyaracak ve doğru besinleri anlatacaklar. Ayrıca öğrencilerin boy ve kilolarını sürekli olarak kontrol edip, zayıf ve aşırı kiloluları sağlık kuruluşlarına yönlendirecekler.  KAYNAK  :  İNTERNETTEN  ALINTI.
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #24 : Mart 12, 2013, 03:48:20 ÖS »
"SİGARA  İÇENLER  AHİRETE  ABDESTSİZ  GİDERLER !!.

ÇÜNKÜ  ARKALARINDAN (MAKATTAN) KATRAN  ÇIKAR !!. "


(Kaynak  :  Mevlüt  Özcan Hoca  16  Aralık  2011  tarihli  videosundan  -  ALINTI)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: ÖĞRETMENİM MEKTUBUN VAR !!..
« Yanıtla #25 : Mart 14, 2013, 09:41:50 ÖÖ »
Dinimizde iyiliğin önemi hususunu vurgulayan çok güzel bir şiir.
İyilik yapmakla ilgili olan şiiri sizlerle paylaşıyoruz.

HEP İYİLİK YAP :!:

İyi dostlar için canını feda
Kötü dostlar için dersin elveda
İsmin dilden dile olacak seda
Hep iyilik yap ki iyi kalasın

Kötü dostu iyilikle yenersin
Karanlıkta sen onlara fenersin
Kötülük yaparsan hep sönersin
Hep iyilik yap ki iyi kalasın

Onlar taş atsınlar, sen de ekmeği
Hiç kimseye esirgeme yemeği
Allah katında olursun en iyi
Hep iyilik yap ki iyi kalasın

Ne dileğin varsa Allah’tan dile
Kem gözlerle bakma düşmana bile
Vicdan azabıyla çekersin çile
Hep iyilik yap ki iyi kalasın

Yazan  :  Seher  KATAN  (İnternetten  ALINTI)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .