yesil bi deniz gibi olmus hayalin
durgun ve huzurlu tuz tadında
hırcınlaşıp
kumdan sahilini kırbaçlama ne olur
zaten ordaki kumdan kale gibiyim
oysaki ben şimdi
karlarla kaplı ülkenin
senlik baharında
çiçeklerinin arasında
damla damla huzuru
nehirler dolusu sevgiyi tadmak için
yaşamayı istiyorum
zaten içimdeki sesler taşıyor
calkalanıyor
böyle küçük bi sandal gibiyim
acık denizinde kaybolmus
sessiz ve yanlız geziniyorum acıklarında
küreklerim kayıp
sen netarafa estirirsen otarafa sürükleniyorum
sen nezman yağmurlarından bıraksan denizine
ben susamaktan vazgecip
yorulmaktan vazgeçip
ellerimle seni arıyorum
ellerimi kürek yapıyorum
yine susayana yorulana kadar
sona sen yağmurlarınla birdaha yıkıyorsun yorgunluk duvarımı
ve ben yine kürek sallıyorum ellerimle sana
ulaşırım tadında sana bakıyorum
öle masumca
simdi sen gülümsüyorsun
farkında bile değilsin
bizim ormanların
güneşleri oluyor
ezan cicekleri gibi oluyor çimenler
sen sevinince ardı ardına papatyaya oluyor
sen üzülme bataklıkta bulunuyorlar bir anda
birde layık olabilsem diye düşünüyorum
hayellerimin en büyüğü oluyor
denizdeki bir avuc tuzun değeri benim yerim biliyorum