Gönderen Konu: Kur'an Okurken Olması Gerekenler  (Okunma sayısı 2707 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« : Aralık 03, 2009, 01:52:05 ÖS »
Kur'an'ı bir kutsal kitap olarak kabul edenler, ona hürmette kusur etmemeye çalışırlar. Ancak Kur'an'ın bizatihi kendisine, sadece hürmet etmek, onun indirilişindeki maksadı hasıl etmeye yetmeyeceği açıktır.

Yoksa durum şu örnektekinden farksız olur.

Güney Nijerya'ya on ikinci asırda giden Müslüman mübeşşirlerden biri yerli halk üzerinde irşat çalışmalarında bulunmasına rağmen başarı sağlayamamıştı. İfe'de halkı İslam'a davet eden zat onlara Kur'an ayetlerini okumuş, fakat yerli dilini pek az bildiğinden, söylemek istedikleri yeterince anlaşılamamış, kimseyi de imana getirememişti. Bu muhterem zatın ölümü üzerine Mecusiler onun oturduğu yerde bulunan şeyleri tetkik sırasında, duvarda muhafaza içinde asılı Kur'an-ı Kerim bulmuş ve onu tapınacak şey olarak zannetmişlerdi. (61) R.E.Dennett, Nigerian studio, London 1910 ,s.12-75 (T.W.Arnold, İntişarı İslam Tarihinden, Akçağ yay. Ankara, 1982, s.326)


Şüphesiz ki, Kur'an'a bu şekilde hürmet etmelerinin, ona saygı ile tapmanın kendilerine bir yararı yoktu. Ama kitaptan ayetler okuyan kişide gördükleri iyi hallerin kitabın kendinden kaynaklandığını düşünüyor olsalar gerekti ki, Kur'an'a tapma gibi bir davranış gösterme ihtiyacı duymuşlardı.

Bu olay, Kitabı okumadan, anlama gayreti göstermeden sırf hürmet edenlerin durumunu andırıyor. Halbuki Kur'an'ı anlamadan okumak, bir şofbenin, havalandırma borusu olmadan yakılmamasını ikaz eden kullanma kılavuzunu okuyup anlamadan, “şofbeni kullanma kılavuzu”na hürmet etmeye benzer. Bu hürmet yanlış kullanım sonucu meydana gelecek şofben zehirlenmesine engel olmaz.

 

 

 

Kur'an Okurken!

 

Kur’an, bir okuma kitabı. Okunması istenen kitap. Okunup anlaşılsın diye “apaçık” (kitabı-ı mübin) olarak indirilmiş.

İnsanlar Kur'anı neden okumalı? Yani; Kur'an okurken neyi gaye edinmeli?

 

Eğer bu kitap insan için "hayatı kullanma kılavuzu", "yangından kurtuluş talimatı" ise onu sadece sevmek elbette yetmez. O kılavuzu ya da talimatı gönderenin hoşnutluğunu (eğer bu hoşnutluk karşılığında sevap umuluyorsa sevabı) sırf “okumuş olmak için” okumakla kazanmak mümkün müdür! Anlamadan, düşünmeden, hissetmeden, uygulamadan nasıl bir yarar umulabilir ki! Bu talimatı gönderen, anlaşılsın ve uygulansın diye gönderdi ise, sırf okunmasından hoşnut olması beklenemez.

Bir cihazın kılavuzunu, içinde yazılanları anlamadan okumanın ne yararı olabilir. İnsan bir cihaz, Kur'an da onun için “hayatı doğru yaşama kılavuzu!”

Konuyu inceleyen Gazali, Kitab'ın gönderiliş amacına uygun olarak okunmasını bazı maddeler altında özetlemiş; biz bunların bazılarını, Ramazanlarda okunan mukabeleleri ve ölülerin ruhuna Kur'an okuma alışkanlıklarını da hatırlayarak görelim;

 

"I. Düşünmek (Tefekkür);

 

Kur'an okurken, okuduklarının manası üzerinde düşünmek şart. "Kur'an okumaktan gaye, manasını düşünmektir."(62) İhya, c.2 s.271

Hz.Ali ise aynı şeyi şöyle ifade ediyor; "İçinde düşünme olmayan okumanın hayrı yoktur." (63) İhya, c.II, s.282

Namazda Kur'an okumak namazın farzlarından biri. Bu o kadar önemli ki, okuma olmadan namaz olmuyor. Ancak, çok ilginçtir, kişi eğer kur'an okumasını bilmiyorsa o zaman, namazda okuması şart olan surelerin mesela Fatiha'nın anlamını (kendi bildiği dilden kelimelerle) okuması, aklından geçirmesi şart koşuluyor. Müslüman'ın hayatında şu kadar önemli olan ve hadisi şerifte, dinin direği olarak vasıflandırılan namaz ibadetinin kabulü için ayetlerin Arapça okunması mümkün olmuyorsa anlamından, anlamını düşünmekten vaz geçilmiyor. (64) İmam Nevevi, Kur'an'a Hizmet İçin, İst. 1980, s.96

Gazali; namazda ayetlerin anlamını düşünerek okumak gerektiğini, eğer ayetleri düşünme imkanına tekrar ederek kavuşuluyorsa tekrar okunmasını, tavsiye ediyor. Hz.Peygamber'in, Besmeleyi okuyup yirmi defa tekrar etmesinin, manasını düşünmek için olduğunu anlatıyor. (65) İhya c.II. s.282

Kişinin namaza ruhen girebilmesi için dilinin söylediklerini, anlam olarak beyninin bilmesi gerekir. İşte o zaman kalp de hissetmeye başlar. Aksi halde, dil başka söyler, kafada başka şeyler, kalpte başka şeyler yer eder. Şeklen ibadet edilmiş olsa da, kalp ve beyin ibadete iştirak etmiş olmaz.

Yine İhya'da, bir İslam aliminin şöyle dediği nakledilir; "Manasını anlamadığım ve kalbimin nasibi içinde bulunmayan bir ayeti okuduğum zaman ondan sevap elde ettiğime inanmıyorum."

Elbette bu demek değildir ki, kişi manasını bilmez ise Kur’an okumasın; elbette öyle değil! Kur’an her halü karda okunmalı! Ancak burada işaret edilen, Kur’an gibi bir kitaptan yeterince istifade etmek için, onu anlayarak okumanın ne denli önemli olduğudur.

 

II. Anlamaya Çalışmak (Tefehhüm)

 

Kişinin Kur’an’dan okuduğu her ayetti kendi gücü nispetinde anlamaya çalışması gerekir.

Onda; "Allah'ın sıfatlarını, fiillerini, peygamberlerin hallerini, onları yalanlayanların hallerini, nasıl helak olduklarını, Allah'ın emirlerini ve yasaklarını, cennet ve cehennemi görmeli ve anlamaya çalışmalı ve ders almalı.

Bu manada Kur'an okumak; okuyup anlayıp uygulamaktır. Yoksa Hz.Peygamber şu sözü neden söylesin ki;

"Kur'anı, seni yasaklardan alıkoyduğu müddetçe oku. Eğer Kur'an seni yasaklardan alıkoymazsa onu okumuş sayılmazsın." (Teberani, Abdullah bin Amr'dan zayıf bir senedle) (66) Gazali, İhya, c.2 s.263 Bu ise öncelikle, okuduğunu anlamakla mümkündür.

Hz.Peygamber; "Kim üç günden az bir müddetle Kur'an'ı okuyup hatmederse, o Kur'an'ın manasını anlamamıştır" buyuruyor. (Sünen, Abdullah bin Amr'dan) (68) Gazali, İhya,c.2 s.268

Sahabeden İbn.Ömer; "Bazı insanlar Kitabı baştan sona kadar okuduğu halde, hangi ayet kendisine ne emretmektedir, hangi ayet kendisini sakındırmaktadır, bilmez. Adeta çürük hurmaları savurduğu gibi ayetleri savurur geçer" diyor. (67) Gazali, İhya, c.2 s.264

Bunun için Kur'an okumak isteyen kişi onu anlamak için, bildiği dilden okumalı. Anlayışını derinleştirmek için de onunla ilgili bilgisini artıracak gayretler içine girmelidir.

Bir gün Rasulüllah'ın şöyle buyurduğu anlatılır; "Bir alimin meclisinde hazır bulunmak, bin rekat namaz kılmaktan, bin hastayı ziyaret etmekten ve bin cenaze namazında hazır bulunmaktan daha faziletlidir."

Hz.Peygamber bu sözleri söylediğinde ashap;

"Ey Allah'ın Rasulü! Alimin meclisinde bulunmak tek başına Kur'an okumaktan da mı üstündür?" diye sorunca;

Hz.Peygamber; "Hiç ilimsiz Kur'an okumak insana fayda sağlar mı!" diye karşılık verdi. (Ebu Nuaym, Herevi) (69) Gazali, İhya, s.73

Keşke insanlar bir Ramazan boyunca, bütün bir Kur'an'ı, 6666 ayeti, anlamını bilmeden okumak yerine sadece bir ayeti, otuz gün boyunca okuyarak, anlamını tartışarak, uygulamak için ellerinden geleni yaparak geçirseler..!

 

III. Kendine Hitap Edildiğini Bilmek (Tahsis)

 

Kişi Kur'an'ın bir emrini veya bir yasağını okuduğu veya dinlediği zaman o yasağın ve emrin kendisine tevcih edildiğini düşünmeli. Yaratıcı, bu kitabı yalnızca peygamberine değil onun elçiliği ile insanoğluna, her bir insana, size bize, her birimize gönderdi.

Kur'an sadece Hz.Peygambere mahsus olarak inmedi.

Rabb'inden gelen kitabı okuyan kişi onu bizzat kendine gelmiş olarak düşünür ve o şuurla okursa elbette daha dikkatli olur. Anlamaya çalışır, ondan öğüt almak için gayret gösterir.

 

"Bu (Kur'an) insanlara bir açıklama, korunanlara yol gösterme ve öğüttür. (Ali imran, 138)

 

IV. Hissetmek (Teessür)

 

Kur’an okurken, kalp (Kur'an'daki) her halin anlatılışına göre hallenmeli; üzüntü, korku, ümit ve daha nice sıfatlarla hissetmelidir.

Kulun Kur'an okuma ile müteessir olması, okuduğu ayetin anlattıklarını düşünmesi ve hissetmesidir. Uyarıcı ayetler okunurken korkusundan küçülme, Allah'ın rahmet ve bağışından bahseden ayetler okuduğunda ise sevincinden uçarcasına müjdelenme.

Kişinin anlamadığı, anlayıp uygulamadığı, hislenmediği okuma bir anlamda asilik olarak görülür.

"Asi bir kimsenin Kur'an okuyup tekrar ettiği zamanki misali, padişahın fermanını günde birkaç defa okuyan bir kimsenin haline benzer. Padişah, fermanında bu kimseye memleketini imar etmeyi emretmektedir. Oysa o, memleketin tahribi ile meşguldür ve bütün yaptığı sadece fermanı okumaktan ibarettir.." (71) Gazali, İhya, c.2, s.294

 

V. Kur'an okuyan kimsenin onu Allah'tan dinleyinceye kadar yükselmesi (Terakki)

 

Bu açıdan Kur'an okumanın dereceleri üçe ayrılabilir;

 

A) En az derecesi, sanki Kur'an'ı Allah'a okur gibi okumak. Allah'ın huzurunda durmuş, Allah kendisine bakıyor ve okuduğu Kur'an'ı kendisinden dinliyor gibi düşünüp hissetmelidir. Kişi kendisini böyle düşündüğü zaman onun hali, Allah'tan istemek, yalvarmak ve yakarmak olur.

B) İkinci derecesi, (Kur'an okurken) kalbiyle Allah'ı müşahede etmek. Sanki Allah'ı görür ve O'nun lütuflarına mazhar olarak ona hitap eder, nimet ve ihsanlarına gark olarak onunla münacatta bulunur. Böyle bir kimsenin durumu Allah'tan utanmak, O'nu tazim etmek, O'na kulak vermek ve kelamını anlamaktır.

C) Üçüncüsü ise; Kelam'ın içinde konuşanı, kelimelerde de onun sıfatlarını görmektir. Bu derecede bulunan okuyucu ne nefsine, ne okuyuşuna ve ne de kendisiyle ilgili bulunan nimetlere bakmaz. Sanki konuşanı müşahede etmeye gark olmuş, artık başkasını görmez. Bu derece mukarriblerin dereceleridir.

Bu sırra binaen hükemadan biri şöyle buyurmuştur;

'Ben daha önce Kur'an'ı okuyup ondan hiçbir tad alamıyordum. Öyle ki, onu sanki, Rasulüllah asabına okuyor gibi dinleyinceye kadar. Sonra bu makamdan daha üst bir makama çıktım. Kur'an'ı sanki, Cebrail, Hz.Peygambere telkin ediyor gibi dinleyip okudum. Sonra Allahu Teala başka bir derecede tecelli etti. Şu anda Kur'an dili ile konuşan Allah'tan dinlercesine okuyorum. İşte böyle olunca Kur'an'ın lezzetini duydum. Öyle bir nimete gark olmuşum ki, onsuz bir an dahi yaşayamam." (72) Gazali,İhya,c.2 s.297


Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı happy-angel

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 3774
  • Rep Puanı: +170/-78
Ynt: Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« Yanıtla #1 : Aralık 03, 2009, 04:28:23 ÖS »
inşallah Rab'bim bizleri hakkıyla kur'an okuyanlardan  eylesin emegine sağlık Ali kardesim

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« Yanıtla #2 : Aralık 03, 2009, 05:28:37 ÖS »
Amin!
Teşekkür ederim gece_yıldız :-*

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı nigner

  • Administratör
  • *
  • İleti: 17942
  • Rep Puanı: +277/-9
  • ŞİMAL@KUZEY YILDIZI@ YURTTA SULH, CİHANDA SULH
Ynt: Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« Yanıtla #3 : Aralık 03, 2009, 05:33:24 ÖS »
inşallah Rab'bim bizleri hakkıyla kur'an okuyanlardan  eylesin emegine sağlık Ali kardesim
amin amin..

Allah cc razı olsun cümlenızden..
@ŞİMAL RÜZGARI@KUZEY YILDIZI@
YURTTA SULH CİHANDA SULH

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« Yanıtla #4 : Aralık 03, 2009, 05:34:26 ÖS »
Amin, Rabbim cümlemizden razı olup, bizleri hakkıyla Kur'an'a riayet edenlerden eylesin.

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı mkodalak

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 30
  • Rep Puanı: +0/-0
Ynt: Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« Yanıtla #5 : Ocak 09, 2010, 12:02:40 ÖÖ »
Öncelikle eline sağlık Ali bey,bende şunu merak ettim yazını ilk bölümünde anlamadan okumak deyince İstenilen Sevabı yada arzu edilen sevabı alamıyoruz gibi görünüyor,buna dayanarak Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadis'i şerifinde Kur'an-ı Kerim'den kim bir harf,ayet okursa cok büyük sevaba nail olur buna Elif-Lam-Min dahildir.Buyurmuştur,peki bunun anlamını Bilmek insanlara Öğretilmemiş ve sadece Allah (CC)'ün bilgisi dahilindedir,peki bundada Bilinmesi gerekli değilmidir anlamını bilmediğimiz Kelime yada Ayet'i Kelimeleri okumakda sakıncamı vardır?....Yanlış anlaşılmasın ama merakımdan soruyorum.....

Tabiki Yüce Kitabımızı okurken anlamak güzel olur ama malesef bunu yapmıyor okumak için okuyoruz,Namaz sürelerinde bile bir cok Müslüman Din kardeşimiz Lafızları yanlış cıkarırken bunu ne derece uygulamaya geçirilir bilinmez,bir örnek verecek olursak Felag süresindeki 2.Ayet'i Kelimede (Esteğzübillah) Min Şerrima Halak (buradaki Halak kelimesi Hırıltılı cıkarılması lazımken cıkmıyor,yada bilinemiyor) Halak(Hırıltılı olarak) kelimesi Arapcada Yaratmak iken,Halak (düz okuma ile)Tıraş etmek anlamına gelir.....Doğru şekilde Lafzı cıkaramazsak günaha giriyoruz ki anlam büyük ölcüde değişiyor şuna dönüyor Tövbe Tövbe Tövbe;TIRAŞ ETTİKLERİNİN ŞERRİNDEN (Ya Rabbim Sen Affet),oysaki YARATTIKLARININ ŞERRİNDEN olaması gerekli buda demek oluyorki Anlayarak okumakla yetinmeyip Kelimeleride cıkış yerlerine göre telaffüz etmeliyiz.......Yeri,Göğü ve ikisinin arasındakilerin tek Hakimi Tüm Okuduğumuz Lazfızların yanlışlarını affetsin,hatalarımızı bağışlasın,yoksa durumumuz hiç iyi değil Sevap işleyelim derken Günaha girmekden Allah(CC)'a sığınalım........

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« Yanıtla #6 : Ocak 09, 2010, 12:31:29 ÖS »
Allah razı olsun mkodalak.
Güzel bir husua değinmişsiniz Allah razı olsun.
Öncelikle konunun içinde var olan bir hadisi şerifi burada yineleyelim minşallah.
Hz.Peygamber bu sözleri söylediğinde ashap;

"Ey Allah'ın Rasulü! Alimin meclisinde bulunmak tek başına Kur'an okumaktan da mı üstündür?" diye sorunca;

Hz.Peygamber; "Hiç ilimsiz Kur'an okumak insana fayda sağlar mı!" diye karşılık verdi. (Ebu Nuaym, Herevi) (69) Gazali, İhya, s.73


Bu konu içersinde, anlamı bilinmeden kur'an okumak caiz değildir gibi bir ibareye rastlamadım. Bir kaide vardır: Bir işin tamamını yapamamak, o işi terketmeye sebep değildir. Yapılabildiği kadar yapılmaya devam ederken, daha fazlasını, daha fazlasını ve zamanla tamamını yapmaya gayret etmak dinimizde esastır. Anlamadan okuyana sevap olmadığı yönünde bir bahis de yoktur. Buradaki anlatılmak istenen gaye: Kur'anı anlamadan yapılan okuma işlemi, insan hayatına tesir etmez. Çünkü; okuduğu kur'anın ne emrettiğini anlamayan biri, hayatını kur'ana göre dizayn edemez. dolayısıyla da, okuduğu kur'andan okuma sevabı dışında bir fayda göremez. Hayata yansımayan bir kur'andan ve o okumadan fayda olabailir mi acaba? Burada kastedilen, anlamadan okuna  kur'andan fayda olmaması hususu buna delalet etmektedir.
Mareç konusu da aynı konu içine girer zaten. Bir harfin çıkış şeklini bilmek için o harf hakkındaki bilgiyi edinmek lazım değil midir? Harf ilmi ile harflerin birleşmesi sonucu meydana çıkan kelimelerin anlamlarını bilme ilimleri birbirinden ayrı gibi görünse de, özde aynıdır. "BİLMEK"
İnşallah açıklayıcı olabilmişimdir. :-*

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı mkodalak

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 30
  • Rep Puanı: +0/-0
Ynt: Kur'an Okurken Olması Gerekenler
« Yanıtla #7 : Ocak 09, 2010, 03:32:33 ÖS »
Âmîn sizdende Allah(CC) Razi olsun