Gönderen Konu: 1500 yıllarından itibaren Şalpazarı Tarihi  (Okunma sayısı 8541 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ¤ۣۜ..¤SessizGemi

  • Administratör
  • *
  • İleti: 7518
  • Rep Puanı: +333/-3
1500 yıllarından itibaren Şalpazarı Tarihi
« : Ekim 09, 2007, 02:36:38 ÖS »
 

1500 YILINDAN GÜNÜMÜZE

ŞALPAZARI’NIN TARİHÇESİ

            Bu güne kadar ilçemiz Şalpazarı nın tarihi hakkında çeşitli çalışmalar yapılmış, kitaplar yazılmıştır. Bu çalışmaların hepsi bir emek ürünüdür. Bütün bu çalışmalara saygı duyuyoruz ve hepsine de teşekkür ediyoruz. Ancak bu çalışmalarda da Şalpazarı nın (ağasar) tarihçesi konusu bizce eksiktir. Şalpazarı’nda ilk olarak yerleşim, yöremizin neresinde olmuştur. Bu yörede yaşayanların buraya nereden geldikleri konusunu işlenmemiştir. Tarihçemiz hakkında yazılanların tamamı yazılı hiçbir kayıttan dayanmadan, sadece halk arasında yapılan derlemelere dayalı bir tarihçe çıkarılmaya çalışılmıştır. Yazılı kayıtlara ulaşılamamasının bunda etken olduğuna inanıyoruz. Gerçekten de ilçemiz tarihine ışık tutacak yazılı kayıt yok denecek kadar azdır. Mevcut yazılı kayıt var ise de Arşivlerde bu konu ile ilgili her hangi bir araştırma yapılmaması da bu kayıtların gün ışığına çıkmamasına etkendir. Ayrıca yazılı Osmanlı kayıtlarının tamamının eski harf olması Osmanlıca okuma yazması olan insanımızın azlığı da başka bir etkendir. Bizim ulaştığımız kayıtların tamamıda Osmanlıcadır. Ulaşabildiğimiz kayıtlarda Trabzon’un Fethinden sonra tutulan vergi kayıt defterleridir. Bir çalışmanın bilimsel açıdan geçerlilik kazanabilmesi için belgelere dayanması gereklidir. Bilimsel yöntem bunu gerektirmektedir. Bizim bu yaptığımız çalışma tamamen belgelere dayanmaktadır. Bu yaptığımız çalışma bir başlangıçtır. Umarız bu çalışmamızdan yola çıkılarak bizim ulaşamadığımız kayıtlara ulaşılır.

             Uzun bir araştırmanın ürünü olan bu çalışmanın Şalpazarı’nın tarihine ışık tutacağı inancındayız. Her ne kadar vergi geliri kayıtları olsa da, Ulaştığımız bu dokümanların Şalpazarı ilçesinde ilk yerleşim yerlerinin nereler olduğuna, Şalpazarı ilçesinin 500 YY. önce hangi isimle anıldığına, İlk yerleşen aileler, dolayısı ile sülalelerin kimler olduğu hakkında bize bilgi vermektedir. Bu kayıtları gördükten sonra, bu güne kadar yazılan ve bizlere aktarılan tarihi bilgilerin farklı olduğunu göreceksiniz. Aşağıda size sunacağımız kayıtların tamamı T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri daire başkanlığından temin edilmiştir. Orijinal belgeler bu arşivlerde mevcuttur.

            Yine daha önceden sitemizde Şalpazarı’nın M.1850 yılına ait köylerimizde yaşayan Aile reislerinin listesi Köylerimiz kısmında mevcuttur. Bu kayıtların yöremizde halen yaşayan ailelerimizin tarihine ve hangi sülaleden geldiklerine ışık tutacağı inancındayız.

            Osmanlılarda gerçek anlamda yazılı kayıt tutulması 1500.YY başlarında başlamıştır. Bundan dolayı da Çepni halkının Ağasar yöresine gerçek anlamda ne zaman yerleştiğini tespit edemedik. Çepnilerin tarih boyunca kurulan Türk devletlerinde sınır boylarına yerleştirildiği ilkesinden hareket ederek şunu söyleyebiliriz. Trabzon 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet han tarafından fetih edildiğinde buralara yerleşmiş olabileceğini düşünüyoruz.

         “Ağasar İsminin Kökeni”

            Şalpazarı ile ilgili ulaştığımız (H.921 – M.1515) tarihli belgede Şalpazarı nın İsmi “Akhisar Deresi” olarak zikredilmektedir. Daha sonraki kayıtlarda da yine ya Akhisar Deresi ve ya Akhisar Deresi Nahiyesi olarak kaydedilmiştir. Öncelikle bunu belirtmek istedik. Halk arasında bilinen ismi ile Ağasar kelimesinin kökeni budur.

Osmanlı dönemine ait Trabzon tarihi ile ilgili Osmanlı Arşivindeki MAD 828 numaralı defter de (H.891 – M.1486) Şalpazarı ile ilgili herhangi bir kayıt mevcut değildir.

Fakat T.T.D 52 (H.921-M.1515) de (sayfa 760) Akhisar Deresinde 7 adet mezradan bahsedilmektedir. Bu tarihte Akhisar deresinde köy mevcut değildir. Bahsi geçen 7 adet mezralar şunlardır.

1.      Alakadir Mezrası,                    (Geyikli)

2.      Sazaklı-Karaağaç Mezrası,      (Düzköy)

3.      Dereköy Mezrası,

4.      Çamkiriş Mezrası,

5.      Kireç Mezrası,

6.      Karaşeyh Mezrası

7.      Kara-Evgan Mezrası dır.

Hasan Beyoğlu Ahmet Çelebi Zaviyesine bağlı olan bu mezraların hâsılatı 1.500.- Akçedir.

TTD 387 İcmal Defterinde (H.937 – M.1530) ise bu mezraların gelirleri Şeyh Murat Oğlu Kasım Dede Zaviyesine aittir. Hâsılatı yine 1.500.- Akçedir. Bahsi geçen bu Zaviye bu gün Giresun ili Tirebolu İlçesi Boynuyoğun Köyünden ayrılma Tekke Köydedir. Mezralarda tek değişiklik Kara-Evgan yerine Evgan Mezrasının ortaya çıkışıdır.

TTD 288 (H961 – M.1554) te Akhisar Deresindeki mezralar Yine Hasan Bey Oğlu Ahmet Çelebi Zaviyesine aittir. Hâsılatı değişmemiştir. Hâsılatı 1.500.- Akçedir. Bu tarihten sonra Akhisar Deresinde Mezraların 4 tanesi Köy statüsüne yükselmiştir. Bunlar;

1.      Sazaklı Karaağaç (Düzköy)

2.      Çamkiriş

3.      Kireç – Kalecik

4.      Dereköy’dir.

 

A.DFE 734 (H.981 – M.1574) sayılı Mufassal Defter parçasında Üç köy ve bir mezranın adı geçmektedir. Köyler; Sazaklı-Karağaç (bu günkü Düzköy) Çamkiriş ve Kireç tir. Mezralar ise Karaşeyh ve Karagürgen nam-ı diğer Kızılüzümdür. Bu mezraların hâsılatı 150 akçedir. Köylerden Sazaklı-Karağaç (Düzköy) ın hâsılatı 700 Akçe, Çamkirişin ise hâsılatı 400 Akçedir.

Bu deftere göre Sazaklı-Karağaç (Düzköy) da yaşayan vergi mükellefi kişiler şunlardır.

1.      İman oğlu Turali,

2.      İman oğlu Mirkulu,

3.      İman oğlu Mehmet,

4.      İman oğlu Ahmet,

5.      İman oğlu Sadaka? (Sıtkı)

6.      İman oğlu Ali,

7.      Beşir oğlu Burhan,

8.      Beşir oğlu Hüseyin,

9.      Beşir oğlu İsmail,

10.  İlyas oğlu Hüseyin, 

11.  Hüseyin oğlu İsmail,

12.  Hüseyin oğlu Ali 

13.  Hüseyin oğlu Hamza’dır.

Sazaklı-Karaağaç ın bu günkü adı Düzköy’dür. Buna göre Düzköy’e ilk yerleşim dört sülale ile başlamıştır. Bunlardan İman oğlu bu günkü adı ile İmanuları sülalesi bu günde bu köyde mevcuttur. İmanu sülalesinin büyüklerinden Ali Osman ÖZDİN la (bu gün sağ değildir.) görüştüğümüzde bize “Oğlum buralara ilk önce Türkistan’dan İman ve Beşir diye iki kardeş gelmiş yerleşmiş. İman çalışkanmış, Beşir ise biraz tembelmiş. Biz bu İmanın soyundan gelmekteyiz” demiştir.

Çamkiriş Köyünde yaşayanlar ise;

1.      Yaramış oğlu Ali,

2.      Ahmet oğlu Hasan,

3.      Ahmet oğlu Şeyhi,

4.      Ahmet oğlu Abidin,

5.      Ahmet olu İsmail,

6.      Hasan oğlu Burhan

 

Kireç Nam-ı diğer Kalecik’te yaşayanların adları;

1.      Hüseyin oğlu Ali,

2.      Hüseyin oğlu Yakup

 

TK. K.K.A TTD 43 (H991 – M.1583) numaralı Defterde ise Akhisar Deresinde (Şalpazarı) 4 köy 1 mezradan bahsedilmektedir. Köyler; Alakafir-mea Dereköy hâsılatı 1000 akçe, Kireç hâsılatı 400 akçe, Sazaklı (Düzköy) 1000 akçe ve Çamkiriş hâsılatı 1050 akçedir. Kızılüzüm Mezrasının hâsılatı ise 450 akçedir.

TK. K.K.A TTD 43 numaralı defterde bahsi geçen Alakafir-mea Dereköy de yaşayan vergi mükellefleri şunlardır;

1.      Mustafa oğlu Mehmet,

2.      Mustafa oğlu Süleyman,

3.      Mustafa oğlu İsmail,

4.      Hüseyin oğlu Menteşe,

5.      Hüseyin oğlu Yakup,

6.      Hüseyin oğlu Ali,

7.      Miraç oğlu Mehmet,

8.      Ali oğlu Durmuş,

9.      Ali oğlu Hızır,

10.  Musa oğlu Hızır,

11.  Musa oğlu İsmail,

12.  Musa oğlu Hüseyin

13.  Musa oğlu Ali

M. 1583 tarihinde Şalpazarı’nda, Alakafir-mea Dereköy ve Sazaklı (Düzköy) de birer Değirmen bulunmaktadır. Bu tarihte Akhisar Deresi Kürtün sancağına bağlıdır.

Kürtün üzerinden gelip Akhisar Deresinde yerleşen yukarıda bahsi geçen Türk boylarından Çepnilerin tamamı Müslüman ve Hanefi mezhebine bağlıdır. Bazı tarihçilerin iddia ettiği gibi Akhisar deresinde yaşayan Çepnilerin, Kızılbaşlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Çepniler kitabını yazarı Prof. Dr. Faruk SÜMER de bizimle aynı görüştedir. Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan “ XV-XVI Asırda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadi Hayat” kitabının yazarı Doç. Dr. M.Hanefi BOSTAN da söz konusu kitabında aynı yönde bulguları tespit etmiştir.

Yaptığımız araştırmalar sonucunda ulaştığımız kayıtlara göre bu tarihte Trabzon Vilayetinde tek bir Müslüman köy mevcuttur. O da bu günkü Beşikdüzü İlçesine bağlı Oğuz Köyüdür. Ancak Osmanlı yönetimi Trabzon şehrinin Türkleşmesi için yoğun çaba göstermiş ve buna önem vermiştir. Miladi 1486 yılında Trabzon da Müslüman oranı %26,73, 1520 yılında % 22,19, 1554 yılında % 46,16, 1583 yılında ise %55,38 e ulaşmıştır. Bu konu ile ilgili olarak Amerikalı tarihçi Heath W. Lowry’nin “ Trabzon Şehrinin İslamlaşması ve Türkleşmesi (1461-1583) diye bir çalışması ve kitabı mevcuttur.

Bu tarihte Trabzon un batısında iki tane kaza vardır. Bunlar Kürtün kazası ve Torul kazasıdır. Kürtün Müslüman nüfusun en yoğun olduğu yer, Torul ise en az Müslüman nüfusun yaşadığı yerdir. Daha sonraki tarihlerde Giresun nam-ı diğer Çepni, Keşap ve Görele nam-ı diğer Yavebolu yerleşim birimleri kaza olmuştur. Burada bahsi geçen Görele kazasının bu günkü Görele (Elevü) ile alakası yoktur. Bu kaza, Beşikdüzü’nün bu günkü Çeşme önü Mahallesinden başlayarak, batıya doğru Görele Kalesini de içine alan bir kazadır. Şimdilerde bu kaleye Eynesil Kalesi tabelası yapıştırılmıştır ki bu doğru değildir. Bu kalenin asıl ismi Görele Kalesidir.  1486 yılında Kalede ki Müslüman oranı % 9,25, 1515 yılında %10,11, 1520 yılında %8.83, 1554 yılında % 10,097, 1583 yılında ise % 40,11 dir. Bu tarihteki Müslüman nüfusun artışı, Anbaslı ve Seyit Ahmet in nefs-i Görele içinde mütalaasından ileri gelmektedir.

Beşikdüzü’ndeki diğer meskûn bölge Yavebolu Köyüdür. Hıristiyan bir köy olan Yavebolu daha sonra Görele ile birleşerek Görele nam-ı diğer Yavebolu Kazasını oluşturmuşlardır. Bu günkü Vakfıkebir de ise Marna adıyla bir Hıristiyan köyü mevcuttur.

Trabzon Şehri Anadolu’da en son olarak İslam topraklarına katılan yerdir. Bunun sebebi de Osmanlı Devletinin batıda fütuhata daha çok önem vermesi ve İstanbul un Latinler tarafından istilası ile Trabzon’a kaçırılan Andoronikos Kommenerosun oğlunun Trabzon Rum imparatorluğunu kurmasıdır (1204-1461) . Güçlü bir devlet geleneğine sahip olan Bizans sülalesi zaman zaman üzerine gelen Türk akınlarına karşı direnebilmiştir. Bu hanedan soyundan gelenlerin uzun süre hanedanlıklarını sürdürme sebeplerinden biride, kızlarını ya da kız kardeşlerini çevrelerindeki Türk devletlerine gelin vererek akrabalık bağları kurmalarıdır.

Mustafa KÜÇÜK                                Mehmet ATALAR

mustafakucuk@hotmail.com.tr

Kaynakca:

T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri daire başkanlığından temin edilen Mufassal ve İcmal Defterleri

  • T.T.D 52 (H.921-M.1515) de (sayfa 760)

  • TTD 387 (H.937 – M.1530)

  • TTD 288 (H961 – M.1554)

  • A.DFE 734 (H.981 – M.1574)

  • TK. K.K.A TTD 43 (H991 – M.1583)

  • XV - XVI. Asırda Trabzon sancağında Sosyal ve İktisadi Hayat (Dr. M.Hanefi BOSTAN -Türk Tarih Kurumu 2002 Yayını)

  • Çepniler  (Prof.Dr. Farum SÜMER)


www.salfed.com
« Son Düzenleme: Aralık 30, 2008, 02:36:59 ÖS Gönderen: ¤ۣۜ..¤SessizGemi »
Sen üzülme, senin için bu gönlüm ağlar..

Çevrimdışı kuzeydenizi

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 23498
  • Rep Puanı: +338/-14
  • çok şükür...
Ynt: 1500yıllarından itibaren Şalpazarı Tarihi
« Yanıtla #1 : Ağustos 27, 2008, 10:32:52 ÖS »
bayaca köklü bir geçmişi varmış teşkkürler sessizgemi +rep \)
şalpazarı merak ettiğim yerler arasında ==-
"Annesi nin Gülü,bitanesi ve canım oğlum-2"

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: 1500yıllarından itibaren Şalpazarı Tarihi
« Yanıtla #2 : Ağustos 27, 2008, 10:35:19 ÖS »
gerçekten çok değerli bilgiler, yüreğine emeğine sağlık adminim...+ rep.. :alkş:

bua rada dikkatimi çeken bişey oldu..:P
hüseyin oğlu
musa oğlu
ahmet oğlu vs...
çok ilginç  :hımm:
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı ¤ۣۜ..¤SessizGemi

  • Administratör
  • *
  • İleti: 7518
  • Rep Puanı: +333/-3
Ynt: 1500yıllarından itibaren Şalpazarı Tarihi
« Yanıtla #3 : Aralık 30, 2008, 02:36:33 ÖS »
gerçekten çok değerli bilgiler, yüreğine emeğine sağlık adminim...+ rep.. :alkş:

bua rada dikkatimi çeken bişey oldu..:P
hüseyin oğlu
musa oğlu
ahmet oğlu vs...
çok ilginç  :hımm:


eskiden bu şekilde tabir edilirmiş. Hatta şuanda bile bu şekilde biliniyor yaşlılar arasında. Örnek Fehminin Mehmet vs gibi. ):

Çok geç yanıtlamışız, ancak şimdi gördüm.
Sen üzülme, senin için bu gönlüm ağlar..

Çevrimdışı gül-can

  • Süper Üye
  • *****
  • İleti: 495
  • Rep Puanı: +85/-1
Ynt: 1500 yıllarından itibaren Şalpazarı Tarihi
« Yanıtla #4 : Aralık 30, 2008, 02:49:38 ÖS »
Değerli bilgi paylaşımınız için teşekkür ediyorum emeğinize sağlık +rep