LÜKS OTO SEVDALILARI , VERGİDE NERELERDE ??..

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Zengin Türkler'in lüks oto sevdası 2010'da hız kesmedi
 
Fiyatları 450 bin euroya kadar çıkan üst lüks otomobil satışları ocak ayına da hızlı girdi. Krize aldırmayan Türk zenginler, yılın ilk ayında 15 Porsche, 2 Maserati, 1 Ferrari ve Lamborghini satın aldı

Geçen yıl krizin teğet geçtiği üst sınıf lüks otomobiller, yeni yıla da gaz kesmeden girdi. Ocakta 2 adet Bentley, 1 adet Ferrari, 1 adet Lamborghini, 2 adet Maserati, 15 adet Porsche satıldı. Üst lüks olarak adlandırılan ve fiyatları ortalama 200-450 bin Euro olan F sınıfı otomobil satışları 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 18 artmıştı. 2009 Ocak-Aralık döneminde 3 bin 121 adet üst lüks sınıf otomobil satılmıştı. 2009 yılında 247 Porsche, 263 Jaguar, 56 Saab, 9 adet Lamborghini satışı gerçekleşti. Yılın ilk ayında otomotiv pazarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.5 oranında büyüdü. 2010 yılı Ocak ayı binek otomobil satışları 12 bin 594 adet, hafif ticari araç satışları 7 bin 501 adet gerçekleşti. Toplam pazar 20 bin 95 adet oldu. Geçen yılın ocak ayı binek otomobil satışlarına göre yüzde 4.4 düşüş gerçekleşirken, hafif ticari araç satışlarında ise yüzde 16.6 artış görüldü. 2010 yılı Ocak ayı binek ve hafif ticari araç toplam satışları da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.5 oranında arttı. Ocakta bir önceki ay olan Aralık 2009'a göre binek otomobil satışlarında yüzde 78, hafif ticari araç satışlarında ise yüzde 76 oranında düşüş yaşandı. Toplam satışlar ise yüzde 77.4 oranında azaldı.

LİDERLİK YARIŞINA DEVAM
Ocakta en çok binek otomobil satışı gerçekleştiren marka Renault oldu. Renault, bin 747 otomobille ipi göğüslerken, Volkswagen bin 724 otomobille ikinci, bin 436 otomobille Hyundai üçüncü oldu. Onları Hyundai, Toyota ve Ford izledi. Geçen ay binek otomobil ve hafif ticari araçta liderlik koltuğu Ford'un oldu. Ford, Ocak'ta 3 bin 205 adet araç sattı. Ford'u 2 bin 640 adetle VW, 2 bin 356 adetle Renault, bin 570 adetle Hyundai izledi. ( Kaynak  :  Sabah  gazetesinin  05.02.2010  tarih  ve  (EKONOMİ)  sayfa :  11  den  alınmıştır.)

  Saygı  değer  okur  arkadaşlarım.. Kazanan  herkes  en  iyi  şekilde  insanca  yaşama  hakkına  elbette  sahiptir..Fakat  bu  ülkeden  kazandıklarımızın  karşılığında  bu  ülke  MALİYESİNE  kaıkıda  bulunmak  zorundayız.. Yani  kanunlar  dahilinde  vergimizi  vermeliyiz..  Vergisi  verilen  kazanç  kutsaldır.  Vergi  en  büyük  vatan  borçudur.. Bu  bilinçle  hareket  etmek  çocuklarımızın  geleçeği  için  gereklidir.

  Almadan  vermek  Allah'a  mahsustur.  Ülke  vergi  toplayacak  ve  topladığı  vergiler  ile  denk  bütçeler  yapacaktır.  Biz  maaşlarımızın  normal  olmasını  istiyorsak,alınan  vergilerin  haklılığı  için  bize  düşeni  yapmalıyız.. Kazananların  vergilerini  vermeleri  için  onları  ikaz  etmeliyiz..

Unutmayalım  ki  dünyanın  malı  dünyada  kalır!.
Biri  yer  biri  bakar  sa  insan  bundan  ne  zevk  alır ?.

Mart  ayında  VERGİLER  tahakkuk  edecek.. İnşallah  2009  yılında ki  kazançlarının  vergilerini  kurallara  uygun  olarak  vereceklerdir.  Muhasebecilerede  bu  hususta  çok  ağır  mesuliyet  vardır.. Onlar  kurumları   ikaz  edecek  ve  vergi  vermelerini  sağlayacaklardır.. Allah  herkese  helal  kazanç  nasip  eylesin.  Allah  hak  ve  hukuka  riayet  edenlerden  eylesin..

  Tüm  okuyanlara  vede  ilgililere   vatanım  ve  milletim  adına  saygılar  sunuyorum.. Bu  vatan  bizm !..  Bu  bayrak  bizim !.. Kalkınmalıyız... İç  ve  dış  borçlardan  kurtulmalıyız. Dünyanın  en  üst  düzeyde  saygınlığı  olan  devletlerin  başlarında  yer  almalıyız..Öyle  değil  mi  ?...

     Yazan  :  Hacı  Ahmet  ÜSTÜNBAŞ    Emekli  Maliye  Gelir  Şefi     -    KIRIKHAN  -  HATAY

[A.ÜSTÜNBAŞ]

İş merkezlerine yakın camilerde ekonomi vaazları verilecek 
 
Deprem dede olarak da anılan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Ankara Kocatepe Camisi'nde depremden korunma yöntemleri konusunda bir vaaz vermişti. 
Hutbe ve vaazların gündemine ekonomi de girdi. Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın Kocatepe Camii'nde deprem vaazı vermesiyle başlayan proje kapsamında şimdi de iş merkezlerine yakın camilerde ekonomi ve iş ahlakına dönük vaazlar verilmeye başlandı.
 
Yeni projeyi, İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) ile İstanbul Müftülüğü birlikte yürütüyor. İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, finans merkezi olma yolunda hızla ilerleyen İstanbul'da ekonomi ve iş ahlakına dönük vaazları daha sistematik hale getirmek istediklerini söyledi. Çağrıcı, konuya ilişkin 15 farklı vaaz hazırlandığını bildirdi. Ekonomi ve iş dünyasına dönük vaazların artması gerektiğine işaret eden Çağrıcı, "Peygamber Efendimiz, cemaatin ihtiyacına göre vaaz ederdi. Çoğunluk işadamı ise ticari minvalde konuşurdu. Biz de bu gerçeği gözeterek hareket ediyoruz. İGİAD, bu projeyi sununca bizim eylemlerimiz de daha sistematik, daha programlı bir hal aldı." dedi. Ekonomi vaazları projesinin üç farklı bölümden oluştuğunu aktaran İGİAD Başkanı Şükrü Alkan ise, "İş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerde iş ahlakı üzerine vaazlar verildi. Şimdi İstanbul Müftülüğü'nün aylık dergilerinde aynı konuyu işliyoruz. Vaizlerin iş dünyası ile yakınlığını da sağlamak istiyoruz." diye konuştu.

EKONOMİ SERVİSİ ZAMAN     ( ALINTI  -  06.02.2010 )

Naklen  Yazan  :  Hacı  Ahmet  ÜSTÜNBAŞ     -    HATAY
  

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Vergi ödemenin yararları nelerdir?

Aynı ülkede yaşayan, devletin sunduğu hizmetlerden yararlanan vatandaşlar olarak hepimizin devlete vergi ödemesi gerekir.

 Bu ödediğimiz vergiler ile devlet bizlere çeşitli olanaklar sağlamaktadır.

 Devlet, vatandaşlarının çok daha rahat yaşayabilmesi için, biz vatandaşlardan aldığı vergiler ile halkına çeşitli kullanım olanakları yaratır.

Bu olanakları, eğitim aldığın okulu yaptırmak, kullandığın suyu veya televizyon seyredebilmen için harcadığın elektriği evine getirmek olarak sayabiliriz.

 Vergi ödemek, bir ülkede yaşayan her vatandaşın en kutsal görevlerinden biridir.

Devletin de bu vergilerden topladıklarıyla en iyi şekilde hizmet sunması da, vatandaşlarına karşı yerine getirmesi gereken en önemli görevlerden  biridir.

[A.ÜSTÜNBAŞ]

Vergi nedir?

Vergiyi kısaca devletin gerçek ve tüzel kişilere yüklediği ekonomik yükümlülük, olarak açıklayabiliriz.

 Devletin bizlere yani vatandaşlara yüklediği bu ekonomik yükümlülüğün asıl işlevi, devlet harcamalarını karşılayarak yol, su, elektrik, sağlık gibi altyapı hizmetlerini sağlayabilmektir.

Vergi ödemenin en temel ilkelerinden biri, toplumsal sınıf farkı tanımadan tüm vatandaşların bu görevi yerine getirmeleridir.

[A.ÜSTÜNBAŞ]

"""" Saygı  değer  okur  arkadaşlarım.. Kazanan  herkes  en  iyi  şekilde  insanca  yaşama  hakkına  elbette  sahiptir..Fakat  bu  ülkeden  kazandıklarımızın  karşılığında  bu  ülke  MALİYESİNE  kaıkıda  bulunmak  zorundayız.. Yani  kanunlar  dahilinde  vergimizi  vermeliyiz..  Vergisi  verilen  kazanç  kutsaldır.  Vergi  en  büyük  vatan  borçudur.. Bu  bilinçle  hareket  etmek  çocuklarımızın  geleçeği  için  gereklidir.

  Almadan  vermek  Allah'a  mahsustur.  Ülke  vergi  toplayacak  ve  topladığı  vergiler  ile  denk  bütçeler  yapacaktır.  Biz  maaşlarımızın  normal  olmasını  istiyorsak,alınan  vergilerin  haklılığı  için  bize  düşeni  yapmalıyız.. Kazananların  vergilerini  vermeleri  için  onları  ikaz  etmeliyiz..

Unutmayalım  ki  dünyanın  malı  dünyada  kalır!.
Biri  yer  biri  bakar  sa  insan  bundan  ne  zevk  alır ?.""""

"VERGİLENDİRİLMİŞ  KAZANÇ  KUTSALDIR,"   . . . "VERGİ  EN  KUTSAL  VATAN  BORCUDUR."