Gönderen Konu: GARİPÇE BİLEN VAR MI ?..  (Okunma sayısı 692 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
GARİPÇE BİLEN VAR MI ?..
« : Aralık 11, 2009, 03:23:09 ÖS »
 
                                                   
       GARİPÇE  BİLEN  VAR  MI  ?.                                             Yazan  :  Ahmet  İNAM ( ahmet.inam@aksam.com.tr )

 
Türkiye'de yıllarca ezilmiş, hakkı yenmiş insanlar var. Bu insanları etnik bir etiketle tanımlamak, sorunun çözümüne yanlış yerden başlamak demektir. Garipler ülkesidir Anadolu. Bu garipler bu cumhuriyeti kurdu. Bu gariplerin hakkı, Anadolu hikmetinin adaleti gereği verilmelidir. Gariplerle etnik toplulukları karıştırmayınız.
**
Ezilen insanımız anlaşılmayı bekliyor. İnsan gibi insan olmayı, insan gibi insan olarak kendini gerçekleştirmeyi bekliyor. Sevgi bekliyor. Şefkat.
***
Karnını doyurmayı, iş sahibi olmayı, geleceği güvence altına almayı bekliyor. Kendi diliyle aydın olmayı, kendi diliyle düşünebilmeyi, kendi diliyle türkü söylemeyi. İnsan yerine konmayı. Saygı görmeyi.
***
Özsaygısını yitirmemeyi istiyor. Aşağılandığı, itilip kakıldığı için aşağılayarak, saldırarak var olabileceğini sanıyor. Silahtan, dağdan başka çaresinin olmadığını düşünüyor. Ona manevi 'silahı' kullanmayı öğretmeli: Bilimi, sanatı, hikmeti. Manevi temelleri hikmet derinliğine kavuşmamış hiçbir hak arama başarıya ulaşmaz.
***
Bir öğrencim bu gariplerin bir okulunda felsefe dersi veriyordu. Çevresindekilerden çok farklı olarak onları anlamaya çalışıyor oldukça 'yumuşak' davranıyordu. Bir gün sınıfta kavga çıktı, kavga edenleri yanına çağırıp, yumuşak sözlerle bezediği gülümseyen yüzüyle konuşmaya çabaladı. Konuşmasının ardından sırtını sınıfa dönüp tahtaya bir şeyler yazmaya başlayınca ensesinden ağır bir tokat yedi. Döndü baktı ki, biraz önce 'anlayarak' yaklaşmaya çalıştığı öğrenci, bir de yüzünün ortasına tokadı patlatmasın mı? Öğrenci koşarak kaçtı sınıftan. 'Bu çocuklara güzelliği, iyiliği öğretmek için ne kadar tokat yemem gerekirse yiyeceğim.  Bu çocuk yaptığından utanıp sınıftan kaçtığına göre onunla yine sevgi ve anlayış içinde konuşmayı sürdüreceğim' diye düşündü öğrencim olan öğretmen.
***
Mazlumun dilinden anlamalı, bu dili öğrenmeliyiz. Zulme devam, böyle bir dil olamaz. Şunu da öğretmeliyiz mazluma: zalimi yenebilmek zalimin silahını kullanarak mümkün değildir. Şiddet, şiddeti doğurur.
***
'Şiddet kullanmasaydık kimse bizi dinlemeyecekti.'  Bunu söyleyen kardeşim, hala sözlerinin önemsendiğini sanıyor. Böyle düşündüğü sürece şiddet sürecek, özlediği yaşama kavuşamayacaktır.
***
Garipler, ne Kürt ne Ermeni ne Rum ne de Türk'tür. Garip gariptir.
***
Gariplerin bizim hikmetimizde derin bir yeri vardır. Şu an Türkiye'de yoksulluk, işsizlik, umutsuzluk olarak görünüyor. Köklerindeki manevi anlam, toplumsal-kültürel- ekonomik alt yapının sağlanmasıyla ortaya çıkabilir.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
 Not  :  Bu  yazının  tamamını  10  Aralık  2009  tarihli  Akşam  gazetesinin  16  ncı  sayfasından  veya  Köşe  Yazarı  Olan  Ahmet  İNAM' ın  " GÖNÜL  PENCERESİ" nden  okuyabilirsiniz...


  Naklen  Yazan   ( Akköşe  Yazarı )  Hacı  Ahmet  ÜSTÜNBAŞ   -   KIRIKHAN  -  HATAY
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .