BECERIKSIZ
Kabuğunu koparmadan
ne bir elmayi soyabildim
ne de iyilestirebildim bir yarami
ama karsima çikinca
kizmadim hiç elma kurduna
bendim çünkü biçagi saplayan
onun yurduna
Sair diyorlar benim için
bilmiyorum oysa
her siire konmali mi uyak
her yere nedense
konamiyor teyyare
hay dilimi
ari türkçe soksun; uçak
Kaptan olmak isterdim
aynanin karsisinda
eski bir sinema yildizi
gibi aglayan
Istanbul'un hatlarinda
bir firça hafifligiyle gidip
gelen vapurlara
Eskimo bir sair dokunuyor omuzuma
ve Kiz Kulesi'ni göstererek
birak artik diyor üzülmeyi
yedi tepeli bu sehirde
siir okunacak tek yer
elbette denizin ortasindaki
su küçük buz dagi
Terzi olsa da babam
sökük dikmesini beceremem
beni yalnizca sen anlarsin
ignenin deliginden geçsin
diye ipliklerin
bir anlik islatildigi dudaklara
takilip kalan annem
Sunay AKIN