Gönderen Konu: Rum Efsaneleri Ve Fatih'in Amacı  (Okunma sayısı 1004 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı @sen@

  • Moderator
  • *
  • İleti: 4979
  • Rep Puanı: +100/-0
Rum Efsaneleri Ve Fatih'in Amacı
« : Temmuz 04, 2011, 11:07:41 ÖS »
Fathi Sultan Mehmet Han feth ettiği beldelerin insanlarının hakkını, hukukunu gözetirdi.Bizans'ı fethettiğinde yerli halkın inancında, ibadetinde, kıyafetinde, ticaretinde ve seyahatinde serbest bırakmıştı.Fakir Rumlar onun zamanında refah yüzü gördüler ve bu sebepledir ki fethi benimsediler.

Fethin hemen ertesi günüonca işi varken kalkıp Grand Dük Notaras'ın sarayına gitti. Böylece Grand Dük'ün hem ziyaretini iade etti hem de hasta olan eşine-ki bir bizans prensesiydi-geçmiş olsun dileklerini bildirdi.

Bir cihan padişahının en büyük zaferinin hemen ertesi günüen büyük düşmanın ayağına gitmesi bugünkü diplomatik nezaket anlayışının dahi üzerinde çok nazik çok zarif bir davranıştır.Müteakip günlerde ise rumların "Ortodoks Cihan Patriği"seçtiği Georgios Skolarios'un (Gennadios unvanıyla)patrikliğini tasdik ederek üstelik yemeğe çağırarak uzun uzun sohbet etmesi ortaçağ şartlarında hiç rastlanmamış bir hadisedir.

Buna rağmen Avrupalılar Fatih'i sevmez.Yunanlılar ise Bizans'ı diri tutmaya çalışırlar.Bunu da efsaneler ve menkıbelerle yaparlar.Yunanlı çocukların okudukları ders kitablarına geçmiş bazı Bizans efsaneleri var ki insanı gülmekten kırar geçirir.Birkaç tanesi örnek veriyorum:

Canlanan balık efsanesi:GüyaSultan 2.Mehmet'in Bizans'ı kuşattığı günlerde bir papaz göl kıyısında balık kızartıyomuş.O sırada yanına gelen biriOsmanlıların şehre girmek üzere olduklarını söylemiş.Papaz böyle bir şeye hiç ihtimal vermediği için demiş ki:

"Türkle hiç bir zaman kutsal şehre ayak basamazlar.Buna inanmam için bir tarafı kızarmış tavadaki balıkların canlanarak suya atlamaları lazım.Türklerin şehre girmesibu kadar imkansızdır.

Demesiyle birlikte yağda bir tarafı kızarmış yedi tane balık bir bir canlanıp patır patır göle atlamış.Güya o yarı kızarmış balıklar gölün için imiş.Rumlar İstanbul'u geri alıncaya gölde yaşayacaklarşehir tekrar Rumlar tarafından alınınca bir papaz balıkları gölden çıkaracak ve öbür tarafalarını da kızartacakmış.


Yarıda Kalan Ayin Efsanesi:Fatih Ayasofya'ya girdiği sırada büyük ayin varmış.OsmanlılarAyini idare eden papazı yakalamak istemişler.Papaz can havliyle duvara atılmış.Duvar bir kapı gibi iki yana açılmış ve papaz oradan geçip kurtulmuş...

Osmanlılar şaşırıp kalmışlar.Sonra duvarı yıkmayı denemişler ama başaramamışlar.Günün birinde papaz duvardan çıkacak ve 29 Mayıs 1453 Salı günü başladığı ayini bitirecekmiş.İşte o gün Rumlar tekrar İstanbul'a sahip olacaklarmış.


Bir de"Denize Bata Kilise Mihrabı Efsanesi"var ki İstanbul'u kaybeden Rumların hayallerinin nerelere kadar ulaştığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

Güya Osmanlıların İstanbul'a girmesi üzerine Ayasofya mihrabı yerinden sökülmüş Avrupa'ya götürülmek üzere bir gemiye konmuş.Fakat gemi Marmara'da batmış.Mihrap denize gömülmüş.O gün bugündür mihrabın bulunduğu yerde sular daima durgun olurasla fırtına çıkmaz, etrafa çok güzel bir koku yayılırmış.Mihrap aranmış ama bulunamamış.

Rumlar İstanbul'u geri aldıklarında ancak bulunabilinecekmiş.Getirilip Ayasofya'daki yerine konacakmış.


Ne tuhaf! Boşuna "İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar"dememişler.
Zordur benimle yürümek. Bunu benimle yola çıkanlar bilir, hepsi yarı yolda gittiler. Suç kimde? Ben zoru seviyorum, onlar sevmiyor. Yapacak bi şey yok. Suçum var mı? Tabi ki var. 'Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam'.