Gönderen Konu: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,  (Okunma sayısı 1377 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« : Aralık 26, 2009, 12:50:01 ÖS »
Medîne ehâlisi anlaşarak bir yere toplandılar. Ömer (r.a) hazretlerinin adâletini tecrübe etmek için anlaşdılar. Aralarından bir yehûdî çıkdı.

-Ben sizin müşkilinizi hâl etmeğe muktedirim, dedi.



Onlar da buna ba'zı va'dlerde bulundular.



Hz. Ömerin bir oğlu var idi. Bedenen çok za'îf kalmışdı. O yehûdî, kendisini hekîm tanıtıp, Hz. Ömerin (r.a) oğlunun yanına vardı. Hâlini ve hâtırını sordu. O da, za'îfliğinden bir mikdâr hikâye yolu ile şikâyet etdi. Mel'ûn yehûdî tebessüm ederek, bunun ilâcı kolaydır, dedi. Bu da ilâcını istedi. Zîrâ kalblerinde kin ve hîle yokdu. Yehûdî, önüne düşüp, odasına götürdü. Sonra bir sürâhî şerâb doldurup, şerbetdir diye önüne koydu. Bu senin derdine devâdır. Bunu içdiğin gibi sıhhat bulursun, dedi. O da sözünü hakîkat zan edip, şerâb ne olduğunu görmediği için, o sürâhîdeki şerâbı içip, serhoş oldu. O yehûdînin güzel bir kızı vardı. O kızı arz eyledi. Şerâbın te'sîri ile serhoş olduğundan, kıza sâhib oldu. Bir zemândan sonra ayılıp, aklı başına geldikde, yapdığı işlere pişmân oldu. Nedâmet ile tevbe ve istigfâr edip, evlerine geldi. Hikmet-i rabbânî, o kız hâmile olup, çocuk doğdu. Sonra, mel'ûn yehûdî, bir çok yehûdîyi ve o çocuğu yanına alıp, Ömer (r.a) hazretlerinin yanına getirdiler.



Dediler ki,



-Yâ halîfe, senin oğlun, bizim kızımıza zorlıyarak sâhib olup, bu çocuk hâsıl oldu. Biz bunu beslemeğe mecbûr değiliz.
Hz. Ömer (r.a) bunu görünce, mubârek gönülleri perîşân olup, oğlunu çağırdı ve bu durumu sordu. Oğlu da meydâna gelen hâdiseyi anlatdı. Hz. Ömer (r.a) o ma'sûma beyt-ül-mâldan nafaka ta'yîn eyledi. Sonra oğlunu aşağı alıp, dînin emri olan sopayı vurdurmağa başladı. Sopa sayısı kırk olduğu zemân, Eshâb-ı güzîn, Ömer (ra) hazretlerinin yanına gelip, ricâ etdiler.



-Yâ halîfe, oğlunuz hastadır, bu şekildeki sopaya tehammül edemez. İhsân eyle, bunun suçunu bize bağışla. Zîrâ sesi, Resûlullah (sav)hazretlerinin sesine benzerdi. Eshâb-ı güzîn bunu, Ravda-i Mutahharaya götürüp, yüksek ses ile Kur'ân-ı azîmüşşânı okutup, kendileri dışarıdan dinlerler idi. Hz. Habîbullahın hasretinden ciğerlerini dağlarlar idi. Lutf eyle, sesi hurmeti için suçunu afv eyle diye, ne şeklde söylediler ise, iltifât eylemedi.



-Allahü teâlânın hakkında hâtır olmaz. Âhıretde çekmekden, dünyâda cezâsını bulmak iyidir, buyurdular.



Altmış değnek oldukda, babasına çağırdı ki,



-Yâ baba, bir ân mehil ver ki, azîz annemin yüzünü göreyim, halâllik dileyeyim.



İltifât eylemeyip, yetmiş sopa oldukda, çağırıp,



-Yâ baba, işte ben ölüyorum. Mubârek yüzünü bana göster, görün ki, hasret gitmiyeyim, dedi. Hz. Ömer (r.a) mubârek yüzünü çevirip, gösterdi.



Sopa sayısı seksen oldukda rûhunu teslîm etdi. Hz. Ömere öldüğünü bildirdiler.



Buyurdu ki,



-Ölüsüne yirmi değnek vurun ki, Hak emri yerini bulsun.



Ondan sonra da yirmi değnek vurdular. Yüz temâm oldu. Sonra techîz ve tekfîni yapıp, götürüp defn eylediler.



Sonra Hz. Ömer (r.a), acabâ babalık hakkını yerine getirip, seni kurtardım mı. Allahü teâlânın huzûrunda hâlin nasıl oldu diye ağladı. O gece Eshâbdan birisi onu rü'yâda gördü. Sultân-ı kâinât (sav) hazretlerinin huzûr-u şerîfinde oturup, zevk ve sefâ ederdi. Bu sahâbîyi gördüğü gibi, kalkıp, güle-güle yanına geldi.



Dedi ki,



-Allahü teâlâ babamdan râzı olsun ki, atalık hakkını yerine getirdi. Allahü teâlâya hamd olsun ki, devâmlı Fahr-i âlem (sav) hazretlerinin hizmet-i şerîflerinde olup, bir ân ayrılmıyorum. Dünyâ kahrından kurtulup, zevk ve safâ içine düşdüm. Ertesi günü o sahâbî gelip, rü'yâda gördüğü hâli, Hz. Ömere anlatdı. Hz. Ömer (r.a) ağlamağı bırakıp, Allahü teâlânın inâyetine şükr secdesi eyledi .
Kaynak: Menakıb-i Çihar Yar-i Güzin
« Son Düzenleme: Aralık 28, 2009, 04:34:27 ÖS Gönderen: *Laz kızı* »
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı ispirli_asım

  • Banned
  • *
  • İleti: 1036
  • Rep Puanı: +18/-0
Ynt: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« Yanıtla #1 : Ocak 13, 2010, 12:53:22 ÖS »
 :tclose: vay pislik yahudi vay  :\md:

paylaşım için teşekkürler :-*

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« Yanıtla #2 : Ocak 13, 2010, 01:06:20 ÖS »
  Hikaye olarak ders alınacak bir hikaye. Bu güzel hikayeyi paylaştığın için teşekkür ederim  Özlem. Fakat bu hikaye konusunda bazı bilgiler aktarmakta fayda görüyorum inşallah.

Hz. Ömer (ra)'in oğlunun zina yaptığına dair söylentiler tamamen uydurmadır. Sahih kaynakların bildirdiği konuyla ilgili olayın özeti şudur:

Hz. Ömer (ra)’in Abdurrahman adındaki oğlu Mısır’da iken, başka bir arkadaşıyla -şeytana uyup- bir defa şarap içmiş ve ardından hemen pişman olup, hem kardeşi Abdullah’a, hem de Mısır valisi Amr b. As’a gitmiş ve haddi tatbik ederek kendisini temizlemesini istemiştir. Amr b. As (ra), kendisine evinin avlusunda -sopayla- haddi tatbik etmiş. Ancak kardeşi Abdullah, konuyu babasına da duyurmayı uygun görmüştür.

Olayı duyan Hz. Ömer (ra), Vali Amr b. As’a haber göndererek oğlunu kendisine göndermesini istemiştir. Vali, “Allah’a yemin ederek Hz. Ömer’in oğlu Abdurrahman’a bir ayrıcalık yapmadığını, herkes için cezanın tatbik edildiği bir yer olan evinin avlusunda bu cezayı tatbik ettiğini” belirten bir mektubu -Abdullah b. Ömer vasıtasıyla- göndermiş ise de, Hz. Ömer (ra) oğlunun yanına gönderilmesinde ısrar etmiş ve nihayet gönderilmiştir.

Hasta ve bitkin bir vaziyette olan oğluna Hz. Ömer (ra) tekrar haddi tatbik etmek istemiş, fakat Hz. Abdurrahman b. Avf: “Had bir defa tatbik edilmiş” diyerek, ikinci kez haddin uygulanmaması için ricada bulunmuştur. Ancak Hz. Ömer -daha önceki had şekline iltimas karışmış olabilir düşüncesiyle- bir daha haddi tatbik etmiştir.

Sahih olan bilgiye göre, Abdurrahman -had esnasında değil- birkaç ay sonra başka bir hastalıktan dolayı vefat etmiştir. (bk. Beyhakî, es-Sünenu’l-Kübra, 8/312; Hatip Bağdadî, et-Tarih, 5/455; İbnu’l-Cuzî, Siyretu Ömer, s.170; Kastalanî, İrşadu’s-sarî, 9/439).

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı ispirli_asım

  • Banned
  • *
  • İleti: 1036
  • Rep Puanı: +18/-0
Ynt: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« Yanıtla #3 : Ocak 13, 2010, 01:10:58 ÖS »
ilginç , düzeltme için teşekkürler ali bey peki sizin anlatımda yahudinin rolü nerde -şeytana uyup- bir defa şarap içmiş dediniz siz yahudi uydurma bi karakter mi yani

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« Yanıtla #4 : Ocak 13, 2010, 01:15:09 ÖS »
şeytana uyma şeklini tam olarak bilmiyorum. Bir yahudi arkadaşının (tabiri caizse) gazına gelerek içmiş de olabilir, şarabın nasıl birşey olduğunu merak ederek içmiş de olabilir; yahudi bir doktor tarafından kandırılarak içmiş de olabilir. Fakat herhangi bir tecavüz ve, ceza uygulaması sırasında vefat yoktur. :-*

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı ispirli_asım

  • Banned
  • *
  • İleti: 1036
  • Rep Puanı: +18/-0
Ynt: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« Yanıtla #5 : Ocak 13, 2010, 01:23:40 ÖS »
yani onu içmeye iten neden belli deil ama tecavüz ve ceza uygulaması sırasında vefat olmadıgı kesin diyosunuz yani , açıkladıgınız için sağolun

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« Yanıtla #6 : Ocak 13, 2010, 01:28:03 ÖS »
Onu içmeye iten neden Allah katında ve Hz. Ömer'in oğlu Abdurrahman tarafından elbet bilinmektedir. Fakat bu olayı kayda alan kaynaklar, sebep hakkında bilgi vermemişler. Dolayısıyla, içki içmesinin sebebini bilemiyoruz, fakat ölüm şeklinin bu had uygulamasından olmadığını biliyoruz. :-*

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı ispirli_asım

  • Banned
  • *
  • İleti: 1036
  • Rep Puanı: +18/-0
Ynt: ölüsüne yirmi değnek vurun ki,
« Yanıtla #7 : Ocak 13, 2010, 11:45:03 ÖS »
:-*