Gönderen Konu: Hakimin 4 suçu  (Okunma sayısı 750 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Hakimin 4 suçu
« : Aralık 09, 2009, 04:40:53 ÖS »
Hakimin 4 Suçu...

Hazreti Ömer (radıyallahu anh), Humus'un ileri gelenlerine bir mektup yazıp fakirlerin listesini isteyerek yardım edeceğini bildirdi.
Humuslular Şam ve civarında bulunan fakirlerin bir listesini gelip arz ettiler.
Halife listeye baktığında listenin başında kadı olarak tayin ettiği Sa'd bin Amir'in ismini görüp listeyi getirenlere hakiminin malî durumunu sordu.
Onlar:
- Hakimimiz hakikaten gayet fakirdir. Çünkü rüşvet olacağı korkusundan, en küçük bir hediyemizi bile kabul etmiyor, dediler.
Bu sözler Halife Ömer (radıyallahu anh)'in hoşuna gitmişti: "Allah'tan bu kadar korkan hakiminizin hoşunuza gitmeyen tarafları da vardır herhalde..." dedi.
Onlar, hakimlerinden şikâyetlerinin de olduğunu ve bazı hallerinden memnun olmadıklarını söyleyerek kusurlarını şöyle sıraladılar:

1 - Vazifesine her zaman sabah namazından sonra başlaması lâzım geldiği halde kuşluk vakti gelir.

2 - Hiçbir gece aramızda görmüyoruz. O hep kendi başına evine çekilir halkla münasebet kurmaz.

3 - Haftada bir gün, evinden dışarı bile çıkmaz!

4 - Şahit olduğu bir hadise aklına geldiği zaman baygınlık gelir ve üzüntüsünden hastalanır.
O hadise ise ashabdan Hubeyb'in öldürülmesidir, dediler.

Humusluların şikâyetlerini sonuna kadar dinleyen Hazreti Ömer (radıyallahu anh), onlara bir kısım erzak ve giyecek vererek gönderir.
Hakim Sa'd bin Amir'i de huzuruna davet eder.
Ona Humusluların bazı şikâyetleri olduğunu söyleyerek dört kusurunun sebebini sorar.
O, durumunu şöyle izah eder:

"Birinci kusurum; ailem hasta olduğundan evin bütün işlerini bizzat kendim görüyorum ve bu sebepten vazifemin başına ancak kuşluk vakti gelebiliyorum,

İkincisi ise; gündüzleri halk için vazife gören bir kimsenin gece olunca Hak için vazife görmesine müsaade edersiniz herhalde.

Üçüncüsü ise; sırtımdakinden başka giyecek elbisem yoktur.
Haftada bir gün, giydiğim çamaşırlarımı yıkıyor temizlik işleri ile meşgul oluyorum.
Hatta evimde bile üzerime alacak bir elbisem olmadığından yıkadığım çamaşırlarım kuruyuncaya kadar kimseyi görüşmeye bile kabul edemiyorum.

Hubeyb'in şehid edilmesini hatırlayınca bayıldığım ise doğrudur.
Çünkü müşrikler Hubeyb'i asarlarken ben yanlarında idim.
Belki mâni olabilirdim, ama o zaman İslâm'la müşerref olmamıştım, sadece hadiseye seyirci kaldım.
İşte bu hadise aklıma geldikçe kendimi tutamıyor mes'uliyetinden korktuğum için bayılıyorum, hastalanıyorum!"

Sa'd bin Amir'in (radıyallahu anh) bu izahatı karşısında halife gözyaşlarını tutamaz.
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"