Kur'Ân Nedir..?

[*Laz kızı*]

Kur’an nedir?
Gök alemindeki küreleri ve zerreleri keşfeder O… Gelecek olayların bildirisidir. Hem de dua kitabıdır.. aynı zamanda kainatın tefsiridir… Aynı zamanda fikir mürşididir… Kainatta her fikir her ilim her fen her sanatın rehberi olduğu gibi, ahretin haritasıdır. Kur’an öyle bir güneştir ki, kainatın zerreleri ve maddeleri ondan akseder. Güneş madde alemine enerji verdiği gibi, Kur’an da kalplere ve ruhlara hayat verir. Hakk Teala’nın tecellilerini, sıfatlarını, mülkünü, Zat’ını ve isimlerini açıkta izah eder; Şeriat kitabıdır; hikmet kitabıdır; ibadet kitabıdır; içinde her sırrın gizlendiği kitaptır; bir tektir Kur’an…


Bak güneşli bir havada, bir hızla, bir izle birbirine değmez milyar yağmur tanelerine.. Her bir tanesi bir güneşi taşıyor. Öylece Kur’an-ı Kerim’in her bir harfi bir güneş kadar, bir ilmi, irfanı ve manalarını taşıyor. Yağmur tanelerine bakıldığı zaman, pırıl pırıl parlayan damlalar gelip geçer, lakin güneş yerinden kıpırdamaz. Böylece yer küresinde hadsiz ve hesapsız, her senenin dört mevsiminde güneşten aksetmek suretiyle otlar, hayvanlar, insanlar gelip geçer; lakin güneş yerinde… Kur’an öylece ezeli ve ebedi birleştiren benzersiz güneştir. Neymiş güneş!.. Güneş maddeye hayat veren; Kur’an güneşe de hayat veren… İnsanlar bir ayet olsa bile onun mukabilinde benzerini yazamaz.

‘’De ki: Andolsun, ins ve cin şu Kur’an’ın benzerini (meydana) getirmek için bir araya toplansa, yekdiğerine yardımcı da olsalar, yine onun benzerini getiremezler.’’ [El-İsrâ/88] buyrulmuştur. Evet bu ayet-i kerime, fasîh ve beliğlere meydan okuyor.

Arabî nazmın dışındaki meal ve tefsirler, hepsi topyekün yağmur taneleridir. Ve Kur’an, güneştir… Demek Arabî Kur’an’ın dışında olan tercüme ve mealler güneş gibi asli harflerinin mukabilinde ve karşısında tutulmuş birer yağmur damlalarıdır.

Kur’an lafzı dışındaki arabî lafızlar da, Kur’an-ı Azîm-uş Şân’ın manalarını kuşatamaz. Öyleyse asrı saadetten şimdiye kadar tevatürler ağızdan ağza ve kitaptan kitaba naklolunan ve hiçbir noktası değişmeyen Kur’an-ı Hakim’i; hiçbir şahsiyet kendi dili ve şivesine uydurup, Kur’an yerinde telkin edemez.


Mevlana diyor ki:

Eğer bir denizi bir testiye boşaltsan; O testi bir günlük kısmetini alır.