Gönderen Konu: Filistinli Mühendisten Türklere mektup  (Okunma sayısı 2001 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kuzeydenizi

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 23498
  • Rep Puanı: +338/-14
  • çok şükür...
Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« : Ocak 08, 2009, 11:07:52 ÖÖ »

Filistinli İnşaat Mühendisi Muin Naim, internet kanalıyla gönderdiği mektubunda; "Biz Filistin halkı olarak kıyamet gününde ve Allah'ın huzurunda hakkımızı helal etmeyeceğiz. Biz burada ölürsek sizin payınız var bunda; eğer her biriniz çıkıp da elinden geleni yapmazsa. Allah'ın huzurunda kardeşlik hakkımızı isteyeceğiz sizden" dedi.

Naim, mektubunda Gazze'de yaşanan dramı gözler önüne serdi. Naim'in Türk halkından yardım istediği mektupta şu ifadeler yer aldı:

- "BİLGİSAYARIMIN PİLİNİN SON DAKİKALARINI KULLANIYORUM"

"Gazze'den selamlar gönderiyorum. Ama Allah bilir belki size gönderebileceğim son selam olabilir; çünkü bilgisayarımın pilinin son dakikalarını kullanıyorum. Gazze'de elektrik, petrol ve su bitmiş durumdadır. Hastanelerde jeneratörlerin son mazot litreleri kullanılıyor, ondan sonra hastanelerdeki elektrikler de kesilecek. O saatten 24 saat içerisinde 400 diyaliz hastası ölüme mahkum olacak ve yoğun bakımda olan yaklaşık 200 genç ve yaralıyı kaybedeceğiz. Bununla birlikte sürekli ilaç ve elektrik
gerektiren ameliyatlar durdurulacak. Bu hepsi değil, Gazze'nin dramı daha çok hikaye anlatıyor. Mesela fırınlarda ekmek yok, pazarda un yok, ilaçların çoğu bitmiş durumda, sınırlar İsrail ve Mısır tarafından kapatılıyor.

- "BOYNUNUZA EMANETTİR Kİ TÜRK HALKINA SÖYLEYİN..."

Boynunuza emanettir ki Türk halkına söyleyin; biz Filistin halkı olarak kıyamet gününde ve Allah'ın huzurunda hakkımızı helal etmeyeceğiz. Biz burada ölürsek sizin payınız var bunda; eğer her biriniz çıkıp da elinden geleni yapmazsa. Allah'ın huzurunda kardeşlik hakkımızı isteyeceğiz sizden.

- "KENDİMİ FİLİSTİNLİ BİR TÜRK OLARAK TANITIYORUM"

Ben kendimi Filistinli bir Türk olarak tanıtıyorum. O kadar seviyorum ki sizi; onun için sizden bir şey yapmanızı bekliyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nde okumuş bir Filistinli inşaat mühendisi. Saygılarımla Muin Naim*."

iha


"Annesi nin Gülü,bitanesi ve canım oğlum-2"

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« Yanıtla #1 : Ocak 08, 2009, 11:31:40 ÖÖ »
söyeleyecek tek sözüm var
" Allah (c.c.) yardımcınız olsun.."
teşekkürler kuzeyim... :-*
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı kuzeydenizi

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 23498
  • Rep Puanı: +338/-14
  • çok şükür...
Ynt: Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« Yanıtla #2 : Ocak 08, 2009, 11:43:36 ÖÖ »
 PİSK@PAT,bir iki siyasetçinin tutumu,davranışını,masum müslüman halkın,özeliklede çocukların çekmesini "Allah bilir işini vardır bundada bir hayır acaba diye soruyorum kendime yaptığınız ihanetin cezasınımı veriyo Allah size kim bilebilir" diye söylemeniz çok üzücü çokk...

işin içinde çok farklı durumlar vardır...en önemlisi müslüman bir toplum olması...

Her müslüman diğer müslüman kardeşlerinin yanında olmak durmundadır bunu fiziken yapamıyorsa dualarıyla yapmalı.


"Annesi nin Gülü,bitanesi ve canım oğlum-2"

Çevrimdışı *Laz kızı*

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 36918
  • Rep Puanı: +616/-19
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح
Ynt: Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« Yanıtla #3 : Ocak 08, 2009, 11:46:54 ÖÖ »
aynen katılıyorum kuzeyim, sonuçta ölen mahsum çocuklar var büyükleri hata yapmış ama şimdi onlar çekiyor yazıktır günahtır, buna hiç bir vicdan dayanamaz, ama dayanan şerefsiz vicdanlar var işde..israil gibi.. :\md:
"İnsanların En Hayırlısı, İnsanlara Faydalı Olandır." Hz.Muhammed (S.A.V)..!!!"

Çevrimdışı kuzeydenizi

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 23498
  • Rep Puanı: +338/-14
  • çok şükür...
Ynt: Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« Yanıtla #4 : Ocak 08, 2009, 12:17:54 ÖS »
Tartışmak değil gayem. Ben islam bilgini ya da tarih uzmanıda değilim.

Söylediğim yalnızca şu;
"Her müslüman diğer müslüman kardeşlerinin yanında olmak durmundadır bunu fiziken yapamıyorsa dualarıyla yapmalı.”
 
"Annesi nin Gülü,bitanesi ve canım oğlum-2"

Çevrimdışı sudenaz

  • Aktif Üye
  • **
  • İleti: 30
  • Rep Puanı: +0/-0
Ynt: Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« Yanıtla #5 : Ocak 08, 2009, 08:32:14 ÖS »
piskopat yorumunu çok dikkatlice okudum ve sana sonuna kadar katılıyorum her şey Allahtan gelir yorumunuzda geylaniden alıntılar gördüm sanırım geylani yolundasınız Allah yolunuzu daim etsin

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« Yanıtla #6 : Ocak 09, 2009, 09:29:21 ÖÖ »
Arkadaşlar, öncelikle Filistin'li kardeşlerimize Allah'tan yardım diliyorum.
Gelelim tartışma konusu olan duruma!

Mademki ayetler ışığında ayetlerle konuşmak gerekiyor:

Kur'ân-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
"De ki; herkes kendi (hali) ne uygun yolda hareket eder. Rabbimiz, kimin en doğru yolda olduğunu daha iyi bilir" (el-İsrâ, 17/84).

"Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür" (Zilzâl, 99/7–8);

"O (Allah) yaptığından sorumlu değildir. Onlar ise, sorumlu tutulacaklardır" (el-Enbiya, 21/23).

Dinimiz, insanlara iyi yolu da kötü yolu da göstermiştir (el-Beled, 90/10).

İnsan kendi yolunu kendisi seçer ve belirler. Fakat yapacağı her iyi ve kötü hareketin sorumlusu kendisidir.
İslam’ın sorumluluk anlayışına göre her insan, hatta peygamberler bile yaptıklarından sorumludurlar. Kur'ân-ı Kerim'de Yüce Rabbimiz buyuruyor ki:

"Andolsun ki, kendilerine peygamber gönderilenlere soracağız. Peygamberlere de soracağız" (el-Araf, 7/6).

Peygamber Efendimiz ise, Vedâ hutbesinde yer yer konuşmasını keserek, kendisini dinleyen Ashabına üçer defa: "Tebliğ ettim mi?" diye sorarak, her defasında “Evet!” cevabını aldıkça: "Şahid ol yâ Râb!. " demiştir. Peygamber Efendimiz bu ifade ve tavrıyla, ayette belirtilen sorumluluktan kurtulma arzusunu izhar etmiştir.

"Hiç bir günahkâr, başkasının günahını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiç bir şey (alınıp) taşınmaz. Akrabası dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz)" (Fâtır, 35/18).

" De ki; Allah’a itaat edin! Peygambere itaat edin! Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki o peygamber; kendisine yükletilenden ve siz de kendinize yükletilenden sorumlusunuz" (en-Nur, 24/54);

"Ey iman edenler! Rabbinize karşı gelmekten sakının! Babanın oğlu, oğlun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun!" (Lokman, 31/33)
 
Bazı durumlarda ise; Hatayı yapan, yaptığı işin zararını sadece kendisi görmez, hatanın sonuçlarını kendinden sonra gelenler de çeker. Fakat bu sonuçlar dünyadaki sonuçlarıdır. Günah veya sevap yönünden sonra gelenlere bir yükümlülük yüklemez.

Örnek verecek olursak; Ben eğer evimi (herhangi bir sebepten dolayı) satar ve yerine başka bir eve taşınmazsam, benim evsizliğimi, sokakta kalmışlığımı, benimle birlikte çocuklarım da yaşamak zorunda kalırlar. Ta ki, hayırsever birileri yardım edip, gerek ailemi, gerek ise sadece çocuklarımı bir eve yerleştirene kadar. Yahut da, çocuklarım kendileri bir ev alana kadar bu durumu yaşamak zorundadırlar.

Filistin durumu da buna benzer bir durum söz konusu. Ataları topraklarını satmışlar, cezasını şimdi torunları da çekiyor. Eğer her kavim ve topluluk, atalarının cezalarını çekecek olurlarsa vay bizim halimize! Bizim atalarımız da İslam’a girmeden önce Şaman dinine mensuptular. O halde bizler, atalarımızın bâtıl dinlerinden dolayı çekeceğimiz mi var? Hadi o zamanlar İslam yoktu, İslam gelince Müslüman oldular diyelim; Bulgarlar da Türk soylarından gelmekteler ve İslam’ı kabul etmemekteler. Ne yani; ırk akrabamız olan Bulgarlar İslam’a girmiyorlar diye, onların günah ve cezalarını bizler de mi çekeceğiz?

Diyeceğim O ki; Filistinlilerin şimdiki halinde, atalarının hataları var elbet, fakat bu hataların sorumluluğu ve günahı şimdiki Filistin'li kardeşlerimize ait değil. Eğer bizler şimdi Filistinli kardeşlerimize yardımda bulunmazsak (dua da bir yardımdır) bu yaptığımız hatanın vebali kesinlikle bizim çocuklarımıza değil, bizlere yazılacaktır.

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul:

Çevrimdışı ali bakkal

  • Co-Admin
  • *
  • İleti: 7032
  • Rep Puanı: +334/-14
  • Teslim ol HAK dostuna, düşen bir yaprak gibi
Ynt: Filistinli Mühendisten Türklere mektup
« Yanıtla #7 : Ocak 09, 2009, 01:24:05 ÖS »
Allah cümlemizden razı olsun PİSK@PAT kardeşim, Kur'an'dan, çok güzel örnekler vermişsin.
Lâkin biraz düşünelim:
Alıntı
Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size ALLAH ve Resulünden ve ALLAH yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık ALLAH’ın emri gelinceye kadar bekleyin. ALLAH böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez. Tevbe : 24
Burada şimdiki Filistin'lileri hangi söz anlatıyor ki? Atalarının, Yahudilere toprak satıp oraya yerleşmelerinin vebalinin, şimdiki torunlarına ait olduğu mu anlatılıyor, yoksa şimdiki Filistin'liler cihad etmediklerini mi anlatıyor?

Alıntı
4/75. Size ne oldu da ALLAH yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!
Ben kendimi bildim bileli Filstin'liler,Namus ve evlatları için savaşıyorlar.

Alıntı
2/216. Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz.
Az önce de dediğim gibi, adamlar savaştan kaçmıyorlar ki, şehit oluncaya kadar savaşıyorlar.

Alıntı
.hani hep diyoruz yaa oradaki çocukların ne günahı var bu sözü söyleyen müslüman kardeşlerim büyüklerim iyi bir düşünsün bakalım bu ayeti okuyunca Oradaki çocukların ne günahı var birincisi ölmek için günahkarmı olmak gerekir İkincisi bu söz Allaha isyan niteliğindedir (ordakilerin ne günahı var)sözü şirke götürür tövbe haşa sen Allaha ilim mi öğretmeye çalışıyosunda çocukların ne günahı var diyebiliyosun eğer diyebiliyosan sen herşeyin Allahtan geldiğine inanmıyorsun
Çocukların bu savaşta elbette bir günahları yok! Ayrıca çocuklar öldürüldüklerin de direk Cennete gidecekler inşallah.
Eğer bu söz:" Çocukların ne günahı var? Onlar ölmemeliler, bu adaletsizlik değil mi?" derse insan (Allah korusun) küfre girmiş olur. Fakat; "Bu savaşta masum çocukların günahı ne?Onlar bu savaşı haketmiyorlar. Birşeyler yapıp bu savaşı durdurmak lazım, ya da Onlara yardımcı olmak lazım" denirse burada en ufak şirk veya küfür söz konusu olacağını zannetmiyorum.
senin de ifade ettiğin gibi; bu da benim bu konudaki son yorumum olacaktır inşallah!

Geçici dünya için "GAYRET ÜSTÜNE GAYRET", Ebedî dünya için "GAYRET YOK HAYRET"!
Biz aşkı İLKOKULdan değil; İLK O KUL'dan (S.A.V.) öğrendik. :gul: