Gönderen Konu: Hüsnü Mübarek İstifa Etti ! (11.02.2011)  (Okunma sayısı 1154 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Hüsnü Mübarek İstifa Etti ! (11.02.2011)
« : Şubat 12, 2011, 02:06:31 ÖS »
HÜSNÜ  MÜBAREK  İSTİFA  ETTİ  !!..  :!:
Mübarek'in Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman, Hüsnü Mübarek'in istifa ettiğini açıkladı. Mübarek'in, ilk açıklamasının aksine, yetkilerini Ömer Süleyman'a değil, Mısır Ordusu'na bıraktığı belirtildi.

1981’DEN BERİ 4 KEZ ARKA ARKAYA GÖREVE SEÇİLEN MÜBAREK OĞLUNU YERİNE GEÇİRMEK İSTİYORDU
Mısır’da 18 gündür süren protesto gösterilerinin ardından bugün görevinden istifa eden ve 1981 yılından beri Mısır Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Muhammed Hüsnü Said Mübarek 4 Mayıs 1928’de Menufiya’daki Kafr El Meselha’da doğdu.
         Liseden sonra Kahire’deki Mısır Askeri Akademisi’ni (1949) bitiren ve 1950’de Hava Kuvvetleri’ne pilot olarak katılan Mübarek, Sovyetler Birliği’nde ileri uçuş ve bombardıman teknikleri konusunda öğrenim gördü.
         Hüsnü Mübarek, Mısır Hava Kuvvetleri’nde çeşitli görevler üstlendikten sonra 1966-69 arasında Hava Akademisi komutanlığını yürüttü ve 1972’de Cumhurbaşkanı Enver Sedat tarafından hava kuvvetleri komutanlığına getirildi.
         Ekim 1973’te İsrail’le yapılan Yom Kippur Savaşı’nın ilk günlerinde Mısır Hava Kuvvetleri’nin elde ettiği başarılarda önemli rol oynayan Mübarek, ertesi yıl mareşal oldu.
         Mübarek, Nisan 1975’te devlet başkanı yardımcılığına atanmasının ardından Fas, Cezayir ve Moritanya arasında Batı Sahra’nın (İspanyol Sahrası) geleceğiyle ilgili anlaşmazlıkta arabuluculuk yaptı.
         6 Ekim 1981’de Enver Sedat’ın bir suikast sonucunda öldürülmesi üzerine Devlet Başkanı olan Hüsnü Mübarek, Arap ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeye çalıştı ve 1982’de Lübnan’ı işgal eden İsrail’le yakınlaşma politikasından uzaklaştı.
         Mübarek, Enver Sedat’ın öldürülmesinde sonra 6 kez suikast girişimine maruz kaldı ve sonuncusu 1995’te Afrika zirvesine katılmak üzere Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’ya vardığı sırada düzenlendi.
         Hüsnü Mübarek, 1987’de 6 yıllık ikinci bir dönem için, oyların yüzde 97’sini alarak devlet başkanlığına yeniden seçildi ve 1989’da Enver Sedat döneminde İsrail’le yaptığı barış antlaşması yüzünden Arap Birliği’nden çıkarılan ülkesi tekrar örgüte kabul edildi, merkezi de Kahire’ye taşındı.
         1990-91’deki Körfez krizi ve onu izleyen Körfez Savaşı sırasında Arap ülkeleri, İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında aracılık görevini üstlenen Mübarek, Suudi Arabistan’ın, uluslararası kuvvetlerin desteğine başvuru kararının desteklenmesinde öteki Arap ülkelerine öncülük etti.
         Enver Sedat’a yapılan suikastın ardından cumhurbaşkanlığı görevinin yanısıra Ulusal Demokratik Parti’nin liderliğine de seçilen Mübarek, 1987, 1993, 1999 ve 2005 yıllarında yapılan ve muhalefetin katılımının kısıtlandığı seçimlerde arka arkaya dört kez göreve seçildi.
         Oğlu Cemal Mübarek’i yerine geçirmeye hazırlanan Hüsnü Mübarek, 1981’de ilan edilen sıkıyönetim ile elde ettiği olağanüstü yetkileri muhalif sesleri bastırmak için kullandı.
         1950’den beri Kahire’deki Amerikan Üniversitesi mezunu, yarı İngiliz Suzanne Sabet ile evli olan Hüsnü Mübarek’in Alaa ve Cemal isimli iki oğlu bulunuyor.
         Sigara ya da içki içmeyen Mübarek, güne sabah saat 6’da spor salonunda başlamasıyla ve sağlıklı bir yaşam sürmeye özen göstermesiyle biliniyor.
El Arabiya Televizyonu: Mısır'da ordu parlamentoyu feshedecek
Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’nin, parlamentoyu, kabineyi feshedeceği ve ülkenin Yüksek Anayasa Mahkemesi Başkanı ile yönetileceği öne sürüldü.
         Haberi veren El Arabiye televizyonu, ordunun bu konuda bir açıklama yapmasının beklendiğini kaydetti.
İSVİÇRE: "MÜBAREK’İN MALVARLIĞI DONDURULACAK"
Mısır’da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in istifasına tepkiler gelmeye devam ediyor.
         İsrail hükümetinden isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Mübarek’in istifasının Mısır ve komşuları için "sarsıntısız" bir geçiş sürecinin başlatmasını umduklarını belirterek, İsrail ile Mısır arasında 1979’da varılan barış anlaşmasının korunmasının gerekli olduğunu kaydetti.
         Sıcak yorumlar yapmak için henüz erken olduğunu belirten İsrailli yetkili, Cumhurbaşkanı Mübarek’in gidişinin bazı İsrailli yetkililerde endişe yarattığını da sözlerine ekledi.
         ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da, Mısır’da "tarihi bir gün" yaşandığını belirterek, Hüsnü Mübarek’in istifasının bu ülkeye en kısa sürede demokrasinin gelmesini sağlayacağını söyledi.
         Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Cumhurbaşkanı Mübarek’in istifasını "tarihi bir değişim" olarak niteledi.
         Arap Birliği Genel sekreteri Amr Musa da, Mısır’daki değişimi "Beyaz Devrim" olarak niteleyerek, "Ulusal bir uzlaşmanın oluşturulmasını sabırsızlıkla bekliyorum" dedi.
         Öte yandan İsviçre Dışişleri Bakanlığı, Mübarek’in bu ülkedeki olası malvarlıklarının belirlenerek dondurulacağını açıkladı.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER: "ZAFER GÜNÜ"
 Mısır’ın en büyük muhalif grubu Müslüman Kardeşler, Hüsnü Mübarek’in istifasından ötürü bugünün "zafer günü" olduğunu açıkladı.
         Müslüman Kardeşler’in eski parlamento grubu lideri Muhammed el Katatni Reuters’a yaptığı açıklamada, "Mısır halkını ve şehitleri selamlıyorum. Bugün, Mısır halkı için zafer günüdür. Devrimin en önemli hedefine ulaşıldı" dedi.
         Katatni, Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi tarafından atılacak bir sonraki adımı beklediklerini ifade etti.
MÜBAREK’İN İSTİFASI TUNUS VE BEYRUT’TA SEVİNÇ GÖSTERİLERİNE YOL AÇTI
Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in istifası Tunus ve Lübnan’da da sevinç gösterilerine yol açtı.
         Aralık ortasında başlayan protesto hareketinin ardından 14 Ocak’ta Devlet Başkanı Zeynelabidin Bin Ali’nin ülkeyi terkettiği ve birçok Arap ülkesinde gösterileri ateşlediği Tunus’un başkenti Tunus’ta, Mübarek’in gidişi otomobil klaksonları ve danslarla kutlandı.
         Lübnan’ın başkenti Beyrut’un birçok semtinde de, Mısır Cumhurbaşkanının istifası otomobil konvoyları, klaksonlar ve havai fişeklerle kutlandı.
         Lübnan’daki Hizbullah da, "tarihi zaferlerinden" dolayı Mısırlılar’ı kutladığını açıkladı.
         İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de, Mısır halkının "büyük bir zafer" elde ettiğini söyleyerek, "Mısırlılar’ın bu yolda devam etmelerini ve tüm tarihi isteklerini gerçekleştirmelerini umduklarını" belirtti.
         Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton da, "halkının sesini dinleyen" Mübarek’in istifasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, Mısır’da "geniş katılımlı bir hükümet kurulması" çağrısı yaptı.
AB, MÜBAREK’İN İSTİFA KARARINI "SAYGIYLA" KARŞILADI
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in istifasını "saygıyla" karşıladığını söyledi.
         Ashton, basına yaptığı açıklamada, Mısır’da demokrasi inşasına destek vermek istediklerini belirterek "dikta etmeyeceğiz, yardımcı olacağız" dedi.
         Catherine Ashton, Mısır halkını geçiş döneminde yönetecek olan Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’nden büyük beklentileri olduğunu belirterek buna uygun davranılmasını istedi.
         Mısır halkının barışçıl ve onurlu değişim mücadelesini "selamlayan" Ashton, şimdi sıranın geniş katılımlı sivil hükümet için diyaloğu hızlandırmaya geldiğini belirterek, özgür ve adil seçimler yoluyla demokrasiye geçişin düzen içinde ve geri döndürülemez şekilde ilerletilmesi çağrısı yaptı.
         Ashton, devrik Cumhurbaşkanı Mübarek’in mal varlığının dondurulup dondurulmaması konusunun AB üyeleri arasında tartışılacağını bildirdi.
         Avrupa Parlamentosu’nun (AP) önde gelen siyasi gurupları ise Mübarek’in istifasını sevinçle karşıladı.
         AP Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, Mübarek’in istifa etmekte çok geç kaldığını belirterek Mısır’da tüm siyasi ve toplumsal grupların dahil olacağı süreçle hakiki demokrasi yolunun açılmasını istedi.
         AP Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt ise Mübarek’in istifasını "özgürlük ve demokrasi zaferi" olarak değerlendirerek "Mısır ve Tunus halklarının, Batı’da İslam ve demokrasinin birbiriyle uyumlu olmadığını iddia edenleri yalanladığını" söyledi.
         Verhofstadt, "Müslüman ve Hrıstiyanları omuz omuza gösteri yaparken gördüğümüz zaman halkın açık toplum ve liberal demokrasi inşa etme gücüne çok inandık" dedi.
HAMAS: "MISIR’DAKİ DEVRİMİN ZAFERİNİN BAŞLANGICI"
Hamas, Mübarek’in istifasını, "Mısır’daki devrimin zaferinin başlangıcı" olarak nitelendirdi.
         Gazze Şeridi’nde yönetimi elinde bulunduran Hamas Hareketi sözcülerinden Dr. Sami Ebu Zühri, bunun Mısır halkının iradesinin ve azminin bir sonucu olduğunu ve Hamas olarak Mısır halkının yanında olduklarını belirtti.
         Elde ettikleri bu zafer nedeniyle Mısır halkını kutlayan Ebu Zühri, Mısır ordusunu da halkın taleplerini dikkate almaya ve bu haktan dönüşe yönelik hiç kimsenin çabalarına izin vermemeye çağırdı.
         Ebu Zühri, yeni Mısır liderlerine, Gazze Şeridi’nin yeniden imarının sağlanması amacıyla ablukanın kaldırılması ve Mısır sınırındaki Refah geçişinin süresiz olarak açılması için acilen karar alma çağrısında da bulundu.
         Ebu Zühri, Mübarek’in Gazze’deki ablukanın ve Gazze’ye yönelik son savaşın sorumlularından biri olduğunu da kaydetti.
         Mübarek’in istifa ettiğinin açıklanmasının ardından, yüzlerce Filistinli Gazze sokaklarına döküldü. Gazze’deki Filistinliler, kimileri araçlarıyla turlar atarak, kimileri de havaya silahlarıyla ateş açarak Mübarek’in görevini bırakmasını kutluyor.
  :klp:  :ççk:  Kaynak  :  İnternetten  ALINTI . 12.02.2011  .  :klp:  Naklen  Yazan  :  A. ÜSTÜNBAŞ   :ççk:  :klp:
« Son Düzenleme: Şubat 12, 2011, 02:11:12 ÖS Gönderen: A.ÜSTÜNBAŞ »
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .

Çevrimdışı verdena

  • Süper Moderatör
  • *
  • İleti: 4544
  • Rep Puanı: +70/-1
Ynt: Hüsnü Mübarek İstifa Etti ! (11.02.2011)
« Yanıtla #1 : Şubat 12, 2011, 05:20:49 ÖS »
O ve onun gibiler, yandakçıları destekçileri ülkesini millete peşkeş çeken ve fakirliğe yoksulluğa mahkum eden hepsinin sonu geldi bence bu bir başlangıç sadece, birçok arap ülkesi ayaklanmalı, halkın yumruğu sizin yumruğunuzdan ve saltanatınızdan çok daha kuvvetli müslüman kimliği altında müslümanı müslümana kırdıranlar halkın güçü sizden hesap soracak.. Nerde bu insanların hakları, nerde hak hukuk adalat şeriatla yönetilen ülkede islamın temel esası olan adalet nerde işine geleni alırlar işlerine gelmeyeni görmezler defolsun gitsinler hepsi..

Bugünlerde Hiç Çıkmıyorsun Aklımdan
Yüzümü Sarmış Pembe Bir Hüzün
Sanırsın Hep Sen Vardın Hayatımda...
                     

Çevrimdışı amiR_

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 7
  • Rep Puanı: +0/-0
Ynt: Hüsnü Mübarek İstifa Etti ! (11.02.2011)
« Yanıtla #2 : Şubat 12, 2011, 07:30:16 ÖS »
istifa etse nolcak yerine onun kopyası bi asker geldi işkenceci bi amerikan uşağı daha geldi ne farkettiki meydandaki kalabalık dağılmıcaktı aslında müslüman kardeşlerden birinin başa geçmesi lazımdı şuan pek bi sonuca ulaşılmadıki daha sorunlar çözülmediki ..
« Son Düzenleme: Şubat 12, 2011, 07:33:48 ÖS Gönderen: amiR_ »

Çevrimdışı A.ÜSTÜNBAŞ

  • Deneme Mod
  • *
  • İleti: 4388
  • Rep Puanı: +112/-0
Ynt: Hüsnü Mübarek İstifa Etti ! (11.02.2011)
« Yanıtla #3 : Şubat 14, 2011, 05:39:29 ÖÖ »
Kavalalı'dan Mübarek'e Mısır'ın kuşbakışı tarihi   :!:

 Siz hâlâ Batı'dan dilimize çevrilen ilk romanın "Telemak" olduğunu mu sanıyorsunuz? Demek ki, Mısır'ı tanımamışsınız. Tanımış olsaydınız, "Telemak"ın roman olmadığını, Mısır'da yapılan Arapça tercümesinden dilimize çevrildiğini, çeviren Yusuf Kâmil Paşa'nın, Kavalalı'nın damadı olduğunu vs. biliyor olurdunuz.

Velhasıl "Mübareksiz" döneme adım atmış olan Mısır'la zannettiğimizden daha fazla içli dışlı bir tarihimiz var. Öyle ki, modernleşme yolundaki ilk hamlelerimiz Avrupa'dan değil, Mısır'dan gelmişti. Öyle ki, modernleşme yolundaki ilk hamlelerimiz Avrupa'dan değil, Mısır'dan gelmişti.

Osmanlı'nın Müslüman topraklarında ilk gedik, Napolyon eliyle açılır ve kısa süren bu işgal, Mısır'ın uzun tarihinde kalıcı izler bırakır. Peter Mansfield'ın dediği gibi, bu yalnız Osmanlı'nın Müslüman topraklarına yönelik ilk işgal olmakla kalmaz, Oryantalizmi de başlatır ve Avrupalıların iştahını açar.

Napolyon'u İngilizler sayesinde kaçırttık kaçırtmasına ama emperyalizmin Mısır'da gözü kaldı. Dünyanın en verimli topraklarıydı buralar. Dahası, Hindistan'a giden en kestirme denizyolu buradan geçiyordu. Buna sonradan petrol, İsrail dostluğu, laiklikte öncülüğü Türkiye'ye kaptırmış olsa da, Batı'ya en açık stratejik üslerden biri olması eklenecekti.

Mısır'a isyanı bastırmak için gelen Kavalalı Mehmed Ali, pratik zekâsı ve becerisiyle modern Mısır tarihini başlatan adam oldu. Tek kelime Arapça bilmediği halde halk tarafından sevilmiş ve kendisini zorla Mısır valisi ilan ettirmişti. Onun döneminde Mısır, fabrikalar, modern okullar ve orduyla tanıştı, dahası Kütahya önlerine ilerleyecek kadar cüretkârlaştı.

Oğlu İbrahim Paşa da aynı yoldan gitmiş ama erken ölümünden sonra yeğeni Abbas, ikisinin 40 yılda yaptıklarını 6 yılda mahvetmişti. Onun yerine, saflığıyla tanınan amcası Said Paşa geçti. Süveyş Kanalı'nın hafriyatını, Bahriye'den sınıf arkadaşı Ferdinand de Lesseps'e yaptırdı. Aldığı borçlarla tam bir mirasyedi gibi yaşadı. Zamanında İngiliz ve Fransız elçileri devlet içinde devlet haline geldiler. Mısır'ın sömürgeleştirilmesi onun döneminde başladı.

Yerine geçen yeğeni "Muhteşem İsmail Paşa" büyük imar hamlelerine girişti ama bunlar için Avrupa bankalarından korkunç miktarlarda borçlar alınarak ülkenin geleceği ipotek altına konuldu. Bugün gösterilerin yapıldığı "Tahrir Meydanı"nı açtıran da İsmail Paşa'ydı ve Nasır tarafından ismi değiştirilmeden önce "İsmailiye Meydanı" olarak biliniyordu. Yine de Mısır'ı "ileri götürmek" için uğraşmış, rasathane ve opera binaları yaptırmış, giderayak meclisi açtırmış, halkın sesi iyi kötü meydanlarda duyulmaya başlanmıştı.

II. Abdülhamid tarafından azledilen İsmail Paşa'nın yerine oğlu Tevfik getirildi. Tevfik Paşa başlangıçta Sedat ve Mübarek gibi ülkenin reformcu aydınlarıyla uzlaşmıştı ama sonra düşmanları oldu. Hatta Mısırlılara "Siz iyiliklerimizin kölelerinden başka nesiniz ki?" demekten çekinmemişti. İngilizler, onun zamanında Mısır'ı işgal etti.

Yerine geçen Abbas Hilmi de İngilizlerle iyi geçinip muazzam servetini Avrupa bankalarında istifliyor, halkın feryadına kulaklarını tıkıyordu. 1914 yazını geçirmek üzere İstanbul'a giderken İngilizler tarafından tahttan indirildi, yerine Hüseyin Kâmil geçirildi. Kâmil'in tek özelliği ise çalıp çırpmamasıydı.

Mısır'da Mübarek dönemi üç haftalık halk eylemiyle sona erdi. Hüsnü Mübarek, 30 yıl önce Enver Sedat'ın ardından devlet başkanı olmuştu.

"Sultan" olarak tahta geçen Ahmed Fuad'ı İngilizler krallığa terfi ettirdiler. Bilim ve sanata meraklıydı. Devasa binalar yaptırınca Mısır'ın ilerleyeceğini sanıyordu. Ne var ki o da boş durmadı. Tahta çıktığında parasızdı, öldüğünde ise milyonları vardı.

Oğlu Kral Faruk 1936'da tahta oturduğunda halk biraz olsun ümitlenmişti. Ancak umutlar yıllar içinde solup gitti. İngiliz danışmanlar nasıl olsa her işin doğrusunu yapıyorlardı. Onun keyfine bakması, hareminden başını çıkarmaması yeterliydi. Ne yalan söylemeli, o da ordunun darbesini tetikleyinceye kadar uğraştı. Çapkınlığıyla nam saldı, boğazına kadar yolsuzluklara battı ve darbe yapılınca canının bağışlanması karşılığında sürgüne gönderildi. Yerine geçen "bebek kral" II. Fuad'ın tahttan uzaklaştırılması için ise bir yıl yetmişti.

1952'de gerçekleşen "Hür Subaylar" darbesiyle cumhuriyet ilan edilecek ve Mısır'ın yeni kralları cumhurbaşkanları olacaktı.
İlk Cumhurbaşkanı General Necib'di ama ipler Nasır'ın elindeydi. Mısır, Kavalalı'dan beri ilk kez karizmatik bir lidere sahip oluyordu. Darbeyle geldi ama hem Mısır'ın hem de Arap âleminin en sevilen lideri oldu. Süveyş Kanalı'nı ve petrolleri devletleştirdi. "Mısır Mısırlılarındır" sloganı, Ortadoğu'da rüzgârları tersine estirdi. Başlangıçta ABD, sonraları SSCB ile yakınlaştı. Ülkesini yeniden Arap âlemine bağlamayı başardı.

Ancak Nasır'ın efsanevi şöhretini İsrail 6 günde bitiriverdi. 1967'de İsrail'in, Mısır hava kuvvetleri daha havalanmadan imhasıyla başlayan 6 Gün Savaşı'ndaki yenilgi üzerine Nasır, özür dileyerek istifa etti. Bu açık yürekliliği halkın hoşuna gitti ve "N'olur gitme" mitingleri düzenlendi. 1970'teki ölümüne kadar koltuğunda oturduysa da artık eski Nasır değildi.

Askerlerin yönetimi Enver Sedat'la devam etti. İsmini Enver Paşa'dan almıştı, akıbeti de ona benzedi. Başlangıçta reformlar yaptı, halka yakın göründü, hapishanelere doldurulan Müslüman Kardeşler'in liderlerini serbest bıraktırdı, çok partili hayatı başlattı. Dış politikada dümeni Sovyetler'den Amerika'ya doğru kırdı. Camp David'deki imzayla İsrail'i tanıyan ilk Arap ülkesi olması onu Batı'nın gözünde yükseltirken Arap dünyasında itibarsızlaştırdı. Zamanla Müslüman gruplara karşı sertleşti ve 1981 Eylül'ünde büyük tutuklamalara girişti. Bir ay sonra aşırı İslamcı bir grubun üyeleri tarafından öldürüldü.

Aynı törende açılan ateşle yaralanan Sedat'ın yardımcısı ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Hüsnü Mübarek'in, Kavalalı'dan sonra en uzun süre koltukta oturan lider olacağını kimse tahmin edemezdi. O da başlangıçta uzlaşmacı bir görüntü çizdi, Müslüman Kardeşler'in meclise girmesine izin verdi. Amerika-İsrail çizgisini korudu ama Arap Ligi'ne dönerek Nasır'ın liderlik konumunu yakalamaya çalıştı. Türkiye'nin atağına kadar da İsrail parantezi hariç bu imajı oluşturmakta başarılı oldu. Sansürle, kısıtlı seçimlerle ve yolsuzluklarla suçlandı. İnternet ve uydu antenlerin gelişiyle zor günler yaşadı. 18 gündür devam eden gösteriler, Mısır halkına sesini duyurma imkânını verince Mübarek koltuğunda daha fazla kalamadı.

Bu "kuşbakışı tarih"ten çıkaracağımız sonuç şu olmalı: Esas mesele, Mısır'ın Mısırlıların olup olmayacağı. Nasır'ın yaralı ruhu dirilir mi? Göreceğiz.
Yazan : Mustafa ARMAĞAN - KAYNAK : Zaman Gazetesi 13.02.2011 Pazar eki sayfa : 7 (Nak. Yazan : A. ÜSTÜNBAŞ)
SİGARA ' sız  temiz  çevre, temiz  toplum,  sağlıklı  yaşam  için  elele...

. . ..  NE  KADAR  TEMİZ  İSEN, O  KADAR  İNSANSIN  . . .