Gönderen Konu: Sahi, sen beni Allah yolunda nasıl kaybettin?  (Okunma sayısı 1900 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ay Işığı

  • Ziyaretçi
Sahi, sen beni Allah yolunda nasıl kaybettin?
« : Temmuz 26, 2014, 07:25:55 ÖS »


(eşime, babama, anneme, kalbime ağıtlar..)

Babam çok yoğun bir adamdı benim.. Gecesi gündüzü yoktu, durmadan çalışır didinirdi Allah yolunda.. Dışarıda yapılacak çok iş vardı, ulaşılması gereken çok insan..
Velhasıl yoğundu benim babam..
Eve geldiğinde değişik bir şey olurdu bizim için.. Hani sofrada bir yabancı gibi, sevdiğimiz bir misafir, arada uğrayan bir akraba gibi.. Odaya nasıl gireceğimizi şaşırırdık o varken, kaşığı ağzımıza nasıl götüreceğimizi.. Bir yanımız tedirgin, bir yanımız içten içe sevinirdi hep o varken..
Bir koşuşturmaca derken büyüdük gittik hepimiz..
Ben ne zaman çocukluğuma dönsem, hep babamı özlerken bulurdum kendimi.. Bunu söylemedim pek kimseye.. Mesela ağlamadım hiç..
O zaman ben idealist bir kızım ya.. Gözümde gözlük, elimde kitaplar ve kardeşlerim küçük.. “Böyle olmamalı baba” diyorum, sesimi bir ben duyuyorum.. “Sen bir şey desen ya anne” diyorum, “Ama yavrum, babanız Allah yolunda.. Nasıl engel olayım?” diyen çaresiz bir anne buluyorum..

Geçmedi mi, o günler de geçti..
Derken büyüdüm, evlendim.. Ayaklarım yerden bir karış yukarda, başımda bulutlar.. “Bizim yuvamız farklı olacak” dedim.. “Akşamları evimize gürül gürül baba sesi dolacak, benim çocuklarım babalarına doyacak..”
Güzeldi ilk günler.. Elim boştu, zihnim dingin, bedenim dinç.. Akşam olmazsan geceye bekledim seni.. Sen geldiğinde başlardı hayat bana.. Ne fark ederdi ki? Saat, zaman ne ifade ederdi?
Sonraları peş peşe çocuklar.. Elimde bitmez meşgaleler, zihnim dağınık, bedenim yorgun, gözlerim uykusuz.. Bir baktım zaman daralmaya başladı ve baktım yoksun sen..
İlkin beklemeye zorladım kendimi, dayanamadı bedenim..
Sonra zamanla sensiz uyumaya alıştım.. Baba’sız evimin kapısını tedirgince kilitlemeye..
Bir gün “Biraz daha erken gelsen” dedim.. “Evet” dedin, “Ben de istiyorum, lakin dün gece bir çocuk vardı esrar bağımlısı, onunla konuşuyordum, kalkmak olmazdı..”
“Tamam” dedim, Allah yolundaydın..
Bir gün “Her akşam çıkmasan” dedim.. “Ama dersler” dedin.. “Öğrenciler, dışarda öyle çok iş var ki, ben uğraşmasam kim uğraşacak?” dedin..
Sustum.. “Ama biz?” diyemedim.. Allah yoluna engel olmaktan çekindim..
Bir gün anneme; “Anne, ne yapıyordun babam yokken onca zaman?” dedim, suratımda hayatın ideallerimi buruşturup da attığı bir izle.. “N’apayım yavrum, siz vardınız” dedi..
Zaman geçti böylece, sen yoktun, ben artık “Çocuklarım var” dedim.. “Oğlum büyüyor, evimizin erkeği, kızlarım en büyük yardımcım..”

Bir sabah evden çıkmıştın, çok geçmeden aradın; “Akşama bir programınız var mı?” Düşündüm, ne olabilirdi ki? “Yok” dedim.. “Tamam, o zaman bu akşam yemekler benden, üstüne de güzel bir çay içer, sohbet ederiz” dedin..
Çocuklara söyledim.. Hepsinin gözünde birer ışıltı.. Biri; “Eşarbımı ütüleyeyim ben o zaman” diyor, diğeri; “Anne, pantolonumu kirliye mi attın?” diye soruyor.. Evde bir hazırlık, telaş..
Akşama iki saat vardı, aradın tekrar; “Ya benim ilgilendiğim çocuklardan biri vardı ya, evden kaçmış. Bu akşam mutlaka onunla konuşmalıyım. Kusura bakmayın, başka zaman telafi ederiz” dedin..
“Tamam” dedim, “Allah yardımcın olsun..”
Çocuklar anladılar konuşmamdan, bir şey demedi hiç biri.. Biri eşarbını bıraktı ütü masasında, diğeri elindeki pantolonu koydu kenara.. Bir varmış bir yokmuş gibi döndüler dünyalarına..

Ben döndüm kaldığım yerden işime gücüme..
O an bir şey hissetmedim.. Hiçbir şey.. Üzülmedim..

Sonra durdum birdenbire.. Döndüm baktım kendime; “Annem oldum ben” dedim irkilerek..
Beklerdim, beklemez olmuşum..
Dert ederdim, önemsemez olmuşum..
Bir şey diyemesem de burulurdu içim, fark etmez olmuşum..
“Ne önemi var ki?” der olmuşum..

Annem olmuşum ben..
Özlerdim, özlemez olmuşum..

Oturdum ağladım sonra, ağladım..
Çocukluğumda kalan baba hasretine ağladım..
Babalarına doyamayan çocuklarıma ağladım..
Anneme ağladım, kalbime ağladım..

Gecenin bir yarımı olup da geldiğinde sen, hani şaşırdın ayakta olmama; “Neyin var?” dedin..
Ben ilk defa konuştum:
“Sevmekse seviyorum elbet, kocamsın, başımın tacısın.. Ama ben seni özlemiyorum artık.. Yokluğunu fark etmiyorum, varlığını hissetmiyorum..
Ben seni öylesine severken naptın bana böyle?
Kalbimi nasıl bu hissizlik çukuruna attın?”

“Ama..” diyecek oldun sen.. Sustun sonra, ellerimi tuttun..
Ellerimi saran ellerine bakıp sordum bir kez daha:
“Ben her gün içimde yavaş yavaş veda ederken sana, sen nerdeydin?”
Sustun..
“Sahi, sen beni Allah yolunda nasıl kaybettin?”

Ummu Aişe
Müslüman Anneler

Çevrimdışı §iyahinci

  • Premium Üye
  • *******
  • İleti: 20028
  • Rep Puanı: +434/-11
  • Denizin en nadide armağanı!..
Ynt: Sahi, sen beni Allah yolunda nasıl kaybettin?
« Yanıtla #1 : Temmuz 27, 2014, 10:11:28 ÖS »
Kaleme alanın yüreğine, paylaşan kardeşimin emeğine sağlık. O kadar net okadar güzel anlatılmışki.
Kısa bir yazı ama okurken ince ayrıntılar yakaladım içinde..

 :gul:
Allah razı olsun Ayışığı..


Sanırım bizim bir +rep butonumuz vardı.. :)
Eskiden yeterdim kendime,
Artardım bile..
Şimdi ne yapsam nafile! ...
Ve
Kim demiş 'can eskimez' diye
Bu can tedirgin tende,
Can da eskimiş
Ben de..


Çevrimdışı nigner

  • Administratör
  • *
  • İleti: 17942
  • Rep Puanı: +277/-9
  • ŞİMAL@KUZEY YILDIZI@ YURTTA SULH, CİHANDA SULH
Ynt: Sahi, sen beni Allah yolunda nasıl kaybettin?
« Yanıtla #2 : Temmuz 28, 2014, 10:59:14 ÖS »
harikaydı... teşekküler...
@ŞİMAL RÜZGARI@KUZEY YILDIZI@
YURTTA SULH CİHANDA SULH