Gönderen Konu: Ergun Ata: Güneş'in hakkını vermek  (Okunma sayısı 534 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı lazrail_67

  • Moderator
  • *
  • İleti: 1613
  • Rep Puanı: +23/-0
Ergun Ata: Güneş'in hakkını vermek
« : Kasım 04, 2010, 05:45:49 ÖS »

Trabzonspor, son 4 haftada 12 puan alarak ligin zirvesine uzun soluklu talip olduğunu gösterdi. Oynadığı futbolla da, 26 yıllık özlemi sona erdirebileceğinin sinyallerini verdi. Son Konya galibiyetinin bir farklı özelliğiyse, ezeli rakibi Galatasaray ile oynayacağı maç öncesi moral motivasyonuna yaptığı katkı oldu.

Bütün bunların bir kriz döneminin ardından gerçekleşmesi bir mucizeyi gerektiriyordu. Kurum içi sancıların tavan yaptığı, figüranı bol bir linç kampanyasının tek taraflı acımasızca yürütüldüğü böyle bir ortamda bu mucizeye imzayı Şenol Güneş attı. Lokomotifi futbol takımı olan Trabzonspor kulübündeki çekişmelere adeta tek başına göğüs gererek, oyuncularını bu ortamdan uzak tuttu. Tümüyle futbola yoğunlaşmalarını sağladı ve bugünkü duruma gelindi.

Güneş’in futbol felsefesinin beğenir ya da beğenmezsiniz, futbolcu tercihlerini onaylar ya da onaylamazsınız ama gelinen nokta kendisini haklı çıkarmıştır. Eğer o kriz dönemi, saha sonuçlarına yansımış olsaydı, bugün Başkan Sadri Şener dahil yeni dönem kurumu yönetmeye talip olanların bu kadar arzulu biçimde 20 Kasım 20 Aralık tarihlerini bekleyeceklerini kim söyleyebilirdi?

İşin belki de en kritik yönü, iki büyük sınavın Genel Kurul sürecine denk gelmesi. Ezeli rakip Galatasaray ve lider Bursaspor ile yapılacak maçların skoru, hem bu rakiplerle olan özel durum hem de zorlu maratondaki şansını direkt etkileyeceği için çok büyük önem taşıyor. Dolayısıyla Şenol Güneş’e bu noktada çok daha büyük iş düşecek. Zira Trabzonspor’a gönül verenleri negatif etkilenme kaygısından uzak tutan faktör, O’nun şu ana kadarki performansı olmuştur.

Madalyonun ters yüzünü çevirelim ve “Bu iki maçın skoru Genel Kurulu nasıl etkiler?” konusunu irdeleyelim. Trabzonspor’un kazanması mevcut yönetimi de, olası taliplileri de mutlu eder. Bu kurumu yönetmeye talip olanların küçük hesaplar yaparak, kazanmayı sadece seçim avantajı olarak değerlendirme ya da “Takım kaybetse de, yönetim yıpransa!” gibi basit bir düşünce içinde olacaklarına inanmıyoruz.

Son bir olasılık: Seçim 2 ay ertelenir mi? Yönetim Kurulu’nun böyle bir yetkisi var. Nuri Albayrak döneminde o yol açıldı. “Takım iyi gidiyor, genel kurul ortamından hiç olmazsa 2 ay daha uzak tutalım!” gibi bir hamle, öncelikli olarak, erteleme kararı nedeniyle ağır eleştiriler alan Nuri Albayrak ve ekibinden özür ile mümkündür.