Gönderen Konu: Meâl ve Tefsir arasındaki fark  (Okunma sayısı 2132 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ay Işığı

  • Ziyaretçi
Meâl ve Tefsir arasındaki fark
« : Ağustos 08, 2015, 04:12:00 ÖS »
Allah Kelamı'nı okuma ve anlama çabasında yanlışa düşmemek için meal ve tefsir'in ne olduğunu, ikisi arasındaki temel farkı bilmek gerekir.

Meal, her yönü ile aynen çevirme olmaksızın, Kur?an ayetlerini başka bir dile aktarmaktır. Kur?an ayetlerini, kelimesi kelimesine, hiçbir anlamını eksik bırakmadan başka bir dile çevirmek mümkün olmadığı için, Kur'an'ın başka dillere çevirisine tercüme değil, meal adı verilmiştir. Bu yüzden meal Kur'an olarak algılanamaz. Son devir Osmanlı şeyhülislamlarından Mustafa Sabri Efendi, mealin çok kısa bir tefsir olarak algılanması gerektiğini söylemiştir.

Tefsir ise, Kur'an ayetlerinin belirlenmiş usul ve kriterlere göre ne anlama geldiğini açıklamaktır. Ayrıca bu maksatla doğan İslâmî bir ilmin adıdır.

İslamî ilimlerin en önemlilerinden biri olan tefsir, Mukaddes Kitabımızın yalan yanlış yorumlanmaması için son derece önemli usul ve kriterler koymuştur. Muteber bir tefsir ancak bu usule göre yapılır. Kur'an'ın tarihi, ayetlerin iniş sebepleri, birbiriyle olan münasebetleri, ayetlerin söz ve anlam olarak tasnifi, Hz. Peygamber Efendimiz?in ve sahabilerin bir ayetle ilgili açıklamaları, Arapçanın incelikleri gibi unsurlar tefsir usulü içindedir.

Meal ile tefsir arasındaki farka gelince: Tefsir, bir ayetin bütün bu unsurlara göre geniş bir açıklamasını sunarken, meal ise bir ayetin Arapça dışındaki bir dilde sadece sözel anlam karşılığını vermeye çalışır. Başka ayetlerin ya da hadislerin o ayetle ilgili açıklayıcılığını, sahabilerin nasıl anladığını, ayette geçen bir hükmün emir mi tavsiye mi olduğunu ve başka pek çok hayatî unsuru -mecburen- göz ardı eder.

Bu bakımdan, muteber bir tefsir Allah Tealâ'nın bir ayette ne buyurduğuna dair sağlam bilgiler verirken, meal ise sadece yüzeysel bir fikir verir.

Konu kaynak:
memurlarnet

Ay Işığı

  • Ziyaretçi
Ynt: Meâl ve Tefsir arasındaki fark
« Yanıtla #1 : Ağustos 08, 2015, 04:21:01 ÖS »
TEFSİR NEDİR

Sual: Tefsir ne demektir?

CEVAP

Tefsir, kelam-ı ilahiden murad-ı ilahiyi anlamak demektir.

Tefsir için gereken 15 ana ilimden birisi (Kalb ilmi)dir. Allahü teâlânın rasih ilimli âlimlere vasıtasız olarak ihsan ettiği bu kalb ilmine Mevhibe de denir. Bir kimse diğer 14 ilmi bilse, mevhibeye sahip olmazsa tefsiri muteber olmaz. Yaptığı tefsir kendi görüşü olduğundan Cehennemde azaba düçar olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Kur?andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) [Mektubat-ı Rabbani]

Yani kendiliğinden verdiği mana doğru olsa bile meşru yoldan çıkarmadığı için hata olur. Verdiği mana yanlış ise imanı gider.

Kur'an-ı kerim, hiçbir dile, hatta Arapçaya bile tercüme edilemez. Her hangi bir şiirin kendi diline bile tam olarak tercümesine imkan yoktur. Hadis-i şeriflerde de durum aynıdır. Hadis kitaplarından hadis nakletmek için hadis âlimlerinden icazet almak gerekir. (Berika c.1)

Hadis-i şerifleri ve âyet-i kerimeleri, hadis kitaplarından ve Kur?an-ı kerimden değil, hakiki İslam âlimlerinin kitaplarından nakletmelidir. Mesela, (İhya'daki hadis-i şerifte) veya (Mektubat'ta bildirilen âyet-i kerimede buyuruluyor ki...) diyerek nakletmek gerekir.

Peygamber efendimiz bir gün, bir âyetin manasını Hazret-i Ebu Bekir'e anlatırken, orada bulunan Hazret-i Ömer, yapılan izahtan hiçbir şey anlamamıştır. Halbuki hadis-i şerifte (Eğer benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer Peygamber olurdu) buyuruldu. Böyle yüksek olduğu ve arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazret-i Ömer Kur'an-ı kerimi değil, tefsirini bile anlayamadı. Kur'an-ı kerimin manasını yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Hadis-i şerifler Kur'an-ı kerimi, mezhep imamları hadis-i şerifleri, İslam âlimleri de mezhep imamlarının sözlerini açıklamışlardır. Kur?an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğu, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağı, zekat nisabı, orucun ve haccın farzları ile hukuk bilgileri açıkça bildirilmemiştir.

Fıkıh bilgilerini, İslam âlimleri, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden çıkarmışlardır. Bu bilgiler ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir. Fıkıh kitapları varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye kalkışmak nafile ibadet olur. Farz-ı ayn olan fıkıh kitaplarını okumayı bırakıp, nafile olan tefsir okumak caiz değildir. Zaten müctehid olmayanların, tefsirden fıkıh bilgisi öğrenmesi imkansızdır. Cehenneme gidecekleri bildirilen yetmişiki fırkanın âlimleri, tefsirlerden yanlış mana çıkardıkları için sapıtmışlardır. Âlimler sapıtınca, âlim olmayanların tefsir, okuması felaket olur. (Hadika)

Türkiye'de Kur'an tercümesi modası, Misak adında bir Ermeni tarafından başlatılmıştır. Gençlerin önüne Kur?an tercümelerini sürerek, Öz Türkçe Kur'an okuyunuz, yabancı dil olan Arapça Kur'anı okumayınız! demesi bu millete ihanetten başka bir şey değildir.

Kur'an-ı kerim Tercümeleri Sempozyumunda 1500'den fazla Kur'an-ı kerim tercümesi incelenmiş birbirini tutmayan hükümler görülmüştür. Bunun hakiki sebebi, naklin esas alınmayışıdır. Kur?an-ı kerimin hakiki manasını öğrenmek isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalıdır.

-alıntıdır- Konuyu Paylaşan:
hammad