Gönderen Konu: Çanakkale Geçilmez  (Okunma sayısı 679 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ertpeh

  • Ziyaretçi
Çanakkale Geçilmez
« : Mart 18, 2009, 10:53:46 ÖÖ »
94 yıllık hikâye...
Yıl, 1915.
Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyor.
"Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan kaybı, 200 bini aşmış...
"Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı ise, 250 binin üstünde...
Mermiler havada çarpışıyor.
Cesetler toplanamayacak kadar çok...
Bu inanılmaz kıyıma rağmen, İngiliz Hükümeti durumdan memnun.
Çünkü gerçeği bilmiyor.
Çanakkale'deki İngiliz cephe komutanı, "Vaziyet gayet iyi... Bugün
yarın
geçeriz" raporları gönderiyor devamlı...
O sırada genç bir gazeteci var orada.
Avustralyalı.
Melbourne Age Gazetesi'nin muhabiri.
Görüyor ki, durum kötü...
Hadise, hiç de İngiliz komutanın anlattığı gibi değil.
Türkler kafaya koymuş...
Kuru ekmek yiyor, bulursa üzüm hoşafı içiyor, şakır şakır ölüyor...
Ama geçirmiyor.
Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken bir konu daha var.
İngiliz komutanlar, karargâhta klasik müzik eşliğinde viski
yudumlarken,
Anzaklar patır patır gidiyor. En son iki tabur Anzak gönderiyorlar bir
bölgeye... Türklerin, iki taburu yok etmesi iki saat bile sürmüyor.
Üstelik, müthiş bir sansür var.
Yazdığı haberler, İngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.
Bakıyor ki, olacak gibi değil...
Sarılıyor kaleme, tüm gerçekleri tek tek anlattığı, 8 bin kelimeden
oluşan,
"Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.
Özeti şu:
"Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."
Ve bu mektubu, sansürden kurtulmak için Avustralya Başbakanı'na "elden"
ulaştırıyor.
Avustralya Başbakanı mektubu okuyor, gözlerine inanamıyor ve acilen,
yine
"elden", İngiltere Başbakanı'na ulaştırıyor.
İngiltere Başbakanı mektubu okuyor, Savaş Kabinesi'ni topluyor, orada
bir
daha yüksek sesle okuyor...
Gizlice araştırılıyor.
Mektup doğru.
Hatta az bile yazılmış.
Cephedeki İngiliz komutanın, kendi ........ kurtarmak için palavra
attığı
anlaşılıyor.
Ve karar veriliyor.
Komutan görevden alınıyor.
Emperyalistler, Çanakkale'den çekiliyor.
Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan genç gazeteci,
Avustralya'da
"kahraman" gibi karşılanıyor.
"Sir" ünvanı veriliyor.
E tabii kapılar açılıyor...
Savaşa "muhabir" olarak giden gazeteci, savaştan sonra "gazete sahibi"
oluyor.


Alıntıdır
« Son Düzenleme: Mart 18, 2009, 11:18:52 ÖÖ Gönderen: ertpeh »